Haber Üsküdar- Melisa Duygun ve İrem

Süregiden haber formatında başladığımız ve "Kadınların elinden el emeği göz nuru ürünler" başlığıyla yayımladığımız ilk röportaj-haber formatındaki haberimize iki yeni röportaj-haber daha ekliyoruz.  

Cansu Kutlualp, 27 yaşında ve Sabancı Üniversitesi HUM 201 dersi asistanı olarak görev yapıyor. Berru Saka ise 25 yaşında ve sigorta eksperi olarak çalışıyor. Birbirlerini ve tişörtlerini çok seven iki arkadaş "Vaveyla” adlı bir marka kuruyor. Tişörtlerinin baskılarında ise dijital baskı sebebiyle artık tercih edilmeyen ama bir o kadar da ustalık gerektiren eski bir baskı yöntemi olan serigrafi baskı yöntemini kullanıyorlar. Tüm vakitlerini kurdukları markaya adayan ekip, normalleşmeyle atölye eğitimleri de yapacaklarını söylüyorlar. Haber Üsküdar olarak iki arkadaşın marka kurma sürecini dinledik.

Atölyenizi henüz yeni açtınız. Atölyedeki durum nedir?

Biz pandeminin tam ortasında işletmemizin atölyesini açtığımız için şu an eğitim veremiyoruz. Ama bir gün daha normal bir hayata döndüğümüzde, hayalinizdeki tişörtün tüm yapım aşamalarını deneyimleyebileceğiniz, kendi ellerinizle sizin ve sevdiklerinizi gülümseten bir anı olarak kalabilecek tişörtleri yapabileceğiniz eğitimler vereceğiz. Şimdilik “Pek yakında sizlerle” diyelim.

Mağazanızı baskı tişört dışında hangi ürünlerle çeşitlendirmek istiyorsunuz?

Çorap ve bez çanta gibi batik boyama ve baskı içerikli ürünlerimizi sizlerle tanıştırmak için can atıyoruz!

Marka kurma süreciniz nasıl oldu? Malzemeleri nereden temin ediyorsunuz?

Sadece tekstil endüstrisine değil, görüp de yüzümüzü öteki tarafa çevirdiğimiz, konuşamadığımız, susturulduğumuz her şeye karşı bir “vaveyla” aslında bizim markamız. Bu markayı kurarken isteğimiz: Her bedenden bireyin, kendilerini ifade edebilecekleri ve kendilerini kelimenin tam anlamıyla harika hissedebilecekleri tişörtler yaratmaktı. Bunun üzerine yoğunlaştık, işe de ilk olarak beden kalıplarından başladık. Standart bedenler arasında sadece 2-3 cm var, bu çok acımasızca. Biz de oturduk anlatmak istediklerimizi yazdık ve çizdik. Kalıplarıyla, boyaması ve baskısıyla biricik olan tişörtler yarattık. Bu el emeği göz nuru olan tişörtlerin her bir kısmında; niyetimiz, hayalimiz ve dokunuşumuz bulunmakta. Malzemeleri birçok yerden temin ediyoruz. Bir kısmını da internetten elde ediyoruz. Olabildiğince küçük işletmeleri tercih etmeye çalışıyoruz. Tişörtlerimizin kalıplarını biz hazırlıyoruz. Kumaşından yakasına sürecin tamamına dahil olabildik. Serigrafi baskı yöntemi ile baskı yapıyoruz ve o da internete ulaşmamış bir zanaat. Çok sevdiğimiz bir ustadan işin inceliklerini öğrenmeye çalıştık. Dijital baskı sebebiyle artık tercih edilmeyen ama bir o kadar ustalık gerektiren bir sanat. Ustamız bizi malzemeleri temin edebileceğimiz insanlara yönlendirdi.

          

Pandemi sürecinde birçok sektör olumsuz etkilendi. Küçük işletmeler bu süreçte daha fazla zarar gördü. Sizler pandemi süreci boyunca ne yaşadınız?

Biz pandemi sürecinde kurulmuş minik bir işletmeyiz ve tüm sektörler gibi tekstil de olumsuz etkilendi. Biz markamızı kendi gündelik hayatımızdan çıkıp önem ve değer verdiğimiz bir şeyler üretmek için kurduk. Onun vermiş olduğu motivasyon bize mutluluk sağlıyor. Bizim daha sıkı ve tedbirli çalışmamızı sağladı diyebiliriz.

Bu süreçte çevrenizden olumlu ve olumsuz ne gibi tepkiler aldınız?

Tanıdıklarımızdan ve sevdiklerimizden hep olumlu geri dönüşler aldık. Bu süreç içerisinde çok farklı insanlarla iletişime geçtik. Hem yaptığımız işin inceliklerini öğrenmek hem de malzemeleri araştırmak için. Ama tılsımlı bir şekilde hep karşımıza iyi insanlar çıktı ve hepsi bize bir şeyler kattı. Büyük ve eğlenceli bir maceraya dönüştü bu yolculuk bizim için. Şans eseri tanıştığımız ve duacısı olduğumuz ustamız başta olmak üzere, bizi gülümsetip hep bir adım sonrası için destekleyen herkese müteşekkiriz.

Tişörtlerin üzerinde bulunan yazıların baskılarını kendiniz mi yapıyorsunuz, yoksa anlaştığınız bir yer var mı? Baskı süreci nasıl ilerlemekte?

Evet, kendimiz yapıyoruz. Serigrafi baskı yöntemi ile ışık hassas solüsyonlarla hazırladığımız kasnaklarla baskı yapıyoruz. Bu bahsettiğimiz gibi hassas bir süreç. Tişörtlerimizi tamamen el emeği göz nuru yapıyoruz. Kendi tasarımlarımızı asetat kağıdına bastıktan sonra solüsyonla kaplı kasnağın üstüne koyuyor ve tıpkı bir fotoğraf gibi ışık odasına sokuyoruz. Bu koyu alanın ışık görmemesini ve dolayısıyla da kalıp gibi bir ekranın çıkmasını sağlıyor. Boyayı koyup ragleler yardımıyla çektiğimizde aşağıya sadece imgemiz geçiyor. Sabitlendikten sonra tişörtümüz hazır.

Batik desenle yapılmış bir tişörtün aşamaları neler?

Biz türlü deneme yanılma yöntemleriyle bizim için en uygun olan yöntemi bulduk, yoksa farklı yöntemlerle çalışan insanlar var. Nemli tişörtlerimizi temiz bir yüzeyde lastikle büzüştürdükten sonra sıcak su ile karıştırılarak hazırlanmış boyalarımızla tişörtümüzü boyuyoruz. Daha sonrasında 12-24 saat kadar bekletmek gerekiyor. Bu biraz rengine ve opaklığına bağlı. Bekleme sürecinin ardından soğuk suyla fazla boyayı akıtıp çamaşır makinesinde yıkıyoruz. “Tişört Turşusu” diyebileceğimiz bir sirke ve tuz karışımında 20-30 dakika bekletiyor ve sonrasında tekrar yıkıyoruz. Bu renklerin zaman içinde solmamasını ve akmamasını sağlıyor.

Ürünlerinizin modelliğini kimler yapmakta?

Biz sadece iki kişilik bir ekibiz. Ürünlerimizin modelliğini de bizler ve ricamızı kırmayan arkadaşlarımız yapmakta.

İlk etapta ticari olarak mı yoksa hobi olarak mı başladınız?

İkisi de diyebiliriz. Küçük işletmelerin kalbinde ikisinin de bir harmanı var. Ticari olan size materyal sağlar, siz de daha iyisini ve biriciğini ortaya atabilirsiniz. Hedefimiz tişörtlerimizi sevecek insanların giymesi ve onları giydikçe mutlu olmaları. Hobi olarak kendi tişörtlerimizi kesip biçtik sonra daha profesyonel imkanlara geçtik diyelim.

Bir kadın girişimci olarak, sosyal medya sektöründe kadınlar marka oluşturma sürecinde nasıl bir yolla ilerlemeli? Tavsiyeleriniz neler?

Bir komünite oluşturup destek vermek çok önemli. Takıldığımız noktalarda arkadaşlarımıza danışıyoruz. Biz de deneme yanılma yöntemiyle öğrendiğimiz şeyleri paylaşmaya özen gösteriyoruz. Bu süreçte tanıştığımız insanlarla güven ve destek dolu ilişkiler tesis ettik. "Kız başına” adlı sayfanın yürüttüğü seminerlere katıldık. Bir sürü yetenekli kadın girişimci ile tanıştık. Danışmaktan ve birilerine ulaşmaktan çekinmemek lazım. Merak ettiğiniz şeyleri birilerine ‘bir mesaj’ atarak öğrenebileceğiniz bir çağdayız. Platformdaki diğer küçük işletmelere destek olmak ve onlara ulaşmak bizim en çok tercih ettiğimiz iletişim biçimi.

Zeynep Aparı: "Çamurun seramik bir ürün haline gelebilmesi emek ve sabır isteyen bir süreç"

İstanbul Kültür Üniversitesi yüzde yüz İngilizce Endüstri Mühendisliği bölümü mezunu olan 23 yaşındaki genç kadın girişimci Zeynep Aparı, "bysweetish" isimli Instagram sayfası üzerinden seramik satışı yapıyor. Mezun olduğu bölümün mesleğini yapmaya henüz fırsat bulamadığını, küçüklük hayali olan seramik işine yöneldiğini belirten Zeynep Aparı ile yaptığı seramik işiyle ilgili konuştuk.

Seramik ürünlere olan ilginiz nasıl başladı?

Küçüklüğümden beri sanata yatkınlığım beni seramiğe doğru yönlendirdi diyebilirim. İlk ve ortaokul resim derslerimde aldığım seramik eğitimi ile bu konuya karşı ilgimin olduğunu ve elimin yatkın olduğunu fark ettim. Sonrasında evimde amatörce seramik hamurlarından hobi amaçlı bir sürü ürün yapmaya başladım. Öncelikle yakın çevreme saksı, takı tabağı, mumluk vs gibi ürünler yaparak beğenilerini kazandığımı gördüm. Hal böyle olunca kendimi geliştirmek adına önce internetten videolar izledim, daha sonrasında evime yakın seramik atölyesinde kursa başladım. Kendimi geliştirme süreci üniversite hayatımın son senesine kadar devam etti. Aslında bakarsanız hala kendimi geliştirmek için uğraşıyorum. Mezun olunca seramik işini meslek olarak yapmak istediğime karar verdim, ailemin ve eşimin desteği olmasaydı büyük ihtimalle bu kadar cesaretli olamazdım ve bu tutku bende hobi olarak devam ederdi.

     

Ürünlerini yaparken hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?

Ürünlerimi beyaz çamur ile yapıyorum ve bu tamamen sağlığa yararlı. Zaten dışarıdan aldığınız tabakların ve bardakların da ham maddesi seramik çamurudur. Çamura şekil verip 2-3 gün kurumasını bekledikten sonra zımparalama kısmı başlıyor. Aslında açık sözlü olmak gerekirse en az sevdiğim kısım olabilir ve bu işlemi yaparken kesinlikle maske takmak gerekir çünkü aşırı toz çıkıyor ve bu ciğerler için sağlıklı olmayabilir. Zımpara işlemi bitikten sonra en zevkli kısmı olan boyama kısmı geliyor. Renk yelpazesi en geniş ve piyasanın en kalitelisi olan Amaco Velvet Sıraltı boyalarını kullanıyorum. Boyama işleminden sonra ürünlerimizin gıdayla temas edebilmesi için sırlıyorum. Sır, çamurun üzerini kaplayıp yüzeyi dış etkenlerden koruyan tabakadır. Daha sonra 900 ile 1200 derece arasında bisküvi ve sır fırınlarında birer gece pişiriyorum. Bana en çok gelen sorulardan biri “Evdeki fırınlarda seramik pişirebilir miyiz?” oluyor, maalesef bu mümkün değil çünkü evdeki fırınlar en fazla 200 dereceye kadar çıkıyor fakat seramik 900 derece ve üzeri sıcaklıklarda pişiyor. Pişirme işlemi sonunda sır eriyor ve seramiğimiz cam gibi parlıyor. Böylece gıdayla temasa uygun ürünlerim kullanıma hazır olmuş oluyor. Anlayacağınız çamurun seramik bir ürün haline gelebilmesi bayağı emek ve sabır isteyen bir süreç.

Yaptığınız seramikleri internet üzerinden satmaya nasıl karar verdiniz?

Öncelikle şunu söylemek gerekirse bu konuda eşimin desteği çok fazla. Bana kalırsa bu sevdamı hobi amaçlı devam ettirecektim çünkü cesaretim yoktu ve korkularım vardı fakat eşim, seramik ürünlerimi insanların da görmesini istediği ve bu işte başarılı olacağıma inandığı için beni kendi markamı oluşturma yolunda cesaretlendirdi. İlk önce beni ve yaptığım işi yansıtan bir isim buldu “Sweetish”. İnsanlara güven veren ve keyiflendiren bir isim olduğunu düşünüyoruz. Daha sonrasında isim patentimiz için başvurduk ve serüvenimiz böylece başlamış oldu. İsim işleri hallolduktan sonra sosyal platformlardan “bysweetish” hesabını açarak ürünlerimi sergilemeye başladım. Ailemin ve eşimin de desteğiyle çıktığım bu yolda her geçen gün ürünlerimi seven ve ilgi duyan kişilerin sayısı artıyor, bu durum beni çok gururlandırıyor.

     

İnternet üzerinden satış pandemi döneminde çok arttı. Bu durumun sizin gibi yeni girişimcileri olumlu/olumsuz nasıl etkileri oldu sizce?

Açıkçası ben bu işe pandemi sürecinde başladım ve o zamandan beri insanların ilgisi günden güne arttı diyebilirim. Çok kısa bir sürede beni takip edenlerin ve işime ilgi duyanların sayısının arttığını düşünüyorum. Olumsuz yönleri çok yok aslında sadece ürün yetiştirmekte bazen zorluk çekiyorum fakat bu bile beni mutlu ediyor. Her gün sayfamı yeni birileri görüyor ve bana merak ettiklerini soruyorlar, elimden geldiğince onlara yardımcı oluyorum ve sorularını severek cevaplıyorum. Takipçilerimle aramda güzel bir etkileşim var.

Markanızı geleceği için idealleriniz nelerdir?

Markam şu an tahmin ettiğimden çok daha fazla ilgi görüyor ve her gün güzel yorumlar alıyorum. Tabii ki bu beni aşırı motive ediyor ve çok mutlu oluyorum. Bu mutluluk ürünlerime de yansıyor. Yurt içinden ve yurt dışından gördüğüm ilgiyle müşteri yelpazemi her geçen gün genişletiyorum. Şimdilik sadece yurtiçindeki müşterilerime ürünlerimi gönderebilirken yurtdışından da çok fazla talep alıyorum ve hedeflerim arasında yurtdışına da ürünlerimi gönderebilmek var. Bir diğer hedefim ve en çok istediğim şey ise aslında kendi atölyemi açmak. Seramiğe ilgisi olan herkese bu işi öğretmeyi çok isterim.

Yaptıkları el işleriyle para kazanmak isteyenlere motivasyon vermek için neler söylemek istersiniz?

Sevdiğiniz işi yapın, enerjinizi her zaman yüksek tutun. Sizin mutluluğunuz işinize de yansıyacaktır ve bu da sizin her zaman mesleğinizde fark yaratmanızı sağlayacaktır. Kadın girişimci olarak vereceğim tavsiyelerden biri kesinlikle evde pratik yapın, videolar izleyin, kurslara gidin, devlet veya özel fark etmez. En önemlisi, kendinizi her daim geliştirin. Bu süreçte ailenizin, çevrenizin desteği gerçekten çok önemli bir etken çünkü insan başta çekiniyor. Ya ilgi görmezsem ya beğenmezlerse ya yapamazsam gibi olumsuz bir sürü soru kafanızda dolanıyor. Açıkçası başta çok çekinmiştim hatta sayfamı açma konusunda kararsızdım çünkü ilgi göremeyeceğimi ve ürünlerimin beğenilmeyeceğini düşünüyordum. Fakat çevrenizden bir kişinin bile sizi desteklemesi işleri tersine çevirip sizi cesaretlendirebiliyor. Keşke demektense iyi ki demeyi tercih edin. Böyle bir girişimde bulunmasaydım ve hobi amaçlı devam etseydim büyük ihtimalle her zaman aklımın bir köşesinde bu iş kalacaktı ama şu an iyi ki denemişim iyi ki böyle bir girişimde bulunmuşum diyebiliyorum. Denemekten zarar gelmez. Üniversite eğitimimin bir kısmını yurtdışında aldım ve bu süre boyunca insanların el yapımı şeylere ne kadar değer verdiklerini gördüm yani el yapımı ürünlere bulunmaz nimetmiş gibi ilgi gösteriyorlardı. Son dönemlerde de ülkemde el yapımı ürünlerin bu kadar değerlendiğini ve bu emeğin karşılıksız kalmadığını görmek beni aşırı mutlu ediyor. Bunun yanında kadın girişimcilere olan desteğin günden güne daha da arttığını hepimiz fark etmişizdir yani hünerlerinizi göstermenize engel olacak hiçbir neden yok. Kendinize güvenin.