Takipçi peşindeki çocuk Youtuberlar
“Youtuberlara benzemek için bambaşka bir çocuk oldu”
Haber Üsküdar - Gizem Zengin
2005 yılından beri en fazla kullanıcı sayısına sahip sosyal paylaşım sitelerinden birisi olan YouTube son birkaç yıldır özellikle çocuklar tarafından tercih ediliyor. Günümüzde en fazla para kazandıran işlerden birisi haline gelen “youtuber”lığın doğmasının da YouTube’un çocuklar tarafından çok fazla kullanılmasına katkısı reddedilemeyecek bir gerçek.
Çocuklar artık birer video bağımlısı haline geldi. Sürekli olarak video izliyorlar ve hepsi birkaç youtuber’ın hayranı olmuş durumda. Öyle ki Türkiye’de 7 milyon üyeyle en çok takipçiye sahip youtuber Enes Batur’un hayat hikayesinin anlatıldığı “Hayal mi Gerçek mi” adlı film yaklaşık 1.5 milyon izlenmeye ulaşarak gişede de başarısını devam ettirdi.
Peki üretilen bu içerikler çocuklara ne kadar uygun? Asıl tartışılması gereken işte bu. Çünkü youtuberların derdi çocuklara faydalı olma kaygısı değil tık alma kaygısı. Çok sayıda izlenmeye ulaşmak için tamamen mantık dışı şeyler yapıyorlar. Örnek olarak Amerika’da başlayan ve neyse ki Türkiye’ye gelmeyen bulaşık deterjanı yeme akımı. Pek çok çocuk sonunda ne olacağını düşünme gereği duymadan o deterjanları yedi ve zehirlenip hastanelik oldu.
Türkiye’de de bunun benzeri durumlar yok değil. Youtuberların sürekli olarak yaptıkları “challenge”(düello) ların bedeli olarak birbirlerinden çok saçma şeyler istemesi, saçlarını tuhaf renklere boyamaları ya da birbirlerinin vücutlarını bir kağıt parçası gibi kullanıp kaybeden tarafın vücuduna istedikleri her şeyi dövme olarak yaptırmaları bu saçmalıklardan sadece birkaçı. Çocukların da bu saçmalıklara özenip dış görünüşleriyle onlara benzemeye çalışması ya da onların konuşma tarzlarına özenip onlar gibi hızlı ve anlaşılmaz şekilde konuşmaya başlaması bu kişilerin çocuklar üzerindeki olumsuz yansımalarının kanıtları niteliğinde.
Küçük yaştaki kızların izledikleri makyaj videolarına özenip kamera karşısında adeta bir kadın edasıyla makyaj yaptığı hatta sırf izlenmelerini arttırmak için dikkat çekecek şekilde giyinmeleri çocuk istismarının aslında başka bir versiyonu. Erkek çocuklarının oyun videoları çekerken kullandıkları yaşlarından büyük kelimeler ya da ettikleri sayısız küfürler çocuklarımızın durumları için endişe edilmeyecek cinsten değil.
Evde ödev yapması, okulda ders dinlemesi ya da dışarı çıkıp sosyalleşmesi gereken hatta hayal kurması gereken birçok çocuk bunları yapmaktan ziyade odalarına kapanmış ya bilinçleri ele geçirilmiş şekilde adeta hipnoz olarak video izliyorlar ya da sürekli olarak bir kameranın karşısında olur olmaz videolar çekiyorlar.
“Çok fazla takipçim olmaz diye korkuyorum”
Eren 13 yaşında ve en çok sevdiği şey Youtube’dan video izlemek. Henüz bir Youtube kanalı yok. “Aslında video çekmeyi çok istiyorum ama çok fazla takipçim olmaz diye korktuğum için kanal açmıyorum. Arkadaşlarımın kanalları var ve o kadar fazla takipçileri de yok. Youtuberların neredeyse hepsini izliyorum, en çok da Enes Batur’u izliyorum, onu ve sevgilisi Başak’ı çok seviyorum. Hatta filmi çıktığı ilk gün gidip izledim” diyor.
“Araba yakma videosu en iyisiydi”
Furkan 11 yaşında. Okula telefon götürmek yasak olduğu için okulda youtube kullanamıyor ama eve gelir gelmez hemen telefona sarılıyor. “Arkadaşlarımla birlikte dışarı çıkıyoruz ve hepimiz tabletlerimizden challenge videoları izliyoruz. Ben en çok challenge videolarını seviyorum, bir de ‘Kafalar’ kanalında birbirlerine yaptıkları kışkırtma videolarını izliyorum. Atakan Özyurt çok komik, onu kışkırtmak için arabasını yakmışlardı, bence en iyi kışkırtma videosuydu” diye anlatıyor.
“Çocukların geleceği hakkında umutsuzluğa kapıldım”
Fatma Hanım orta okul öğretmeni, çocuklarda çok fazla değişim gözlemlediğini söylüyor. “Resmen artık kendi aralarında benim anlayamadığım bir dil geliştirdiler. Geçtiğimiz aylarda sürekli su şişelerini fırlatıp ‘dep’ diye bağırıyorlardı, ben de nereden öğrendiklerini ve yaptıkları şeyin ne olduğunu bilemediğimden çocuklara sordum. Meğerse Youtube’da bir akımmış, çocukların uğraş verdikleri tek şeyin bir şişeyi fırlatıp dik durmasını sağlamak olduğunu gördüm ve öğretmenleri olarak onların geleceği hakkında gerçekten umutsuzluğa kapıldım” diyor.
“Çocukların halini hayretle izliyorum”
Burcu Hanım da öğretmen. “Bir öğretmen olarak çocukların geldikleri hali hayretler içerisinde izliyorum. Ne doğru dürüst ödev yapıyorlar ne de sınavlara çalışıyorlar, ellerinden telefon düşmüyor. Hepsinin dilinde bir Enes Batur’dur gidiyor. Tek idolleri o olmuş resmen. Sınıfta sürekli onun kanalının şarkısını söylüyorlar. Ben bile ezberledim neredeyse, istemsizce kafamın içinde sürekli o şarkı var. Merak edip izlemeye karar verdim ama beş dakika bile dayanamadım. Kameranın karşısında oturmuş saçını saçma sapan bir renge boyamış, Türkçe konuşmaktan habersiz, ne anlattığını belki kendisi bile bilmeyen genç bir çocuk. Çocuklar onda ne bulmuş hiç anlayamadım” diye eleştiriyor.
“Youtuberlara benzemek için bambaşka bir çocuk oldu”
Asiye Hanımın oğlu 12 yaşında, 2 senedir youtube kanalı varmış. “En başta heveslendi diye kanal açmasına izin verdim ama inanılmaz pişmanım. Resmen hayatını Youtube üzerinde yaşıyor. Evden dışarı çıkmak istemiyor, sürekli video çekme çabasında. Ders çalışmıyor, sınavları kötüye gidiyor, telefonu elinden alıyorum bazen ama yine ne yapıp edip bir bahaneyle telefonu alıyor. O kadar çok video izliyor ki geceleri izlediği videoları sayıklamaya başladı. Saçını bile Youtube’daki fenomenlere göre yapıyor, değiştirtmeye çalışıyoruz ama bizi dinlemiyor. O youtuberlara benzerse daha fazla izleneceğini düşündüğü için saçını yeşile boyadı. Konuşması bile değişti, o kadar hızlı konuşuyor ki hiçbir şey anlamıyoruz. Youtuberlara benzemek için bambaşka bir çocuk oldu” diye yakınıyor.
İki çocuk youtuberla konuşuyorum. Kaç yaşındasınız diye soruyorum. Arda 12 yaşında, Muhammet de 11. Youtube kanallarınızın kaç abonesi var diye soruyorum. Arda’nın 62, Muhammet’in de 17 abonesi varmış. Ne tür videolar çekiyorsunuz diye soruyorum. “Her türlü içeriği yapmaya çalışıyoruz, oyun videoları çekiyoruz, canlı yayınlar açıyoruz, birlikte challenge videoları çekiyoruz, kamera şakaları yapıyoruz, vlog çekiyoruz” diye cevaplıyorlar. Neden youtuber olmak istiyorsunuz diye soruyorum çocuklara. Arda, “çok para kazanmak istiyorum, youtuberların hepsi çok zengin oluyor” diye cevaplıyor. Muhammet de hem para kazanmak hem de ünlü olmak istiyor. Peki aileleriniz sizleri destekliyor mu diye soruyorum. Arda, “Annem ve babam ders yapmayıp hep video izlediğim için kızıyorlar, ama babam yine de video çekmek için istediğim kulaklıkları, kamerayı ve oyun klavyesini bana aldı” diyor. Muhammet ise “Annem de babam da çalıştığı için çok fazla bir şey demiyorlar. Ben onlar gelene kadar video çekiyorum ya da video izliyorum onlar gelince de bırakıyorum. Video çekmek için çok istediğim bir bilgsayar vardı, annem aldı yani çok fazla kızmıyor” diye cevaplıyor. Son olarak, youtube yüzünden deslerinin aksayıp aksamadığını soruyorum. Arda, bir aksama olmadığını, sadece ödevlerini son güne bıraktığını ama sonuçta yaptığını söylüyor. “Yazılılarım da Matematik hariç iyi geçiyor” diyor. Muhammet ise okuldan sonra kursa gidiyormuş, notları da yüksekmiş.