Parkta başladı, Tayland’da ringde devam etti
Haber-Fotoğraf: Kevser Yılmaz ve Nuran Bolluk
Toplum baskısına, cinsiyetçi yaklaşımlara ve ekonomik şartlara rağmen tutkularının ve hayallerinin peşinden giden kadın sporculardan yalnızca biri, 24 yaşındaki Rabia Menteşe.
Toplumun "yapamaz" dediği her adımı inatla attı. Ailesinin "erkek sporu" diyerek karşı çıktığı dövüş sporlarına evde, parkta ve sosyal medyadan öğrenerek devam etti. 90 kilodan 58 kiloya düştü, hiç ring tecrübesi olmadan Tayland’da profesyonel dövüştü. Rabia, hikâyesini yalnızca bir sporcunun değil, bir kadının direniş ve dönüşüm yolculuğu olarak genç kadın sporculara aktardı.
“Evde, parkta, dışarıda çalışıyordum”

13-14 yaşlarında kickboks’a başladığını anlatan Rabia Menteşe, bir süre devam ettikten sonra ailesi, sporun “erkek sporu” olduğunu söyleyerek onu engellemeye çalıştı. Ancak bu, onu spordan koparmaya yetmedi. Okuldan sonra gizlice spor salonuna gidip çalışmaya devam ettiği günleri, “Tek başıma dışarıda, parkta, evde, sosyal medyadan eğitim videolarını izleyerek çalışıyordum. Kondisyonumu geliştirmek ve geri kalmamak için” sözleriyle anlatıyor. İlk zamanlar profesyonel sporcu olma gibi bir hayali yoktu. Lisede grafik tasarım bölümünde okudu, çizim ve el becerilerini geliştirdi. Hem okula hem gizli gizli antrenmanlara devam etti; aynı zamanda üniversiteye hazırlanıp seramik bölümünü kazandı. Yaşayabileceği zorluklara karşı kendini hazırlayan Rabia, “Okuluma da devam etmeliyim ki kendi ayaklarımın üzerinde durabileyim” düşüncesini benimsedi.

“Kilo verince kendime olan güvenim arttı”
Kickboks’tan sonra spor hayatına Muay Thai ile devam etti. Spora gittikçe daha çok bağlandı ve profesyonel olarak ilerlemek istediğini fark etti. Ancak kilolu olması onun için engeldi. “Aşırı kilolu, çekingen ve içine kapanık bir kızdım” diyen Rabia, bu durumun hem sosyal hem fiziksel olarak kendisini zorladığını belirtiyor. Ancak bu engel de onu yıldırmadı. Sıkı çalışarak 90 kilodan 58 kiloya kadar inmeyi başardı. 60 kiloda dövüşen Rabia, herhangi bir sorun oluşmaması için 58 kiloya kadar indi. Kilo verme sürecini, “Üstüme poşet giyip koşuyordum, vücuttan daha hızlı su atayım diye” sözleriyle aktarıyor. Sağlıksız bir yöntem olduğunu bilse de o dönemde diyetisyen ve doktor desteği alması mümkün değildi. Bu süreç, onu daha cesur ve özgüvenli biri haline getirdi: “Kilo vermeye başlayınca kendime olan güvenim ve cesaretim arttı” diyor. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle bir yıl kadar spor salonuna ara vermek zorunda kaldı. Ancak Muay Thai’dan vazgeçmedi, tek başına çalışmaya devam etti. Bir seminerde şu anki antrenörüyle tesadüfen tanıştı. Geliri olmadığı için spor salonuna kayıt yaptıramayan Rabia, “Hocadan rica ederek, haftada bir, ayda 2-3 gün salona gidiyordum” diyor. Antrenörü, Rabia’nın bu süreçteki azmini ve gayretini görerek ona destek oldu.

Türkiye’de amatör maça dahi çıkmadan Tayland’da profesyonel maça çıktı
“Bir gün hocam bana ‘Sen maça çıkar mısın?’ diye sordu.” Hiç maç tecrübesi yoktu, yalnız çalıştığı için savunma teknikleri gelişmemişti. “Daha önce hiç ringe çıkmadım, nasıl yapabileceğimi bilmiyordum” diyen Rabia, Tayland’daki atmosferin Türkiye’den çok farklı olduğunu söylüyor. Başta çekinse de cesaretini toplayıp Tayland’da maça çıkmayı kabul etti. Antrenörlük belgesi bulunan Rabia, maça çıkabilmek için gerekli lisans işlemlerini tamamladı. Muay Thai sporunun çıkış yeri olan Tayland’ı uzun süredir merak ettiğini ve bu nedenle orada maç yapmayı çok istediğini belirtiyor. “Kazanamasam da farklı bir ülke görmüş olurum” diyor ve Türkiye’de hiç amatör maça çıkmadan Tayland’da iki profesyonel maça çıktığını anlatıyor.

“Kaybetmeden kazanmayı öğrenemezsiniz derler”
Tayland’daki ilk maçı, aynı zamanda ilk profesyonel maçıydı. O anları, “Yani ringe gidiyorum ama nereye gittiğimi, ne yaptığımı, neye çıktığımı bilmiyorum. Sanki bir uçurumun kenarına doğru hiçbir şey görmeden gidiyorum” sözleriyle aktarıyor. İlk maçta rakibi oldukça deneyimli, birçok kemeri olan bir sporcuydu. Maçı kaybetmesine rağmen moralini bozmadı. “Kaybetmeden kazanmayı öğrenemezsiniz derler” diyor ve bu maçın kendisine çok şey kattığını, başarıya doğru attığı ilk büyük adım olduğunu vurguluyor. Tayland’da iki ay içinde iki profesyonel maça çıktı. Bu süreçte karşılaştığı eksiklikleri görme fırsatı da bulduğunu söylüyor.

“Sporda disiplinli olmak zorundasın”
“Sporda disiplinli olmak zorundasın” diyen Rabia, bazı sporcuların “Bir idmana gidip beşine gitmeme” gibi bir tavır sergilediklerini belirtiyor. Bu duruma karşılık kendisinin her idmana, saatinden daha erken gittiğini, gelişmek için çaba sarf ettiğini ifade ediyor: “Kendimi geliştirmek için, üstüne daha fazla ne koyabilirim diye düşünerek hep erken giderim idmana.”

Önce bölge birincisi, sonra Türkiye ikincisi oldu
Tayland macerasının ardından Ege Bölge Şampiyonası ve Türkiye Şampiyonası süreçleri başladı. Başta yalnızca torba ve pet döverek çalıştı ama bunun yetersiz olduğunu fark etti. “Çünkü karşında bir rakibin olması çok farklı bir durum. Torba ya da pet sana karşılık vermiyor. Ringde savunma şekillerine tepki veremezsin” sözleriyle durumu özetliyor. Daha sonra spor arkadaşı Mert ile çalışarak maçlara hazırlandı. Yoğun çalışmalarının sonucunda önce Ege Bölge birincisi, ardından Türkiye ikincisi oldu. Hayaline bir adım daha yaklaşan Rabia, Süper Lig’e çıkmaya hak kazandı. “19 Haziran’da maça çıkacağım” diyerek heyecanını paylaşıyor. Spora başlamadan önceki ve sonraki hâlini kıyaslayan Rabia, “Ben çocukluğumdan beri içine kapanık, çekingen, korkan, bir şey söylemekten çekinen, insanlarla iletişim kuramayan çok utangaç bir insandım ama sporla özgüven kazandım” diyor.

“Merdiveni çıkarken kimse yanında olmaz”
Kendi ifadesiyle ‘kilolu ve yavaş biri olduğu için’ kimse onun profesyonel bir sporcu olacağına inanmamıştı. “Niye yapıyorsun? Ne gerek var?” gibi söylemlerle karşılaşsa da bu sözler onu yolundan döndürmedi. Profesyonel olarak dövüşmeye başladığında ve başarı elde ettiğinde çevresinden olumlu geri dönüşler almaya başladı. “Merdiveni çıkarken kimse yanında olmaz ama çıktığında bir bakarsın etrafında bir sürü insan var” diyerek bu süreci özetliyor. Çektiği sıkıntıların karşılığını almaya başladığı noktanın çok anlamlı olduğunu vurgulayan Rabia, “Bütün çektiğim acılar, akıttığım ter, ağlayarak yaptığım antrenmanlar gözümün önünden geçiyor” diyor ve gururla, “Yapamaz gözüyle bakıyorlardı ama ben yaptım” ifadesini kullanıyor. Antrenörünün de bu süreçte en büyük destekçilerinden biri olduğunu anlatan Rabia, yorulduğunda ya da pes etmek üzereyken, “Kimse yanında yoksa Muay Thai hep yanındadır, seni asla bırakmaz” diyerek ona moral verdiğini söylüyor.

“Profesyonel erkeklerden daha iyi oynayan profesyonel kadınlar var”
Toplumda dövüş sporları “erkek sporu” olarak görülüyor. Bu tabulara nasıl karşılık verdiği sorulduğunda Rabia, “O artık toplumda öyle bir yer edinmiş ki ben onu yıkmak için uğraşmıyorum” diyerek bu baskılara kafa yormadığını ifade ediyor. “Önemli olan kadınların böyle düşünmemesi” diyor ve ekliyor: “Bir sürü profesyonel erkeklerden daha iyi olan profesyonel kadınlar var.” Kadın sporculara da tavsiyelerde bulunan Menteşe, inançlarını kaybetmemelerini, toplumun olumsuz söylemlerine kulak asmamalarını ve hayallerinin peşinden kararlılıkla yürümelerini söylüyor: “Hayat eninde sonunda bir yerden bir kapı açıyor.”

“Benim hayatım arkadaşlarıma uyum sağlayamıyordu”
Başarı hikâyesinin yanında, geçimini sağlamak ve okuluna devam edebilmek için ek gelir elde etmesi gerekiyor. Bunu seramik yaparak ve kafede barista olarak çalışarak sağlıyor. Hayatı okul, spor salonu ve iş arasında geçiyor. “Sosyal hayatım çok kalmadı” diyor. Arkadaşlarının sosyalleşme fırsatı bulduğunu ama kendisinin zamanla bu çevreden uzaklaştığını aktarıyor: “Çünkü benim hayatım onlara uyum sağlayamıyordu.”
“Her kadın, kendini savunabilecek bir savunma sporu bilmeli”
Geceleri geç saatlere kadar salonda antrenman yaptığı için eve geç dönmek zorunda kalıyor. “Laf atanlar oluyor” diyen Rabia, “Daha önce eve geç döndüğüm zamanlarda arkama bakarak yürürdüm hep ama profesyonelleştikçe bu korkum azaldı” diyerek Muay Thai’in ona kendini savunmayı öğrettiğini söylüyor. Tüm kadınların da kendilerini savunmayı öğrenmeleri gerektiğini vurgulayan Rabia, “Her kadının kendini savunabilecek kadar herhangi bir savunma sporu bilmesi çok önemli ve bilmeli de” diyor.
“Bildiğini uygularsın ama bildiğini başkasına öğretmek çok farklı bir olay”
İleriye dönük en büyük hayali Tayland’a yerleşip profesyonel olarak spor yapmaya devam etmek ve gelişimini tamamlamak. “Seramikten ve baristalıktan kazandığım parayı biriktirmeye başladım” diyor. “Bildiğini uygularsın ama bildiğini başkasına öğretmek çok ayrı bir olay, sabır işidir” diyen Rabia, profesyonel sporculuğun bir yere kadar olduğunu belirtiyor. Gelişimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönüp antrenörlük yapmak istiyor. “Döndükten sonra, kadın-çocuk fark etmeden Muay Thai’i tanıtıp daha çok kişiye göstermek istiyorum” diyerek başarılı sporcular yetiştirmeyi hedeflediğini ifade ediyor.
