Instagram falından “Panel” çıktı
16.07.2025 15:35

Instagram falından “Panel” çıktı


Haber Üsküdar: Meryem Aydın

Son dönemde sosyal medya platformlarında hızla artan dijital dolandırıcılık yöntemlerinden biri de “fal ve tarot bakımı” vaadiyle kullanıcıları ağına düşüren sahte Instagram hesapları oldu. Özellikle Instagram kullanıcılarının sıklıkla karşılaştığı “Merhaba, ücretsiz fal bakımı ister misiniz?” şeklindeki mesajlar, masum bir teklif gibi görünse de aslında organize dolandırıcılık ağlarının ilk adımı olabiliyor. Instagram üzerinden yapılan tarot ve fal dolandırıcılığı hakkında çok fazla şikâyet var. İlk etapta merak ve ilgiyi tetikleyen bu mesajlar, birçok kullanıcı için hem maddi hem de manevi zararla sonuçlanan karmaşık bir dolandırıcılık ağının başlangıcına dönüşüyor.

Bir araştırma sonucu ortaya çıkan dolandırıcılık ağı

Her şey, Instagram’da fal ve tarot bakımıyla ilgili bir sayfaya rastlamamla başladı. Bir haber için dolandırıcı hesapları tespit etmek ve bunları Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikâyet etmek amacıyla araştırma yapıyordum. Karşıma çıkan bir hesap, ücretsiz fal bakımı teklif ediyordu. Mağdurların farkında olmadan içine çekildikleri dolandırılma sürecini bizzat gözlemlemek için ücretsiz fal bakımı davetini kabul ettim. Başta oldukça zararsız görünen bu iletişim süreci ilk fal bakımının ardından yön değiştirdi. Kısa süre sonra “daha detaylı bakım” için benden cüzi bir miktar ödeme talep edildi. Bundan sonra yaşananlar ise fal baktırma hevesiyle dolandırıcıların ağına düşen mağdurun yaşadıklarını ortaya seren gerilimli bir yolculuk oldu.

Ücretsiz fal bakımının ardından sembolik sayılabilecek bir miktar karşılığı daha ayrıntılı fal bakımı teklif ediliyor. Bu ilk ödeme alındıktan sonra, fal bakımı sırasında kişiden ad, soyad ve doğum tarihi bilgileri isteniyor. Fal bakan kişinin sohbet arasına serpiştirdiği sorularla dolandırıcılar ihtiyaç duydukları temel bilgileri edinmiş oluyorlar. Mağdurları basit bir dolandırıcılıktan karmaşık bir şantaj döngüsüne sokan adım da buradan itibaren başlıyor. Medyaya zaman zaman ‘panel’ adıyla yansıyan bir sistemi kullanan dolandırıcılar fal baktırdığını sanan kişilerin verdiği birkaç kimlik bilgisi üzerinden çok daha ayrıntılı bilgilere ulaşabiliyorlar. Kişinin ev adresi, aile üyelerinin iletişim adresleri gibi bilgilere ulaşan panelciler bu bilgileri kullanarak fal baktıran kişiye şantaj yapmaya başlıyorlar. Benim örneğimde aile üyelerimin sosyal medya hesapları listelenip verilen bir IBAN numarasına para göndermem isteniyor. Fal bakımı sırasındaki sohbetlerden çıkardıklarının yanı sıra hakkınızda uydurulan hikayeleri de şantaj malzemesi olarak kullanacaklarını açıkça ifade ediyorlar. Bilinçli olarak girmeme rağmen aile üyelerimin adlarının sayılıp sosyal medya hesaplarının listelenmesi karşısında yaşadığım tedirginlik, her şeyden habersiz fal baktırmaya çalışırken birden şantajla karşılaşan sosyal medya kullanıcılarının panikle ödeme yapıp kurtulma çabalarının nasıl bir psikoloji ile gerçekleştiğini daha iyi anlamamı sağladı. Ben bu aşamada dolandırıcılar ile iletişimimi sonlandırıyorum ancak pek çok mağdur şantajdan kurtulmak için ödemeyi kabul ediyor ve sonu gelmeyen bir talepler zincirinin esiri oluyor. Ne kadar çok talep karşılanırsa dolandırıcıların iştahı, mağdurun da başına gelenin duyulacağı endişesi artıyor. Sonuçta ortaya yardım istenilmediği sürece sonu gelmeyen uzun ve travmatik bir süreç çıkıyor.

Basit bilgiler panel aracılığıyla şantaj aracına dönüşüyor

Panel sistemi; internet ortamında sızdırılan kişisel verilerin yasa dışı platformlarda toplanması, kategorize edilmesi ve kötü niyetli amaçlarla kullanılması esasına dayanıyor. Bu sistem sayesinde dolandırıcılar, sosyal medya profillerinden telefon numaralarına, banka bilgilerine kadar geniş bir veri havuzuna kolaylıkla erişebiliyorlar. Benim yaşadığım olayda da olduğu gibi dolandırıcılar ad, soyad ve doğum tarihi gibi temel verileri aldıktan sonra daha fazlasının peşine düşüyorlar. Kısa süre içinde “panel” adı verilen yasa dışı veri sistemleri üzerinden çok daha ayrıntılı bilgiye erişildiği fark ediliyor. Dolandırıcılar, elde ettikleri verileri şantaj aracı olarak kullanmaya başlıyorlar. “Daha fazla ödeme yapılmazsa bu bilgileri ifşa edeceklerini” söylüyorlar. Bu tehditle birlikte insanlar panik halinde hareket etmeye başlıyor. Basit bir merakla başlayan bir sohbet, korkuya, baskıya ve tehdit diline dönüşüyor.

Dolandırıcıların tespiti zor

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikâyette bulunulmasının ardından dolandırıcıların kullandığı sosyal medya hesapları genellikle kısa sürede kapatılıyor ancak bu sadece yüzeysel bir çözüm oluyor. Dolandırıcılar, başka hesaplarla aynı dolandırıcılık sistemine devam ediyorlar. Karakola gidilerek durum anlatılıyor, işin boyutlarının sanılandan çok daha büyük olduğu öğreniliyor. Instagram hesabı ile WhatsApp üzerinden iletişim kurulan numara ve paranın gönderildiği IBAN’ın farklı kişilere ait olduğu ortaya çıkıyor. Polis memurları, bu yöntemin birçok kişiyi mağdur ettiğini, ancak dolandırıcıların izini sürmenin karmaşıklığını ve dolayısıyla tespitlerinin zor olduğunu belirtiyorlar.

Karakolun ardından adliyeye yönlendirilme ve dolandırıcılık davası açma süreci başlıyor. Ancak burada da karşılaşılan durum umut kırıcı oluyor. Yetkililer, bu tür dolandırıcılık vakalarının çözülmesinin, özellikle sahte kimlikler ve karmaşık finansal işlemler nedeniyle oldukça güç olduğunu ifade ediyorlar. Dolandırıcılar sürekli yeni hesaplar açarak ve farklı IBAN’lar kullanarak izlerini kaybettiriyorlar. Yaşanan bu süreç, sadece maddi kayıp değil, aynı zamanda ciddi bir duygusal travma yaratıyor. Bu olay, sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık yöntemlerinin ne kadar profesyonelce kurgulandığını ve bireyleri hem maddi hem manevi olarak nasıl bir çıkmaza sürüklediğini açıkça ortaya koyuyor.

Bu tür durumlarda izlenen yasal süreci ve uygulanan cezai yaptırımları anlatan Avukat Alp Çelebi, kişisel verilerin izinsiz kullanılmasının KVKK kapsamında suç sayıldığını ve bu konuda devletin sorumluluğunun ne olduğunu anlattı.

Yasal süreç nasıl işliyor ve hangi cezai yaptırımlar uygulanıyor?

Dolandırıcılık suçlarında, panel sistemlerini kullanan failler hem nitelikli dolandırıcılıktan hem de kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımından ağır cezalarla yargılanmaktadır diyen Avukat Alp Çelebi süreci şöyle özetliyor; “Dolandırıcılık olaylarında süreç, mağdurun savcılığa veya emniyete şikâyette bulunmasıyla başlamaktadır. Ardından savcı ve polis delil toplamakta, şüpheliler sorgulanmakta ve yeterli delil elde edilirse kamu davası açılarak mahkemede yargılama yapılmaktadır. Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu 157. ve 158. maddelerinde düzenlenmiş olup, bilişim sistemleriyle yapılan veya panel olarak adlandırılan yasa dışı platformların kurulması, işletilmesi ya da kullanılması halinde suç “nitelikli dolandırıcılık” kapsamına girmektedir ve 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ile yüksek miktarda adli para cezası uygulanmaktadır. Ayrıca kişisel verilerin hukuka aykırı kullanılması durumunda ek ceza da verilebilmektedir. Panel sağlayanlar, işletenler veya paneli dolandırıcılık yapmak üzere kullananlar hem asli fail hem de suçun işlenmesini kolaylaştıran olarak cezalandırılmaktadır. Cezalar, suçun boyutuna, mağdur sayısına ve organize şekilde işlenip işlenmediğine göre ağırlaştırılabilmektedir”.

Kişisel bilgilerinizin izinsiz kullanılması, hukuka aykırı

“İzinsiz kullanılan kişisel veriler, KVKK ve Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil edebilir; mağdurlar idari başvuru ve şikâyet yollarına başvurabilirler” diyen Avukat Çelebi sözlerine şöyle devam etti; Ad, soyad ve doğum tarihi gibi kişisel bilgilerinizin izinsiz kullanılması, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında hukuka aykırı bir durumdur ve bazı hallerde suç teşkil edebilmektedir. Kişisel verileriniz, açık rızanız olmadan veya kanunda öngörülen zorunlu haller dışında işlenemez. Aksi takdirde bu durum hem idari para cezası hem de ceza hukuku kapsamında Türk Ceza Kanunu’nun 135. ve 140. maddeleri arasında düzenlenmiş bir suç sayılmaktadır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında öncelikle ilgili kişi veya kuruma yazılı başvuru yapılabilmektedir. Şayet, sonuç alınamazsa Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na şikâyette bulunulabilmekte ve gerekirse Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu gerçekleştirilebilmektedir”.

Panellerin kaynağına ulaşmak teknik olarak mümkündür

Panellerin kaynağına, IP adresi gibi dijital izler üzerinden uzman ekipler tarafından ulaşılmasının mümkün olduğunu söyleyen Çelebi, “Ancak bu tür paneller yurtdışında barındırılmakta ve ek koruma önlemleriyle gizlenmektedir. Bir suç veya ihlal şüphesi olduğunda vatandaşlar ya da kurumlar, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne ya da emniyetin ilgili birimlerine ihbarda bulunabilmektedir. İhbar sonrası birimdeki uzmanlar delil toplamakta, ön teknik analiz yapmakta ve panelin erişim engellemesi veya kapatılması için gerekli adımları başlatmaktadır. Eğer panel yurtdışındaysa, uluslararası iş birliği (Interpol / Europol vb.) yoluyla sürece devam edilmektedir. Tespit edilen şüpheliler hakkında yasal işlem uygulanmaktadır. Böyle bir durumda kanıtların (ekran görüntüleri, bağlantılar) saklanması ve suçluya doğrudan müdahale yerine resmi yolla harekete geçilmesi en güvenli yöntemdir. Yani; Siber Suçlar Birimi, ihbar ve teknik analizle devreye girip kaynağa ulaşmak için hem ulusal hem uluslararası prosedürleri kullanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Her durumda otomatik olarak devlet sorumlu tutulamaz”

Bu tür olaylarda devletin rolünün ne olduğunu açıklayan Alp Çelebi, “Devletin kişisel veri ihlallerinde sorumluluğu ancak ihlalin devletin kusur veya ihmaliyle gerçekleştiğinin ve zararın bundan kaynaklandığının kanıtlanması halinde doğmaktadır. Eğer devletin ihmali sonucu kişisel verileriniz sızar veya ifşa olursa, öncelikle Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na şikâyet hakkınız ve ayrıca idari yargıda tazminat davası açma imkânınız vardır. Ancak devleti doğrudan sorumlu tutabilmek için sızmanın devletin açıkça kusur veya ihmaliyle gerçekleştiğini göstermeniz gerekmektedir. Her durumda otomatik olarak devlet sorumlu tutulamaz, ihlalden zarar gördüğünüzü ve bunun devletin kusurundan kaynaklandığını kanıtlamanız beklenmektedir” dedi.

Basit bir merakla ve ücretsiz olarak başlayan fal ve tarot baktırma sürecinin, nasıl kabusa dönüşebileceğinin en somut örneği olan bu olay, mağdurların yaşadığı maddi kayıpların yanı sıra, psikolojik açıdan da yıpratıcı bir sürece işaret ediyor. Korku, tehdit ve çaresizlik içinde bırakılan bireyler hem kendilerini korumak hem de adaletin yerini bulması için zorlu ve uzun bir mücadele vermek zorunda kalıyorlar. Bu durum, dijital dünyada güvenliğin ve kişisel verilerin korunmasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.