Bakan Yaşar Güler duyurdu: Eurofighter’da Almanya engeli kalktı
22.11.2024 15:25

Bakan Yaşar Güler duyurdu: Eurofighter’da Almanya engeli kalktı


Haber Üsküdar: Bünyamin Aygün

Türkiye, hava savunma yeteneklerini güçlendirme çabasıyla, Amerikan F-35 jetine alternatif olarak Avrupa ortak yapımı Eurofighter Typhoon alıyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Almanya uzun zaman direndi ama NATO'daki dostlarımız İngiltere, İtalya ve İspanya'nın katkılarıyla Almanya da sonunda olumlu cevap verdi” diyerek Eurofighter Typhoon için Almanya engelinin kalktığını duyurdu. Güler, ABD'den de 40 adet F-16 Viper için sözleşmelerin imzalandığını ve uçakları teslim alacaklarını açıkladı.

Hava savunma kapasitesini güçlendirmek isteyen Türkiye, ABD ile ortaklaşa geliştirilen F-35 programına katılmıştı. Ardından, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri satın alması, hem ABD ile ilişkilerin gerginleşmesine neden oldu hem de Türkiye'nin F-35 programından dışlanmasına yol açtı. Washington, S-400 alımını gerekçe göstererek Türkiye'ye yaptırımlar uyguladı ve F-35 programına katılım hakkını iptal etti. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayisine stratejik olarak büyük bir darbe vurdu. Türkiye, F-35 projesinden elde edeceği teknolojiyi ve askeri iş birliğini kaybetmenin yanı sıra, NATO içindeki rolünü de sorgulamak zorunda kaldı. ABD'nin Türkiye’ye yönelik bu tutumunun arka planında, Rusya ile geliştirilen ilişkilerin yanı sıra, NATO'nun savunma iş birlikleri ve hava sahası güvenliği gibi konular yer alıyor.

Türkiye, bu krizin ardından kendi savunma sanayisine daha fazla yatırım yapma kararı alarak, yerli savaş uçağı TF-X gibi (Kaan) projelere odaklandı. Ancak, F-35'ler gibi yüksek teknolojili savaş uçaklarına erişim kaybı, Türkiye’nin hava kuvvetlerinin modernizasyon sürecini zorlaştırdı ve hava savunma projelerindeki hedeflerini derinden etkiledi. Bu gelişmeler, uluslararası savunma iş birliklerinin değişkenliğini ve ülkelerin stratejik kararlarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Türkiye’nin yeni hedefi, Eurofighter Typhoon

F-35 programından dışlanan Türkiye hava savunma stratejisini yeniden şekillendirmek için alternatif arayışlarına girdi. Önce Çin ardından Rusya ile görüşmeler yapıldı ancak sonuç alınamadı. Son dönemde ise Türkiye’nin İngiltere’den Eurofighter almayı hedeflemesi gündeme geldi. Ancak bu süreçte Almanya'nın bazı kısıtlamaları engel teşkil ediyordu. Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Almanya’nın engelinin kalktığını duyurdu ve İngiltere Savunma Bakanı John Healey ile bir araya gelerek, 40 adet Eurofighter alımı konusunda prensipte anlaşmaya varıldığını açıkladı. Eurofighter Typhoon, sahip olduğu çok yönlülük ve yüksek teknoloji ile bilinirken, Türkiye'nin bu uçağı edinmesi, hem yerli savunma sanayisine katkı sağlayacak hem de stratejik olarak NATO ile entegrasyonunu güçlendirecek. Ayrıca Türkiye’nin hava gücünü modernize etme çabası, jeopolitik konumunu ve bölgedeki askeri etkinliğini artırma hedefiyle de uyumlu hale geldi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yaptığı açıklamada, “Amerikalı dostlarımızla ilişkilerimiz olumlu bir seyir izliyor. 40 adet F-16 Viper için sözleşmeleri imzaladık ve Eurofighter uçaklarından da 40 adet almayı planlıyoruz. Almanya'nın da bu konuda olumlu yanıt verdiği bilgisini almış bulunuyoruz” ifadelerini kullanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde Türkiye ile ABD arasında iş birliği konusunda olumlu gelişmeler olabileceğine işaret ederek, Türkiye’nin parasını peşinen yatırdığı bir proje olan F-35 meselesinin hâlâ gündemde olduğunu söyledi. Erdoğan, “F-35 konusunda Türkiye’nin haklı beklentileri var” dedi.

“ABD’de lobiler Türkiye aleyhine çalışıyor”

Görüşlerine başvurduğumuz terör ve güvenlik uzmanı emekli Albay Coşkun Başbuğ'un ifadelerine göre, Türkiye'nin Eurofighter Typhoon alım süreci ve uluslararası ilişkilerdeki dinamikler oldukça önemli. Başbuğ, Türkiye'nin diplomasi alanında rolünü iyi oynadığını belirtiyor ve Eurofighter projesinin tarihine değinerek, “Proje, başlangıçta 1970'lerde Fransa, İngiltere ve Almanya arasında planlanmış, ancak Fransa'nın projeden çekilmesiyle İspanya ve İtalya'nın katılımıyla dörtlü bir yapı olarak devam etmiş. Almanya, İngiltere ve İspanya'nın projeye dahil olmasıyla bu proje somut bir hale geldi” diyor.

Başbuğ, Almanya'nın geçmişte Türkiye'ye karşı uyguladığı ambargoları hatırlatarak, Eurofighter konusunda da Türkiye'ye uzun süre sıcak bakmadığını ifade ediyor. Ancak, son dönemde dünya dengelerinin değişmesiyle bu konunun yeniden gündeme geldiğini vurguluyor. Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemini almasının ardından, sistemsel olarak hava kuvvetleriyle ciddi bir sıkıntı yaşamadığını ancak Yunanistan'ın ABD'nin desteğiyle güçlenmesi ve Fransa'dan Rafael uçakları almasıyla dengelerin bozulduğunu belirtiyor. Ayrıca, Ermeni ve Rum lobilerinin Türkiye'nin ABD'den alacağı sistemleri engellediğini, şimdi ise İsrail menşeli Yahudi lobisinin Türkiye aleyhine çalışmaya başladığını ifade ediyor. Bu durumun, Türkiye'nin ABD ile olan ilişkilerinde umudu kaybetmesine neden olduğunu ve yeni arayışlara ittiğini belirtiyor. Başbuğ, İngiltere'nin Türkiye ile ortak üretim teklifinde bulunduğunu da ekliyor.

Başbuğ, beşinci nesil uçaklar konusunda ABD ve Rus ekollerinin öne çıktığını, Çin'in J serisi uçaklarının da bu denkleme dahil olduğunu belirterek, Eurofighter uçaklarının Türkiye için önemli bir ihtiyaç olduğunu ifade ediyor.

“Türkiye'nin ara modele ihtiyacı vardı”

Görüşlerine başvurduğumuz bir diğer isim de 25 yıldır havacılık yazarlığı yapan usta gazeteci Tolga Özbek oldu. Özbek, Türkiye'nin savaş uçağı ihtiyaçları ve Eurofighter Typhoon programıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin kuzeyinde Ukrayna - Rusya savaşı olduğunu belirten Özbek, “Orta Doğu zaten kaynayan kazan. Hava kuvvetlerinin acilen modernizasyona ve kendini geliştirmeye ihtiyacı var. Zaten bu ihtiyaç Türk Hava Kuvvetleri tarafından belirlendi ve alım süreci de bu doğrultuda gerçekleşiyor” dedi.  Özbek, henüz Eurofighter alımının kesinleşmediğini belirterek, “Bu konudaki adımlar hâlâ devam ediyor” dedi. Türkiye'nin gelecek nesil savaş uçağı planının beş yıl önce F-35 ve Milli Muharip Uçağı (MMU) KAAN’ın birlikte görev yapabileceği bir konsept üzerinden yola çıktığını aktaran Özbek, 2019 yılında ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarmasının ardından bu planın revize edilmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin MMU projesi KAAN’ın hizmete girmeden önce bir ara modele ihtiyacı olduğunu vurgulayan Özbek, Türk Hava Kuvvetleri’nin ağırlıklı olarak Amerikan yapımı savaş uçakları ve mühimmatları kullandığını da belirtti.

“Almanya’dan henüz resmi açıklama gelmedi”

Eurofighter Typhoon konusunda Türkiye’nin attığı adımlara dikkat çeken Özbek, Türkiye’nin  bu projeye dahil olabilmesi için dört ülkenin onayına ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı. Almanya'nın ortam yumuşadıkça olumlu adımlar atmaya hazırlandığını, ancak henüz resmi bir adım gelmediğini belirten Özbek, Türkiye'nin Eurofighter alımıyla ara uçak modeli ihtiyacını karşılamak istediğini söyledi ve “Eurofighter 4. nesil bir savaş uçağı. F-35 ve KAAN 5. nesil olacak. Sonuçta bunlar farklı konseptler...” ifadelerini kullandı. KAAN’ın şu an bir teknoloji deneme uçağı olduğunu, gerçek test uçağının gelecek yıl görüleceğini söyleyen Özbek, "Hedef, 2028'e kadar testlere devam ederek uçağın Türk Hava Kuvvetleri’ne 2030 teslim edilmesidir” dedi.

Batı medyası: “Diplomatik başarı”

İtalya, İngiltere ve İspanya'nın desteğiyle, Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye'ye satışındaki Almanya engelinin kaldırılması, batı medyasında büyük bir ilgiyle karşılandı. Batı medyası bu gelişmeyi Türkiye açısından diplomatik başarı olarak değerlendirdi. Gazeteler ve haber siteleri, “Bu adım, Türkiye'nin savunma sanayisindeki hedeflerine ulaşma yolunda kritik bir aşama olarak öne çıkıyor. Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye'ye satışı, yalnızca askeri kapasitenin artırılması anlamına gelmezken aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası arenadaki stratejik ilişkilerinin güçlenmesi açısından da önemli bir anlam taşıyor” görüşlerine yer veriyor. 

Stratejik ortaklık imkânı

F-35 ve Eurofighter Typhoon arasındaki fiyat farkları, savunma sanayisi çevrelerinde önemli bir tartışma konusu haline geldi. Üçüncü nesil F-16 savaş uçaklarının fiyatı yaklaşık 60 milyon dolar civarında iken, beşinci nesil F-35’lerin fiyatı model ve eklemelere bağlı olarak 100 milyon dolara kadar çıkıyor. Dördüncü nesil olarak kabul edilen Eurofighter Typhoon'un fiyatı ise donanım ve alım adedine göre değişkenlik gösterirken en yüksek 135 milyon avro seviyesinde. F-16'nın saatlik uçuş maliyeti 22 bin dolar, F-35’in 37 bin dolar, Eurofighter Typhoon’un ise yaklaşık 20 bin dolar olarak tahmin ediliyor. Bu maliyet farklılıkları, hava kuvvetlerinin bütçe planlamaları üzerinde etkili olurken, uçakların uzun dönemli operasyonel giderleri de stratejik kararlar üzerinde belirleyici rol oynuyor.  Askeri kaynaklara göre, Eurofighter Typhoon’un en dikkat çekici yönlerinden biri, uçağın geliştirilmesinde yer alan çok uluslu ortaklık yapısı. İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinin işbirliğiyle üretilen Typhoon’un, teknolojik bilgi paylaşımı ve geliştirme açısından ülkeler arası işbirliğine katkı sağlayacağı öngörülmekte. Typhoon’u satın alan bir ülke, yalnızca bir savaş uçağı edinmekle kalmıyor; aynı zamanda bu ülkelerle stratejik bir ortaklık tesis edileceği de öngörülüyor. Bu durum, ülkenin savunma sanayisine teknoloji transferi, mühendislik bilgi birikimi ve ortak eğitim fırsatları sağlıyor.

Gelişmiş aviyonik sistemler

Eurofighter Typhon, sahip olduğu gelişmiş aviyonik sistemler sayesinde pilotların savaş ortamında daha hızlı ve doğru kararlar almasına olanak tanıyor. Eurofighter’ın AESA radar sistemi, hava tehditlerini ve yer hedeflerini hassas bir şekilde izleyebilirken, elektronik harp sistemleri ile düşmanın iletişim ve radar sinyallerini bozabiliyor. Bu özelliğiyle siber ve elektronik savaş alanında rakiplerinden öne çıkıyor. F-35 ve Eurofighter Typhoon, mühimmat açısından benzer özelliklere sahip olmakla birlikte, önemli tasarım farklılıkları da barındırıyor. Her iki uçak da uzun menzilli hava füze sistemleriyle donatılmış durumda. Ancak burada dikkat çeken bir husus, Eurofighter Typhoon’ın taşıma kapasitesinin 12 füzeye kadar ulaşabilmesi. Bu da Eurofighter'ın, F-35’e kıyasla daha üstün bir ateş gücü sunmasını sağlıyor. F-35, taşıma kapasitesi açısından dört füzeyle sınırlı kalırken, bu durum onun çok yönlü görevlerde esneklik sağlayan özelliklerini de etkileyebiliyor. F-35, düşük görünürlük (stealth) teknolojisi ve gelişmiş avionik sistemleri sayesinde radar tespitine karşı daha az hassasiyetle görev yaparken, Eurofighter ise daha ağır mühimmat taşıma kapasitesi sayesinde yüksek yoğunluklu hava çatışmalarında üstünlük sağlayabiliyor.

En büyük avantajı, uzun menzili

Eurofighter’ın avantajları arasında daha düşük maliyetler, geniş yedek parça erişimi ve ABD'nin uyguladığı kısıtlamalara maruz kalmaması yer alıyor. Bu durum, bağımsız askeri operasyon yapmak isteyen ülkeler için önemli bir etken. Uzmanlar, Türkiye'nin Eurofighter alımını Yunanistan'ın Fransız Rafale uçaklarına karşı denge sağlaması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriyor. Yunanistan’ın modernize ettiği F-16'lar ve aldığı Rafale jetleri Türkiye için bir tehdit oluştururken, Eurofighter tedariki Türkiye'nin hava kuvvetlerinin caydırıcılığını artırma adına acil bir gereklilik olarak görülüyor. Eurofighter, F-35’in 2 bin kilometrenin altındaki menzil kapasitesine karşın, 3 bin kilometrenin biraz altında bir menzil sunuyor ve bu da onu rakipleriyle eşit hale getiriyor.