Tarihi eserler ilgisizlikten yok olma tehdidi altında
27.01.2022 23:15

Tarihi eserler ilgisizlikten yok olma tehdidi altında


Haber Üsküdar – Çağla Kozan

Dünyanın en önemli ve en büyük metropolleri arasında yer alan ve tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan İstanbul birçok değerli tarihi esere sahip. Ancak bu tarihi eserlerden bazıları tahrip olmuş durumda ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Biz de Haber Üsküdar olarak bazı tarihi eserlerdeki tahribatı haberleştirerek tarihe not düşmek istedik.

Ömer Ağa Çeşmesi ilgisizlikten yok olma tehdidi altında

Ömer Ağa Çeşmesi, İstanbul’un fethinden sonra şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmaya başlanan ve zamanla mimari sanatının eşsiz eserleri haline gelen tarihi çeşmelerden birisi.

Beyoğlu’nda Çukurcuma Caddesi üzerinde bulunan Ömer Ağa Çeşmesi 1541-1547 yılları arasında Şeyhülislam Muhittin Mehmet Efendi tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Muhyiddin Molla Fenari Camisinin hemen karşısında yer alıyor. Konumu itibariyle çok özel bir noktada buluna eser, üzerinde kabartmalarla yazılmış kitabe ile de oldukça dikkat çekiyor. Bugün binaların arkasına dayanmış, işlevini kaybetmiş ve yok olmaya yüz tutmuş durumda.

Rum yetimhanesi harabeye dönmüş durumda

Büyükadada bulunan, Avrupanın en büyük ve dünyanın ise ikinci en büyük çok katlı ahşap yapısı olan Eski Rum Yetimhanesi harabeye dönmüş durumda. Büyükada aslında birçok tarihi esere ev sahipliği yapıyor. Bunlardan birisi de 1964 yılında kapısına kilit vurulan Eski Rum Yetimhanesi.  

Yetimhanenin bekçisi ile bazı internet kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre Yetimhane 1897 yılında Şark Ekspresi’ni işleten Fransız firma tarafından dönemin en başarılı mimarlarından Alexandre Vallaury tarafından otel olarak tasarlanmış ancak Osmanlı Devleti ile ada halkının da isteği doğrultusunda binanın otel olarak kullanılmasına izin verilmemiş. Bina 1903 yılına kadar işlevsiz kalmış. Sonrasında ahşap yapı dönemin en zengin Rum ailelerinden birine ait olan Andreas Stngros Vakfı tarafından satın alınmış ve başka bir Rum ailesi olan Zarifler’in himayesine verilerek yetimhane işleviyle hizmete açılmış. Uzun yıllar kimsesiz çocuklara ev sahipliği yapan yetimhane açıldıktan 61 yıl sonra 1964’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kapatılmış.

Yetimhanenin bugünkü bekçilerinden E.B., yapının her gün yavaş yavaş çöktüğünü ve yok olan her bir parçasının binanın göz yaşı olduğunu belirtiyor. Bu görkemli ahşap yapının bir an önce hayata döndürülmesi gerektiğini, bu değerin yok olmasının büyük bir kayıp olacağını ekliyor. Büyükada’nın tepesini süsleyen Eski Rum Yetimhanesi hayatta kalmak için tüm gücüyle direniyor.

İstanbul'un tarihi surları evsizlerin mekânı olmuş durumda     

İstanbul'daki tarihi Bizans surları da bakımsızlıktan muzdarip. Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul'u korumak için inşa edilen tarihi surlar bugün evsizlere ev sahipliği yapıyor. Uzunca bir süredir bakımsız bırakılan tarihi surlara kısa bir ziyaret ne derece tahrip edildiklerini görmemize yetiyor. Fatih Ayvansaray'da bulunan tarihi surlar evsizlerin mekanı olmuş durumda. Yüzyıllarca depremlere, savaşlara meydan okuyarak günümüze kadar gelen surlar artık mücadele etmekten bitkin düşmüş insanları andırıyor. Çevre esnaflarından ismini vermek istemeyen bir yurttaş, "Tarihle iç içe olmak çok keyifli. Ancak surların bugün geldiği durumu görmek çok üzücü. Bu tarihi mirasın bir taşı bile çok kıymetli. Hak ettiği değeri görmesini elbette çok istiyoruz" diyor.