Gazeteci Besime Yardım: Gazetecilik her şeyden önce bir karakter meselesidir
Gazeteci Besime Yardım ile Adana'da gazeteciliği konuştuk.
Haber Üsküdar – Ozan Şahin
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Adana’da gazetecilik yapan Besime Yardım ile bir röportaj gerçekleşirdik. Besime Yardım’a kadın gazeteci olarak Adana’da çalışmanın olumlu ve olumsuz yönlerini sorduk.
Kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız? Şu anki konumunuz nedir?
Ben Besime Yardım. 39 yaşındayım. Adanalıyım, Adana’da yaşıyorum. 2005 yılında girdiğim Anadolu Üniversitesi Basın Yayın bölümünde 2 yıl eğitim aldıktan sonra 2008’de Ankara’da Gazi Üniversitesi’nde 4 yıl gazetecilik eğitimi aldım ve 2011 yılında mezun oldum. Gazetecilik 2. sınıf öğrencisi iken 36 şehri gezdiğim gezi planımı bir senaryo haline getirip Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Yarışması’na katılıp ödül aldım. Bu ödül kapsamında Doğan Burda dergi grubunda staj “hakkı” kazandım. Hak kelimesini tırnak içine aldım çünkü hak diye sundukları şey aslında fikirlerini önce bir mermer parçası karşılığında vakfa teslim edip sonra da bir öğün yemek ve servis karşılığında bedelsiz çalışmaktı. Bir ay süren stajım sonunda İstanbul’da kalacak yerim ve maaşım olmadığı ve okulum devam ettiği için Ankara’ya döndüm. Eğitim hayatım boyunca bütün tatillerimi yerel televizyonlarda, dergi ve gazetelerde mesleği öğrenmeye çalışarak geçirdim. Staj zorunlu olmadığı halde bunu yaptım çünkü okulda mesleğimizle ilgili gerekli pratik eğitimin verilmediğinin farkındaydım. Daha ikinci sınıf öğrencisi iken bu eksikliği o zaman Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanı olan, Ak Parti milletvekilliğinin ardından şimdi de Gazi Üniversitesinin bölünmesi ile oluşmuş Hacı Bayram Veli Üniversitesi'ne rektör olan Naci Bostancı'ya bizzat ilettim. Naci Hocanın, “Biz bilim adamı yetiştiriyoruz. Gazetecilik öğrenmek istiyorsan meslek yüksek okuluna git” cevabı ile Gazetecilik bölümünde gazetecilik öğrenemeyeceğimi anlamış oldum. Ancak ben “Olacaksan Uğur Mumcu gibi ol, yoksa da hiç gazeteci olma" diyen işçi bir ailenin çocuğu olduğum için kamu yararına kamuyu denetlemek gibi çok önemli bir görevi olan bu meslekten hiç vazgeçmedim. 14 yıldır sektörde fikir işçisi olarak çalışıyorum. Toplamda 2 yıl sigortam var. O da bir belediyede temizlik işçisi kadrosundan yapıldı. İki yıl önce yerel bir radyo sahibi emeğim karşılığında yüzde 40 ortak olmayı teklif etti. Radyolar artık bir reklam mecrası olarak görülmediği için belediyelerden gelen abonelik bedeli ile elektriğini ve vergilerini ödüyoruz. Yani karasal radyosu olan bir medya patronuyum ama hâlâ maaşım ve sigortam yok. Sermayeden bağımsız gazetecilik yapabilmek için bir Instagram haber sayfası kurdum. Şu anda 60 bin takipçim var ancak henüz para kazandırmadığı için bir iç giyim firmasının e-ticaret işlerini yaparak kazandığım parayı sayfama yatırıyorum.
Yaşadığınız şehirde kadın gazeteci olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Kayyum atanmış 7 şehir ile birlikte Türkiye’nin 63 şehrinde çalışmış biri olarak söylüyorum ki Adana'da kadın gazeteci olmak diğer şehirlerde olmaktan daha zor değil. Adana’da yaşayan kadınlar hemen her dönemde çalışma hayatının içindeydiler. Ancak maalesef Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi iş hayatında kadınlığa özgü birçok tavırdan vazgeçerek var olmaya çalışıyorlar. Bizden önceki jenerasyonda gazetecilik yapan hemen her kadın sürekli pantolon giyer ve saçları kısadır. Tavırları sert ve erkeksidir. Erkek gibi kadın cümlesini bir övgü olarak kabul etmek zorunda kalırlar. Çünkü erkeklerin kurduğu bir sistemde kadın olarak değil insan olarak var olmak, istediğini kabul ettirmek için çaba sarf etmek gerekir. Özellikle de bekarsa, yaş ve medeni durum fark etmeksizin bütün erkekler için potansiyel sevgili adayıdır. Tüm bunlara tepki olarak meslekte kadının varlığını kabul ettirmek için sokak röportajlarına mini etekle çıkıyorum. Diğer sayfa sahipleri haberlerde yüzlerini göstermezken ben özellikle sayfayı bir kadının yönettiği bilinsin istiyorum. Buna rağmen takipçilerim sayfayı bir erkeğin yönettiğini sanıyor. Çünkü onlara göre gazetecilik bir erkek işidir ve özellikle de Adana gibi şiddet olayları ile bilinen bir şehirde mafya haberleri yapan bir sayfanın yöneticisi olsa olsa bir erkektir. Kadın oluşumu avantaja çevirdiğim noktalar da var. Erkek meslektaşlarım bir suç örgütünün haberini yaptığında tehdit ve şantaj ile karşı karşıya kalıyor ama ağır abiler bir kadından bir şey istemeyi kendilerine yediremiyor olacak ki beni kimse tehdit etmiyor. Ben de böylece mafyaların operasyon haberlerini açık açık yapabilen tek gazeteci olabiliyorum.
Yerel haber kaynaklarıyla ilişkileriniz nasıl? İletişim kurmak kolay mı zor mu sizin için?
Yerel haber kaynaklarıyla bir kadın olarak iletişime geçmek biraz zor. Sürekli cam tavan sendromu ile sınanıyorum. Meselâ haber için iletişime geçtiğim bir komiser, erkek gazetecilerle enseye tokat muhabbetler yapabildiği halde bana mesaj atmaktan dahi imtina ediyor. Sabah uyanınca haberdar olduğum operasyonları bana neden geceden haber vermediniz diye sorduğumda, gece mesaj atmak istemedim cevabı ile karşılaşıyorum. Sürekli kadın değil de gazeteci olduğumu hatırlatmak durumunda kalıyorum.
Şehrinizde sizin dışınızda kaç kadın gazeteci var? Oransal olarak gazetecilerin yüzde kaçı kadın gazetecidir?
Dijitalde 40 sayfa var. Aralarındaki ilk ve tek kadın gazeteci benim. Geleneksel gazetelerde aktif çalışan kadın gazeteci sayısı 10’u geçmez. Gazetelerde 212’den sigortalı gösterilen birçok kadın, gazete sahiplerinin eşleri ya da akrabaları olduğu için aslında gazeteci değiller.
Şehrinizdeki gazeteci meslek örgütlerine, örneğin gazeteciler cemiyetine üye misiniz? Bu meslek örgütlerinde kadın gazeteciler yeterince temsil ediliyor mu? Bu örgütler kadın gazetecilerin yaşadıkları sorunlarla ilgili çalışma yapıyorlar mı? Bir sorun yaşadığınızda size destek oluyorlar mı?
14 yıldır gazeteciyim. Hiçbir cemiyete üye olmadım. Ancak cemiyet yönetimlerini çok iyi bildiğim ve eleştirdiğim için onlar tarafından tanınırım. Cemiyetlerin mesleğe katkılarını cinsiyet üzerinden değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü cemiyetlerin genel olarak gazetecilik mesleğine bir faydası yok. Cemiyet başkanı çiftlik yapmak için arazi bakarken, sigortasız çalıştırıldıkları için emekli olamamış, kirasını ödeyemediği için köpek kulübesinde yaşayan gazeteciler var bu şehirde. Yaşı geçmiş cemiyet ağalarının siyasilerle kurduğu kirli bir düzendir benim için cemiyetler. Eskiyi tamamen yıkıp gazete patronlarını değil gazeteciyi koruyacak yeni bir düzen kurmadan, mevcut yapısıyla mesleğe faydalı olacak bir cemiyet olduğuna inanmıyorum.
Çalıştığınız medya kuruluşunda kadın gazetecilerle erkek gazeteciler arasında ücret farklılığı var mı? Yoksa eşit işe eşit ücret ilkesi mi geçerli?
Erkek gazetecilere ev geçindikleri iddiasıyla kadınlara oranla daha fazla ücret ödeniyor. Ama zaten erkekler de çok az kazanıyor. Şu an aktif olarak 4 bin lira maaş ile gazetelerde çalıştırılanlar var. Neredeyse tam maaş alan hiç yok. Zaten birçoğu sigortasız. Sigortalı olanlarınki de basın sigortası değil.
Genel olarak bir değerlendirme yaparsanız, Türkiye’de kadın gazeteci olmak zor mu kolay mı?
Türkiye’de kadın olmak çok zor. Gazeteciliği değerlendirecek seviyede bile değiliz henüz.
Son olarak, eklemek istediğiniz başka bir husus var mıdır?
Meslek adına üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birinin mesleki yeterlilik ve eğitim meselesi olduğunu düşünüyorum. Gazi Üniversitesi Gazetecilik mezunuyum ancak henüz çalıştığım hiçbir kurum (ulusallar dahil) bana diplomamı sormadı. İlkokul mezunu ve de Türkçe dil kurallarına dahi hâkim olmayan ve dolayısıyla da meslek etiğinden bihaber insanlar gazetecilik iddiasında bulunuyor. Mesleği bir şantaj aracına dönüştürüp her geçen gün daha da itibarsız hale getiriyor. Eğitim alıp maddi manevi mesleğe yatırım yapmış, meslek adına hayaller kurmuş binlerce gencin açılacak kadroları beklerken hevesleri yok oluyor, emekleri heba oluyor. Bundan sonra mesleğe başlayacak her genç meslektaşımın bunları bilerek ve aslında dünyayı yerinden oynatmaya gücü olan bu kıymetli mesleğin hakkını vermeye ant içerek başlamasını diliyorum. Çünkü gazetecilik her şeyden önce bir karakter meselesidir.