Doç.Dr. Muzaffer Şahin: Gazetecilikte istikbal gördüğüm tek kurum haber ajanslarıdır
Doç.Dr. Muzaffer Şahin, ajans haberciliği hakkında bilgi verdi
Haber Üsküdar - Merve Şişman
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen online söyleşide ajans haberciliği konuşuldu. Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Süleyman İrvan'ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide gazeteci öğretim üyesi Doç. Dr. Muzaffer Şahin konuk oldu.
“Ajanslar haber toptancılığı yapan kuruluşlardır”
“Muhabirlerin tam donanımlı olması gerekir”
"Ajans haberciliği çeviri haberlerle başladı"
"İki yüzyılda ajans haberciliği çok zenginleşti"
1830'larda başlayarak günümüze kadar geçen iki yüzyıllık süreçte ajans haberciliğinin çok zenginleştiğini ifade eden Doç.Dr. Muzaffer Şahin, "Tarihsel gelişim süreci içerisinde haber ajansları çok farklı süreçlere girmiştir. Esas olan haberi vermek ama zamanla büyük haber ajansları içerisinde önemli bölümler oluşmuştur. Tematikleşme oluşmuştur. İşte sadece fotoğraf ajansı karşımıza çıkmıştır. Dini haber ajansları ortaya çıkmıştır. Vatikan Haber Ajansı bunların en başında geliyor. Sadece spor haberi veren ajanslar çıkmıştır. Sadece karikatür dağıtımı yapan ajanslar vardır.Bunlar giderek yaygınlaşmıştır. İlk ajansın kuruluşundan bu yana neredeyse iki yüzyıl oldu. Bu iki yüzyılda ajansçılık çok zenginleşti. İçeriği farklılaştı ve hizmet sunduğu hedef kitlesi de sadece medya olmaktan çıktı. Aynı zamanda iş dünyası, siyaset, bürokrasi, bankalar, sivil toplum örgütleri gibi farklı kesimlere hizmet verir hale geldi" dedi.
"Türkiye'de ajanslar günde ortalama 2500-3000 haber sunuyor"
Türkiye'de ajansların her gün çok sayıda haberi müşterileri ilettiğini belirten Doç.Dr. Muzaffer Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye piyasasına büyük çoğunluğu Anadolu Ajansı kaynaklı olmak üzere İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), ANKA ve diğer küçük ajansları da katalım, genel bülten için ortalama günlük 2500-3000 haber sunuyor. Bir de uluslararası haber ajanslarının Türkiye piyasasına sunduğu haberler var. Türkiye kökenli ajanslardan biraz daha fazla. Neredeyse günde 5-6 bin haber sunuluyor Türkiye piyasasına."
"Medyada, gazetecilikte istikbal gördüğüm tek kurum haber ajansları"
Konuşmasında haber ajanslarının sürekli yukarıya doğru giden bir ivme ile geliştiğini vurgulayan Muzaffer Şahin, şunları söyledi: "Haber ajansları çok büyüdü, çok da gelişti. Geçmişten bugüne, böyle bir grafik çizersek yukarıya doğru gidiyor ve ben bu çıkışın duracağını düşünmüyorum. Medyada, gazetecilikte istikbal gördüğüm tek kurum haber ajanslarıdır." Son yıllarda haber ajanslarında istihdam oranlarının arttığını da vurgulayan Şahin, "Geçmişte 250-300, hatta ilk kuruluşunda 20-30 gazeteciyle başlayan Anadolu Ajansı'nda bugün kaşeliler, freelance'lar dahil istihdam edilen 2 bin 500 civarında gazeteci var" dedi.
"Büyük haber ajanslarının merkez ülkelerin çıkarları dışında bir pozisyonda görmemiz mümkün değil"
Associated Press (AP) Reuters, Ajans France Press (AFP), Rus Haber Ajansı TASS ve Çin Haber Ajansı Xinhua gibi büyük haber ajanslarına ilişkin tartışmalara da değinen Doç.Dr. Muzaffer Şahin, "Ben bunlara beş büyük ajans diyorum. Bu büyük haber ajanslarının başka bir gündem belirleme çerçevesi var. Haber ajanslarını, özellikle ulusal kimlikte olanları merkez ülkelerin menfaatleri, siyasi çıkarları dışında bir pozisyonda görmemiz mümkün değil. Olamaz. Mesela AP'nin Amerikan çıkarları aleyhine haber yapma kabiliyeti yok. Irak'ın işgalini hatırlayalım. Irak'ın işgali sırasında o meşhur embedded (iliştirilmiş) gazeteciler, yani tankın içerisinde cepheye doğru giden ilk muhabirler AP'nin muhabirleriydi. Türkiye için de Fransa için de, Almanya için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Merkez ülkelerin ekonomik ve siyasi menfaatlerine karşıt bir pozisyonu hiçbir haber ajansında görmemiz mümkün değil.
"Anadolu Ajansı'nın kuruluş amacı, milli kurtuluş hareketini doğru haberlerle aktarmaktı"
Konuşmasında Anadolu Ajansı'nın kuruluş amacına da değinen Doç.Dr. Muzaffer Şahin, "Atatürk'ün sözüyle de bu tescillenmiştir. Milli kurtuluş hareketini bütün iç ve dış kamuoyuna sahih haberlerle yani doğru haberlerle duyuracaktır diyor. Kuruluşundaki temel felsefe bu.Anadolu Ajansı'ından önce kurulmuş ajanslar da vardı. Osmanlı döneminde kurulmuş üç haber ajansı vardı. Önce Osmanlı Telgraf Ajansı, sonra Osmanlı Milli Telgraf Ajansı, daha sonra da Türkiye-Havas-Reuter Ajansı, üçlü ortaklık şeklinde. Anadolu Ajansı 1920'de kurulunca bu Türkiye-Havas-Reuter ajansının kullandığı bütün teknolojik cihazlar ile mütercim-tercüman ve gazetecileri olduğu gibi Anadolu Ajansı'na geçmiş. Anadolu Ajansı'nın isim annnesi Halide Edip Adıvar'dır. Halide Edip Adıvar, Yunus Nadi ve Atatürk birlikte kuruyorlar Anadolu Ajansı'nı. Anadolu Ajansı'nın kuruluşuyla ilgili Ataürk'ün yayımladığı bir telgraf var. Bu telgrafta Anadolu Ajansı'nın neden kurulduğunu, nasıl çalışacağını anlatıyor. Bütün Türkiye'ye duyuruluyor" dedi.
"Özel ajansların kurulmasının tek nedeni kâr elde etmektir"
"Ulusal çapta ne kadar çok haber ajansı olursa o kadar iyi"
Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın, "Türkiye'de günlük haber üretimi çok fazla. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" şeklindeki sorusunu cevaplandıran Doç.Dr. Muzaffer Şahin, "Ulusal çapta ne kadar çok haber ajansı olursa o kadar iyi. Habercilikte rekabetin çok büyük faydası var. Bu alanda rekabete şu yönden ben çok katılıyorum. Eğer bir yanlış haber geziyorsa, diğer ajansların ürettiği haberler o yanlış bilgiyi derhal doğruluyor. Bir karşılaştırma aracı olarak görüyorum ben. O nedenle ulusal çapta Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı, üç tane büyük ajans var. Bunların hizmetleri, üretimleri farklılaşabiliyor. Bunların çok büyük faydası var. ANKA Haber Ajansı'nın yeniden açılması da çok isabetli olmuştur. ANKA'nın bu haber rekabetine dahil olması çok demokratik bir süreci de karşımıza getiriyor" dedi.
"Haberin asıl gücü muhabirdedir"
Haber ajanslarında haber üretim süreçleri, haber kararlarının nasıl alındığı, gündemin nasıl belirlendiği konularında da önemli bilgiler veren gazeteci akademisyen Muzaffer Şahin, "Ama haberin asıl gücü muhabirdedir. Muhabir kendi alanının, kendi ilinin gündemine vakıf olması ve sıcak gelişmeleri çok yakından izlemesi gerekir" dedi. Sıcak gelişmelerin haber yapılma süreci hakkında da bilgi veren Şahin, "Çok sıcak bir gelişme olursa ilgili muhabir bunun önce flaşını geçer. Flaş dediğimiz, ilk bilgilerdir. Diyelim ki uçak düştü, 'Akdeniz açıklarında bir yolcu uçağının düştüğü öğrenildi', bu kadardır flaş. Fakat bu flaşın verilmesi esnasında deriz ki 'mutlaka 5 defa nefes alıp verin'. Flaşı hemen vermeyin. Yanlış bir duyum olabilir. Çok hızlı verilmesi gerekir ama bir 5 saniye beklemekte yarar var. Yüzde yüz eminseniz, her türlü teyidi almışsanız hemen verebilirsiniz. Ama soru işaretleri varsa biraz beklemekte fayda var. Anadolu Ajansı'nın flaş verdiği haberler yüzde 99 doğrudur. Ajans muhabirliğinin yükümlülüğü, sorumluluğu çok fazla. Hem medyayı haberle doturacaksınız hem de doğru haberle doyuracaksınız. Ajans muhabirleri kamuoyunda çok tanınmaz ama ajans muhabirinin adını kendi sektöründeki gazeteci arkadaşları çok iyi bilir. Örneğin Meclis'teki ajans muhabirinin adını Meclis'te görev yapan bütüm muhabirler bilir. En ufak sorunda ajans muhabirini arar ve bilgi alır.
Gazeteci Muzaffer Şahin’den öğrencilere tavsiyeler
Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın, “Gazetecilik anlamında kendini mesleğe adamış öğrencilerimize ne gibi tavsiyeler verirsiniz” sorusuna Muzaffer Şahin şu karşılığı verdi: “Kendilerini teknolojik anlamda geliştirsinler, habercilikte kullanılan programları öğrensinler. Donanımlı bir gazeteci olarak iş dünyasında fark yaratabilirler. Ajans gazeteciliğini öncelikle tavsiye ederim. Bu alana yönelebilirlerse, orada kendilerini bir süre geliştirdikten sonra istedikleri medya sektörüne geçebilirler. Bu şekilde farklı alanlarda uzmanlaşma yoluna gidebilirler."