Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın verdiği Gazetecilikte Yeni Yaklaşımlar dersi kapsamında yavaş gazetecilik konuşuldu.
Haber Üsküdar – Hazal Göksun
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın verdiği Gazetecilikte Yeni Yaklaşımlar dersi kapsamında gazeteciler Nida Dinçtürk ile Dicle Baştürk, Fikritakip deneyimlerini paylaştılar.
Kurdukları haber sitesinde arşiv haberciliği yaparak güncel ve önemli konuları kronolojik olarak ele alan gazeteciler Nida Dinçtürk ile Dicle Baştürk, Gazetecilikte Yeni Yaklaşımlar dersine katılarak yaptıkları yavaş gazetecilik pratiğini anlattılar.
Gazeteci Nida Dinçtürk: "Fikritakip bilinci oluşturmak gibi bir misyon edindik"
Fikritakip projesinin ortaya çıkış serüvenine ve gazetecilerin haber yazmada yaşadıkları sorunlara değinen gazeteci Nida Dinçtürk; “Türk halkı olarak her zaman balık hafızalı olmakla eleştiriliriz. Ben çok büyük bir eksiklik hissetmeye başladım. Ajanstan bir haber çektiğiniz zaman elinize sadece bir parça geçiyor. Halbuki bu haber parçasının çok büyük bir arka planı var. Siz o geçmişi hatırlatmakla ve haber için uygun bir giriş yazmakla mükellefsiniz. Bir taraftan dijital medyanın önceliği hıza dönüştüğü için günde kaç tane haber girdiğinizle ölçülüyor başarınız. Böyle olunca ben haberin arka planını, dahil olduklarını anlatma tarafında büyük eksiklikler yaşadığımızı fark ettim. Bir giriş paragrafını yazmak için bile araştırmalar içinde kayboluyorsunuz. Bir bilginin birden fazla şekilde yazıldığı, değişikliklerin olduğu bir kaos ortamı var. Önce bu durumu kabul ettik ve öyle devam ettik. Sonrasında bu sorunun çözülmesi gerektiğiyle yüzleştik. Sosyal medyanın en büyük problemi yanlış bilginin yayılması. Haber parçalarının da dağınık olması toplamda büyük bir problem. Fikritakip projesi de benim kişisel deneyimimde acı çektiğim bir yeri çözebilmek için düşünerek yola çıktığım bir projeydi” dedi.
Dicle Baştürk: "Çoğu haber sitesinin birbirinin kopyası olduğunu görüyoruz"
Gazeteci Dicle Baştürk, projeye hakkındaki fikirlerini şu sözlerle dile getirdi: "Günlük hızlı haber tüketiminde çoğu haberi son dakika olarak giriyoruz. Sonrasında ayrıntılar geliyor, onları ekliyoruz. Ama o ayrıntılar sadece birkaç cümleden ibaret kalıyor. Çoğu haber sitesinin birbirinin kopyası olduğunu görüyoruz. Hiçbir haberde maalesef olayın arka planı yok, fikri takibi yok ve sindirerek haber tüketmek lüks hale geldi. Ben de bu işi yaparken hem çok zorlanıyorum. Bu proje gelince çok sevinmiştim. Yahu şu konuyla ilgili ne olmuştu diyerek dönüp bakabildiğim bir kaynak haline geldi fikritakip. Kahramanmaraş merkezli depremde olayın ilk üç gününde ne olduğunu, ilk hafta ne olduğunu arkadaşlar oturup saat saat bu haberleri güncellediler ve kronolojik olarak olayın hikayesini çıkarttılar. Bir nevi haberin vikipedisi olmaya çalışıyoruz. Bu anlamda çok cazip bir hale geldi.”
Süleyman İrvan: “Türkiye'de yüzeysel habercilik yapılıyor”
Prof. Dr. Süleyman İrvan, yüzeysel habercilik sorunuyla ilgili düşüncelerini ve sorusunu şu sözlerle aktardı: “Türkiye’de yüzeysel habercilik yapılıyor. Hızlıca ve yüzeysel olarak verilip geçilen bir habercilik yaygınlaştı. Aslında Türkiye'de günlük olarak çok fazla haber yapılıyor. Günlük üretilen haber sayısı çok yüksek ama içeriğe bakıldığında yüzeysel ve haberler birbirine benziyor. Ajansların haberleri bile birbirine benziyor, burada bile farklılaşma yok. Dolayısıyla bir arka plan bilgisi yok. Toplumun ilgisizliği midir? Hız mıdır? Gazeteciliği bu yöne iten?” Gazeteci Nida Dinçtürk, bu soruya şu cevabı verdi: "Ben toplumun ilgisizliğinden önce gündemin çok hızlı değişmesinin etkisi olduğunu düşünüyorum. Gündem değişmesi dijital medyayla ilgili ve dünyanın tamamında böyle. Türkiye’de ekstra gündemin dönem dönem manipüle edildiğini söyleyebiliriz. Bazen gerçekten siz de fark ediyorsunuzdur, kendi hayatımızı doğrudan etkileyecek meseleleri konuşmak yerine bir anda çok tuhaf açıklamaların peşinde koşup onları tartışmaya başlayabiliyoruz. Fikritakibin biraz misyonu da buydu. Gündemi doğru yerde tutmaya çalışmak. Bu olurken bu da oluyordu ama biz bunu tartışıyordukm meselesini de hatırlatmaya çalışıyoruz. Toplumun ilgisizliğinden ziyade ben gündem meselesinin çok büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum. İnsanlar artık haberlere ilgilerini kaybediyorlar. Ya da içeriklerin uzunluğu nedeniyle tüketmekte tembel davranıyoruz. Burada ben haber tüketicilerinin davranışlarına kusur bulmaktan önce hep biz neyi problemli yapıyoruz bu taraftan bakıyorum. Bizim bu sistemi sağlıklı bir zeminde tutmamız gerekiyor. Geliştirdiğimiz projeler buna katkıda bulunmalı."
Dicle Baştürk: "Haber sitelerinin yönetim tarzının etkisinin olduğunu düşünüyorum"
Konuya farklı yerden bakan Dicle Baştürk, “Ben yönetici pozisyonundaki gazetecilerin hızlı ve yüzeysel haber tüketimine çok büyük etkileri olduğunu düşünüyorum. Bu dijital ve hızla gelişen gündemde Google Analitik verileriyle hareket ediyorlar. Bir siteye 5 saatte 20-30 haber birden girmemizi istiyorlar. Bu da 1 saatte 4-5 haber gireceksem beni haberlerin üzerine çok da fazla düşünmeden, arka planına inmeden hızlı hızlı haber yazmaya zorluyor. Bu nedenle haberlerin çok yüzeysel olduğunu görüyoruz.” diyerek haber sitelerinin yönetim tarzının etkisinin büyük olduğunu dile getirdi.
Dicle Baştürk: "Gündemden çok fazla uzaklaşmadan tazeliği de koruyarak okuyucuların ilgisini çekmek gerekiyor"
Fikritakip haber sitesinde yayımlanan Kızılay dosyasının yazım sürecine değinen Dicle Baştürk, “Kızılay çadır satışı ilk patladığında Kızılay’la ilgili son dönemde, kurumda usulsüzlükler yapıldığına ilişkin haberler geldi aklıma. Bu konu hakkında dosya hazırlayalım dedik. Bir yandan da Kızılay’ın ne kadar gündemde kalacağını da tartışıyorduk. Çünkü gündemi de yakalamak gerekiyor. Ben de 3-4 günde hızlıca toparlamaya çalıştım. Hazırlanması, sunulması ve teyit edilmesi yaklaşık 5-6 günümü aldı. Burada yavaş gazeteciliğinin en önemli dezavantajlarından biri de gündemden çok fazla uzaklaşmadan, tazeliği de koruyarak haberi okuyucuların ilgisini çekecek biçimde sunmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Nida Dinççtürk: “Web sitelerindeki içerikler çok okunmuyor, sosyal medyadaki trafik daha yüksek”
Dosyaların okunma durumu ve istatistikleri sorulduğunda, sosyal medyadaki trafiğin gerisinde kaldıklarını belirten gazeteci Nida Dinçtürk,“Dosyaları yeni yayınladığımızda ilgi çekiyor. Fakat onunla beraber çok uzun süreye yayılan dosyalarda biz yayımlayıp bırakmıyoruz. Olayla ilgili gelişmeler yaşanmaya devam ettikçe haberi güncelliyoruz. Yaptığımız dosyalardan avukat arkadaşlarımızın ya da STK’larda çalışan arkadaşlarımızın iddianamelerini yazarken faydalandıklarını duyuyoruz. Bu tip dosyalar çok daha spesifik olduğu için dosyaların okunurluğu çok fazla değil ama Kızılay, deprem, orman yangınları gibi dosyalar ilgi çekiyor. Tabii artık insanlar web sitelerinden içerik okumaktan çok hoşlanmadıkları için her zaman sosyal medyadaki trafik daha yüksek” sözlerini kullandı.