Afetlerin gönüllüleri: Amatör telsizciler
Haber Üsküdar - Yusufcan Aksu
26 Eylül’de (2019) İstanbul’da meydana gelen depremle ortaya çıkan iletişim sorunu tüm Türkiye’yi düşündürmek için yetti. Çoğu kişi telefon operatörünü değiştirmek için harekete geçerken, bazıları da afet anlarında kesintisiz iletişim kurulabilen amatör telsizciliği araştırmaya başladı.
İstanbul Silivri açıklarında 26 Eylül 2019’da meydana gelen 5,8 şiddetindeki depremin ardından telefon şebekeleri aşırı yüklenmeden kaynaklı olarak bir süre hizmet veremeyecek hale gelmişti. Operatörlerin bazıları bu aşırı yüklenmeyi üç saatte, bazıları ise bir buçuk günde aşabilmişti. İletişim kurulamayan o saatlerde ise yakınlarından haber almaya çalışan ve iletişim kurmak isteyen insanlar başka yöntemler aramaya başladılar. Biz de amatör telsizcilerin peşine düştük.
İsimleri amatör, yaptıkları değil
Amatör telsizciler “amatör” olarak adlandırılsalar da, her bir telsizci gönül verdiği hobisinde oldukça profesyonelleşmiş durumda. Yılda iki kere Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen sınavdan geçerli not alanlar bu hobiye ilk adımı atmış oluyorlar.
Özellikle İstanbul’daki depremin ardından yapılan amatör telsizcilik sınavına büyük ilgi gösterildi. 27 Ekim Pazar günü Türkiye çapında 18 şehirde ve 20 noktada yapılan sınava 4225 aday katılım sağladı. Sınava İstanbul'da 2 binden fazla aday kişi katıldı. Bu sınavdan geçer not alanlar ise Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından kendilerine verilen özel çağrı işaretleri ile telsiz görüşmesi yapma olanağına sahip olabiliyorlar.
Amatör telsizcilik hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için Türkiye çapında 55 şubesi bulunan ve Tükiye’nin ilk amatör telsizcilik derneklerinden biri olan Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti’nin Kadıköy şubesini ziyaret ettim. Kadıköy Kriz Merkezi içerisinde bulunan Kadıköy şubesinin başkanı Ahmet M. Gökmen (TA2LC) ile bir röportaj gerçekleştirip, merak edilen soruları sordum.
Amatör telsizcilik nedir, amatör telsizciler ne yapar?
Amatör telsizciler şöyledir; dünya genelinde telsizleri vasıtasıyla dünyadaki diğer amatör telsizciler ile görüşme yaparlar. Bunun için onlara ayrılmış ortak frekanslar vardır. Yarışmalar yaparlar. Yaptıkları özet olarak dünyanın her yerindeki amatör telsizcilerle görüşmek. Ama bu telefon değil, yani karşında bir telsizci olacak, uzak mesafe olduğu için o frekanslar büyük ölçüde havanın durumuna tabidir. Çok güzel görüştüğün bir yer ile 15 dakika sonra görüşemeyebilirsin. İşte bunları yakalamak, uydu yansımasıyla yapmak gibi.
Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti'ni (TRAC) anlatabilir misiniz?
TRAC çok eski, 1964 tarihinde kurulmuş bir amatör telsizcilik cemiyeti. O zamanlar telsiz yasak olduğu için radyo olarak adlandırılmış. O zamanlar gizli gizli bir sürü çalışmalar yapıldı. En son 1984’te serbest bırakıldıktan sonra alenen amatör telsizci olarak çalışmaya başladık. Amatör telsizcilik dünyada olağan bir şey. Biz de onlara dahil olduk ve bütün amatör telsizcilerin tabi olduğu kuruluşlara ve kuralların hepsine uyuyoruz ve amatör telsizcilik yapıyoruz. Bizim enteresan bir tarafımız var, dünyada belki de tektir örneği. TRAC’ın bir merkezi ve 55 şubesi var. Başka örneğini bulamazsınız bir yerde. Amatör telsizci olarak bizim yaptığımız faaliyetler bellidir. Bütün dünya ülkeleri ile görüşme yapmak. Karşılıklı kart alışverişleri yapmak. Ayrıca Contest diye yarışmalar vardır onlara katılmak. Bir de bunların haricinde teknik olarak da haberleşmeyi daha nasıl geliştirebiliriz şeklinde çalışmalardan ibaret. Eskiden mors mecburiyetimiz vardı, şimdi o da yok. Bu şekilde çalışmalara devam ediyoruz. Tabii bu kadar rahat haberleşebilen, gerek yakın mesafe gerek uzak mesafe olduğu zaman acil durumlarda devlete de yardımcı olan bir bölümümüz var. Onların da kendi arasında bir sürü plan program, çalışma ve tatbikatları var. Genelde dünya amatör telsizcilik kurallarına uyarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Devletin amatör telsizciliğe bakışı nasıl?
Adamdan saymıyorlar. Ancak bir şey olduğu zaman, biz ortaya çıkıp işleri organize ettiğimiz zaman aaa bunlar da ne kadar iyiymiş diyorlar. Bir müddet sonra yine unutuyorlar. Devletten destek almışlığımız yoktur. Kendi yağımızda kavrulmaya bakıyoruz. Devlet ile olan işleri bizim kendi içimizdeki AHAP temasları götürüyor çalışmalarını yapıyor. Genelde bu konularda eskiden şöyleydi; herhangi bir yerde afet olduğu zaman oradaki en yakın telsizciler gider oraya, en büyük mülki amir kimse onu bulurlar. Ona derler ki, nereyle görüşmek istiyorsun. O nereyi istiyorsa mesela Ankara, o zaman Başbakanlık afet şeyi vardı ona bakıyordu. Diğer kurumlar kim, polis, jandarma, sağlık, itfaiye gibi. Kurumların kendi içlerinde çok güzel haberleşmeleri var ama birbirleriyle yok. O zamandan bahsediyorum. Kurumların her birine bizden birer tane adam gider, merkez hayattaki o mülki amir olur ve der ki falanca yerde yangın çıktı, biz itfaiyedeki arkadaşı ararız yangın var, araç gönderin deriz veya sahada enkaz kaldıranlar der ki şu kadar yaralımız var hemen Cankurtan ile irtibatı sağlarız. Çok faydalı çalışmalar oldu 99 depreminde. Bizim orada çalışmalarımızı görenler hâlâ teşekkür eder, hayranlıkla bahsederler.
Bunların haricinde devletin bir yardımı yok. Devletle ilişkilerimiz sıcak değil. Ama küçük şehirlerdeki şubeler bizden daha avantajlı. Meselâ adam kaymakamı tanıyor, başka bir mülki amiri tanıyor, bir şey istediği zaman kırmıyorlar onu. Biz beş defa randevu istedik belediye başkan yardımcısından, randevu bile vermediler. Yani büyük şehirlerin böyle sıkıntıları var. Büyükşehir belediyesine zaten ulaşamıyoruz. Bizim sıkıntılarımız nedir, yakın mesafe haberleşmesi için gerekli olan röleler vardır. El cihazları bir yere kadar çalışıyor. Onu genişletmek için röleye ihtiyacımız var. Röle için de bir direğe ihtiyaç var. O direklerin iyi bir yerde olması lazım ve güvenlikli olması lazım. Meselâ bizim iki üç defa rölelerimiz çalındı. O direkleri bir bahane öne sürüp vermiyorlar. Biz ısrar edince, “size verirsek ötekiler de ister” diyorlar. Ya istesin kardeşim, bu adamlardan zarar gelmez.
TRAC hangi özel ve kamu kuruluşlarıyla ortak çalışıyor?
TRAC devletle ortak çalışmıyor. Bazı kurumlarla protokolleri var. Kızılay, AFAD, 112, polis, AKUT, belediyeler ve özel kuruluşlar var. Bunlar genel merkezin yaptığı protokoller, dolaylı olarak bizleri de bağlıyor. Yani şimdi Malatya’da yapılan bir protokol İstanbul’u fazla ilgilendirmiyor da, herhangi bir yardım durumunda imkânlarımızla yardım ederiz.
Amatör telsizci olmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?
Amatör telsizci olmak isteyenlere, amatör telsizci olmalarını tavsiye ederiz. Neden? Çünkü tutup da bir el cihazı alıp polis havası ile sağda solda dolaşan, veya bir motorsiklet, yelkenci grubu olup da, amatörlerin telsiz frekansları daha uzun mesafeye gidiyor diyenleri sevmeyiz. Yani amatör telsizciliği amaç olarak benimseyenlere kapımız her zaman açık, her türlü yardımı yaparız, araç olarak görenleri zaten aramıza almayız.