7. Uluslararası İletişim Günleri, kapanış oturumuyla sona erdi
24.10.2020 14:32

7. Uluslararası İletişim Günleri, kapanış oturumuyla sona erdi


Haber Üsküdar - Melisa Duygun 

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 7. Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi Sempozyumu, kapanış oturumuyla sona erdi. Oturumda Prof. Dr. Nazife Güngör, Prof. Dr. Süleyman İrvan ve Prof. Dr. Hasip Pektaş sempozyumla ilgili değerlerlendirmelerde bulundular. Sempozyum, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın konuşmasıyla sona erdi. 

Prof. Dr. Nazife Güngör: "İyi üretici ve yönetici olmak zorundasınız"

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nazife Güngör, kapanış oturumunda sempozyuma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Salgın nedeni ile sempozyumumuzu online şekilde gerçekleştirdik. Bu durumun avantajlarını da yaşadık. Uzaklar yakın oldu, mesafeler kalktı, mekân sınırını tamamen aştık ve zamanda buluştuk. Zamanı çok verimli kullandık. Yıllardan beri iletişim alanında hâlâ çözüm bulunamayan bir tartışma var. İletişim fakülteleri daha çok teorik eğitime mi ağırlık vermeli, yoksa uygulamalı mı olmalı? Yıllardır bu sorunun tartışması yapılır ve bu hâlâ da devam etmektedir. Bugün geldiğimiz noktada bu tartışmalara yeni boyutlar eklendi. İletişim alanı medya sektörüne eleman yetiştiriyor. İyi bir gazeteci olmak için kuramsal bir bakış açısına sahip olmak zorunda. İyi bir televizyoncu olmak için de yaşadığı dünyayı çok iyi değerlendirmek zorunda. Gazeteciler herkesten önce düşünebilen, herkesten önce görebilen ve herkesten önce hissedebilen kişiler olmak zorunda. İyi bir vizyon ve çok yönlü görebilen sağlam bir formasyon gerekiyor. Biz, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi olarak bunu yapmaya çalışıyoruz. İletişim alanına sanatsal alanlar da eklendi, dolayısıyla bugünün ve geleceğin iletişimcisi iyi üretici ve yönetici olmak zorunda."

"Müfredatları sürekli güncellemek durumundayız"

Prof. Güngör konuşmasını şöyle sürdürdü: "İletişim eğitimi veren fakültelerin sürekli güncelleme yapması gerekiyor. Bir yapı oluşturduğunuzda bu yapı bir yıl içerisinde hemen eskiyebiliyor. Teknolojik gelişmeler akıl almaz bir şekilde devam ediyor. Sürekli yeni ihtiyaçlar doğuyor. İhtiyaçlara yanıt vermek için iletişim müfredatlarını güncellemek zorundayız. Sektöre bakmalıyız. Sektörün sesine kulak vermeliyiz, onların ihtiyaçlarını onlardan dinlemeliyiz. Mademki teknoloji bu kadar hızlı ilerliyor, bugünü değil yıllar yıllar sonrasını görmek ve önlemleri almak zorundayız. Bütün bu konular sempozyumun tartışılan konularıydı. Çok aktif ve verimli bir sempozyum olduğunu, söylenen bir sözün bile karşılıksız kalmadığını, yerini bulduğunu düşünüyorum."

 Prof. Dr. Süleyman İrvan: "İletişim alanı ciddi bir dijitalleşme sürecine girmiş durumda” 

Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Çok başarılı sunumların olduğu ve zengin katılıma sahip bu sempozyumun oldukça bilgilendirici olduğunu düşünüyorum. Dijital ortamda oturumdan oturuma geçişler benim için kolay oldu. Daha fazla oturumu takip etme imkânı buldum" diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "1983 yılında Journal of Communication dergisinde 'Alandaki Telaş' başlıklı bir özel sayı yayımlanmıştı. O dönemdeki telaşın nedeni, eleştirel kuramların egemen paradigmaya meydan okuyuşuydu. Bugünlerde de alanda telaş var diyebilirim. Bu telaşın nedeni eğitimin hızla dijitalleşmesidir. Bu durumun sadece pandemi süreciyle ilişkili olduğunu düşünmüyorum, pandemi bdijitalleşme sürecini sadece hızlandırdı. Biz Z kuşağının hiç gazete okumamasından yakınırken, birdenbire bu doğal sürece biz de girmek zorunda kaldık. Çok farklı şeyler deneyimlemiş olduk. Yaşadığımız bu pandemi sürecinde eğitimin nereye gittiğini çok kestiremiyoruz. Kendimizi bu yeni duruma uyarlamak durumundayız. Eğitimci olarak uyarlamak durumundayız, meslektaş olarak uyarlamak durumundayız, öğrencilerin öğreneceği bilgiler anlamında uyarlamak durumundayız.” 

Prof. Dr. Hasip Pektaş: “Yeniyi araştırmak yaratıcılık gerektirir, özgün bir şeyler ortaya koymak çaba gerektirir.”

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Çizgi Film ve Animasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasip Pektaş, kendisinin iletişim fakültesinde sanatçı olarak değil tasarımcı olarak yer aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, tasarımcılar olarak özgür değiliz; sanatçılar özgürdür. Bir hedef kitlemiz var, ne söyleyeceğimizi o hedef kitleye göre belirlemek zorundayız. Sempozyumun online olması bize zaman kazandırdı. Gelecek sempozyumun da  online yapılması taraftarıyım. Katılımın yüksek olmasının temel etkenlerinden biri de budur. Sempozyumun en çarpıcı cümlesini kurmak istiyorum. Açılış oturumunda konuşan Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka en çarpıcı cümleyi kurdu. 'Çocuklarınızı yaşadığınız çağa göre değil, yaşayacakları çağa göre yetiştirin' sözüne yer verdi. Biz de eğitim planlarımızı buna göre yapmalıyız. Yeniyi araştırmak yaratıcılık gerektirir, özgün bir şeyler ortaya koymak çaba gerektirir. Bilgiyi fark ettirip nerede olduğunu gösterebiliriz. Öğrencilerin bir alanda çok iyi uzmanlaşmaları gerekir. O alanda en iyi söz söyleyen olmak zorundalar” dedi.

Kurucu Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Pandemi sürecinde iletişimin önemi ortaya çıktı"

Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sempozyuma katılım oranlarına bakıldığında çok başarılı bir sempozyum gerçekleştirildiğinin görüldüğünü söyledi. Prof. Tarhan kapanış konuşmasında şunları söyledi: "Pandemi döneminde her alanda iletişimin önemi ortaya çıktı. İletişimcilere bu konuda çok önemli görevler düşüyor. Sosyal izolasyon değil aslında fziksel izolasyon olması lazım. Ancak, psikolojik izolasyona dönüşüyor. Psikolojik izolasyon olunca da fiziksel mesafe açılıyor. Bu konuda iletişimcilerin önemli katkılarına ihtiyaç var. Bize kısa yolları öğretmeleri, yöntemler göstermeleri, toplumu bilgilendirmeleri gerekiyor. Akademisyenin üç görevi var. İlk görevi eğitim, ikincisi araştırma, üçüncüsü de toplumu bilgilendirmektir. Toplumu bilgilendirme noktasında iletişimciler bu konuda neler yapılabilir diye yöntemler geliştirmeliler.”