Gençler iyi huylu, dürüst, aileye saygılı ve sadık bir eş istiyor
Haber Üsküdar - Ayşegül Erben
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı ile İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal tarafından gerçekleştirilen araştırma, üniversite gençliğinin aile ve evlilik kurumuna bakışını ortaya koymayı hedefledi. Araştırma bulgularına göre gençler evliliğe olumlu bakıyor; iyi huylu, dürüst, aileye saygılı ve sadık bir eş istiyor.
Türkiye’nin 7 bölgesindeki devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 3 bin 266 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen araştırma ilginç sonuçlarıyla dikkat çekiyor. Gençlerin yüzde 58.4’ü evlilik kurumunu “Mutlu bir beraberlik” olarak tanımlıyor.
“Türkiye Gençlik ve Aile Araştırması” sonuçları, Covid-19 salgını nedeniyle alınan önlemler kapsamında çevrimiçi düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Basın toplantısına Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal katıldı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailedeki sorunların tespiti ve çözümü için çalışıyoruz”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, basın toplantısında yaptığı konuşmada toplumun temel taşı olan ailenin önemine vurgu yaptı. Prof. Tarhan, son yıllarda ailenin öneminin daha da anlaşıldığını belirterek, üniversite olarak aile kurumundaki sorunların ortaya çıkarılması ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerde bulunmayı hedeflediklerini kaydetti. Bu kapsamda Üsküdar Üniversitesi ve uygulama ortağı NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile "Aileler Üniversitede" projesini hayata geçirdiklerini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Üsküdar Üniversitesi’nin sosyal inovasyon projesi olan bu proje ile bireyin bilinçlenmesini, dolayısıyla sağlıklı aile ve güçlü toplumu hedefliyoruz” dedi.
Basın toplantısıyla sonuçları açıklanan araştırmanın gençlerin aile ve evlilik kurumuna bakışlarını ortaya koyduğunu belirten Prof.Dr. Nevzat Tarhan, çıkan sonuçlardan yola çıkarak aile içi iletişimin güçlendirilmesi için 5S+1M Güven Modeli ile toplumsal değerlerin öne çıkarılması gerektiğini kaydetti. Tarhan, “Sağlıklı ve mutlu bir aile için odağında maneviyat bulunan, sevgi, saygı, sadakat, samimiyet ve sabırı bir arada barındıran 5S+1M modelini öneriyoruz” dedi.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı: “Gençlerin aile ve evlilik kurumuna ilişkin güncel tutumlarının araştırılması önem arz etmektedir”
Günümüz toplumlarında toplumsal değişmenin etkisiyle aileye ve evliliğe yüklenilen anlamların farklılaştığını kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Son zamanlarda eşler arası yaşanan geçimsizlik, çatışma ve boşanma oranlarının yükselmesi gerek çiftler üzerinde gerekse evlenmemiş bireyler üzerinde aile ve evlilik kurumuna ilişkin farklı toplumsal, ekonomik ve psikolojik sonuçlar doğurmaktadır. Öte yandan evliliğin özellikle gençler arasında sorgulanmaya başlanması, yeni yaşam biçimlerinin doğmasına yol açmaktadır. Tek ebeveynli aileler, nikahsız birliktelikler, solo (tekil) yaşamlar aileye alternatif türler olarak ortaya çıkan yaşam biçimleri arasındadır. Bu bağlamda özellikle gençlerin aile ve evlilik kurumuna ilişkin güncel tutumlarının bilimsel alan araştırmalarıyla belirlenerek sonuçlarının kamuoyunun gündemine taşınması önem arz etmektedir. Bu araştırmayla gençlerin aile ve evlilik kurumuna ilişkin tutumlarının geniş bir çerçevede araştırıp analiz ederek, gerek sosyal bilimler literatürüne gerekse uygulayıcılara (devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları) katkı sağlanması amaçlanmıştır” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal: “Çevrimiçi etkileşimli ortamların iletişim biçimleri ve ilişkileri dönüştürdüğü bir çağda yaşıyoruz”
Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal ise yeni medya teknolojileri ile birlikte gelen ve dünya genelinde yaygın kullanım oranına kavuşan çevrimiçi etkileşimli ortamların iletişim biçimleri ve ilişkileri dönüştürdüğü bir çağda yaşadığımızı belirterek, “Özellikle sosyal ağların sağladığı kolay iletişim ve topluluk oluşturma imkânının küresel boyutta olmasıyla, kültürel değerler ve hayata bakış açıları farklılaştı. Önceleri kuşaktan kuşağa değer aktarımı, yakın çevre ile sınırlıyken şimdilerde özellikle daha erken yaşta teknolojiyle tanışan gençler, dünyanın diğer bir ucundaki değeri benimseyip hayata geçirebiliyor. Böylece yaşanılan toplumda farklı yaş gruplarının farklı değerler sistemini hayata geçirmesiyle, iş yaşamı, sosyal yaşam, aile yaşamı ve evliliğe bakış açıları ve davranışları farklılık gösteriyor” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Dijitalleşme ile ortaya çıkan 'kendi değerler sistemini oluşturma' anlayışı, birlik halinde bulunulan ortamlarda elbette iletişim farklılıklarından doğan anlaşmazlıkları beraberinde getirecektir. Farklı değerler sistemi doğrultusunda, evlilik kararı alsalar bile eşler arası iletişimsel farklılıklar aile birliğini etkileyecektir. Anne, baba, çocuk ilişkilerinin önemini bir kere daha gündeme getiren bu araştırmada anne ve babanın birlikte olup olmaması ve aralarındaki iletişime göre gençlerin evliliğe yükledikleri anlamın farklı olması ve aileye “güven” anlamını yüklemeleri, aile iletişimi ve güven ortamının çocuklar üzerindeki etkisini bir kere daha ortaya koymuştur” dedi.
Araştırmaya 3 bin 266 öğrenci katıldı
Çevrimiçi anketle gerçekleştirilen çalışmaya, Türkiye’nin 7 bölgesindeki devlet ve vakıf üniversitelerinde 2019-2020 eğitim yılında öğrenim gören 18-35 yaş arasında 3 bin 266 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı. Yüzde 54,3’ü kadın (1770 kişi), yüzde 45,7’i erkek (1491) olan katılımcıların yüzde 74,1’i lisans, yüzde 16,6’sı ön lisans, yüzde 7,9’u yüksek lisans ve yüzde 1,3’ü ise doktora öğrencisidir. Yine katılımcıların yüzde 64,3’ü (2.100) devlet üniversitelerinde, yüzde 35,7’si ise (1.166) vakıf üniversitelerinde öğrenim görmektedirler.
Gençlere göre evlilik mutlu bir beraberliktir
“Evlilik sizce nedir?” sorusuna ülke genelinde; yarıdan fazla katılımcı (%58,4) “Mutlu bir beraberlik” cevabını verdi. İkinci sırada ise yüzde 19,5 ile “sorumluluk” yanıtı verildi. “Aşk ve tensel uyum” diyenler yüzde 9,8 oldu.
Gençler aşk evliliği istiyor
“Aşk evliliği mi, mantık evliliği mi tercih edersiniz?” şeklindeki soruya %64,3 oranında genç, aşk evliliği yanıtını verirken; mantık evliliği istediğini belirtenlerin oranı %16,7 oldu. Hiç evlenmek istemediğini bildirenlerin oranı ise %11,9 olarak belirlendi. Hem aşk hem mantığın bir arada olabileceğini belirten gençlerin oranı ise %7 oldu. Cinsiyete göre aşk evliliği/mantık evliliği karşılaştırıldığında, kadınların aşk evliliğine yönelik görüşlerinin baskın olduğu görüldü. Ayrıca hem aşk hem de mantık evliliğini tercih etmede kadınlar lehine önemli bir farkın olduğu ortaya çıktı. Evlenmeyi düşünmediğini belirten gençler, yüzde 15,6 ile en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgesinden çıktı. En düşük oran ise yüzde 11,2 oranı ile Marmara bölgesinden geldi.
İdeal evlilik yaşı kadınlarda 25-26, erkeklerde 27-28
Araştırmaya katılan genç erkekler ideal evlenme yaşı olarak 27-28 yaşı belirtirken; genç kadınlar 25-26 yaşın ideal evlenme yaşı olduğunu ifade ettiler. Tercih edilen evlenme yaşında kadınların erkeklere göre daha küçük yaşta evlenmeleri gerektiği düşüncesi ağırlık kazandı.
Gençler evlilik kararını tek başlarına almak istiyor
Evlilikle ilgili karar aşamasında uygun durum sorulduğunda; ülke genelinde yüzde 67 oranında genç “Kararı ben veririm, daha sonra ailemden onay alırım” dedi. Yüzde 12 oranında katılımcı ise “Kararı ben veririm, aileme danışmam” dedi. Bu durumda neredeyse yüzde 80 oranında gencin evlilik kararını kendilerinin vermek istediği anlaşılıyor. “Kararı ailem verir, sonra benim onayımı alır” diyenlerin oranı ise yüzde 0.8 gibi oldukça düşük bir oranda kaldı. Aileyle birlikte görüşerek evlilik kararı almayı bulan gençlerin oranı da yüzde 20 oldu.
Gençlere, ailesinin karşı çıktığı biriyle evlenip evlenmeyecekleri sorulduğunda, “Hayır evlenmem” diyenlerin oranı yüzde 65,2 oldu. Evlilik kararı alırken kadınların erkeklere göre ailesinin görüşlerine daha çok önem verdikleri görüldü. Erkekler bu noktada kendi kararlarını verebileceklerini ve aileye danışma ihtiyaçlarının olmadığını belirttiler.
Ailenin kesin olarak karşı çıktığı biriyle evlenmek istenmesine yönelik öğrencilerin görüşleri incelendiğinde; erkeklerin bu durumda ailesine karşı çıkıp evlenmeyi istediği, kadınların ise evlenmeyi istemediği ortaya çıktı. Bölgelere bakıldığında; Doğu Anadolu bölgesinde yüzde 82,2 oranında genç ailesine karşı gelmeyeceğini bildirirken, bu oran Güneydoğu Anadolu’da yüzde 71,4 oldu. Ailem karşı çıksa da evlenirim diyenlerin en yüksek olduğu bölgeler ise yüzde 37,6 ile Akdeniz, yüzde 36,7 ile Marmara, yüzde 35,6 ile Ege, yüzde 33,3 ile İç Anadolu Bölgesi oldu.
Gençlere göre evlilik aşkı öldürüyor
“Sizce evlilik aşkı nasıl etkiler?” diye sorulduğunda; yüzde 42,1 oranında genç “evlilik aşkı güçlendirir” yanıtı verirken; yüzde 34,9 oranında genç, “Tam olarak öldürmese de zaman aşımına uğratır” dedi. “Sadece evlilik değil uzun süreli ilişkiler de aşkı öldürür” diyenler ise 13,2. Böylece, yüzde 48 oranında gencin aşkın zaman aşımına uğrayacağını veya evlilkle birlikte öleceğini düşündüğü ortaya çıktı. Ayrıca yüzde 2 kadar genç de aşkın evlilikle birlikte yerini sevgi ve saygıya bırakacağını belirtti.
Nikaha ilişkin görüşler sorulduğunda hem resmi hem dini nikah olması gerektiğini belirten gençlerin oranı yüzde 76,8 oldu. Yüzde 17 oranında genç ise sadece resmi nikahın yeterli olduğunu, dini nikaha gerek olmadığını ifade etti.
Katılımcıların yarısı iki çocuk istiyor
Evlendikten sonra kaç çocuk sahibi olmak istedikleri sorulduğunda; katılımcıların yüzde 52'si 2 çocuk, yüzde 20,4’ü 3 çocuk, yüzde 6,7’si 4 çocuk, yüzde 2'si 5 çocuk istediğini belirtti. Tek çocuk yeterli diyenler yüzde 10,8 oldu. “Çocuk istemiyorum” diyen gençlerin oranı ise yüzde 6,8 olarak belirlendi. Evlendikten sonra istenilen çocuk sayıları incelendiğinde, erkeklerin kadınlara oranla daha fazla çocuk sahibi olmak istedikleri ortaya çıktı.
Tek çocuk olursa kız olsun
“Sadece 1 çocuk olsa kız mı erkek mi isterdiniz?” şeklindeki soruya, katılımcıların yüzde 33,1’i kız, yüzde 21,5’i erkek çocuk istediklerini belirtti. Fark etmez diyenlerin oranı yüzde 45,4 oldu. Sadece tek çocuğa sahip olunması durumunda cinsiyet tercihlerinde erkekler ile kadınlarda da benzer sonuçlar olduğu görüldü. Böyle bir durumda erkekler genellikle erkek çocuğuna sahip olmayı isterken, kadınların ise kız çocuğuna sahip olmak istedikleri görüldü.
Kadınlar yaşça büyük, erkeler yaşça küçük eş istiyor
“Eş olarak seçeceğiniz kişinin yaşı size göre ne düzeyde olmalı?” sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde; “Yaşı benden büyük veya benim kadar olmalı diyenler” ilk sırada yer aldı. (%27,7). Yaş farkı önemli diyenler yüzde 21,2, yaşı benden büyük olsun diyenler %18,7, yaşı benden küçük veya benim kadar olmalı diyenler yüzde 18,2 oldu. Eş olarak seçilen kişinin yaşının kendisine göre nasıl olması gerektiği ile ilgili görüşler incelendiğinde, kadınların daha çok kendinden büyük ve aynı yaştaki erkeklerle evlenmek istediği, erkeklerin ise kendilerinden küçük ya da aynı yaştaki kadınlarla evlenmek istedikleri görüldü.
“Eş olarak seçeceğiniz kişinin eğitim durumu size göre ne düzeyde olmalı?” sorusuna; yüzde 43 oranında genç “Benimle aynı düzeyde ya da benden yüksek olmalı” yanıtını verdi. “Eğitim farkı önemli değil” diyenlerin oranı yüzde 33,1; “Benimle aynı eğitim düzeyinde olsun” diyenlerin oranı ise yüzde 17 oldu.
Maddi durum farkı önemsenmiyor
“Eş olarak seçeceğiniz kişinin maddi durumu size göre ne düzeyde olmalı?” sorusuna; birinci sırada “Maddi durum farkı önemli değil” yanıtı verildi (%45,8). İkinci sırada “Maddi durumu benden iyi ya da benimle aynı düzeyde olmalı” diyenler yer aldı (%31,5). Maddi durumu benimle aynı olsun diyenler yüzde 12,1 oldu.
Gençler iyi huylu eş istiyor
“Eş seçerken nelere dikkat edersiniz?” sorusuna gençlerin yüzde 80,5'i iyi huylu olması; yüzde 68,4'ü aynı değerlere sahip olması; yüzde 57,9'u iyi bir aileden olması; yüzde 54,2'si benimle aynı dünya görüşünü paylaşıyor olması; yüzde 41,2'si güzel/yakışıklı olması; yüzde 26,2'si tahsilli olması; yüzde 22,6'sı iyi bir meslek sahibi olması ve yüzde 20,5'i iş sahibi olması gerektiği cevabını verdi. Aynı takımı tutuyor olmak (%3,6); askerliğini yapmış olmak (%4,3); ve zengin olmak (%6,5) seçenekleri en az tercih edilen seçenekler oldu.
Gençler aynı dinden kişilerle evlenmek istiyor
Araştırmada gençlere evlenecekleri kişiyle ilgili düşünceleri de soruldu. Katılımcıların yarısından fazlası evleneceği kişinin kendisiyle aynı dinden olmasının önemli olduğunu söyledi. Elde edilen bulgular şu şekilde:
Genel olarak bilinen tanışma usulleri dışında sosyal medyada tanıştığım biriyle evlenirim (%36,7),
Evleneceğim kişinin benimle aynı dinden olması önemli (%56,2),
Evleneceğim kişinin benimle aynı memleketten olması önemli (%6,9),
Evleneceğim kişinin benimle aynı etnik kökenden olması önemli (%23),
Evleneceğim kişinin benimle aynı siyasi görüşten olması önemli (%29,4),
Evleneceğim kişinin benimle aynı sosyo-ekonomik statüde olması önemli (%36,5),
Evleneceğim kişinin herhangi fiziksel engelinin olmaması önemli (30,5),
Evleneceğim kişinin sağlıklı olması ve herhangi bulaşıcı hastalığının olmaması önemli (%60),
Evleneceğim kişinin aileme saygı duyması önemli (%83,2),
Evleneceğim kişinin dürüst olması önemli (%86,4),
Evleneceğim kişinin bana ekonomik güvence sağlaması önemli (%39,5)
Evleneceğim kişinin bana sadık olması önemli (%85,6).
Gençler görücü usulü evliliği doğru bulmuyor
“Görücü usulü evliliği doğru buluyor musunuz?” sorusuna yüzde 42,5 oranında “Hayır” cevabı verildi. Doğru bulan gençlerin oranı ise yüzde 25,6; “Bu konuda kesin fikrim yok” diyenlerin oranı ise yüzde 31,9 oldu. Bölgelere göre; görücü usulü evliliği doğru bulan yüzde 40,5 oranında gencin Doğu Anadolu bölgesinde yaşadığı gözlendi. Bu bölgede, doğru bulmayanların oranı yüzde 25 olarak belirlendi. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görücü usulünü doğru bulan ve bulmayanlar eşit oranda çıktı (%34,2). Diğer bölgelerde doğru bulmayanlar çoğunlukta: Marmara Bölgesi (%45,5), Ege (%43,1), Akdeniz (%41,9), Karadeniz (%40,1), İç Anadolu (%37,4).
Akraba evliliği sağlıksız bulunuyor
“Akraba evliliğinin doğacak çocukların sağlığı açısından olumsuz sonuçlarına inanıyor musunuz?” sorusuna yüzde 80 genç “Evet” derken; “Hayır” diyenlerin oranı %9,4 oldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yüzde 19,5 oranındaki genç bu görüşe katılmadığını bildirdi.
Evlenmeden birlikte yaşamak kabul görmüyor
“Evlenmeden birlikte yaşamayı onaylıyor musunuz?” sorusuna “Evet” diyenlerin oranı yüzde 33,1; “Hayır” diyenlerin oranı ise yüzde 51,8 oldu. “Fikrim yok” diyerek kararsız kalanlar yüzde 15,1 oldu. Evlenmeden birlikte yaşamayı onaylayanlar incelendiğinde, en yüksek oranlar sırasıyla; Ege Bölgesi (%38,7), Marmara Bölgesi (%35,5), Akdeniz Bölgesi (%32,9) olurken; onaylayanların azınlıkta olduğu bölgeler; Doğu Anadolu Bölgesi (%10,7), Güneydoğu Anadolu Bölgesi (%19,5) oldu.
Krizler evlilik kararını etkiliyor
“Krizler (ekonomik, siyasal, salgın) aile kurma kararınızı etkiler mi?” sorusu incelendiğinde; “Evet etkiler” diyenlerin oranı yüzde 59,4 oldu. “Hayır, etkilemez” diyenlerin oranı %23,1 olurken; düşünmediğini belirtenlerin oranı %17,5 oldu.
Gençler, eşlerinin çalışmasına sıcak bakıyor
“Eşinizin çalışma durumuna bakış açınız nasıl olurdu?” sorusuna; yüzde 93,5 genç “evet çalışabilir” cevabını verirken; “Hayır” diyenler yüzde 2,6, “Hiç düşünmedim” diyenlerin oranı yüzde 3,9 oldu.
Evlilik sözleşmesi istenmiyor
“Evleneceğiniz kişiyle evlilik sözleşmesi imzalar mısınız?” sorusuna; yüzde 61,8 oranında katılımcı “Hayır” derken; “Evet” diyenlerin oranı yüzde 11,8 oldu. “Düşünmedim” diyenlerin oranı %26,5 oldu.
Gençler evliliği önemsiyor
“Evlilik niçin önemlidir?” sorusuna gençlerin verdiği yanıtlar ve oranları da şöyle oldu: Hayatı sevdiğimle paylaşmak için (%89,2); Daha düzenli bir hayat için (%73,8); Neslin, soyun devamı için (%50,8); Dinimiz emrettiği için (%37,5); Rahat yaşamak için (%31,1); Güvenli yaşamak için (%30,4); Gelenek olduğu için (%9,7).
Evlenmekten korkanların oranı oldukça yüksek
“Evlenmek sizi korkutuyor mu?” sorusuna; gençlerin yarısı (%51,3) hayır derken, yüzde 37,5’i “evet” cevabını verdi. Bunu hiç düşünmedim diyenler yüzde 11,2 olarak belirlendi. Evlenmekten korkanlara neden korktukları sorulduğunda ise şu cevaplar alındı: Sorumluluk almaktan korktuğum için (%29,1); Gelecek hakkında iyimser olmadığım için (%25,4); Geçim sıkıntısına düşmekten korktuğum için (%22,8); Evlenmeden önce yaptıklarımı yapamamaktan korktuğum için (%21,6); Cinsellik hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığım için (%6,9).
Gençlere göre anlaşamayan eşler boşanmalı
“Anlaşamayan eşlerin boşanması uygun mu?” sorusuna; yüzde 87,4 genç uygun olduğunu belirtirken; yüzde 2,9 uygun bulmadı. Fikri olmayanların oranı yüzde 9,7 oldu. “Çocuğu olanların boşanması uygun mu?” sorusuna; yüzde 72,5 uygunluk belirtirken; yüzde 10,1 uygun bulmadı. Fikri olmayanların oranı yüzde 17,4 oldu. “Şiddet” boşanma sebebi olabilir düşüncesine katılım düzeyleri sorgulandığında; yüzde 83,5 oranında genç “Kesinlikle katılıyorum” derken; yüzde11,8’i “katılıyorum” yanıtı verdi.
Evdeki her iş ortak yapılmalı
Katılımcılara evde sorumluluk paylaşımı da soruldu. “Genel olarak eşler arasındaki sorumluluk paylaşımı konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna; yüzde 67,8 oranında genç “Evdeki her türlü iş ortak yapılmalı” dedi. Neredeyse eşit oranda katılım gösterdikleri iki seçenek ise “Erkek ve kadının yapacağı işler farklıdır” ile “Kadın işlerle baş edemeyecek duruma geldiğinde erkek yardım eder” ifadeleri oldu. Bu durumda yüzde 30 oranındaki gencin, kadın ve erkek görev ve rollerinin farklı olduğunu düşündüğü sonucunu ortaya koydu.