Elektrik-elektronik mühendisi Esra Göl: Üniversitelerin bütün bölümlerinde iletişim dersleri zorunlu olmalı
Enerji sektörü her zaman hayatımızda olacak ve ölmeyecek bir alan.Yeni mezun olacak meslektaşlarıma bol bol staj yapmalarını tavsiye ederim.
Haber Üsküdar - Hande Deniz Uluğ
2019 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden mezun olan Esra Göl, 1 yıllık işsizlik dönemindeki zorlukları, iş hayatını ve okuduğu bölüm hakkında düşüncelerini bizlerle paylaştı.
Öncelikle, okuduğunuz bölüm ve 4 yıllık süreç içerisinde aldığınız eğitimle ilgili bize bilgi verir misiniz?
Elektrik-Elektronik Bölümü aslında iki farklı alandan oluşmakta. Elektrik bölümü enerji kısmı ile ilgilenirken elektronik kısmı daha çok yazılımsal kısım. Bölüm okurken yönelmek istediğiniz alana göre derslerinizi seçiyorsunuz. Ben elektrik alanına yöneldim. Enerji sektörü her zaman ilgilimi çekmişti ve ölmeyecek bir alan olduğu için tercihimi bu yönde kullandım.
Eğitimi oldukça ağır olan bu bölümü tercih etmenizin nedeni nedir?
Açıkcası bu alanda eğitim almamın başlıca sebebi, ailemin bu sektörde iş yapıyor olması. Babamın elektrik alanında şirketi var. Yeni şeyler üretmek ve bu alanda iş yapmak her zaman hayalimdi.
Okuduğunuz bölümü, Türkiye şartları da dikkate alındığında üniversiteye hazırlanan gençlere önerir misiniz?
Okuduğum bölümü kesinlikle tavsiye ederim. Nedeni ise enerji her daim hayatımızda olacak bir şey. Elektrik biterse hayat biter. İş alanı da oldukça geniş. Düşünen ve ilgisi olan herkese tavsiye ederim.
Şimdiki akınız olsa hangi bölümü tercih ederdiniz?
Şimdiki aklımla da bölümümü tekrar okumak isterdim. Fakat reklamcılık ve yeni medya gibi hayatımıza yepyeni vizyonlar katan alanlara karşı da hep bir ilgim vardı. Gelişen dünyada bu bölümlerin çok yankı uyandıracak ve yönelinilecek bölümler olacağını düşünüyorum.Hayatımıza giren koronavirüs salgınının etkisiyle de insanlar daha çok tüketip harcamaya başladı. Bununla birlikte reklamcılık olgusu da oldukça değişti. Kendi alanım olmasa kesinlikle bu tarz bir bölüm okurdum.
Bir yıllık işsizlik süresince neler yaşadınız? Bu süreçte kaç iş başvurusu yaptınız ve eğer yaptığınız başvurulara rağmen kabul edilmedi iseniz bunun sebebi sizce nedir?
Bir yıllık işsizlik sürecim içinde birçok firmaya başvuru yaptım. Bu firmalara gerek Linkedln gerekse referans yoluyla başvuru yaptım. Tabii ki bu firmalar ilk başlarda en iyi ve prestijli olanlardı. Fakat öncelikli aradıkları tecrübeydi. Yaptığım başvurulardan olumlu sonuç alamadım. Araya pandemi sürecinin girmesi ve başvurularımın reddi sonucu psikolojik olarak oldukça yıprandım.
Kendi işinizde mi yoksa bir şirkette mi çalışıyorsunuz? Eğer bir şirkette çalışıyorsanız ileride okuduğunuz meslekle ilgili kendi işinizi kurmayı düşünüyor musunuz?
Elektrik, elektronik ve yazılımla uğraşan bir şirkette çalışıyorum. Benim çalıştığım alan karakterime daha uygun gördüğüm pazarlama alanı. Yani hem elektrikten hem de yazılımdan anlayan bir pazarlamacıyım. İşi her yönüyle öğrenmek ve kendimi geliştirmek istiyorum. Bu nedenle öncelikle bir şirkette çalışmak istedim. İleride kendimi bu alanda iyice tecrübelenmiş olarak gördüğüm zaman babamın şirketini devralmayı düşünüyorum.
Çalıştığınız iş yerine kabul edilme süreciniz nasıl gelişti?
Çalıştığım iş yerine Linkedln aracılığı ile başvuru yaptım. Benim için kabul edilme süreci diğerlerine nazaran oldukça çabuk ve kolay gelişti. Aslında tam da benim gibi yeni mezun olmuş ve öğrenmeye açık, insanlarla iletişimi yüksek birini arıyorlardı. Ben de bunu anlayınca tam olarak ait olduğum yerdeymişim gibi hissettim ve başvuru sürecinde özgüvenli bir duruş sergiledim. Sonuç olarak ilk görüşmede işe alındım.
3 aylık iş deneyiminizde ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Nasıl adapte oldunuz?
3 aylık iş deneyimimde karşılaştığım en büyük zorluklardan biri, üniversitedeki öğrendiğim teorik bilgileri iş hayatında uygulamak oldu. Daha çok kağıt üzerinde gördüğümüz soyut şeylerin hayatta kullanılıyor olmasını görmek keyif verirken bir yandan da keşke bunları üniversitede deneyimleseydim düşüncesini de beraberinde getiriyor. Sonuçta üniversite eğitim hayatının son basamağı ve bizi iş hayatına hazırlayan son aşama. Daha çok uygulamalı eğitimin bu zorluğun üstesinden geleceğine inanıyorum. Bir diğer karşılaştığım zorluk ise iletişim problemleri. İnsanlarla sürekli iletişim halinde olduğum bir pozisyonda çalışmaktayım. İş hayatına girene kadar her insanı kendim gibi sanıyormuşum. İnsanlarla iletişim kurmak, isteklerini dinlemek, isteklerini anlamak sandığım kadar kolay değilmiş. Her insanın algısı farklı. Sen ne anlatırsan anlat gerçekten karşındakinin anladığı kadar. Bu yüzden hangi meslek olursa olsun üniversitelerin bütün bölümlerinde iletişim dersleri zorunlu olmalı diye düşünüyorum.
Dijitalleşen dünyanın işiniz üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunuyum ve bir yazılım firmasında çalışmaktayım. Dijitalleşen dünya bizim dünyamız zaten. Enerji sektöründe yapılan birçok manuel işlemi dijitalleştiriyoruz. İnsanın yaptığı işi minimuma indirmeye çalışıyoruz. Sadece bizim sektör değil, piyasada artık çoğu sektör bu yönde ilerliyor. Ayak uydurmaya çalışmak diye bir şey yok artık. Zorunluluk olmaya başladı. Özellikle bu koronavirüs zamanında mönülerimiz bile dijitalleşti, haliyle biz de.
Türkiyede çalışan kadın olmak ne demek?
Açık söylemek gerekirse, yaptığım stajlarda ve çalıştığım şu anki işimde ofis ortamında kadın olduğum için herhangi bir zorlukla karşılaşmadım. Türkiye şartlarında bunun kesinlikle benim şansım olduğunu düşünüyorum. Fakat şunu söyleyebilirim, özellikle enerji sektöründe üst düzey yöneticiler olsun, normal çalışanlar olsun kadın oranının azlığı beni üzüyor. Erkek egemen sektörlerde daha fazla kadın görmek beni ve tüm kadınları gururlandırır.
Aldığınız maaş ülke şartlarında sizi ne kadar tatmin ediyor?
Şirketten aldığım maaş ile 1 aylık ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum, fakat şöyle bir ayrıntı var; ailemle yaşıyorum ve ev geçindirmiyorum. Sadece kişisel ihtiyaçlarım için harcama yapıyorum. Kira ödemediğim ve ekstra olan temel ihtiyaçlarımı ailem karşıladığı için bu ücret beni tatmin ediyor. Ancak günümüz koşullarında yeni mezun ve kendi geçimini kendi koşulları ile sağlayan bir birey için kesinlikle yeterli değil.
Üniversiteden mezun olmaya hazırlanan öğrencilere iş hayatıyla ilgili ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
Üniversitede olan arkadaşlar için şunu söylemek isterim, kesinlikle yapabildiğiniz kadar çok staj yapın. Öğrendiğini uygulamanın ne kadar zor olduğunu gördüm. Bu durumun üstesinden gelmenin bir yolunun staj olduğunu düşünüyorum. Hem iş hayatını anlamak hem tecrübe kazanmak için büyük fırsat. Tabii bunları yaparken sosyalliği kaybetmemek gerekiyor. Biraz klişe olacak ama spor yapmak ya da hobi edinmek gerçekten çok farklı bir vizyon katıyor size. İnsanların size bakış açısını da değiştiriyor, kesinlikle bunu öneririm. En önemli faktörlerden biri de dil. İngilizceyi söylemeyi gerek duymuyorum bile, ekstra bir dil öğrenmek sizi 10 adım öne atacaktır işe alım sürecinde. Bir de olabildiğince sosyal olmanızı öneririm. Üniversite iş hayatı icin harika bir network oluşturuyor. Ne kadar çok insan, o kadar fırsat ilerisi için.