Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı: Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç var
25.01.2023 14:14

Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı: Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç var


Haber Üsküdar – Umut Aytekin Sayıner

Üsküdar İletişim'de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?

İsmim Mehmet Nuri Kolaylı. 1958 yılında Bursa’da doğdum. İlköğretimimi Atatürk İlkokulu’nda, ortaokulu Bursa Erkek Lisesi’nde, liseyi Bursa Ticaret Lisesi’nde tamamladım, BİTİA ile başladığım yükseköğrenimimi Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olarak noktaladım.

Gazeteciliğe ilk adımımı 1975 yılında Bursa Hakimiyet’le attım. Teknik servisin pikaj-montaj bölümünde göreve başladıktan sonra sayfa sekreterliğine (mizanpaj) geçtim ve bu dalda birçok ödül aldım. Hakimiyet gazetesinin el değiştirmesi üzerine bu gazeteye geçerek sayfa sekreterliği görevimi sürdürdüm. Kısa zamanda teknik müdürlük ve sayfa sekreterliği şefliğini üstlendim.

1987’de askerlik görevimi tamamladım ve Bursa Hakimiyet gazetesinde mizanpaj sorumlusu olarak göreve başladım. 1990’da aynı grubun akşam gazetesi çıkarma kararının ardından Ekspres gazetesinin kuruluşunda yazı işleri müdürü olarak görev aldım.

Yaklaşık 2 yıl süreyle bu görevi sürdürdüm. Ekspres’in kapatılması üzerine Bursa Hakimiyet gazetesine yazı işleri müdürü olarak geçtim. 1993’de ise genel yayın müdürü oldum. 1995’te kuruluşu gerçekleşen AS TV’de de genel yayın yönetmeni olarak görev aldım. 1996’da bu görevlerimden ayrılarak Olay Medya Grubu’nda dış ilişkiler koordinatörü olarak göreve başladım.

1997’de bu görevimden ayrılarak Ekohaber’de yazmaya başladım ve bunun yanı sıra Sütaş’ın basın danışmanlığını üstlendim.

Ocak 2000’de yeniden Bursa Hakimiyet gazetesinin başına geçtim, 2002’de Kent gazetesini yayın yaşamına kazandırdım ve Bursa Haber Ajansı’nı faaliyete geçirdim. 1995’te AS TV ve Radyo S’in de bana bağlanmasıyla Medya S Grup Başkanı oldum.

2008’de Kolaylı Yayıncılık şirketini kurarak, gundem16.com internet sitesini ve aylık Gündem16 dergisini yayın hayatına soktum. 2010’da Dibay Medya’nın yönetimini üstlendim ve Medya Grup Başkanı oldum. Dibay Medya, Haber gazetesinin yanı sıra Hayat gazetesi, Gazete Avrupa, Hight Life dergisi, Gundem16 dergisi, Radyo Vizyon ve internet sitelerini bünyesinde barındırıyordu.

2011 başından itibaren Olay TV Genel Yayın Müdürlüğü görevini üstlendim ve bu görevimi yaklaşık bir yıl sürdürdüm.

Mayıs 2015’te Turkticaret.net’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yanıklar’la bursa.com internet haber portalını kurdum ve kısa sürede Türkiye’nin en çok okunan yerel sitelerinden biri haline getirdim. Sosyal sorumluluk çerçevesinde Bursa.com olarak Wiki Bursa ve Bursa Guide projelerini hayata geçirdim.

Mesleki sorunların çözümünde örgütlenmenin önemine inanıyorum. Bu nedenle 1985’te İbrahim İşsevenler’in başkanlığını üstlendiği Bursa Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulunda yer aldım. 1994’te Tahsin Ardıç’ın başkanlığındaki yönetim kurulunda başkan yardımcısı oldum. 1995’te başkan olarak seçildiğim BGC’de halen bu görevimi sürdürüyorum.

Bu süreçte Bursa basını için tarihi bir proje olan Basın Kültür Sarayı’nın yapımına öncülük ettim. Basın Kültür Sarayı bünyesinde; Basın Tarihi Müzesi, Akkılıç Kütüphanesi, Uğur Mumcu Etkinlik Salonu, sergi alanları, BGC yönetim merkezi ve lokali ile alışveriş merkezi bulunuyor.

Aynı dönemde, kooperatif olarak kurulan Basın Sitesi’nin inşaatının tamamlanmasını sağladım. 2014 yılında da Bursa’daki medya çalışanlarının ev sahibi olmaları amacıyla, TOKİ ile protokol imzalayarak 452 konutluk Yunuseli BGC Evleri projesinin hayata sokulmasını sağladım.

1997’de kuruluşu Bursa’da açıklanan Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nda kurucu başkan yardımcısı olarak görev aldım ve 2009 yılına kadar genel başkan yardımcılığı görevimi sürdürdüm.

2013 yılında Marmara Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığı’na, 2014 yılında da 9 gazeteciler federasyonu ve 86 basın meslek örgütünün üye olduğu Türkiye’nin en üst çatı örgütü olan Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanlığı’na oybirliği ile seçildim. Konfederasyonumuz daha sonra Türkiye adını da alarak Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu oldu. Halen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı’yım.

2011, 2013, 2015, 2017, 2019 ve 2021 yıllarında yapılan Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliği seçiminde, kurumun genel kurul delegeliğine; 2015 yılında da genel kurul üyeleri arasında yapılan seçimle Basın İlan Kurumu Denetçiliğine seçildim.

Çeşitli dönemlerde eski adı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü olan kurumun Basın Kartları Komisyonu’nda üye olarak görev yaptım.

Sürekli Basın Kartı sahibiyim, evli ve bir kız çocuğu babasıyım.

Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Derneğinin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da dernek olarak neler yapıyorsunuz?

Bursa Gazeteciler Cemiyeti 1947 yılında kuruldu. Musa Ataş, Faruk Taşkıran, Derviş Edesen, Lütfi Can, Dr. Suat Mesut Özbudak ve Haydar Ömer Onur'un girişimleriyle faaliyetine başlayan Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin ilk Yönetim Kurulu Başkanlığına Musa Ataş getirildi. O günlerde cemiyetin kurulmasına, Müfit Ataç, İsmet Bozdağ, Sabahattin Cıracıoğlu, Baki Güzey, Haşim Nezihi Okay, İsmail Gerçeksöz, Ali Galip jkiz, İbrahim Altıntaş, Sadrettin Çanga, ismet Tanca, Derviş Sami Taşman, İbrahim Kaner, Hüseyin Özeren de katkıda bulundular.

Cemiyetin ilk binası, eski Romans Çay Bahçesi yanındaki Dağcılık Kulübü'nün üzerinde küçücük bir yerdi. 30 Mart 1964'de Dernekler Yasası'nda yapılan değişikliğe uyum sağlanması için Musa Ataş, Mustafa Tayla, Derviş Sami Taşman, Sabri Türkozan ve Hayri Terzioğlu'nun önderliğinde cemiyetimiz yeni bir tüzel kişiliğe kavuşturuldu.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin amacı, ‘Bursa'daki basın mensuplarının temsilcisi olarak, basın mesleğinin şeref ve haysiyetini korumak, mensupları arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlamak’ olarak belirlenmişti. Kuruluş amaçları doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Bursa Gazeteciler Cemiyeti olarak basın mensuplarının düşünce ve meslek yönünden gelişmesini sağlamak amacıyla, konferans, açık oturum, seminer ve inceleme gezileri düzenliyoruz. Üyelerimizin mesleki etkinliklerini yürütebilmeleri için çaba harcıyoruz.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti, başkanlığım döneminde başarılı bir çalışmaya imza atarak Ataevler’de Basın Kültür Sarayı inşaatını başlattı. Temeli Mart 2004’te atılan ve 2 yıl bile dolmadan tamamlanarak hizmete açılan Basın Kültür Sarayı, Bursa basının gücünü yansıtacak ve sosyal ve kültürel alanları ile Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyor.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Bursa için bir gurur abidesi olarak inşaatı tamamlanan ve toplam 6 kattan oluşan Basın Kültür Sarayı bünyesinde 300 araçlık kapalı otopark, 300’er kişilik Uğur Mumcu Etkinlik Salonu ve BGC Nilüfer Sahnesi, fast-food alanları, Akkılıç Kütüphanesi, Basın Müzesi, restoran, bar, alışveriş birimleri ve yaz aylarında kullanılacak teras katı bulunuyor.

Üye sayımız Ocak 2023 itibariyle 554 medya mensubu. Aktif çalışan üyelerimizin yanında emekli üyelerimiz de var.

Her yıl gerçekleştirdiğimiz rutin etkinliklerimizi ise şöyle özetleyebilirim.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti olarak, Bursa’da büyük fedakârlıklarla görev yapan gazetecilere yönelik “başarı ödülleri yarışması” organize ederek, başarılı çalışmaları her yıl teşvik ediyoruz.

Bursa Gazeteciler Cemiyetimiz tarafından yaklaşık 30 yıldır gerçekleştirilen “Gazetecilik Başarı Ödülleri Yarışması”, 2021 ve 2022 yılında pandemi nedeniyle yapılmadı. 2023 yılında iki yılı kapsayan bir içerikle yarışmamızı organize ediyoruz.

Her yıl Ramazan ayında “geleneksel iftar buluşması” organize ediyoruz. İftarlarda BGC üyelerini aileleri ile birlikte bir araya getiriyoruz. Üyeler arasındaki sosyal dayanışmanın ve yakınlaşmanın arttırılması amacıyla gerçekleşen iftar organizasyonumuz Kültürpark’daki Medya Restoran’da yapılıyor.

Her yıl 24 Temmuz’da da “Basın Dayanışma Yemeği” organize ediyoruz. BGC üyelerinin büyük bölümünün aileleriyle katıldığı dayanışma yemeğinde, eski ve yeni üyeler bir araya gelerek tanışma, sohbet etme olanağı buluyor. BGC üyelerinin anılarını tazeleyerek, tecrübelerini genç kuşaklara aktardığı dayanışma yemeğimiz, basın çalışanlarının gece geç saatlere kadar süren sohbetlerine de ev sahipliği yapıyor.

Gelecek kuşaklara ‘Bursa’ya ilişkin bilgi mirası bırakmak’ hedefiyle, Bursa’ya ilişkin araştırmaları özendiren ve sonuçları kitap halline getirilen Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülü’nü, Nilüfer Belediyesi ve Akkılıç Ailesi işbirliğinde her yıl düzenli olarak organize ediyoruz.

2012 yılından günümüze aksatılmadan düzenlenen yarışma kapsamında, Bursa hakkında yapılmış araştırmalar desteklendi, yeni araştırmalar yapılmasının önü açıldı. Yılmaz Akkılıç adına organize edilen yarışmada dereceye giren eserlere para ödülü verildi ve eserler kitap haline getirilerek Bursa’ya kazandırılıyor.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin yıllar öncesine dayanan tarihi geçmişini ve Türkiye genelindeki prestijini yansıtan yayın organı Marmara Bayram Gazetesi’ni, yaklaşık 40 yıldır düzenli olarak yayımlıyoruz. 2020 ve 2021 yıllarında ise pandemi nedeni ile yayına ara verdik.

Kurban ve Ramazan bayramlarında yayımlanan Marmara Bayram Gazetesi, her bayram yaklaşık 25 - 30 bin adet basılarak yerel gazetelerle birlikte ücretsiz dağıtıldı. Yıllardır BGC ailesine haklı bir gurur yaşatan Marmara Bayram Gazetesi, her bayram ayrı bir özel içerikle hazırlanıyor. BGC yönetim kurulu içinden oluşturulan yayın kurulu tarafından hazırlanan özel içeriği sayesinde okurları tarafından takip edilen Marmara Bayram Gazetesi, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve gazeteye katkıda bulunan üyelere gelir de sağlıyor.

BGC’nin kamu yararına çalışmalarının ilk sırasında gelen Basın Tarihi Müzesi ile Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi binlerce öğrenciyi ücretsiz kucaklıyor. Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından oluşturulan ve Kültür Bakanlığı’ndan “resmi müze” belgesi alınan Basın Tarihi Müzesi ile Nilüfer Belediyesi, Akkılıç Ailesi ve Basın Vakfı ile ortaklaşa oluşturulan Akkılıç Kütüphanesi, çocukların ve gençlerin eğitiminde önemli rol üstleniyor.

BGC Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi, yaklaşık 50 bin kitaplık arşiviyle özellikle üniversite öğrencilerinden büyük ilgi görüyor. Bursa Basın Tarihi Müzesi de ilk ve orta dereceli okulların uğrak yeri haline geldi. Müze ve kütüphanemiz, pandemi nedeniyle 2020-2021 yıllarında kesintili olarak hizmet verdi.

Dernek Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bursa basını, gerçekten köklü bir geçmişe sahip. Yaklaşık 100 yıllık tarihi geçmişi var. Bursa’da yetişen çok sayıda gazeteci, kameraman ve haber spikeri yaygın basın kuruluşlarında başarıyla görev yapıyor. Bu anlamda Bursa basını için okul nitelemesi yapabiliriz. Günümüzde 13 günlük gazete resmi ilan alıyor. 4 televizyon, çok sayıda internet haber sitesi, çeşitli haftalık gazeteler ve dergiler de var.

Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Dernek olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?

Medya sektöründe yaşanan sorunları yerel veya genel olarak ayırmak çok zor. Yaygın medya kuruluşlarının ve bu kuruluşlarda çalışan meslektaşlarımızın sorunları hemen hemen aynı. Ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmelerden yakından etkilenen medya sektörü, ülkemizde son çeyrek asırda önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girdi. Ancak zaman içinde değişimlere paralel olarak yaşanan sorunların çözümlenmesi bir yana, birbiri üzerine eklenmesiyle günümüzde adeta kaderine terk edildi.

Sektörde yaşanan sorunlar önem sırasına alınamayacak kadar büyük, karmaşık ve birbirini etkileyen nitelikte. Medya sektörü, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik değerlerin farkında olmadan ya da bilerek ötelenmesi gibi sorunlarla karşı karşıya.

Yaşanan tüm bu sorunlara, TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ndeki basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler nedeniyle yeni eklemeler olmasından endişe ediyoruz. Bu nedenle, sorunların zaman geçirilmeden hem ayrı ayrı hem de bir bütün halinde ele alınarak çözüm önerileri üretilmeli, zaman geçirilmeden de uygulanmalıdır.

Bu sorunları şöyle özetleyebilirim;

GAZETECİLİK MESLEK YASASI

Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duyuyor. Günümüzde böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın ‘gazeteciyim’ diyerek mesleğe başlayabiliyor. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslek. Buna karşın mesleğe girişte gazetecilik alanında eğitim görmüş olma şartı bulunmamakta. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmekte, meslekte rahatlıkla yükselebilmekte. Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “‘Gazetecilik Meslek Yasası" teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılmalı. Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalı. “Siyasetçilerin, bürokratların, akademisyenlerin, hukukçuların, sendika ve basın meslek kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla çalışma grupları oluşturularak Gazetecilik Meslek Yasası ülkemize kazandırılmalı” çağrımı her fırsatta dile getiriyorum.

İNTERNET YASASI VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Bildiğiniz gibi; TBMM’de, Eylül 2022 tarihinde görüşülerek kabul edilen, Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, internet basınını sektöre kazandırsa da, basın kuruluşları ve çalışanları açısından birçok olumsuz düzenlemeyi bünyesinde barındırıyor. Bu sorunların başında sansür geliyor. Çünkü yasada neyin dezenformasyon olduğuna dair açık bir tanımlama getirilmedi. Öte yandan, Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler halen düzenleme bekliyor. Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, toplumsal barış, hoşgörü, uzlaşı, ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkarılması gerekiyor.

İNTERNET HABERCİLİĞİ

Teknolojinin hızla gelişimi ve internet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile birlikte, internet haberciliği büyük bir gelişim göstermiştir. Sektörde istihdam sağlayan gazete ve televizyonlarla eşdeğer habercilik yapan kurumsal internet haber sitelerinin yanında, internet deyimiyle “kopyala yapıştır” kolaycılığından öteye gitmeyen haber siteleri de maalesef yer almaktadır. Bu konudaki yasal boşluk “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” bir nebze de olsa doldurmuştur. Internet alanında faaliyet gösteren kurumsal haber sitelerinin düzenleme kapsamında basın kuruluşu statüsü kazanması, çalışanlarının da basın emekçisi olarak kabul edilmesi sevindiricidir.

EMEKLİLİKTE BASIN KARTI ŞARTI

Meslektaşlarımızın emeklilikte fiili hizmet süresi zammından yararlanabilmesi, tüm karşı çıkışlarımıza rağmen “basın kartı” şartına bağlandı. Gazetecilik mesleği basın kartı sahibi olma koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmeli, basın kartı sahibi ve çeşitli nedenlerle basın kartı alamayan gazetecilerin anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammı geri verilmelidir.

BASIN KARTLARI KOMİSYONU

Medya sektörü çalışanlarından kimlere basın kartı verileceğine ilişkin basın kartı düzenlemeleri, özgür gazeteciliğin önündeki engellerden birini oluşturuyor. Gazetecinin resmi kimlik kartı olarak kabul edilen basın kartının dağıtımında, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na dönüştürülmesiyle çeşitli kısıtlamalar ve sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Kartı dağıtmakla görevli İletişim Başkanlığı, kurulduğu 2018 yılında değiştirdiği Basın Kartı Yönetmeliği ile özgür ve tarafsız basın meslek kuruluşlarını yani bizleri devre dışı bıraktı, yerine temsilciler atama yolunu tercih etti. Oysa basın kartı olmayan gazeteciler emeklilikte yıpranma payından yararlanamamakta, birçok organizasyona akredite olamamakta, sokakta görev yaparken güvenlik güçlerine basın kartlarını göstermek zorunda bırakılmakta ve yurt dışına çıkışlarında gri pasaport alamamaktadır. Komisyonda halen çoğunluk Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda. Beklentim, komisyonun basın meslek kuruluşlarına adil şekilde yer veren yapıya kavuşturulması yönünde.

MALİYET SORUNU

Herhangi bir güç odağına bağlı olmadan özgürce çalışan medya kurumlarının girdileri döviz kuru ile yakından ilgili. Kâğıttan mürekkebe, elektronik cihazlardan yazılımlara kadar medya sektöründe kullanılan malzemelerin çoğu ithal. Döviz kurlarında geçtiğimiz yılbaşında yaşanan olağandışı yükseliş, medya kurumlarının maliyetlerini arttırdı, birçoğunu kapanmanın eşiğine getirdi. Medya kurumları öncelikle malzeme kullanımında dışa bağımlılıktan kurtarılmalı, ilk aşamada eskisi gibi yerli kâğıt fabrikaları kurulmalı ve işletilmeli, gerekli teknolojik destek verilerek darboğazdan çıkmalarına destek olunmalı. Öte yandan, son yıllarda ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünerek ilan sınırları dışına çıkması, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerine sıklıkla başvurulması, kooperatif ve dernek ilanları ile özel eğitim kurumu ilanlarının yayın zorunluluğunun kaldırılması gibi nedenlerle resmi ilanlarda ciddi oranda daralma meydana geldi.

BASIN İLAN KURUMU

Bu ortamda, yılda sadece bir defa artırılan Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesi, gazetelerin ekonomik sorunlarına çözüm olamıyor. Bence fiyat tarifesi yüksek enflasyon ortamında her 3 ayda bir güncellenmeli, gazetelerin gelir kaybına engel olunmalı. Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu tarafından gazetelere mahkeme kararı olmadan re’sen verilen para cezaları da, kurumun gazeteler üzerinde önemli bir baskı aracı haline getirdi. Bu uygulamaya son verilmeli, Basın İlan Kurumu’nun eskisi gibi özerk bir yapıya kavuşturulması için düzenleme yapılmalı.

Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?

Daha önce de söylediğim gibi, Bursa basını gerçekten köklü bir geçmişe sahip. Hem basın kuruluşları, hem de basın çalışanları gerçekten işlerini iyi yapıyorlar.  Bursa’daki mesleki dayanışma Türkiye’ye örnek olacak nitelikte. Fedakârca mesleğini icra eden arkadaşlarım, haber yazma tekniklerinden fotoğraf çekimine, gelişmiş teknolojinin kullanımında haber etiğine kadar hemen hemen her konuda donanımlı ve bilgili. Biz de Bursa Gazeteciler Cemiyeti olarak her fırsatta arkadaşlarımızı destekliyor, önlerini açmaya çalışıyoruz. Ama yukarıda detaylarıyla aktardığım sorunlar hem meslektaşlarımızın hem de sektörümüzün itibar kaybetmesine yol açıyor.

Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?

2022 yılında TBMM gündemine gelen 7418 sayılı Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak bazı maddelerde iyileştirme yapılmasına ilişkin tüm başvurularımız sonuçsuz kalarak 13 Ekim 2022 tarihinde kabul edildi. Bu süreçte Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak gerçekten çok çaba harcadık. 2022 yılın Ocak ayından kanunun kabul edildiği oturuma kadar her aşamada görüşlerimizi rapor halinde sunduk. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu ve Adalet Komisyonu toplantılarına katılarak görüşlerimizi tek tek aktardık.

Bu süreçte görüştüğümüz sayısız isimden bazıları şöyle; Yasa teklifinin ilk imza sahibi olan Milletvekilleri Feti Yıldız ve Ahmet Özdemir, AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, Adalet Komisyonu Başkanı Abdullah Güler, Eski Başbakan Yardımcısı Hakan Cavuşoğlu, Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kolaycı, MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, AK Parti Milletvekilleri Ahmet Sorgun, Mustafa Esgin, Ahmet Kılıç, Refik Özen, Abdullah Ağralı, Semiha Ekinci, CHP Milletvekilleri Tuncay Özkan, Utku Çakırözer, Enis Berberoğlu, Ulaştırma Komisyonu Başkanı Tahir Akyürek. Bu isimlerle yüz yüze görüştük ve görüşlerimizi, çekincelerimizi, önerilerimizi aktardık.

Örneğin kanun teklifinde yer alan 25. maddedeki “gazete veya internet haber sitesi” bölümünün, “gazete ve internet haber sitesi” olarak değiştirilmesini önerdik. Ayrıca, “Toplam muhammen bedeli beş yüz bin Türk Lirasının altında” ibaresinin, “Toplam muhammen bedeli elli bin Türk Lirasının altında" şeklinde değiştirilmesinin daha hakkaniyetli olacağını aktardık. 27. maddedeki talebimiz ise, “gazetelerin en az ikisinde ve internet haber sitesinde” olarak düzenlenmesiydi.

Yasa teklifi ile biz gazetecilerin kimlik kartı niteliğindeki basın kartının verildiği komisyona ilişkin düzenleme de yapıldı. Teklifin 14. maddesine göre Basın Kartları Komisyonu’nun 9 üyesinden 5’i İletişim Başkanlığınca atanıyordu. Teklifin genişletilmesi ve Komisyonun geniş katılımlı olarak meslek örgütlerinin temsilcilerinden oluşmasını önerdik.

29. madde çok önemliydi. Meslektaşlarımızı zor durumda bırakma ihtimali olan; “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı yeni bir suç oluşturulması, bizleri endişelendiriyor. Yoruma açık olan bu düzenleme, somut olmayan gerekçelerle gazetecilerin cezalandırılmalarının yolunu açabilecek nitelikte. Meslektaşlarımızın haber kaynağını açıklamak zorunda kalmamalarına yönelik değişiklik de yapılacak. Bu maddenin değiştirilmesini sağladık. 29. maddenin üzerinde daha detaylı çalışılması gerektiğini vurguladık ama mümkün olmadı.

Daha birçok madde üzerinde çekincelerimizi anlattık. Sonuç olarak önerilerimizi TBMM’de defalarca anlattık, basın bültenleri yaptık ülke gündemine getirdik. Bu konuda elimizden gelenin fazlasını yapmış olmanın gönül rahatlığını yaşasam da, istediğimiz değişikliklerin yapılmamasının üzüntüsü içindeyim.

Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?

Haberci meslektaşlarımız gerek yerelde gerekse yaygın medya kurumlarında hemen hemen aynı sorunları yaşıyorlar. Aralarında çok önemli farklılıklar yok. Yukarıda detaylarıyla anlattığım sorunlar tüm meslektaşlarımız açısından ortak sorunlar.

Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?

Çağrımı bir kez daha yinelemek istiyorum; Siyasetçilerden, hukukçulardan, bürokratlardan, akademisyenlerden, sendikalardan, medya kuruluşlarından ve basın meslek örgütlerinden temsilciler bir araya gelmeli, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından hazırlanan Basın Meslek Yasası’nı ele alınmalı ve bu yasa gerekli düzenlemelerle Türkiye'ye kazandırılmalıdır. Yaşadığımız sorunlar, böyle kapsamlı bir çalışmayla çözüme kavuşabilir.