Doç.Dr. Feride Zeynep Güder: Covid-19 dünyada eğitimi değiştirdi
Doç.Dr. Feride Zeynep Güder uzaktan eğitimi değerlendirdi.
Haber Üsküdar – Ayşe Gülay Ödemiş
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan küresel salgın Covid-19 nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de örgün eğitimden uzaktan eğitime geçildi. YÖK Başkanı Prof.Dr. Yekta Saraç, 23 Mart Pazartesi’den itibaren tüm üniversitelerde Bahar dönemi derslerinin uzaktan eğitimle verileceğini açıkladı. Uzaktan eğitim sürecini dijital okuma problemleri ve bilişsel sabırsızlık alanında akademik çalışmalar yapan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Başkanı Doç.Dr. Feride Zeynep Güder ile konuştuk.
Merhaba hocam, bize kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Sizce uzaktan eğitim nedir?
Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin olmadığı, araya teknolojinin girdiği, sesle veya görüntüyle çoklu medyayı kullanarak yapılan bir eğitim türü. Şimdi bu eğitim türü günümüz şartlarında bir avantaja çevrilmek zorunda. Eskiden insanlar fiziki şartlardan dolayı uzaktan eğitime muhtaçtı. Okula gidemeyen insanlar ya da zamanı olmayan, ekonomisi yetmeyen kişiler uzaktan eğitimi tercih ediyorlardı. 1950 hatta 1920’lerde bile uzaktan eğitim vardı. Mektupla öğretim meselâ. İnsanlar mektupla yabancı dil öğrenmeye çalışıyorlardı.
Uzaktan eğitimde yaşanan sıkıntılar nelerdir?
Eğitimi alan öğrencilerin ve veren hocaların teknolojiye hakimiyeti olmazsa yani teknoloji okuryazarlığı olmazsa işler bir anda zorlaşıyor. Bir de insanların içinde olduğu bilişsel bir gelişimden bahsediyoruz. Bilişsel olması duygudan bağımsız olması demek değildir. İnsanlar öğrenirken takdir edilmek, kontrol edilmek ve disiplin altına alınmak istiyor, bütün bunların da sık sık ve sürekliliğinin olması gerekiyor. Yani ayda bir kere alınan eğitim olmaz. İşte bunlar öğrenmenin temel doğasında olan bizim bildiğimiz şeyler, şimdi bu yapı uzaktan eğitimle farklı bir şekilde gerçekleştirilmeye çalışılıyor. İşin yapısıyla oynanıyor. Hep beraber bu sorunlar aşılabilir.
Üniversitelerin uzaktan eğitimle tüm öğrencilerine erişebildiğini düşünüyor musunuz?
İnterneti olan herkese ulaşılabilir ama burada know-how denilen, yani bir işin nasıl yapılacağını anlatan oryantasyon programları kısa kısa bilgiler halinde net ve öz bir şekilde aktarılmalı. Bizim Üsküdar Üniversitesi bu anlamda çok başarılı bir sınavdan geçti. Uzaktan Eğitim Koordinatörlüğü baştan krizi çok iyi yönetti. Herkes işinin başındaydı. Home Ofis ile bütün hocalar öğrencilerine ulaştı. Panik havası giderildi.
Uzaktan eğitim kapsamında derslerin işleyişi nasıl oluyor?
Bizim anladığımız çağdaş uzaktan eğitim özellikle eş zamanlı olabilecek eğitim türü ve varyasyonları. Senkron yani öğrenci ve hoca aynı anda bilgisayar başında karşılıklı iletişim kurabilecek şekilde bir eğitim alabiliyorsa ne güzel. Bunun haricinde olan eğitim süreçlerinde insan öğesinin olmadığı eğitim-öğretim aktivitelerine de uzaktan eğitim deniliyor. Buranın ayrımı nasıl yapılır bunu gelecekteki uygulama ve gelişmeler gösterecek. Meselâ geçmişte bir site kurmuştum beni temsil eden avatarım orada benim okuduklarımı seslendiriyordu. Çok ilginçti, kendi görüntüm yerine benim uzantım, benim yarattığım bir karakter orada eğitimi götürüyordu. Kendi görüntümüzü koymak daha insancıl değil mi? Bu sorular çeşitli açılardan ele alınıp cevaplanmalı.
Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitime göre avantajları ve dezavantajları neler?
Avantajları saymakla bitmez. Aklıma ilk gelen şu; bilgi bana en kısa zamanda, en pratik şekilde, bana en uygun zamanda ve benim seviyeme en uygun şekilde tasarlanıp ulaştırılıyor. Buna imkân veren bir düzenek uzaktan eğitim. Bu düzeneğin kesinlikle avantajları var. Ancak, insan öğesi sistemde olacak şekilde yani öğrenci merkezli veya okur-dostu olacak şekilde bir kısım derslerin yüz yüze olması etkileşime açık bir eğitim sağlar, geri kalan kısmı online olursa çok faydalı bir eğitim öğretim de yapılabilir. Aslında bilginin oluşması için gerçekten de uzaktan eğitimin çok avantajı var. Yani zaman, mekân ve fırsatlar. Fırsat eşitliği verilmiş oluyor. Ben normal şartlarda belki de fiziki şartlara ulaşamayacağım için zamanım yok, param yok ama uzaktan eğitimle bu bilgiyi elde edebiliyorum. Bu bunun avantajı. Ama her üstünlük aynı zamanda dezavantaj. Bir şeye çok hızlı ulaştığın zaman da o bilginin sindirilmeme riski var. Sen sana verilen bilginin ne kadar değerli olduğunu da anlamayabilirsin. Çünkü zihinsel çaba harcamadan, bedelini ödemediğin bir şey sana sunuluyor belki de. Halbuki talep olmalı önce. Verilecek bilgilerin sıralanması, bilgilerin verilmesi ve bilginin değerlendirilmesi. Bu üç aşama bence öğrenmenin ve öğretmenin en vazgeçilmez temel aşamalarıdır.
Uzaktan eğitimde sınavlar sırasında ne gibi önlemler alınıyor?
Biliyorsunuz vizeler çoğunlukla ödev şeklinde yapıldı. Şimdi bazı derslerde finaller online LMS sisteminden yapılacak. Her değerlendirmede, her testte üç tane öğe vardır; testin güvenilirliği, geçerliliği ve o testin karşı tarafa verilmesindeki fiziksel şartlar veya nitelikler. Bu güvenilirlik ve yeterlilik konusu hocalar deneyimli oldukları için çok rahatlıkla baş edebilecekleri bir mecra. Her donanımlı hoca kendi sınavının içeriğini hazırlarken hem güvenilirliği hem geçerliliği olan sorular hazırlar. İletişim bilimlerinde bilgiye dayalı sınavlarda şöyle bir handikap her zaman var. Ve bu durum sadece yüz yüze eğitim için değil, uzaktan eğitim veya bütün eğitimler için de vardır. O da sınavların tek oturumda yapılması. Yani yüz yüze eğitimde de tek oturumlu sınavlar oluyor. O anda senin başın ağrıyor olabilir, psikolojin bozuk olabilir ya da fırsatlardan dolayı çalışmayabilirsin o senin dezavantajın oluyor. Bu dezavantaj sadece online bir sınava ya da uzaktan eğitime ait bir dezavantaj değil. O yüzden gerçek bir değerlendirme için aslında zamana yayılmalı, bir dönem boyunca öğrenci kısa kısa sınavlarla değerlendirilmelidir.
Dijital devrimle beraber başlayan ve salgınla zorunlu hale gelen uzaktan eğitimin kalıcı olması düşünülebilir mi?
Eğitimde bazı şeylerin artık dijitalleşmesi gerekiyor. Dijital devrim dediğin şey zaten çoktan gerçekleşmiş durumda. Bunun eğitime geçmesi de çoktan gerçekleşti. Ben meselâ şimdi İspanyolca yabancı dil kursu almak istesem böyle bir zamanım ve lüksüm yok. Sınava gidecek ya da ona harcayacak vakti uzaktan eğitimle yapmaya çalışıyorum. Yine bir üniversitede felsefe bölümünde lisans eğitimi görüyorum. Ne kadar sorunlar olursa olsun benim hayatıma bir tempo verdi bu dijital eğitim. Onsuz bir hayat olamaz artık. Toparlamak gerekirse, bilginin nasıl verildiği, kim tarafından verildiği, o bilginin verilirken yöntem kısmı, karşı tarafa aktarılması, öğrencilerin algılama seviyesi, dijital okur yazarlık, eğitim alma talebi, öğrenme motivasyonu, öğrenme isteği, bilişsel sabrı düzgün bir dijital eğitim için ele alınması gerekli parçalardır. Bu parçaların hepsi bütün sonucu etkiler. Çünkü eğitim bir bütün olarak alındığında başarıya ulaşılır. Ve bu bir süreçtir. Bu süreç içinde tabii ki doğal olarak çok zorluklar yaşanacaktır. Dijital dünyada bilmediğimiz, görmediğimiz yeni yeni duygular yeni yeni deneyimler elde ediyoruz. Bunlarla nasıl baş edebileceğimizle veya bunlara karşı nasıl gardımızı alacağımızla ilgili hep beraber buna iyi niyet çerçevesinde hazırlanmamız gerekiyor. Bizim üniversitemiz gerçekten bu konuda başarılı. Uzaktan Eğitim Koordinatörlüğü başkanlığında var olan sistemin alt yapısı zenginleştirildi. Kriz yönetiminde muhteşem bir ekip çalışması gösterildi. Hocalar kadar öğrenciler de aynı şekilde olayı sahiplendiler. Öğrencilerin desteği ve azmi muhteşemdi. Gece vakti ek dersler yapıldı. Ufak tefek aksiliklere rağmen, iyi niyet çerçevesinde bu kriz çok güzel, düzgün ve sağlıklı bir şekilde aşıldı. Tabii ki aksaklıklar olacaktı ve oldu da. Ancak gerçekten dünya geneline ve çevremize baktığımızda, Üsküdar Üniversitesi’nin vermiş olduğu dijital eğitim; içerik, metodoloji, teknik alt yapı açısından çok başarılıydı.
Hocam, bu verimli söyleşi için size çok teşekkür ederim.
Bana bu fırsatı verdiğin için asıl ben teşekkür ederim Ayşegül.