Girişimcilik Sohbetleri’nde 'girişimcilik ve hukuk' konuşuldu
03.04.2021 17:42

Girişimcilik Sohbetleri’nde 'girişimcilik ve hukuk' konuşuldu


Haber Üsküdar – Hazal Göksun

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü tarafından "Girişimcilik Sohbetleri: Girişimciler için Hukuk" konulu söyleşi gerçekleştirildi. Etkinliğe, Can Avukatlık Bürosu sahibi Avukat Ömer Can, Avukat Ferhunde İlhan ve Avukat Ömer Faruk İbrahimbaş konuk oldu. Etkinlikte rekabet yasağı, KVKK, veri, aydınlatma yükümlülüğü gibi konular ele alındı.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü'nün çevrimiçi olarak gerçekleştirdiği "Girişimcilik Sohbetleri: Girişimciler için Hukuk" konulu söyleşisinin konukları, Can Avukatlık Bürosu sahibi Avukat Ömer Can, Avukat Ferhunde İlhan ve Avukat Ömer Faruk İbrahimbaş oldu. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine verilen Girişimcilik ve Proje Kültürü dersi kapsamında düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü Reklamcılık Bölümü'nden Doç. Dr. Dinçer Atlı üstlendi.

"Rekabet yasağı genel çerçevede yer ve zaman olarak sınırlandırılıyor"

Doç. Dr. Dinçer Atlı’nın yönelttiği ‘İşveren sözleşmede rekabet yasağı diyerek en fazla kaç yıl sınırlayabiliyor?’ sorusunu yanıtlayan Av. Ömer Faruk İbrahimbaş, genel çerçevede yer ve zaman olarak sınırlandırıldığını vurgulayarak şu sözleri kullandı; ‘‘Özellikle müvekkillerimiz, şirketler tarafından istenen sınırlandırmaları soruyorlar. Yer ve zaman olarak bunları sınıflandırmamız gerekiyor. Yani Türkiye çapında siz; teknoloji, yazılım sektörü alanında Türkiye sınırları içerisinde çalışamazsınız. Genellikle ya Marmara bölgesi olarak bölge bazında ya da İstanbul olarak il bazında sınırlandırabiliyoruz. Veya İç Anadolu bölgesinde, aynı konu içerisinde aynı çalışma hayatı içerisinde faaliyette bulunamayacağınızı belirterek rekabet yasağını gündeme getirtebiliyoruz.’’

‘45 saatin üzerindeki çalışmaları kanıtlayarak tahsil edebilirler’

‘Girişimci işe aldığı kişiyi iş kanununun üzerinde çalıştırıp ücret ödemeyebiliyor. Bu konuda ne yapılabilir?’ sorusu yöneltilen Av. İbrahimbaş, ‘‘Kanuna, kamuya aykırı tüm hükümler genel çerçevede geçersizdir. Yani, siz her ne kadar iş sözleşmesinde ‘Ben sizi 45 saatin üzerinde çalıştırsam dahi ödeme yapmayacağım’ derseniz herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Sözleşme bütün olarak geçersiz olmaz. Ancak bu görmüş olduğumuz kanuna aykırı hüküm geçersiz hale gelecektir. Burada, çalışanlar 45 saatin üzerinde yapmış oldukları çalışmaları da kanıtladıkları taktirde bunlarla ilgili haklarını işin devamı noktasında bir alacak davasına konu ederek tahsil edebilirler’’ sözlerini kullandı.

"Bir ay dahi geciktirildiğinde çalışan açısından iş halinin haklı feshi başlamış olur"

‘Kaç ay ücret ödenmezse çalışan haklı sebeple iş sözleşmesini feshedebilir ya da işi durdurabilir?’ sorusuna da cevap veren Av. İbrahimbaş, ‘‘İşverenin borcu ile ilgili kısımda, bir ay dahi geciktirildiğinde çalışan açısından iş halinin haklı olarak feshi başlamış olur. Tabii bunu genel çerçevede uygulamalı olarak şu şekilde ilerletiyoruz; çalışan-çalışanlar olarak ödeme borcunu yerine getirmediği an itibariyle özellikle noterle iddianame hazırlamaktayız. Ve işverenin yapmış olduğu yanlış eylemin gereğini yerine getirmesini talep edebilmekteyiz’’ dedi.

"Temel hak ve hürriyetler kapsamında kişisel verilerin korunması yasal zorunluluk"

Av. Ferhunde İlhan kişisel verilerin korunması ile ilgili sorulara cevap verirken, ‘KVKK denilince herkesin aklına veri sorunu geliyor. KVK Kanunu nedir? Mevzuatımıza nasıl giriş yaptı? Bunun bir tarihi var mı? Bu yeni bir kanun türü mü?’ sorusuna yanıt olarak, ‘‘Aslında baktığımızda KVKK adı ne kadar yeni olsa da bizim literatürümüze çok öncesinden girmiştir. Temel hak ve hürriyetler kapsamında; özel yaşamın gizliliğiyle birlikte, kişisel verilerin korunmasını da bünyemize almış ve kabul etmiş olduk. Bunu da 2015 yılında yargı kararıyla taçlandırmış olduk. Biz 2010 yılında, özel hayatın gizliliği adı altında anayasamızın 7. maddesine ek olarak kişisel verilerin korunması kapsamında bir kanun ekledik. Sonrasında 2016 yılında Avrupa'da uygulanan Kişisel Veri Kanunu’nu değiştirerek kendi bünyemize aldık. Fakat Avrupa Birliği bir çalışma yaparak 2018 yılında GDPR dediğimiz bir sisteme geçiş yaptı. Bu da genel veri koruma yönergesi olarak geçmektedir ve Kişisel Veri Kanunu’ndan üst boyutta veriyi koruyan ve gözeten bir kanundur. Ve biz bir alt versiyonu olan KVKK’da şu an kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Burada özellikle internet hususu ön planda’’ ifadelerini kullandı.

"Gerçek kişiyi belirlenebilir kılan her türlü bilginin sorumluluğu var"

Yargı sistemimizin veriyi sadece dijital olarak kabul etmediğini dile getiren Av. Ferhunde İlhan, ‘‘Veri nedir?’ dediğimizde aklımıza hep dijital veriler geliyor. Ama bizim yargı sistemimiz veriyi sadece dijital olarak kabul etmiyor. Otomatik ve manuel olarak işlemiş olduğumuz verileri de kapsıyor. Veriden kastımız ‘bilgi’ anlamındadır. Kişisel veri ise kişiyi belirleyen her türlü verisidir. Bunlar genel ve özel olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel nitelikli verilerimize kabataslak baktığımızda; ismimiz, soyadımız, boyumuz, kilomuz, yaşımız, telefon numaramız ve e-mailimiz kişisel verilerdir. İlgili kişi dediğimiz; kişisel verisi işlenen kişi. Gerçek kişi belirlenebilir her türlü bilginin sorumlusudur. Yani hepimiz ilgili kişiyiz. Kişisel Verilerin Korunması Kurumu adı altında bir özel kurum dahi açıldı. Kurum bu süreçleri yürütmektedir. Kişisel Veriler nasıl işlenmektedir? Aslında hukukun temel kavramlarında ilkeleri yer almaktadır. Bizlerin verileri bu genel ilkelere göre işlemesi gerekmektedir. İlkelere uygun işlediklerimizin de bir şartı vardır; açık rıza gerekmektedir. Açık rıza her şekilde alınabilecek bir şey değildir. Bir kişiyi işe alacağımız zaman; ismini, soyadını alıyoruz. Verilerini işlemek zorundayız. Bu kanun baygınlık halinde, acil müdahale gerektiren ‘fiili imkansızlık’ durumlarında geçerli değildir. Bu imkansızlık hali sona erdikten sonra, biz kişinin rızasını almakla görevliyiz’’ sözlerini kullandı.

"Verileri korumaya çalışmalısınız"

Aydınlatma yükümlülüğüne de değinen Av. İlhan, ‘‘Şu an, bir su sipariş ettiğimizde kişisel verilerin korunması kapsamında aydınlatma verilerini size aktarıyorum diyebilirler. Bu da, ‘Neden sizin verilerinizi işliyorum?’ demektir. Aydınlatma metni de ‘Ben sizin verilerinize bu nedenden dolayı erişiyorum’ diyor. Peki verilerimiz ifşa edilirse, hukuka aykırı işlenirse yapmamız gereken; 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na göre, 11. maddeye göre şikayet edeceksiniz. Ama öncesinde veri sorumlusuna başvuruda bulunacaksınız 30 gün içerisinde cevap gelmezse Kişisel Veri Kurumu'na dilekçe ile başvuruda bulunabiliyorsunuz. Siz verileri korumaya çalışmalısınız. Gerek şifreleme yaparak gerekse aydınlatma metni yayımlayarak. Açık rıza ve kişiye yönelik sözleşme yaparak bunu yerine getirmeye çalışmalısınız.  Bunları yapmazsanız Suçlar ve Kabahatler Kanunu yani yine KVKK 17. maddedeki düzenlemeye göre veriyi silmezseniz, yok etmezseniz hapis cezasına çarptırılırsınız’’ ifadelerini kullandı.

"Bir ticari faaliyet yapılıyorsa sorumlulukları bilinmeli"

İşin ticari boyutuna değinen Av. Ömer Can ise ‘‘İşin ticari faaliyetlerle ilgili ikinci kişi ya da üçüncü kişilerle aralarındaki ilişkiler, ticari ya da bir hizmet anlamında kendisiyle ilgili olan konuların düzenlenmesiyle ilgili faydalı bilgiler vereceğim. Ben ticari faaliyetler yürütüyorum, günün sonunda vasiretli olarak bütün işlemlerimi buna göre halletmem gerekiyor. Ve bu çerçevede bir bakış açısıyla ticari hayatımı sürdürmem lazım. Vasiret ihtiyacı dediğimiz aslında basit bir ifadeyle; Kanunda ve Yargıtay kararlarında görüyoruz, hayatın olağan akışına göre; bugün kapımızın önünde bir aracımız var, aracımızı satmamız gerekiyor. Aracımızı veriyoruz, ödemesini yarın istiyoruz. Yaptığımız sözleşme falan yok. Belki bir belgesini alırız. Ya da öğrenciyiz diyelim; bir ürün yaptık, gönderdik ama herhangi bir sözleşme yok ve tahsil edemiyorum. Vasiretli oluyorum. Aslında bir ticari faaliyet yapılıyorsa sorumlulukları bilinmeli, alacak verecek durumları bilinecek ayrıca bütün konuların hepsi yazılı bir metin üzerinde belirtilecek. Yapılması gereken kural; sözleşmeye dayalı faaliyetleri yürütmek’’ sözlerini kullandı.

"Risk bu yolculuğun içerisinde"

Etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Doç. Dr. Dinçer Atlı, uzmanlardan bilgi almanın önemine şu sözlerle değindi; ‘‘Girişimcilik, vahşi bir ormanda yolculuk yapmaya benzer. Karşımıza hangi yırtıcı canlının çıkacağı; zehirli olup olmayacağı o kadar belirsiz ki! ‘Risk’ bu yolculuğun kendi içerisinde. Bu noktada hukuk bilgisi çok önemli bir koruma kalkanı sunuyor. Özellikle iş sözleşmelerinde. Birçok sözleşme türü var. Bu noktada hukuk bilgisini arttırmak, konuyla ilgili uzmanlardan bilgi almak çok önemli’’ dedi.