Çocuk istismarında aile desteği çok önemli
Uzman pedagoglar çocuk istismarında aile desteğinin çok önemli olduğunu söylüyorlar.
Haber Üsküdar - Beste ÇAĞ ve Sevilay SEZER
Ülkemizin göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir problemi olan çocuk istismarı konusunda yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bulgulara göre yılda 8 bin çocuk istismar mağduru oluyor. Çocuk istismarı ile ilgili görülen dava sayısı son 10 yılda üç kat artmış durumda. Yine yapılan araştırmalara göre kız çocukları daha sık istismara uğruyor. Uzman pedagoglar, çocuk istismarında aile desteğinin çok önemli olduğunu söylüyorlar.
Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik mezunu olan ve ardından Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde yüksek lisansını yapan uzman pedagog Hülya Tosun, “ailelerin çocukla ilgilenmesinin istismarı önlemek konusunda etkisi oldukça büyük” diyerek bir çocuğun istismardan korunmasının baş kaynağının aileler olduğunu belirtiyor. Hülya Tosun, “iyi bir aile ortamıyla çocuğunuzu koruyabilirsiniz, sahip çıkın!” diyor. Mağdurların, cinsel istismardan etkilenmelerinin çocuktan çocuğa değişebileceğini söyleyen Tosun, bazı çocukların çok ciddi travmalar geçirebildiğini ifade ediyor. “Bu süreçte aile fonksiyonu çok önemli, destek olan, durumu kabul eden aile ortamında çocuk daha çabuk iyileşiyor” diyor. Girdiği davalarda edindiği tecrübelerden yola çıkarak, bazı çocuklarda gece korkuları, gece sayıklama ve altına kaçırma gibi korkuya bağlı etkilere rastladığını belirten Hülya Tosun, zincirleme şeklinde cinsel istismara uğrayan bazı çocuklarda ciddi karakter bozulmalarına ve kendi cinsiyetini reddetme durumuna da rastladığını ifade ediyor: “Uzun bir süre boyunca istismara maruz kalmış 13 yaşında bir kız çocuğunun cinsel kimliğini reddettiğine, erkek gibi giyindiğine, erkek gibi konuştuğuna şahit olmuştum.”
Hülya Tosun, girdiği davalarda cinsel istismar mağdurlarının kız da erkek de olduğunu belirtirken “sanıklar genelde erkek oluyor ve geniş bir yaş skalası gösteriyorlar” diyor. Mağdurların da birtakım özellikler sergilediğini ama özellikle köylerde ilkokul döneminde olan erkek çocuklara cinsel istismarın daha yaygın olduğunu ifade ediyor. Uzman pedagog Hülya Tosun, cinsel istismar konusunda son olarak, fiziksel ve sözel şiddete maruz kalmış çocuklarda en çok saldırgan davranışlar ve öfkeyi kontrol edememe problemi olduğunu belirtiyor ve “Bu çocuklarla çalışırken çocukla doğru iletişim kurmak çok önemlidir. Çocuğa güvenmek, inanmak ve onu kabul ettiğimizi, yargılamadığımızı hissettirmek çocuklarda tedavide ilk adım diyebiliriz” diyor.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nden lisans ve Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Gelişimi programından yüksek lisans derecesini alan Duygu Uyar, yaşanan travmanın en hafif şekilde atlatılması için “uzman tedavisi şart” diyor. Çocuk istismarının tedavi aşamasında ailelerin desteğinin olumlu sonuçlar verdiğini ifade eden Duygu Uyar ailelere seslenerek, “cinsel istismarda uzman tedavisi şart. Peki ya çocuğunuzu bir kez daha yalnız bırakmak mı? Asla! Desteğinizle yanında olun” cümlelerini kullanıyor. Duygu Uyar, fiziksel veya duygusal istismarın çocukların bilincinde yer ettiğini ve gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini belirtiyor. İstismar mağduru çocuklarda ileride kalıcı ya da geçici sorunlar yaşandığından söz eden Uyar, “yardım alınmazsa bir ömür boyu sağlık problemi, akademik başarısızlık, olumsuz davranış geliştirme, davranış bozuklukları, sağlıklı ilişki kuramama ve ruh sağlığı problemleri yaşanır” diyor.
Alanya’da çalışan pedagog Banu Hocaoğlu eğitimini pedagoji alanında Almanya’da tamamladı. Banu Hocaoğlu, istismara uğramış olan çocukların tedavi dönemlerinde sağlanacak başarının kişiden kişiye değiştiğini ifade ediyor. “Bu noktada en önemli faktör aile desteği” diyen Hocaoğlu, tedaviden başarılı sonuç alınmasının ailelerden geçtiğini belirtiyor. Hocaoğlu ailelere seslenerek, “İşin başı sizsiniz, çocuğunuzu yalnız bırakmayın!” diyor. Çocukluk dönemindeki kötü anıların kolaylıkla silinmeyeceğini vurgulayan pedagog Banı Hocaoğlu, “Bu durumla ve bu duyguyla başa çıkmak, o duygularla yaşamayı ve hayata kaliteli bir şekilde devam etmeyi destekleyebileceğimiz tedavilerimiz var, lakin kişiden kişiye göre başarı oranı farklılık gösterir'' diyor. Edindiği mesleki tecrübeden yola çıkarak, “Tacize uğramış çocukların yüzde 70’e yakın oranı insan ilişkilerinde, özellikle ikili ilişkilerde aşırı bağlanma ya da bağlanamama gibi uç noktalara kayarlar. Kaygı bozuklukları yaşarlar, pesimist kişilik yapısına sahip olurlar'' diyor.