Fakülte seminerinde oyun tasarımı ve görselleştirme konuşuldu
10.11.2021 20:22

Fakülte seminerinde oyun tasarımı ve görselleştirme konuşuldu


Haber Üsküdar - Hazal Göksun

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Seminerleri kapsamında Çizgi Film ve Animasyon Bölümü Öğr. Gör. Volkan Davut Mengi ‘Oyun Tasarımı’ konulu bir sunum yaparak alanında gerçekleştirdiği çalışmaları anlattı.

İletişim Fakültesi akademisyenlerinin çalışmalarını paylaştıkları fakülte seminerlerinin ilkinde Öğr. Gör. Volkan Davut Mengi; müziğin görselleştirilmesi, video haritalama ve basit oyun tasarımı programlarına değindi.

‘‘Müzik, ressamlar ve heykeltıraşlardan modern sanata kadar birçok alanda görselleştirilmiş’’

Öğr. Gör. Volkan Mengi, yurtdışında aldığı lisansüstü eğitim sırasında hazırladığı tezine ilişkin şunları söyledi: "Türkçesi ‘Kaçış’ denilen bir müzik formu var. Bunun görselleştirmeye daha uygun olduğunu düşündüm. Bununla ilgili çok fazla araştırma var. Birçok sanatçı görselleştirmeye çalışmış. Resim ve heykelden modern sanata kadar birçok alanda görselleştirilmiş. Görselleştirme konusu rastgele olabiliyor. Müziği biraz incelemek gerekiyor. Belirli bir nota bilgim var, bununla birlikte müziği biraz araştırdım. ‘Müziği nasıl analiz edebilirim ve o analizi nasıl kullanabilirim?’ diye düşündüm. Müzikten veriyi alırken görsele nasıl çevirebileceğimi araştırdım. Ana melodi vardır, yan melodi eklenir. Böyle bazen iki, bazen üç melodi birlikte giderler. Besteleme tekniklerini araştırmıştım ve tezim de bunun üzerineydi. Müzikten aldığım veriyi ne ile birleştirebileceğimi düşünürken ‘animasyonun 12 prensibi’ geldi aklıma. Birtakım bağlantılar kurmaya çalıştım.’’

‘‘Filmlerdeki bazı sahneleri müzikle anlamlandırdım’’

Müziğin görselleştirmesine ilişkin deneyimlerini anlatan Mengi, ‘‘Berlin’de çoğunlukla kadınların katıldığı Heroines of Sound Festivali’ne Judit Varga isimli Macar bir arkadaşımla katılmıştım. Onun bestelerinden birini görselleştirdim. Bir konser alanında üç müzisyenle çalışıldı. Benim animasyonum arkalarında gösterildi. Bestenin adı ‘Anamorphoses’ idi. Renklerle ilişkilendirerek sinemaya değindim, filmlerdeki bazı sahneleri müzikle anlamlandırdım. Müziğin ifade etme türü her sahnede farklı olabilir. Her enstrümanın farklı frekans ve harmoni ayarları vardır. Bunları analiz etmiş, bazı veri girişleri yapmıştım’’ ifadelerini kullandı.

‘‘Eski fabrikadan dönüştürülmüş bir müzenin tarihini video haritalama üzerinden anlattık’’

Projection Mapping (Video Haritalama) konusunu açıklayarak gerçekleştirdiği projeden bahseden Mengi, ‘‘Budapeşte’de katıldığım bir sergiydi. Eski fabrikadan dönüştürülmüş bir müze vardı. Bizden bunun tarihini anlatmamız istendi. Biz de arkadaşlarımla beraber video haritalama tekniği üzerinden modellemesini yapmayı düşündük. Binanın yukarıdan görünen maketini yaptık. Projektörle üzerine animasyon yansıtarak izlettirdik. Benzer oranlarda modelledim ve birlikte maketini yaptık. Altı dakikalık bir animasyon yapacağız ve binanın tarihini anlatacağız. Soyut bir hikaye yazdık. Bir çocuk binanın önüne geliyor, binanın ne anlattığına bakıyor. Senaryo böyle başlarken başka biri gelip binanın tarihini anlatıyor’’ dedi.

‘‘Daha çok siyasi amaçlarla kullanılsa da sonrasında yaratıcı şeyler de tasarlamışlar’’

Projection Artworks’ün popülerleşmesiyle birlikte yapılan çalışmalara da değinen Mengi, ‘‘Bu herhangi bir objenin üzerine yansıtılabilir. Tabi bunlar binaların üzerine yansıtılmasıyla gündemde ama şu an her alanda kullanılıyor. Örneklerde de gördüğünüz gibi ağaç, kapı, bitki, duvar vs. de kullananlarda var. İngiltere ve Amerika’da daha önce popülerleşmişti. Daha çok siyasi amaçlarla kullanılsa da sonrasında yaratıcı şeyler de tasarlamışlar. Şu an yasaklanmış olabilir. Bizim yaptığımız örnekleri göstereyim. Budapeşte’de çok fazla dilenci var. Onları başka yerlere transfer edeceklerdi. Sanırım yapamadılar. Ben de o dönem bir arkadaşımla projektörü yere koyup evsiz bir arkadaşın görüntüsünü yansıttım. Gelen geçen merak edip bakıyordu. İkincisini tam olarak yapamadık. Daha önce Doğu Avrupa’da ‘Azizler’ günü diye bir şey var; geceleri mezarlıklara giderler. Herkes tanıdığı kişinin mezarına gider ve mum bırakır. Böyle bir ortamda projection mappingi nasıl kullanacağımızı düşündük. Çok güzel bir mezar bulmuştuk ama böyle bir şey yapmamıza izin vermediler’’ ifadelerini kullandı.

‘‘Gelecekte bu tarz programlarla üç boyutlu oyunlar da yapılabilecek’’

Kodsuz oyun tasarımı yapılabilen GDevelop ve Scratch adlı uygulamaları tanıtarak tasarlanan oyunları gösteren Öğr. Gör. Volkan Mengi, ‘‘GDevelop kodsuz bir şekilde oyun tasarlamamızı sağlıyor. Her türlü oyun olmasa da birçok oyun yapılabiliyor. Örneğin App Store’de gördüğümüz ilk 50 oyunun hepsi bu uygulamayla yapılabilir. Kodsuz olarak yapıldığı için bu durum oldukça kolaylaşıyor. Mesela Scratch adlı bir uygulama da var. Aslında tamamen çocukların kullanması için yapılmış. Bazı okullarda liseden bile önce öğretiyorlar. Küçük bir çocuğun çektiği tutorial (eğitim) videosu; basit şekilde elmaları sepetle toplama oyunu tasarlıyor. Bu programla da çok ileri oyunlar yapılıyor. GDevelop ile yapılmış oyunlara bakarsak hiç sınır yok, her türlü oyun yapılmış. Hayal gücüyle her türlü oyun yapılabilir. Gelecekte bu tarz programlarla üç boyutlu oyunlar da yapılabilecek. Bu işleri daha da kolaylaştıracak’’ şeklinde konuştu.