Londra'da yaşayan Oğuz Şişman, Kovid-19 salgını sürecinde yaşadıklarını anlattı
29.05.2020 20:21

Londra'da yaşayan Oğuz Şişman, Kovid-19 salgını sürecinde yaşadıklarını anlattı


Haber Üsküdar - Merve Şişman 

Tüm dünyada etkili olan, bugün itibarıyla (2 Haziran) 6 milyon 394 bin kişinin yakalandığı, 378 bin kadar insanın ölümüne sebep olan Covid-19 salgını İngiltere’de de can kayıplarına neden olmaya devam ediyor. 7 senedir İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşayan Oğuz Şişman ile Londra’daki durumu ve alınan önlemleri konuştuk.

Londra’da yaşayan Oğuz Şişman, Londra’daki bir ofiste yazılım üzerine çalışmalar yapıyordu, ancak Koronavirüs salgını başladıktan sonra işsiz kaldı. Yaşadığı süreci şöyle aktardı: “Self-employment olarak ofisimizde yazılım, site tasarlama üzerine arkadaşımızla beraber çalışmalar yapıyorduk. Serbest meslek kategorisine girdiğimiz için, birçok sektörde olduğu gibi, işlerimizi bir süre durdurma kararı verildi. Yedi yıla yakın bir süredir buradayım ve yiyecek, içecek ve benzeri şeyler için yapılması gereken harcamaların fazla olduğunu söyleyebilirim. Burada çalışmadan hayatta kalabilmek oldukça zor. Dört aya yakın bir süredir çalışamıyoruz. Eğitim kurumlarına, toplu bulunan her yere kısıtlama getirildi diyebilirim.”

“Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmak yasak”

“Toplu alanlarda bulunuyor musunuz veya bir restoranda arkadaşlarınızla beraber toplu yemek yiyebiliyor musunuz?” sorumuza şu karşılığı alıyoruz: “Restoranlardan yiyecek veya içecek almak isteyenler kapıdan siparişlerini veriyor ve kapıda bekliyor. Her restoran önünde, eczane önünde, market önünde güvenlik görevlileri ile karşılaşıyorum. Görevliler insanları birbirlerine yakın olmamaları gerektiği konusunda uyarıyor. Israrcı olan insanlara da gerekli cezai işlemi uyguluyorlar. İnsanlar istese de istemese de kurallara uyuyor. Uymayanları da gördüğümü söyleyebilirim. Dışarı çıkmak yasak deniliyor. Ama zorunlu ihtiyaç halinde eczane, market ve benzeri bir durum olduğunda insanlar çıkıyor.”

“Yapılan uyarılar net değil”

“Vaka sayısında İngiltere, ABD, Rusya, Brezilya ve İspanya’nın ardında beşinci sırada yer alıyor. Koronavirüsten vefat eden kişi sayısında ise ABD’nin ardından ikinci sırada geliyor. Bu yüksek can kayıpları insanları korkutmuyor mu, yapılan duyuruları yeterli buluyor musunuz?” sorumuzu Oğuz Şişman şu şekilde yanıtlıyor: “Salgın kapsamında birçok uyarı yapıldı. Ancak şunu söyleyebilirim ki uyarıların çoğu ney değil, çok ortada bırakıcı uyarılar. Sonuçta bu salgın insanların canını alacak kadar ilerliyor, can kayıpları oluyor. Belki de psikolojik sorunlar da ortaya çıkıyor. Kendim de dahil çoğu insanın korktuğuna eminim. Başta ‘Herkese bulaşacak, sürü bağışıklığı kazanacaksınız’ denildi. Ancak daha sonra alanında uzman kişiler her insanı, her yaş grubunu etkileyecek durumların farklı olduğunu söyledi. Ben markete gittiğimde korkuyorum. ‘2 metre sosyal mesafeyi koruyun’ deniliyor. Ancak herkes o iki metreyi ne kadar ölçüyor da uyuyor belli değil. Bu nedenle markete girişlerde bile belirli kısıtlamalarla alışveriş yapılıyor.”

“Marketlerde sınırlı sayıda müşteri bulunabiliyor”

Marketlerde önlem olarak neler olduğunu sorduğumuzda ise şu cevabı alıyoruz: “Maddeler halinde örnek verecek olursam; Markette ödeme noktasında kart ile ödeme yapılıyor. Eğer kartta bir problem olursa o zaman nakit ödeme yapılıyor. Öncelik kart ile ödemede. İki metre sosyal mesafe kuralına uymayanlar güvenlik görevlileri tarafından uyarılıyor. Her reyonda sadece bir kişi alışverişi yapabiliyor, eldiven takmadan ürünlere dokunamıyor. Ürünlerin yanında tek kullanımlık temiz eldivenler bulunuyor. Markete giriş çıkışlarda sınırlı sayıda insanı içeride olmak zorunda, insanlar dışarıda bekletiliyor. Bir kişi çıkmadan başkası içeri giremiyor. Marketler öğlen ve akşam görevliler tarafından dezenfekte ediliyor. Marketler geç saatlere kadar açık olmadığı, saat 17.00’de kapandığı için alışverişte daha erken saatlerin tercih edilmesi öneriliyor. Gördüğüm önlemler bu kadar, belki daha fazla önlem varsa, o kısmı bilmiyorum. Gözlemlediğim şeyler bu şekilde. Başka bir markette eldiven kullanılmıyorsa, o markete gitmediğim için bilemeyeceğim. Açıkçası marketlerde veya başka bir yerde sosyal mesafe insanlar için, sağlıkları için gerekli bir durum olsa da psikolojik açıdan iyi olduğunu savunamıyorum ne yazık ki.”

“İngiltere dünyada en çok can kaybı yaşayan ikinci ülke”

“Toplu taşıma, eğitim düzeni, sosyal yardımlar nasıl işliyor?” şeklindeki sorumuza Oğuz Şişman şu karşılığı veriyor: “İngiltere’de şu ana kadar 269 binden fazla vaka tespit edildi ve 37 binden fazla kişi de hayatını kaybetti. Bunlar sadece rakamlar değil, hepsi birer canı ifade ediyordu. Böyle bir zamanda eğitimin yüz yüze yapılması bana göre doğru bir adım değil. Ancak şöyle bir durum var ki, 1 Haziran’da okullar açılacak, kuaför salonları berberler açılacak. ‘Sosyal yaşamı sürdürmek gerekiyor’ deniliyor. İnsandan insana bulaşabilen bu virüs için böyle bir şey doğru gelmiyor. Şu anda eğitimleri yani okulları tamamen durdurmadılar. Uzaktan eğitim görerek bildiğim kadarıyla araştırma, ödev yoluyla derslerden geçiyorlar.” Devletin insanlara herhangi bir sosyal yardımı söz konusu mu?” sorumuza şu karşılığı alıyoruz: “Sosyal yardım konusunda ise serbest meslek grubunda olanlar için yıllık 50 bin pound ve aylık 2 bin 500 pounddan düşük ücret alıyorsa kişi sosyal yardıma başvurabiliyor. Kriterlere uyanlar sosyal yardım almaya hak kazanıyor.”

“Sosyal yardımlar kişinin normalde aldığı ücrete göre belirleniyor”

Sosyal yardımlar ne zaman başladı?” sorumuza da şu cevabı alıyoruz: “13 Mayıs 2020 tarihinden itibaren yardımlar alınmaya başladı. Kişiler normal zamanda işlerinden kazandıkları ücretin yüzde 80’i kadar sosyal yardım alıyor. Yani bin pound ücret alıyorsa kişi, devlet bunun 800 pound kadarını kişiye veriyor. Tabii önceden ne kadar kazandığını araştırıyorlar, teyit ediyorlar ve ona göre alacağı ücreti belirliyorlar. Toplu taşımada ise, bazı insanlar işlerini aksatmamak için oplu taşıma kullanarak iş yerlerine gidebiliyor. Toplu taşımada denetim yapıldığı için bir sorun oluşmuyor. Londra’da yaşadığım bölgede trenlerde, otobüslerde yoğunluk olmadığını gözlemledim. Belli saatlerde çok yoğun oluyordu. Ancak o yoğunluk da düşüş gösterdi. Toplu taşımadan daha çok, insanlar kendi araçlarıyla trafiğe çıkmayı tercih ediyorlar. Trenlerde uyarılarda bulunuyorlar. Anonslar yaparak, ‘Gideceğiniz mesafe yakınsa, kısaysa bisiklet kullanabilirsiniz. Bisikleti güvenlik görevlisinden temin edebilirsiniz’ tarzında ücretsiz ulaşım da sağlanıyor. Otobüsler şimdilik ücretsiz, çünkü önden, şoför tarafından binilmemesi gerektiğini savundukları için şu anlık ücretsiz ulaşım imkânı sağlanıyor.”

“Hastaneye gitmekten çekiniyorum”

Oğuz Şişman, “Hastane, eczane gibi sağlık kuruluşları hakkında gözlemleriniz var mı?” şeklindeki sorumuzu şu şekilde cevaplıyor: “Hastaneye gitmedim. Açıkçası gitmek bile istemiyorum. Ancak eczaneye gittim ve koruyucu birkaç bir şey almak istediğimde, bittiğinde tekrar gitmemek için fazladan almak istediğimde, bir üründen en fazla iki tane alabileceğimi söylediler. Eczaneye girmek için zaten 2-3 saat sıra bekledim. En azından dezenfektan gibi bir şey alıp çıktığımda bile sevindim diyebilirim. Tüm eczaneler bu şekilde diyebiliriz. Farklı bölgelerde oturan arkadaşlarım dahi durumun aynı olduğunu dile getiriyorlardı.”

 

Londra'nın normal zamanlarda en kalabalık meydanlarından olan Trafalgar sessizliğe bürünmüş durumda.

Londra'nın en ünü parkı olan Hyde Park içindeki gölette ördekler rahatsız edilmeden yaşamanın tadını çıkarıyorlar. 

Not: Fotoğrafların tamamı günceldir ve Oğuz Şişman tarafından çekilmiştir.