Bahar Adalan: “Çocukların siber zorbalığa maruz kalmamaları için ebeveynlere ve eğitimcilere büyük sorumluluk düşüyor”
24.06.2022 23:42

Bahar Adalan: “Çocukların siber zorbalığa maruz kalmamaları için ebeveynlere ve eğitimcilere büyük sorumluluk düşüyor”


Haber Üsküdar - Feyza Kübra Ağırtmış

Siber zorbalığın ne olduğunu ve çocuklar üzerindeki etkilerini Arnavutköy Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmeni olan Bahar Adalan ile konuştuk.

Kendinizi tanıtır mısınız?

Merhaba, ben Bahar Adalan. Arnavutköy Çok Programlı Anadolu Lisesinde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmeni olarak çalışmaktayım. İlgi alanlarım; çocuk psikolojisi ve siber zorbalığın çocuklar üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Aynı zamanda sosyoloji ve psikolojinin diğer konularında da araştırmalar yapmaktayım.

Zorbalık ve siber zorbalık nedir? Zorbalık yapan ve maruz kalan kişiye ne denir?

Zorbalık ve siber zorbalık kavramının birbirinden farklı tanımları vardır. Aslında tıpkı geleneksel medya ve yeni medya ayrımı gibi bir ayrım olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda zorbalığa geleneksel zorbalık diyebilirken, teknolojinin gelişmesiyle beraber bu zorbalık türünün siber zorbalık olarak adlandırıldığını söyleyebiliriz. Geleneksel zorbalığın aynı ortamda bulunduğun insanlarla gerçekleşen bir durum olduğunu örneğin; Okul, iş yeri... vb. siber zorbalığın ise dijital teknolojilerin kullanılarak sosyal medya ağları üzerinden gerçekleşen bir zorbalık türü olduğunu söyleyebiliriz. Siber zorbalık yapan kişiye siber zorba denirken, siber zorbalığa maruz kalan kişiye ise mağdur denilmektedir.

Bir kişi aynı anda hem zorba hem mağdur olabilir mi?

Bir kişi aynı anda hem zorba hem de mağdur olabilmektedir. Özellikle sosyal medya ağları üzerinden kullanıcılar birbirleriyle anında iletişime geçebilmekte olup, sınırsız enformasyon akışı ile bu kullanıcılar yalnızca akranları tarafından zorbalığa maruz kalmamakta aynı zamanda dijital ağlar üzerindeki kullanıcıların siber zorbalığına da maruz kalabilmektedir. Yeni medya ortamında zorbalığa uğrayan mağdur bir kullanıcının başka kullanıcılara yönelik zorba olma durumunun da mümkün olabileceğini söyleyebiliriz. Aslında genellikle hem zorba hem de mağdur olma durumunun erkeklere oranla kadınlarda daha sık görüldüğünü gözlemliyoruz.

Çocuklar siber zorbalığa maruz kalıyor mu? Eğer kalıyorlarsa çocukları siber zorbalıktan nasıl koruyabiliriz?

Yetişkinler gibi çocuklar da siber zorbalığa maruz kalmaktadır. Siber zorbalık, dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen bir zorbalıktır. Bu tür zorbalıklar sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında görülebilir. Zorbalığa maruz kalındığında ise ya da zorbalığa maruz kalındığı düşünülüyorsa yapılması gereken ilk iş anne-baba, aileden yakın bir kişi, ya da güvenilen başka bir yetişkin kişiden bu konuda yardım istemektir. Bu kişi okulda güvendiği bir öğretmen de olabilir. Ayrıca sosyal medya platformlarının güvenliği sağlamak için aldıkları tedbirlere göre de gereken yerlere şikâyet edilebilir. Zorbalığın durdurulması açısından olayların tespit edilmesi gerekir ve bildirim çok önemlidir. Zorbalık yapan kişiye davranışının kabul edilemez olduğunun gösterilmesi de bu konuda işe yarayabilir. Ayrıca günümüz teknoloji çağında Z kuşağı olarak adlandırılan bir kuşağın teknoloji ile iç içe olduğunu söylemek yanlış değildir. Daha bebekken ellerine telefon, tablet verilen çocuklardan bahsediyoruz. Bu anlamda daha bebek yaşta eline cep telefonu, tablet vb. ürünlerin kullanımı sırasında bu çocukların siber zorbalığa maruz kalmamalarının ihtimali olamayacağı gibi çocukların bu aletlerden gerekli tedbirlerle, sınırlamalarla korunması gerekir. Yetişkinlere bu siber zorbalık konularında netiket kuralları çerçevesinde eğitimler verilirken, bu kuralları bebeklere ya da çocuklara anlatmak mümkün değildir. Sonuç olarak ebeveynlerin çocukları ya da bebekleri sırf sussun diye bu çocukların ellerine teknolojik aletlerin veriliyor olması ve çocukların belirli bir sınır olmadan içerik bombardımanına maruz kalıyor olmasıdır. Yani aslında her içeriğin olumlu olmadığı medya mecralarında bu anlamda ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir.

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmeni olarak çalıştığınız okulda siber zorbalığa dair öğrencilere ne tür bilgilendirmeler yapmaktasınız?

Öğrenciler ile yapılan çalışmalarda siber zorbalığa karşı bilinçlendirmek amacıyla siber zorbalığın ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, hangi durumlarda nerelere bildirilmesi gerektiği ve kimlerden yardım alınabileceğine dair öğrencilere seminerler, konferanslar, grup rehberliği ile bilgilendirme çalışmaları yaparak bilinçlenmelerini sağlamaya çalışıyorum.

Çalıştığınız okulda siber zorbalığın önlenmesine yönelik çalışmalar yürütmekte misiniz? Siber zorbalıkla nasıl mücadele edilir?

Öğrenciler ile yapılan çalışmalarda daha çok grup rehberliği ve seminerlere ağırlık vererek öğrencileri bilgilendirmeye, uğradıkları siber zorbalığa karşı bilinçlendirmeye çalışıyorum. Öğrencilerle yaptığım bireysel görüşmelerde ihtiyaca göre bireysel danışma veya kişisel sosyal rehberlik çalışmaları yapmaktayım. Ayrıca öğrencilerin siber zorbalığa karşı bilinçlenmesi amacıyla görselliğe dikkat çekerek afiş, broşür vb. çalışmalarla desteklemeye çalışmaktayım.

Siber zorbalığa maruz kalan öğrencilerinizden, siz rehberlik hocalarına durumu paylaşan oluyor mu? Yoksa öğrenciler sanal alemde maruz kaldıkları zorbalığı gizliyorlar mı?

Öğrencilerden bildirimde bulunanlar da bulunmayanlar da olmaktadır. Zorbalığın boyutuna göre herhangi bir yardım talebinde bulunup bulunmayacaklarını belirliyorlar. Herhangi bir yardım talebinde bulunup bulunmayacaklarını belirleyen durum ise genelde öğrencilerimde gözlemlediğim kadarıyla güven durumu olmakta. Şöyle ki, öğrenci öncelikle problemi tek başına halletmeye çalışıyor fakat çoğunlukla da başarılı olamıyor. Bu durumda umutsuzluk, mutsuzluk gibi duygu durumlarına kapılabiliyor. Dolayısıyla bu durumla başa çıkamıyor. En başta yardım alabileceği bir yetişkinin varlığını hissettiği ve o kişiye güven duyduğu anda ise o kişiye sorununu açıp daha yapıcı bir şekilde sorunun üstesinden gelmek isteyen öğrenciler bu durumla etkili bir şekilde başa çıkmaktadır diyebiliriz. Bu durum üzerinde ise biz rehber öğretmenlere çok is düşmekte. Basta öğrencileri bu durumla ilgili bilgilendirmek, bu durum karşısında ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendirmek geliyor. Bunu da seminer şeklinde grup rehberliği ya da bire bir bireysel rehberlik yoluyla öğrencilere ulaşarak gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında öğrenciyle aramızda kuracağımız güvene dayalı bağ da büyük önem taşımaktadır. Çünkü öğrenci bu durumda kendini rahat rahat açamamaktadır. Bize güven duyduğu takdirde yardım istemesi de daha rahat oluyor diyebiliriz.

Siber zorbalığa maruz kalan öğrencilere yönelik özel olarak danışmanlıklar yapıyor musunuz?

Öğrencilerden siber zorbalığa uğrayanlar tespit edildiğinde gerekli yönlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yapıldıktan sonra duruma göre hem öğrencilere hem de veliler ve öğretmenlere müşavirlik hizmeti sağlanarak ortak bir çalışma ile zorbalığa uğrayan öğrenciye destek sağlamayı amaçlamaktayım. Ayrıca öğrencilere atılganlık becerileri kazandırmaya çalışarak; öz saygı, öz şefkat, benlik saygısı kavramları üzerinde durarak zorbalığa karşı beceriler kazandırmaya çalışıyorum.

Siber zorbalığa maruz kalmamak sizce mümkün müdür?

Günümüz teknoloji ve dijital çağı olduğundan dolayı bu durum maalesef ki sık karşılaşılan bir durumdur. Fakat bu durumu tamamen yok edemesek de en az seviyeye indirebiliriz. Bunun için sosyal medyayı kullanan bireylere yönelik bilinçlendirme çalışmaları, siber zorbalığın ne olduğu, zorbalığın yarattığı risk faktörleri hakkında bilgilendirme yapılabilir. Özellikle okullarda çocukların bu konularda bilgilendirilmesi çok önemlidir. Ortak bir iş birliği ile siber zorbalığın yaratacağı yıkımlar en az seviyeye indirilebilir.