Artvin Faal Gazeteciler Derneği Başkanı Yaşar Kars: Bugün gelinen noktada Türk basını uçurumun kıyısında
Artvin Faal Gazeteciler Derneği Başkanı Yaşar Kars ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Ahmet Kenan Çelik
Üsküdar İletişim’de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Artvin Faal Gazeteciler Derneği Başkanı Yaşar Kars ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine, dernek ile Artvin’de gazetecilik hakkında sorular yönelttik.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?
Adım Yaşar Kars, 1970 Artvin doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Lisans, AÜ Açık Öğretim Fakültesi Halkla İlişkiler Ön lisans mezunuyum. İş yaşamından geliyorum. Turizm altyapı hizmetleri ve işletmecilik faaliyetlerimi yürütürken, ilimizde turizm sektörünün gelişmesi ve bu anlamda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, birkaç arkadaş ile birlikte imtiyaz sahibi olarak 2006 yılında aylık gazete çıkarmaya başladım. 2007’den itibaren bu faaliyeti tek başıma sürdürdüm. Daha sonra 2010 yılında üç aylık süreli yayınla yerelde, kültür ve turizm içerikli dergi çıkarmaya başladım. 2012 yılında bu faaliyetlerimi tasfiye ettim. Bir süre Artvin TSO Kurumsal Basın Danışmanlığı ve Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi Artvin Temsilcisi olarak proje danışmanlığı yaptım. 2015 yılı itibarıyla vergi mükellefi işlerimi kapattım. Şu an Ticaret Bakanlığı’na bağlı olarak Artvin Ticaret Sicili Müdürlüğü görevini yürütmekteyim. Ancak zaman zaman özellikle aktüel, sosyal ve ekonomi konularında yerel gazetelere köşe yazıları yazıyorum.
Halen başkanlığını yaptığınız Faal Gazeteciler Derneği’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da dernek olarak neler yapıyorsunuz?
Artvin Faal Gazeteciler Derneği’ni 2012 yılında kurduk. Ben kurucu başkanıyım. 2015 yılında görev sürem bitti. 2021 yılında üyelerimiz tekrar teveccüh gösterdiler ve halen derneğin başkanlığını yürütmekteyim. Artvin Faal Gazeteciler Derneği’nin kısa adı AFGAD’dır. Derneğin merkezi Artvin’dedir. 19 Mayıs 2012 tarihinde yedi kurucu üye tarafından Artvin Merkez’de kurulmuştur. Onursal üyelerimizle birlikte 60 üyemiz bulunmaktadır.
Derneğin kısaca amacı; Demokrasinin en temel kurumu olan, bütün öteki özgürlüklere kaynaklık eden düşünceyi ifade ve basın özgürlüğünün, haber alma hakkının hiçbir baskı ve sınırlama olmaksızın kullanılabilmesi, gazetecilerin mesleki hak ve çıkarlarının korunup geliştirilmesi ve bu yönde güçlendirilmesi için çalışmak, üyelerinin kültürel gelişmesine, ekonomik ve sosyal refah düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunmaktır.
Dernek Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Artvin’de yayın çıkarma ve dağıtma bağlamında gazetecilik, 1960’lı yılların başında başlamıştır. Bugün Artvin genelinde Merkez ilçede 2 günlük gazete, Borçka, Hopa ve Yusufeli’de 2’şer haftalık gazete, Ardanuç, Kemalpaşa, Murgul ve Şavşat’ta 1’er haftalık gazete olmak üzere 14 süreli yayın bulunmaktadır. Günlük görüntülü yayın yapan bir de YOUTUBE kanalı mevcuttur. İl genelinde Basın İlan Kurumu verilerine göre 44 fikir işçisi bulunmaktadır. Bunların 32’si kadındır.
Yerelde özgül ağırlığı olan yayınlar bulunmakla birlikte, son yıllarda sosyal medya ve internet yayıncılığının çoğalması, basılı yayınların gündemdeki yerini olumsuz etkilemiştir. İl genelinde gazetecilik 2000’li yılların başına kadar ilan alma ve bu formasyona uygun habercilik anlayışıyla, gazetecilik faaliyetleri sürdürülmekteydi. 2000’li yılların başlarından itibaren, habercilik anlamında rekabet ve kamuoyu yaratma gücü hissedilmiştir. Fakat son birkaç yıldır ekonomik koşullar nedeniyle birçok yayın kapanmıştır veya birleşerek faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Dernek olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Biz dernek olarak Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) üyesiyiz. Üst kuruluşumuz bünyesinde bu anlamda yürütülen tüm faaliyetlerin takipçisi ve destekçisiyiz. Temel sorunlara gelince, bugün en temel sorun özlük hakları, kadro sayıları ve genel ekonomik sorunların sektörel yapıya sirayet ederek bu alandaki istihdamı eksiltmesi ve kayıt dışına sürüklemesidir. Bu tabii daha çok Anadolu basınının sorunudur. Yoksa holdinglere bağlı yayın kuruluşlarının bu hususta çok zorlandıklarını düşünmüyorum.
Sorunları çözmek için genel anlamda, demokrasinin özümsenmesi, basına bakış açısının bu anlamda yaşama geçirilmesi şarttır. İlgili devlet kurumları ile siyaset kurumlarının da samimiyetle, kendilerine iletilen sorunlara ve çözüm önerilerine kulak vererek, kanun ve uygulamaları yürürlüğe koymaları işin yarısını halledecektir. Diğer yarısı ise genel ekonomik koşulların iyileşmesi ile doğru orantılıdır. Ayrıca Anadolu basınının, ilerleyen teknolojiye göre gardını alması, geleneksel basılı yayıncılığın sonsuza kadar ilan destekleri ve devlet himayesi anlayışıyla sürdürülemeyeceği gerçeğini de görmesi gerekmektedir.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
İlimiz, 90’lı yılların sonu itibariyle büyük enerji yatırımlarının odağı durumunda. Artvin, uluslararası yatırımların coğrafyaya, sosyo-kültürel yaşama ve ekonomi ile yaşam şartlarına etkisini derinden hisseden yıllar yaşadı, yaşamaya da devam ediyor. Ayrıca yeraltı kaynaklarına yönelik yatırımlar, sınır ili ve geçiş noktası olma konumu nedeniyle de türlü sorunlarla karşı karşıya kaldı. Bu süreçte yerel medya ve ulusal medyanın ilimizdeki temsilcileri faaliyetlerin ve hizmetlerin eksiksiz ve hızlı yapılması noktasında, gerçekten çok iyi performans gösterdi. Son yıllarda yaşanan en olumlu durum bizim açımızdan budur. Ayrıca turizm değerlerimizin ve varlıklarımızın tanıtımı hususunda da çok önemli çalışmaların içinde oldu, katkı verdi. Yayıncı kuruluşların halkla ve kamu ile ilişkileri samimi ve iyi durumdadır. Artvin küçük bir şehir olduğundan, birçok sorun ve çözüm önerileri, yayınlara aksetmeden, basın temsilcileri tarafından ilgililere iletilebilmektedir.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?
Türkiye'de, 60’lı yılların başlarından başlayarak günümüze kadar yapılan kanun ve yönetmeliklerle, kâğıdı ve her türlü baskı malzemesi için devlet eline bakan, özel ilânlar da dahil bütün ilâncılığı devletleştirilen, dağıtımı devlet eliyle yürütülen bir basın yaratıldı. Yıllar içerisinde ise holdingleşen yayıncı kuruluşlar ortaya çıktı. Büyük iş insanları medyanın gücünü fark etti ve iş tekelleşmeye gitti. Holdingler kendi iş alanlarındaki çıkarları için medyayı kullanırken, siyaset kurumu da durumdan faydalandı. Devletin yaklaşımı Anadolu basınını ayakta tutsa da bugün gelinen noktada, Türk basını bir uçurumun kıyısına geldi. Artık günümüz şartları teknoloji ile birlikte değişti. Devlet küçük işletmelerle uğraşmak istemiyor. Bu anlayış her sektörde böyle. Bence bu çıkan yasalarla aslında söylenmek istenen, “Herkes kendi çapında gardını alsın ve başının çaresine baksın, yatırımını ona göre yapsın, işini ona göre tutsun” hususudur. Başka teferruata girmeye gerek yoktur.
Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Bu işin yereli genel bence yoktur. Başı neyse dibi de odur. Bu bir anlayış ve yaklaşım meselesidir. Bu konu ancak demokrasi yeterince özümsenirse mesele olmaktan çıkar. Medyanın gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi sacayağı olarak görevini yapması isteniyorsa, öncelikle yayıncı kuruluşların başka işlerle iştigal etmemeleri sağlanmalıdır. Peki devlet desteği olmasın mı? Tabii o da olmalı, ama yatırım teşvikleriyle, istihdam teşvikleriyle, özlük haklarına dönük uygulama ve teşviklerle, eğitim ve öğretim uygulamalarıyla, hukuksal güvencelerle…
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?
Hangi türü olursa olsun, yayıncı ve gazeteci taraftır. Yerine göre kamunun, yerine göre halkın. İdeolojik anlamda da taraftır. Bu işin doğasında vardır. Burada esas olan objektif ve ilkeli olmak, evrensel basın yayın değerlerine göre hareket etmektir. Devletten beklenen ise her konuda ve her alanda güven ve adalettir. Bence en önemli husus da budur.