Prof. İrvan: “Kamuoyu araştırmalarının denetimi bağımsız bir kurul tarafından yapılmalı”
23.09.2021 21:38

Prof. İrvan: “Kamuoyu araştırmalarının denetimi bağımsız bir kurul tarafından yapılmalı”


Haber Üsküdar

MHP Milletvekili Mevlüt Karakaya’nın 2018 yılında Meclis’e sunduğu “Kamuoyu Araştırmaları ve Sonuçlarının Yayınlanması Hakkında Kanun Teklifi” yeniden gündemde. Yeni Şafak’ta 22 Eylül 2021 tarihinde yayımlanan “Ankete şeffaflık geliyor” başlıklı haberde, MHP milletvekilinin 2018 yılında TBMM’ye sunduğu yasa teklifinin Ekim ayında meclisin açılmasıyla birlikte raftan ineceği ifade ediliyordu.

Yasa teklifi denetimi hedefliyor

Yeni Şafak’ta yayımlanan haber sonrasında konu ile ilgili çok sayıda haber ve yorum yapıldı, konu sosyal medyada tartışılmaya başlandı. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan da yasa teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İrvan, yasa teklifinin kamuoyu araştırmalarının denetim altına alınmasını hedeflediğini ifade etti ve şunları söyledi: “Yasa teklifinin gerekçesinde, Türkiye’de kamuoyu araştırmalarının yapılmasına ve sonuçlarının yayımlanmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ifade ediliyor. Yasal bir düzenleme yok ama mesleki anlamda bu alanda hiç düzenleme olmadığı söylenemez. Türkiye Araştırmacılar Derneği (TÜAD) adıyla bir dernek var ve bu dernek kamuoyu araştırmalarının nasıl yapılması gerektiği konusunda uluslararası standartları kabul etmiş durumda. Dolayısıyla aslında standartlar var ve yasa teklifi de büyük oranda bu evrensel standartlardan hareket ediyor.”

“Etik ilkeleri yasa maddesi haline getirmek sakıncalıdır”

Prof. Dr. Süleyman İrvan, yasa teklifinin kamuoyu araştırmalarını kimin yaptığı, finansmanı kimlerin sağladığı gibi bilgilerin şeffaf biçimde paylaşılmasını öngördüğünü ancak TÜAD tarafından kabul edilen ICC/ESOMAR ilkelerinin zaten bu konularda ayrıntılı düzenlemeler içerdiğini ifade etti. Etik kodların yasalaştırılmasının sakıncalı olduğunu belirten İrvan, “Etik kodlar ortaya çıkan yeni sorunlara göre gözden geçirilebiliyor ve uygulamada esneklik sağlıyor. Siz bu kodları yasa haline getirdiğinizde artık etik boyuttan ayrılmışsınız demektir. Ben etik ilkelerden oluşan kodların yasa metinleri haline dönüştürülmesinin sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Yasa yapılacaksa sadece genel çerçeveyi ve denetimi kimin nasıl yapacağını belirlemeli” dedi.

“Etik ilkeler meslek örgütleri tarafından belirlenmelidir”

Hazırlanan yasa teklifindeki birçok maddenin esasında etik ilkeler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Bir profesyonel mesleğin nasıl yapılması gerektiğini o mesleğin profesyonelleri ve onların kurdukları meslek örgütleri belirler. Bu ilkeleri yasa koyucu belirlerse ortaya başka sorunlar çıkar” dedi. İrvan, örneğin teklifin 7. maddesinin 1/a bendinde şöyle deniliyor: ‘Araştırmacı çalışmaya başlamadan önce kendini tanıtır ve katılımcının kimlik bilgileri ile veri sağlamaya yönelik iyi niyetini tahkik eder.’ Etik ilke olarak güzel, ancak bunu yasa maddesi haline getirdiğinizde iyi niyeti nasıl tanımlayacaksınız?” dedi.

“Öngörülen hapis cezaları kamuoyu araştırmalarını imkânsız hale getirebilir”

Prof. Dr. Süleyman İrvan, yasa teklifinin 13. maddesinde hem para hem de hapis cezaları öngörüldüğünü ifade etti. İrvan, “Bu maddenin 4. bendinde, belirlenen ilkelere uymayan araştırmacı veya araştırma kuruluşuna, ilgili araştırmayı yapmak için fatura karşılığı aldığı ücretin 10 katına kadar bir ceza öngörülüyor. Bu cezayı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) keseceği ifade ediliyor. Araştırma şirketlerinin denetimin bir kamu kurumu olan TÜİK’e verilmesi doğru değil. Eğer bir denetim yapılacaksa bu denetimi bağımsız bir özdenetim kurulu yapmalı. Bunun için de en uygun kurul TÜAD’dır. TÜAD’a yasa ile denetim yetkisi verilebilir” dedi. İrvan, 13. maddenin hapis cezası öngören 5. bendinin tekliften tümüyle çıkarılması gerektiğini belirtti. İrvan şunları söyledi: “Bu bentte, ‘Bu kanunla belirlenen koşul ve ilkelere aykırı olarak araştırma adı altında veya imasıyla kamuoyunu bir kurum, kuruluş, ürün, hizmet veya kişi hakkında olumlu ya da olumsuz yönlendirmek veya etkilemek maksadıyla yalan, yanlış veya eksik bilgiler sunan araştırmacı veya kamuoyu araştırma kuruluşunun sorumlu yöneticisi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ deniliyor. Hapis cezası öngörüldüğüne göre bu kararı mahkeme verecektir. Bu durum, özellikle iktidarların hoşuna gitmeyen araştırma sonuçları açıklayan araştırma şirketlerinin başında Demokles’in kılıcı işlevi görecektir” dedi.

“Araştırmaların haberleştirilmesinde de etik ilkelere uyulması gerekiyor”

Prof. Dr. Süleyman İrvan, yasa teklifinin sadece kamuoyu araştırmacılarını ve araştırma şirketlerini denetim altına almaya çalıştığını, oysa bu araştırmaların sonuçlarının haberleştirilmesinde de etik sorunlar bulunduğunu belirtti. İrvan, “Kamuoyu araştırmalarını konu alan haberlerde araştırmayı yapan şirketin adı; araştırmanın kimin adına yapıldığı, kim tarafından finanse edildiği; saha araştırmasının hangi tarihlerde gerçekleştirildiği; örneklem belirleme yönteminin ne olduğu; örneklemin kaç kişiden oluştuğu ve dağılımı; araştırmada kullanılan anket sorularının nasıl ifade edildiği; anket uygulama yöntemi; hata payının artı eksi kaç olduğu; kararsızlar dağıtılmışsa nasıl dağıtıldığı gibi bilgilerin araştırma künyesi olarak verilmesi gerekir” dedi. Haberlerde araştırma bulgularının çarpıtılarak verilmesinin etik açıdan sorunlu olduğunu vurgulayan İrvan, şunları söyledi: “Ancak habercilik pratiklerini yasa metinleri içine koyamazsınız. Bir haberin nasıl yapılması gerektiğini yasalar ile belirleyemezsiniz. Belirlemeye kalkarsanız gazeteciliği imkânsız hale getirirsiniz.”