"İyi gazetecilik doğruyu yazabilmek, doğruyu aktarabilmektir"
Haber Üsküdar – İrem Gül
CNN Türk haber sunucusu Göksu Öngören Özgür, İstanbul Beykent Üniversitesi İletişim Fakültesi, İletişim ve Tasarım Bölümü'nde okudu. Üniversiteye devam ederken aynı zamanda TRT Haber Merkezi’nde muhabir olarak çalıştı. Üniversiteden mezun olduktan sonra çeşitli yerel ve ulusal kanalların haber merkezlerinde görev aldı. TVEM kanalında yaklaşık beş sene ana haber bültenini sundu ve haber müdürlüğü yaptı. Çeşitli programlar da hazırlayıp sunan Özgür, 2019 yılında CNN Türk kanalında “Güne Merhaba” adlı programın sunuculuğunu üstlendi. Halen CNN Türk kanalında sunuculuğa devam eden Özgür, aynı zamanda Fenerbahçe Üniversite’sinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Haber sunucusu Göksu Öngören Özgür ile gazetecilik mesleği üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Gazeteciliği nasıl tanımlarsınız?
Gazetecilik kamusal bir iş ve çok önemli. Verdiğiniz bilgi ve aktardığınız haber, siyasi, ekonomik, sosyal her açıdan çok değerli ve önemli. Sizin kaleminizden çıkacak tek bir kelime, sizin ağzınızdan çıkacak tek bir söz milyonları ilgilendiriyor.
Gazeteci olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu mesleği tercih etme sebepleriniz nelerdir? Bu mesleği tercih ederken kararınızı etkileyen faktörler oldu mu?
Ben 6-7 yaşlarımda karar verdim. Bizim dönemizde Türkiye'de ilk özel televizyonlar kurulmuş ve gazeteciler çok ön plandaydı, hafta içi her akşam bir kanalda başarılı bir gazetecinin tartışma programı vardı, ailece evde oturulup o programlar izlenir ve üstüne konuşulurdu. Haliyle bu bende bir arzu ve istek yaratmıştı. Gazetecilik dinamiği yüksek bir meslek, heyecanı ve adrenalini hep en üstlerde, bu benim hayatımı çok olumlu yönde etkiliyor. Çünkü hareketli bir yapıya sahibim. Hayata bir daha gelsem yine bu işi seçerdim.
Sizce iyi bir gazeteci nasıl olmalı? Bize iyi bir gazetecide olması gereken, olmazsa olmaz özelliklerden bahsedebilir misiniz?
İyi gazetecilik doğruyu yazabilmek, doğruyu aktarabilmektir. Doğru bilgiyi aktarmak ise araştırma işi ve bilgi birikimidir. Bunları doğru harmanlarken belli etik kuralları dikkate alırsanız işinizi doğru yaparsınız.
Sizce bu mesleğin avantaj ve dezavantajları nelerdir? Sizin hayatınızda getiri ve götürüleri neler oldu? Hayatınızı nasıl ve ne düzeyde etkiledi?
Her meslekte olduğu gibi gazeteciliğin de avantaj ve dezavantajları var elbette, ama inanın işinizi severseniz, onu para kazanmak değil de hobi olarak görürseniz dezavantajları gözünüze bile batmaz, negatif hiçbir etkiyi görmezsiniz. Benim için de inanın böyle oluyor, her sabah işe ve her yayına aynı heyecan, aynı coşku, aynı mutlulukla gidiyorum. Zaman zaman bu soruyu ben de kendime soruyorum ama açık, net, olumsuz bir yönünü bulamıyorum, belki benim hareketli yapım ve karakterim de bunu örtbas ediyor olabilir. Bana günler yetmiyor, işten çıktığım zamanlar hep bir planım, hep yapacağım başka işlerim var. Bunun en büyük kısmını ailemi içine katarak yapmaya çalışıyorum, o yüzden sanırım bir olumsuzluğu yok benim için, aksine kattıkları fazladır.
Siz de biliyorsunuzdur ki Microsoft, gazeteciler tarafından yürütülen çeşitli faaliyetleri yapay zekâ programlarına yaptırmayı planlıyor. Bu gelişen teknolojilerle birlikte gazeteciliğin gelecekteki konumunu nasıl görüyorsunuz? Sizce gazetecilik mesleğinin önü açık mı, yoksa tehlike altında mı?
Gazetecilik elbette bitmez, biter mi, dünya var olduğundan beri haberleşme olmuş. Eski çağlarda bunun adına başka bir şey diyebilirsiniz, zamanla başka aracılar gelir ve organlar değişir ama amaç aynıdır. Radyo, televizyon etkisini kaybedebilir, dijital çağ daha etkili olabilir, olması gereken de buysa neden olmasın ama meslek devam eder. Bizler veya yeni nesil gazeteciler buna adapte olur elbette.
Meslek hayatınız boyunca sizi çok şaşırtan, hayrete düşüren en ilginç olay nedir?
Yayıncılık her an heyecanlı, şaşırtıcıdır. Biz her yayına haydi bismillah diyerek başlarız ekip arkadaşlarımızla, hele hele haberci olmak ve canlı yayın olması maksimum heyecan yaşatır. Siz canlı yayındayken arka planda her an her şey olabiliyor.
Hem CNN Türk kanalında sunucu olarak hem de Fenerbahçe Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışıyorsunuz. Bütün bu yoğunluk yaşam kalitenizi, özel hayatınızı olumsuz etkiliyor mu? Yoksa çalışmanın mutluluk verdiği kişilerden misiniz?
Çalışmak bana mutluluk veriyor, sanırım üretme duygusu ya da en başında da dediğim gibi 6-7 yaşında içimde başlayan arzum. Küçükken de kendi kendime ayna karşında sanki televizyon karşısındaymış gibi haber sunardım. O yüzden hiçbir zaman para kazanmak birinci önceliğim olmadı, o gözle bakamadım, aksine ben hobimi yapıyordum ve birileri bunun için bir de bana para veriyordu. Sevdiğim işi yapmanın heyecanıyla yorgunluk ya da aksi bir durum inan hissetmiyorum, geri kalan tüm zamanlarımı da aileme ayırmaya çalışıyorum.
Geleceğin gazeteci adaylarına bir tavsiyeniz var mı? Kendilerini geliştirmek için neler yapmaları gerekir?
Bizim işimiz tutku işi, inanın sektöre girdiğinizde herkesin sizin gibi tutkuyla bağlı olduğunu göreceksiniz. Bence diğer sektörlerden en büyük farkı ve heyecanı da budur. Sürekli gündemi takip edin, sürekli okuyun, sürekli araştırın ve en ücra, işinize yaramayacağını düşündüğünüz her bilgiyi edinin. Gün geliyor önünüze haber olarak çıkıyor. Ne kadar çok bilgi, sizi o kadar doğru hedefe götürür.
Sizin de eklemek istediğiniz düşünceleriniz, tavsiyeleriniz var mıdır?
Hayat çok hızlı geçiyor ama unutmayın başarmak sizin elinizde. Ben her başarılı insanın hikâyesini okurum, yaptıklarına bakarım. Tavsiyem sizlerin de böyle insanları takip etmeniz ve okumanız, işte orada göreceksiniz ki başarmak ve mücadele etmek ikisi bağlantılı, aynı doğrultuda. Bunu yapın ve mücadeleyi hiç bırakmayın, hiçbir gün pes etmeyin, en güzel kapılar ummadığınız anda açılıyor, açılacaktır.