"Gerçek hayata döndüğümüzde birçok şeyin daha çok kıymetini bileceğiz"
Uzman Klinik Psikolog Fazilet Seyitoğlu ile röportaj
Haber Üsküdar - Mehlika Karadayı
Her türlü temasın minimuma indirildiği sosyal izolasyon günlerinde Uzman Klinik Psikolog Fazilet Seyitoğlu ile Kovid-19 salgınının ruh sağlığımıza etkileri hakkında online bir röportaj gerçekleştirdik.
Bir psikolog olarak ülkemizde yaşanan Kovid-19 salgını sizin hayatınızı nasıl etkiledi?
Öncelikle psikologlar da insandır. O yüzden bizler de herkes gibi bu belirsizlik ortamında korku ve kaygı duyduk elbette, ama psikoloji bilimiyle öğrendiklerimizin ve terapötik destek bilgilerimizin etkisiyle daha sakin kalabildiğimizi düşünüyorum. Herkes gibi ben de evdeyim. Mesleki açıdan online terapileri pek sevmezdim, ama tüm psikologlar gibi ben de online terapi yapmaya başladım. Evde olmayı bir fırsata çevirme düşüncesindeyim. Hepimiz için bu dönem evlerimizde yapmak istediğimiz, ama yapamadıklarımıza yöneldiğimiz verimli bir dönem olabilir. Gün içerisinde çocuklarımla ve danışanlarımla zaman geçiriyorum. Evde kaldığım bu süreçte biraz daha içime dönmek, üretmek, okumak, tefekkür etmek ve yazmak için zamanım oldu. Daha önce yazdığım, ama toparlamaya pek vakit bulamadığım 6 adet çocuk hikâyeleri kitaplarım üzerinde çalıştım ve yayınevime gönderdim. Çok yakında yayımlanacak inşallah.
Ruh sağlığınızı daha güçlü tutmak için neler yapıyorsunuz? Neler önerirsiniz?
Bu dönem için yeni bir günlük, haftalık program oluşturdum. O programıma uymaya çalışıyorum. Benim için değerli, önemli, anlamlı olan ve mutlu eden şeyleri yapmaya çalışıyorum. Bunlar neler derseniz; çocuklarımla birlikte vakit geçirmek, kitap okumak, araştırma yapmak, çocuklar, anne ve babalar için yazmaya devam etmek, spor yapmak, çok fazla yememeye dikkat ediyorum. Çok geç saatlere kadar uyanık kalmak ruhsal dengemizi bozuyor. O yüzden erken yatıp erken kalkmaya, uyku düzenime de dikkat ediyorum.
Danışanlarınızla takip ve iletişimi nasıl sağlıyorsunuz? Bu dönem danışanlarınızı nasıl etkiledi?
Açıkçası bu dönem benim danışanlarımı çok etkiledi gibi gözükmüyor, özellikle bu dönem için geçmişte takip ettiğim ve şimdi destek isteyen bir danışanım olmadı.
Online seanslar hakkında ne düşünüyorsunuz? Faydalı buluyor musunuz?
Online terapi sürecinde yeni danışanlar ile tanıştım. İlk defa terapi odasında olmadan onlarla bir çalışma başlattık. Beklediğim kadar kötü olmadı, hatta online seanslarımız oldukça verimli geçiyor.
Kovid-19 çocuklara nasıl anlatılmalıdır?
Öncelikle çocuklarımızın duygularını ifade etmelerine izin vermeliyiz. Duygularını ve hislerini ifade eden çocuklar zorluklarla daha kolay baş edebilir ve kendilerini güvende hissederler. Bu yüzden duygularını ifade etmek için çocuklarımızı cesaretlendirmeliyiz, sakin kalmalıyız. Çocuğumuzun gelişim düzeyine uygun konuşmalıyız. 12 yaş öncesi için çok detaylı anlatmamalıyız. Güven veren, rahatlatıcı şekilde konuşurken temizlik kurallarını çocuğumuza öğretmeli, 'evde kal' çağrısını sakince çocuğumuza anlatmalıyız. Evimizi eğlenceli bir hâle getirmeli, günlük işlerimize ve hayatımıza devam etmeli, çocuğumuzun üzücü haberlere ve korkutucu görüntülere maruz kalmasını sınırlamaya çalışmalıyız. Koronavirüse rağmen iyilik yapmaya devam ederek ve sakin kalarak çocuğumuza travmayla nasıl başa çıkabileceğini, yola ve hayata devam edebileceğini gösterebiliriz. Buna travma sonrası büyüme diyoruz. Ek olarak, çocuklara koronavirüsün nasıl anlatılacağına dair hazırladığım animasyon videosunu paylaşabilirim. Bu video ebeveynlere ve çocuklara yardımcı olabilecek, bir çocuğun dilinden anlatılmış küçük bir hikâye biçimindedir.
Kovid-19’un çocuk ruh sağlığında oluşturduğu tehditler nelerdir? Bu tehditlere karşı nasıl önlemler alınmalıdır?
Bu bahsettiğim önlemlere dikkat etmezsek çocuklarda korku, kaygı, fobi, öfke nöbetleri ve depresyon belirtileri şiddeti artabilir.
Çocukları hep ekrandan uzak tutmaya çalışıyorduk şimdi ise hep ekranla muhataplar. Bu sürecin olumsuz etkileri var mıdır?
Çocukların ekranda kalma süreleri zararlı programlara denk gelmemeleri açısından bu dönemde de kısıtlanmalı. Ekranda izledikleri, maruz kaldıkları zararlı programlar olmadığı sürece çok sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
Sizce bu dönemin ruh sağlığımıza etkisi nasıl olacak? İzolasyon günleri bittikten sonra insanlar gerçek hayatlarına dönebilecekler mi?
Şu bir gerçek ki, bence gerçek hayata döndüğümüzde birçok şeyin daha çok kıymetini bileceğiz. Aldığımız nefesin, arkadaşlıkların, seyahat edebilmenin, işimizi yapıyor olabilmenin, ekonomik durumumuzu karşılıyor olabilmenin sevincini içimizde hissedebiliriz. Bu süreç sonuç olarak kaygı bozuklukları, panik atağı, takıntı bozuklukları, depresyonu doğurabilir. Şu anda bile bana gelen vakalardan kaygı bozuklukları ve panik atakların artmış durumda olduğunu belirtebilirim.
Bu dönemde yaşanan stresle nasıl baş edebiliriz?
Stresi azaltmanın 7 yolunu paylaşayım:
1. Uykunuzu yeterli alın: Yetersiz veya kalitesiz uyku ruh halinizi, zihinsel uyanıklığınızı, enerji seviyenizi ve fiziksel sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilir. 2. Gevşeme tekniklerini öğrenin: Meditasyon, dua, progresif kas gevşemesi, derin nefes egzersizleri ve yoga güçlü gevşeme teknikleri ve stres avcılarıdır. 3. Sosyal ağınızı güçlendirin: Bir sınıfa katılarak, bir sosyal organizasyona katılarak veya bir destek grubuna katılarak insanlarla bağ kurun. 4. Zaman yönetiminde profesyonelleşin: İşinizin ve ailenizin taleplerini verimli bir şekilde programlamanız stres seviyenizi düşürür. 5. Problemlerinizi ertelemeden çözün: Stresli durumların uzun sürmesine izin vermeyin. Aile içi problem çözme oturumları düzenleyin ve müzakere becerilerini evde ve işte kullanın. 6. Ruhunuzu besleyin: Bir masajla kendinizi şımartın, biraz kestirin ya da en sevdiğiniz müzikleri dinleyin. 7. Yardım isteyin: Eşinizden, arkadaşlarınızdan ve komşularınızdan yardım istemekten korkmayın. Stres ve anksiyete devam ederse, doktordan yardım isteyin.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?
Bu zor süreçte lütfen sakin kalalım. Çocuklarımıza karşı değindiğim maddeleri bire bir uygulamaya çalışalım. Evde öğrenmeye, üretmeye, hoşgörüye, sabıra dayanarak, teslim ve tevekkül ile yapmamız gerekenleri yapalım, tedbirlerimizi ve önlemlerimizi alalım. Nezaket ve saygıdan da ödün vermeyelim.