Prof. İrvan: Sohbet odaları tartışma kültürünü geliştiriyor
Sosyal medyada sohbet odaları
Haber Üsküdar
Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından AB desteğiyle yürütülen M4D (Media4Democracy) projesi kapsamında gerçekleştirilen söyleşide sosyal medyada sohbet odaları konusu ele alındı. Moderatörlüğünü gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun yaptığı online söyleşide konuk Üsküdar Üniversite İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, sohbet odalarına ilişkin deneyimlerini ve düşüncelerini paylaştı.
Konuşmasına Yıldız Yazıcıoğlu’nun, “Clubhouse gibi sohbet odaları nasıl bir ihtiyaçla ortaya çıktı? Neden bir anda bu kadar popülerleşti?” şeklindeki sorusuyla başlayan Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Sosyal medya platformları nihayetinde kullanıcıların içerik ürettiği platformlar. O yüzden zaten bu kadar popüler hale geliyorlar. Fakat Clubhouse uygulamasının ilk kez sadece sese dayalı bir platform olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Ben aslında bunu ilk duyduğumda inanamıştım. Böylesine görsel bir kültürün içindeyken nasıl olacak bu, tekrar radyo günlerine mi döneceğiz? Bu uygulama kesinlikle tutmaz diye düşünmüştüm. Çünkü sadece konuşmaya dayalı bir platform olduğunu duyunca çok da ihtimal vermemiştim. Hatta bu platforma girmeyi de düşünmemiştim. Ama bir arkadaşım davet gönderince bir bakayım diye girdim. Aslında Clubhouse Mart 2020’de ortaya çıkmış bir platform ama Türkiye’de 2021 yılına kadar pek duyulmamıştı aslında. Ben Şubat 2021’de duydum. O dönemde hatırlarsanız özellikle hafta sonları sokağa çıkma yasakları vardı. Biz online olarak ders yapmaya çalışıyorduk. Clubhouse uygulamasına ilk girdiğim zamanlar odalar çok kalabalıktı. Daha çok ünlüler konuşmacı olarak yer alıyorlardı. Dinleyiciler de bu ünlü kişileri takip edenlerdi büyük ölçüde” yanıtını verdi.
Sohbet odaları konuşma ve tartışma kültürünü geliştiren bir platform
“Sohbet odaları hangi ihtiyaca karşılık verdi?” sorusunu cevaplayan İrvan, şunları söyledi: “Kendi deneyimlerimden hareketle söyleyecek olursam, sosyal medya mecraları hepimizin merak ettiği, anlamaya çalıştığı platformlar. Ben de bazı platformları aktif kullanmaya çalışıyorum. Bunlardan biri de Clubhouse. Bu platformda birçok konuda odalar açılıyor ve o konularında uzman olan insanlar bilgi paylaşıyorlar. Bazı insanlar bu odalara bilgi edinmek için geliyor. Ben de bu odalardan istifade ediyorum. Veya bazı insanlar hayatın sıkıntılarından kurtulmak için, biraz deşarj olmak için sohbet etmeye geliyorlar. Özellikle evden çıkamadığımız dönemlerde bu çok kıymetliydi. Clubhouse ayrıca konuşma kültürünü de geliştiren bir platform. Clubhouse odalarında iki ayrı bölüm var. Biri konuşmacılara diğeri dinleyicilere ayrılmış bölümler. Konuşma bölümüne çıktığınızda derdinizi anlatabilmeniz gerekiyor ve insanların da sizi dinlemesi lazım. O nedenle bu uygulamanın konuşmayı geliştiren bir yönünün olduğunu düşünüyorum. Bizim eğitim sistemimizin en kötü yanı, öğrencileri konuşmacı olarak değil dinleyici olarak yetiştirmesi bence. Ben yüksek lisans için yurt dışına gittiğimde, sınıfta konuşma güçlüğü çekenlerin başında Türklerin geldiğini görmüştüm. Hepimiz öyleydik. Biz topluluk önünde konuşmaya çekinen bir toplumuz. Öğrenciler sınıfta soru sormazlar ya da fikirlerini ifade etmeye çekinirler. Clubhouse aslında bu konuşma güçlüğünü yenmeye de yardımcı olan bir platform.”
Sohbet odaları insanlara geniş bir özgürlük alanı sunuyor
Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun, “Son zamanlarda basın ve ifade özgürlüğünün daraldığını konuşuyoruz. Gazeteciler Cemiyeti de hazırladığı raporlarda basın özgürlüğünün daraldığını ortaya koyuyor. İnsanlar medyada bilgiye ulaşmada sıkıntı yaşıyorlar. Bu anlamda da sohbet odalarının yeni açık oturum platformları haline geldiği söyleniyor. Siz ne derseniz. Bu platformlar böyle bir ihtiyaca da yanıt vermiş olabilir mi? şeklindeki sorusunu yanıtlayan Süleyman İrvan, “Olabilir. Clubhouse uygulaması televizyondaki tartışma programlarının formatına biraz benziyor ama çok da onlar gibi değil. Neden değil? Çünkü televizyondaki tartışma programlarında biz genelde bilindik isimleri, aynı isimleri görüyoruz. Televizyonda aynı kişiler her konuda konuşuyorlar. Fransız düşünür Pierre Bourdieu bunlar için ‘fast thinkers’ (hızlı düşünce insanları) demişti. Ama Clubhouse’un farkı şu: burada herkes konuşmacı olabilir. Dolayısıyla televizyondakinden çok daha farklı bir platform ve de insanlara geniş bir özgürlük alanı sunuyor. Hatta şöyle söyleyeyim, ben ilk girdiğimde oda açma imkanları daha yoktu. Bazı odalar vardı ama onların nasıl açıldığını bilmiyorum. Sonra herkesin oda açabileceği yeni bir özellik geldi. Hemen hepimiz kullanıcılar olarak kendi ilgi alanlarımıza uygun odalar açmaya giriştik. Clubhouse gibi sohbet odalarında güncel olan her konuda odalar açılıyor. Örneğin İsrail- Filistin olaylarının gündemde olduğu bir dönemde, Mayıs ayının ortalarında ilginç bir oda açılmıştı. Filistinli ve İsrailli gençlerin buluştuğu bir odaydı. Ve bu odada konuşmacılar tam 15 gün boyunca hiç kapanmaksızın kavgasız gürültüsüz kendi düşüncelerini açıkladılar. Bun bunu çok önemsemiştim. Bence bu, Clubhouse’da karşılaştığım en iyi şeydi” dedi.
İletişim sadece konuşmak değil aynı zamanda dinlemektir
Moderatör Yıldız Yazıcıoğlu’nun, “Türkiye’de bir süredir kutuplaşma atmosferinden bahsediyoruz. Bunu özellikle de sosyal medyada gözlemliyoruz. Sizce Clubhouse da bu kutuplaşma atmosferini besliyor mu?” şeklindeki sorusuna Prof. Dr. Süleyman İrvan şu yanıtı verdi: “Benim gözlemlerime göre ikisi de oluyor Clubhouse’da. Yankı odaları dediğimiz, aynı görüşteki insanların bir araya geldiği odalar da açılıyor. Farklı görüşteki insanların bir araya geldiği odalar da açılıyor. Zaman zaman çıkan kavga sonucu aniden kapatılan odalar da gördüm. Şöyle bir şey var. Örneğin eğer bir odada politik bir konu konuşuluyor ve bir görüş hâkimse, zaten farklı görüşteki kişilere konuşma hakkı fazla tanınmıyor, siz de zaten orada yukarıya çıkıp konuşmanın bir fayda sağlamayacağını düşünüyorsunuz. Ben bazen farklı görüşleri savunan konuşmacıların hakim olduğu odalara giriyorum ama davet de etseler konuşmak için yukarı çıkmıyorum. Çünkü ben çıksam onların hoşuna gitmeyecek şeyler söyleyeceğim. Birbirimizi üzmeye değmez diye düşünüyorum. Konuşmamın doğru olmayacağını düşündüğüm bir yerdeysem o zaman sadece dinliyorum. Bence iletişim sadece konuşmak değil aynı zamanda dinlemektir, dinleyebilmektir.”
Sponsorlu odalar açılabilirdi
Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun, “Sohbet odalarına son dönemde ilginin azaldığı ifade ediliyor. Bu konuda neler söylersiniz?” şeklindeki sorusunu cevaplandıran Süleyman İrvan, “Evet doğru, ilginin azaldığını ben de görüyorum. Ancak Clubhouse’a ilginin neden azaldığı konusunda çok net bir fikrim yok, sadece bazı tahminlerim var. Birincisi, odalarda tekrara düşülmeye başlandı. Bu nedenle ilgi azalmış olabilir. İkincisi, pandemi sürecinde hayatın normale dönüşüyle birlikte insanlar sokağa çıktı, işlerine güçlerine bakmaya başladılar. Bu da bir neden olabilir. Üçüncüsü, ünlü kişiler burada aldıkları eleştiriler ya da hakaretler nedeniyle uzaklaşmaya başladılar. İnsanlar nedense ünlü kişilere hakaret etmeyi seviyor. Bir de, bu platform bir kazanç kapısına dönüşebilmiş değil. Başlangıçta Clubhouse’u kazanç kapısı olarak kullanmak isteyenler oldu. Ama bu gerçekleşmedi maalesef. Oysa sponsorlu odalar açılabilirdi. Ben örneğin bir gazete çıkarıyor olsam sabahları bir saatliğine gazete ismiyle bir haber odası açardım” dedi.
Haberin oluşturulmasında Bölge Haber Ajansı’nın İzel Çelik imzalı haberinden yararlanıldı.