Deneyimli TRT muhabirinden genç iletişimlilere habercilik tüyoları
11.11.2022 16:58

Deneyimli TRT muhabirinden genç iletişimlilere habercilik tüyoları


Haber Üsküdar - Ayça Aracıçam

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü tarafından düzenlenen ‘Haber Yayıncılığının Dünü ve Bugünü’ isimli etkinliğe TRT spikeri ve muhabir Feryal Ardal konuk oldu.

Üsküdar Üniversitesi Güney Yerleşke’de bulunan TV Eğitim Stüdyosu’nda gerçekleştirilen etkinlikte Üsküdarlı iletişimcilere haberciliğin püf noktalarını aktaran Erdal, sektörde dikkat edilmesi gereken ayrıntılara değindi.

“İktisat okudum, alaylı bir iletişimciyim”

Genç iletişimcilere kendi habercilik serüvenine nasıl başladığını aktararak konuşmasına başlayan Feryal Ardal, “27 yıldır sektörün içindeyim. Anadolu Ajansı’nın radyosu, Radyo Anadolu sınavlarına girerek kazandım. 5 yıllık radyo deneyimimden sonra TRT’ye geçtim. TRT Haber Merkezinde muhabir olarak görev aldım.  Ekogün programları ve ekonomi haberleri ağırlıklı gittim. Haber merkezinde çalışırken radyoda ekonomi programları yapmaya başladım. Radyodaki program sayım o kadar arttı ve keyifli olmaya başladı ki tamamen radyoya geçiş yapma kararı aldım. Şu anda radyoda Ekonomi Yorum programını hem hazırlıyorum hem sunuyorum. Ayrıca, Gün Ötesi programını da hazırlıyorum. İktisat mezunuyum ancak TRT ve Anadolu Ajansı da birer okul gibi çok şey öğretti. Siz gençler iletişim okuduğunuz için çok şanslısınız” dedi.

“Habercilik zorla yapılabilecek bir meslek değil”

Yayıncı olmanın fedakârlık isteyen bir meslek olduğuna dikkat çeken Ardal, sözlerini şöyle ifade ediyor, “Özellikle haberci olmak demek özveri demektir. Dini bayram, resmî tatiller, hafta sonu yok. Yayın 7/24 devam eden bir akış ve haber, dinamik bir yapıdır. Yılbaşı gecesi, insanlar evlerinde otururken veya bir eğlence yerindeyken haber merkezlerinde nöbetçi muhabirler, kameramanlar, montajcı ve şoför vardır, son dakika olaylarında her zaman hazırlıklı bulunurlar. Bayramlarda çalışılır. Biz evimizde oturup haberleri izliyoruz ancak onları yapan bir muhabir var. Omzunda malzeme çantası, kamera aküsü, yedek mikrofon gibi bir sürü ekipman var. Ciddi fedakarlıklar gerektiriyor. Aileniz sizi bu şekilde kabul edip hayat akışını ona göre dizayn etmeli.”

“Haberin içeriğini ve niteliğini hıza kurban etmemeliyiz”

Mesleki tecrübelerinden yola çıkarak haberciliğin püf noktalarını maddeler halinde anlatan Feryal Ardal konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Haber tarafsız, bağımsız olmalı. Haberin teyit edilmesi gerekiyor. İçeriğimizi taraf olup da destekliyormuş gibi yazmamalıyız, üslup çok önemlidir. Anonslarda ilgi çekici ve kısa bir konuşma genellikle yeterlidir. Burada tabii ki diksiyon ve okuma tekniklerimizi olabildiğince düzeltmeye ve geliştirmeye çalışmalıyız. Bunun için yapılabilecek egzersizler bulunuyor. Ağzımıza bir kalem alıp tekerlemeleri söylemeye çalışabiliriz, böylece çene ve dudak kaslarımız zamanla gelişir, kelimeleri rahat ifade edebilir hale geliriz. Her konuda halkı bilinçlendirmeye yönelik haber yapmaya özen gösteriyoruz. Hedef kitleye uygun gün ve saati seçmek burada kilit önem taşıyor. Eğer buna uygun seçerseniz daha fazla kitleye ulaşıp etki sağlayabilirsiniz.”

“Olağanüstü bir duruma karşı elinizde bolca doküman olması lazım.”

Habercinin her an hazırlıklı bulunması gerektiğinin önemini vurgulayan Feryal Ardal, “Gündemi takip etmediğiniz zaman, gideceğiniz haberde olay akışını bilmezseniz soru sorarken zor durumlarda kalabilirsiniz. Konuşabilmek ve işi döndürebilmek adına bilgi, birikim yapıp araştırmak gereklidir. Gittiğimiz haberle ilgili önceden araştırma yaparsak bizim için her açıdan daha iyi olur. Son dakika planlanmamış bir habere yollanma ihtimalimize karşı yedek ayakkabımız ve kıyafetimiz de bulunmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Televizyon ve radyo haberciliği ajans haberciliğinden farklıdır”

Haberciliğin kendi içerisinde farklı kollara ayrıldığını aktaran Ardal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Haberler kendi içerisinde ayrılıyor. Radyo haberi ve televizyon haberi farklı, ajans haberciliği çok daha farklı. Haber ajanslarında habercilik yapacaksanız izlediğiniz haberi insanlar oraya gitmiş ve izlemiş gibi hissetmeli. Ajans haberi, uzun ve detaylıdır, oradaki her şeyi yazmalıyız ama televizyon ve radyo haberleri daha kısadır. Radyoda ana haber 10-15 dakika arasıdır. Ara haberler 3 ila 5 dakika. Dolayısıyla o gün öne çıkan başlıklar nelerse önem sırasıyla vermek gerekiyor. Radyo haberleri okunurken daha tempoludur, iki kelime bir saniye kuralı vardır. Televizyonda kam spiker bölümünden sonra görüntüler devreye girer ve üzerine haber okunur.”

“Kriz anları olabildiğince sakin yönetilmeli”

Öğrencilerin sorularıyla devam eden etkinlikte Feryal Erdal, yayın anındaki sürecin olabildiğince sakin yönetilmesi gerektiğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı, “Herhangi bir yerde patlama, yangın veya afet meydana geldiğinde oradaki süreci şeffaf ve sakin bir dille halkı korkutmadan aktarabilmeliyiz." Ayrıca haber dilinin sade ve anlaşılır olması gerektiğinin altını çizen Ardal sözlerine şu şekilde devam etti, "İzleyicilerin geneline hitap eder bir nitelik taşır. Aslında sakin kalabilme becerisi zamanla ve tecrübeyle gelişiyor, zamanla ögreniyorsunuz. Canlı yayın anlarında da hatalı bir haberde düzeltmenin mutlaka yapılması gerekiyor. Kişilik haklarını ihlal varsa bu durumun göz önünde bulundurulması şart.”