Ekrem Doydu: "Dijital platformlar, konfor alanımızdan çıkmadan oldukça zengin içeriklere ulaşabilme imkânı sağlıyor"
Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü tarafından Sinemada Dönüşümler etkinliği gerçekleştirildi.
Haber Üsküdar – Sefa Mert Kahraman
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü tarafından düzenlenen ve moderatörlüğünü Yeni Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural’ın üstlendiği ‘Sinemada Dönüşümler’ etkinliği gerçekleştirildi. Pirana Film kurucusu, yapımcı ve yönetmen Ekrem Doydu'nun konuk olduğu etkinliğe, Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, Dr. Öğr. Üyesi Hasan Topaçoğlu ve Üsküdar İletişimli öğrenciler katıldı.
Yeni Medya ve İletişim Bölümü'nün düzenlediği 'Sinemada Dönüşümler' konulu etkinlikte, Pirana Film kurucusu, yapımcı ve yönetmen Ekrem Doydu konuk edildi. Etkinliğin moderatörlüğünü Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural yaparken, çok sayıda Üsküdar İletişimli öğrenci de dinleyenler arasında yer aldı.
"Sinema salonları açıldı ama seyirci olarak eski ivmesinde kesinlikle değil"
"Çekilemeyen filmlerin yanında, çekilip vizyona giremeyen birçok film oldu"
Pandemi döneminde çekilip vizyona giremeyen filmler olduğunu ifade eden Doydu, "Çekilemeyen filmlerin yanında çekilip vizyona giremeyen de birçok film oldu. Bunlar da uygun ortam olduğunda hızlı bir şekilde vizyonda yerini bulacaktır. O özlediğimiz güzel maske takmadığımız günlere, artan film sayılarıyla yeniden ulaşacağımız günleri ben bekliyorum" şeklinde konuştu.
"Kültür Bakanlığı’nın rutin destek dışında ek bir destek sağlandığına şahit olmadım"
Fon desteklerine ilişkin düşüncelerini dile getiren Ekrem Doydu şunları söyledi: "Kültür Bakanlığı’nın sinema salonlarıyla ilgili bir çalışması olmuştu. 74 ildeki toplam 159 salona 100’er bin lira bir destek verdi. Bu sinema salonlarına biraz can suyu niteliğinde olsa da tabii ki birçok sinema salonu da bu süreç içerisinde kapandı. Özellikle Anadolu’da bazı salonların kapandığı bilgisini aldık. Yapımcılar tarafından baktığımızda ise zaten Kültür Bakanlığı’nın rutin bir desteği var ama buna ek olarak bir fon, bir destek sağlandığına şahit olmadım. Sinema salonlarını ayakta tutma noktasında Kültür Bakanlığı’nın bir desteği oldu."
"Sinema salonlarının tamamen biteceğini düşünmüyorum"
"Sinemanın sanal gerçekliğe uyarlandığı bir dünya beni heyecanlandırıyor"
Gelecekte sinemanın sanal gerçeklik konusunda ciddi bir yer elde edeceğini düşündüğünü söyleyen Doydu şu ifadeleri kullandı: "Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik dediğimiz metaverse kavramları AR, VR gibi konuların, son zamanlarda üstüne konuşulan ve gelecekte de ciddi bir yer elde edeceğimiz, ciddi bir şekilde içine gireceğimiz bir dünya olduğuna ben de inanıyorum, düşünüyorum. Buna aslında ‘oyunlaşan sinema’ diyorum ben. Az çok oyunlardan aşinayız. Taktığımız VR gözlüklerle o dünyanın içerisine girmeye ama sinemanın da buna uyarlandığı bir dünya gerçekten beni oldukça heyecanlandırıyor."
"İnteraktif sinema dünyada tam istediği yere ulaşamadı"
İnteraktif sinemanın dünyada tam istediği yere ulaşamadığını ifade eden Ekrem Doydu, "İnteraktif sinema 2017 yılında sanırım ilk örneğini vermişti fakat sonrasında bence interaktif sinema dünyada tam istediği yere ulaşamadı. Evet Black Mirror’un örneği diğer bazı örnekler ilk çıktığında ses getirse de devam eden işler olduğunu çok fazla düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
"Film üretmek için bir yapım şirketine muhtaç değilsiniz"
"Etkileşimli sinema yapım tarafını zorlaştırıyor"
Etkileşimli sinemanın yapım tarafını zorlaştırdığının altını çizen Ekrem Doydu, "Bu etkileşim olayı önceki yıllarda kitaplarda yapılırdı. Olayın şöyle devam etmesini istiyorsanız 40. sayfaya gidin, böyle devam etmesini istiyorsanız 50. sayfaya gidin gibisinden bir örnekle başladı. Sonrasında bu sinemaya uyarlanabilir mi diye denemeler yapıldı. Yapım tarafını zorlaştıran bir unsur mudur? Kesinlikle öyledir. Çünkü insanların hangisini seçeceğini düşündüğünüz için bir sahnenin farklı farklı alternatiflerini çekmek zorundasınız. YouTube’da bununla ilgili bir örnek vardı. ‘Eee Sonra?’ diye bir Türk dizisi. Tabii çok basit hazırlanmış. Videonun sonuna geldiğinizde hangi cevabı ya da hangi durumu seçmeniz isteniyorsa sonraki video oklar gösterilerek bir pencere koyulmuş ve o pencereyle birlikte o etkileşimli dramanın devam etmesi amaçlanmış. Bu yapımcılar için sanıyorum yapım tarafını zorlaştıracağı için ve maddi karşılığını da ticari olarak da beklenen etkiyi alamayacağı öngörüldüğü için çok fazla denenmiyor. Özellikle Türkiye’de bunun çok fazla örneğine bence rastlamadık. Yapım tarafında da bir ağaç misali çekilirken dallarına ayrıldığı için yapımcılar buna şimdiye kadar çok girmek istemediler ama dünyada güzel örnekleri var’’ şeklinde konuştu.
"Dijital platformlar bir köprü niteliğinde olarak bence özellikle yapım tarafında oldukça güzel sonuçlara sebep oluyorlar"
Dijital platformlar ile sinema arasındaki ilişkiye de değinen Ekrem Doydu, "Buna üç pencereden bakmak lazım. Bir yapımcı ve yönetmen tarafından, iki seyirci tarafından, üçte salon sahibi-sinema sahibi tarafından bakmak gerekiyor bence. Salon sahiplerinden başlayacak olursak, onlar bir grubun neredeyse tekeline varacak bir şekilde sektörü eline almışlardı. Popcorn krizi dedikleri bir krizle yapımcıların ciddi zarar etmesine sebep oluyorlardı. Gelen yasa ile birlikte bu düzene girdi. Salonların, sevdiğimiz karanlık odanın o ambiyansının devam etmesi için bir şekilde o salonların da yaşaması gerekiyor. Diğer tarafta üreticiler yani yapımcılar ve yönetmenler filmlerine ticari getiri getirmez kaygısıyla salon sahipleri tarafından ret cevabı alıyorlardı. Şu an dijital platformlar bu ikisi arasında bir köprü niteliğinde olarak bence özellikle yapım tarafında oldukça güzel sonuçlara sebep oluyorlar. Çünkü salonlarda yer bulamayan yapımcılar ve yönetmenler artık dijital platformlarda var olabiliyorlar. İzleyici gözünden bakacak olursak da evet bir salondan kopuşa sebep oluyor mu oluyor ama bunun bence haklı gerekçeleri de var. O da şu ki artan bilet fiyatları dolayısıyla insanlar artık ciddi bir şekilde sinemada çok fazla film izlememeye başlıyorlardı. Netflix dediğimiz kavramda, dijital platform dediğimiz kavramda ise birçok içeriği çok uygun fiyatlarla ve konfor alanından çıkmadan evinde seyredebildiği için bu aslında izleyicinin de tercih ettiği bir hale geldi" dedi.
"Kültür Bakanlığı desteklerinde verilen bütçeler yetersiz"
Kültür Bakanlığı’nın verdiği destek bütçelerinin yetersiz olduğunu dile getiren Ekrem Doydu, "Verilen bütçeler tamamen yetersiz ve aktarılan rakamlar da bir denetleme mekanizmasından çok yoksun olduğu için oradaki destek, verilen rakamlar maalesef doğru kullanılmıyor. Kültür Bakanlığı’ndan her yıl yirmiye yakın film destek alır. Yirmi film dediğim; ilk filmini yapacak olan genç yönetmenler kategorisinden bahsediyorum. Bunun kaçı sinemada önümüze gelir ya da kaçını bir şekilde duyarız, ciddi bir ulusal başarı olduğunu duyarız, birçoğunu duymayız" şeklinde konuştu.
"Televizyon ve sinemanın o beyaz soğuk ekranı işin içine girince, gerçeklik algısı biraz ekranın ötesine de geçmiş oldu. Tiyatrodaki o duygu bence biraz kayboldu"