Sade Vatandaş Mehmet Koyuncu: Ben izlenen olmayı tercih ettim
11.04.2022 22:37

Sade Vatandaş Mehmet Koyuncu: Ben izlenen olmayı tercih ettim


Haber Üsküdar

Sade Vatandaş ismiyle Youtube kanalında sokak röportajları yapan Mehmet Koyuncu, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Vatandaş Gazeteciliği dersine konuk oldu ve soruları cevapladı.  

Söyleşiye kendini tanıtarak başlayan Mehmet Koyuncu şunları ifade etti: “2011 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümüne öğrenci olarak girdim ve 2015 yılında mezun oldum. Okulu bitirdikten sonra Cumhuriyet gazetesinde işe girdim ve ekonomi muhabiri olarak çalışmaya başladım. Benim için çok güzel bir süreç oldu, orada Olcay Büyüktaş hanımla beraber çalıştım. Daha sonra personel maaşlarında kesintiye gideceklerini söylediklerinde gazeteden ayrılma kararı verdim ve Antalya’ya döndüm. Bir süre Youtube içerik üreticisi olarak çalıştım. 2019 yılı Ekim ayında sokak röportajlarına başladım. Yine bu işi yapan İlave TV ile Kendine Muhabir gibi arkadaşlarımızın destekleri sayesinde izleyiciyle daha hızlıca buluştum. Bu işi elimizden geldiğince sağlıklı bir şekilde yapmaya gayret ediyoruz. Temelimizde iletişim fakültesi olması, Cumhuriyet gazetesi olması yaptığımız işe saygı duyulmasına vesile oldu.”  

“Türkiye’de 30’a yakın sokak röportajı yapan Youtube kanalı var”

“Türkiye’de çok sayıda sokak röportajı yapan Youtube kanalı var, siz birbirinizi takip ediyor musunuz?” şeklindeki sorumuzu Mehmet Koyuncu şöyle cevapladı: “Türkiye’de 30’a yakın sokak röportajı yapan Youtube kanalı var. Ben çok azını takip ediyorum. İlave TV, Kendine Muhabir, Sokak Kedisi, Tüylü Mikrofon, Medyali TV zaten abim olur, o da İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Küçük bir kesimi takip ediyoruz çünkü otuzunu birden takip etmek imkânsız. Sadece bu işte zirveye oynayan, ses getiren ve işini kaliteli yapan insanları takip ediyoruz. Yeri geldiğinde şu işi şöyle yapalım diye paslaşıyoruz çünkü göründüğü kadar basit bir iş değil. Şöyle ki, yaptığımız iş aslında sokakta nabız yoklamak ancak bunun yasal yönleri var, tehlike arz eden boyutları var. Bunları göz önünde bulundurup çok dikkatli yapmaya çalışıyoruz işimizi.

“Biz aslında toplumun nabzını yoklayan, derdini dinleyen vatandaş gazeteciliği yapıyoruz”

“Vatandaş gazeteciliği diye tanımlanan bir pratik var, sizin yaptığınız iş am olarak nasıl adlandırılabilir” şeklindeki soruyu cevaplayan Mehmet Koyuncu, şunları ifade etti. “Aslında tam olarak tanımlanmış bir şey değil. Bir açıdan baktığınız zaman Youtuber’ız, bir açıdan baktığınız zaman gazeteciyiz. Biz asla anket işi yapmıyoruz. Kimseye biz oran veremeyiz. Biz aslında toplumun nabzını yoklayan, derdini dinleyen vatandaş gazeteciliği yapıyoruz. Elbette meslek olarak gazetecilik sıfatı altındayız ama biz haber kovalamıyoruz, haberi yaratıyoruz, haberi kendimiz üretiyoruz. Normalde gazetecilik şöyledir; bir olay olur, gazeteci o olayı haberleştirir. Biz o olayı yaratan taraftayız. Sokağa çıkıyoruz, bir gündem var ve bu gündemi halka sorup onların duygu ve düşüncelerini alıyoruz. Kişinin düşüncelerini objektif bir şekilde yansıtıyoruz. Bir yerde konuşmacıları yönlendiriyoruz. Yanlışlar üzerine kurulmuş bir anlatı yanlış sonuç verir. Biz doğrular çerçevesinde bir sohbet olması için çabalıyoruz.

“En temel konumuz aslında geçim”

“Siz vatandaşın sesi olmak anlamında vatandaş gazeteciliği yapıyorsunuz. Peki röportaj konularına nasıl karar veriyorsunuz?” sorusunu cevaplayan Mehmet Koyuncu şöyle konuştu: “En temel konumuz aslında geçim. Türkiye’nin ekonomik şartları göz önünde bulundurulduğu zaman tabii ki de geçim meselesini göz ardı etmek mümkün değil. Ama bazen o gün bir olay yaşanıyor, meselâ İçişleri Bakanı bir açıklama yapıyor ve biz diyor Cumhurbaşkanı’nın emriyle Libya’ya süt ve mama gönderiyoruz diyor. Bu aslında önemli bir konudur, neden? Peki Türkiye’de böyle bir sosyal yardım yapıldı mı? Hayır. Ben bunun cevabını zaten bilerek soruyorum. Ülkeyi yönetenlerin, siyasi aktörlerin söylemlerinden hareketle çıkıp sokağa bunları soruyorum. Sadece söylemler değil, çeşitli anketler de bizim röportajlarımızın temelini oluşturabiliyor. Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı? Anketleri her ay düzenli olarak yapılan anketler. Bunlara bakıyoruz ve sonuçlardan yola çıkarak sokakta soruyoruz. Halkı ilgilendiren, pazar fiyatları, market fiyatları, yağ fiyatları, kur dalgalanmaları, bunların hepsi, ani vatandaşın hayatına dokunan her şey bizim için bir soru kaynağıdır.

İnsanların yüzde 80’i suratımıza bakmıyor”

“İnsanlara mikrofon uzattığınızda konuşmak isteyenlerin oranı yüzde kaçtır?” şeklindeki sorumuzu şöyle cevapladı: “Şöyle söyleyeyim, yüzde 80 konuşmaz. O kadar garip bir durum ki, sokağın ortasında herkesten sevgili tribi yiyoruz, suratımıza bakmıyorlar meselâ. Videoyu izlerken ooo diyorsunuz, ne kadar hızlı akıyor, halbuki insanların yüzde 80’i bizim suratımıza bakmıyor. Hele bu işe ilk başladığımız zaman, insanlara soru sorduğumuzda siz öğrenci misiniz, bunu kim izleyecek deyip geçiyorlardı, umursamıyorlardı, küçük görüyorlardı. Şimdi bir yere evrildi, insanlar diyor ki, konuşursam başım belaya girer mi? Ya da devlet memurudur, konuşursam mesleğimden olurum kaygısını taşıyorlar. “

“Ben ne babayiğitler gördüm, mikrofon karşısında titreyen”

“Konuşmak istemeyenleri nasıl ikna ediyorsunuz” şeklindeki soruya Mehmet Koyuncu şu cevabı verdi: “Şöyle yapıyoruz, alıyoruz elimize mikrofonu, ‘efendim ekonomiden memnun musunuz’ ya da ‘geçinebiliyor musunuz’ diye sorarız. Ardından da diğer sorularımızı sorarız. Bu sayede kişi rahatlar. Mikrofonun öyle bir gücü var ki, karşıdaki kişi ne kadar babayiğit de olsa mikrofonun karşısında tir tir titrer. Ben ne babayiğitler gördüm, seni dövmeye geleceğim deyip de mikrofonun karşısında titreyen. Ama öyle insanlar da var ki, eline sazı bir alır, öyle güzel konuşur ki, dersin ki sen nasıl bir adamsın. Ortaya müthiş bir iş çıkar.

“Türkiye’de gündem belirleyen işler yapıyoruz”

“Yaptığınız birçok röportaj televizyonlarda haber oldu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?” şeklindeki soruyu cevaplayan Mehmet Koyuncu, “Bugün Türkiye’de gündem belirleyen işler yapıyoruz. Meselâ ağzına telefon sokulan dayı, çöpten ceket bulan amca gibi. İnsanlar bize bu adamlar gerçek mi diye soruyorlar. Evet bu adamlar gerçek ama senin ekosisteminde onlar yok.  Onlar kendi ekosistemlerinde yaşıyor. Bu insanlar bir yerlerde var ve senin hayatının gideceği yönü belirliyorlar. Bu anlamda yaptığımız iş halka ayna tutmak.

“Ülkede sorunu olan herkes bizi çok seviyor”

Röportajları yayımlamadan önce nasıl bir editleme sürecinden geçiriyorsunuz? Yasal açıdan sorunlu olabilecek içerikleri ayıklıyor musunuz?” şeklindeki soruyu cevaplayan Mehmet Koyuncu şunları ifade etti: “Konuşmacı hakaret etmişse bu konuşmadan biz de sorumlu tutuluyoruz. Bu çizgi o kadar flu bir çizgi ki, bizim 100’den fazla dosyamız var. Çünkü biz günde 3 video giriyoruz. Çok dikkatli çalışmamıza, çok hassas olmamıza rağmen CİMER’e o kadar fazla şikâyet gidiyor ki bizimle ilgili. Biz sokaktayken bile polise 50-60 kez polise ihbar yapılıyor. Yalnız ülkede sorunu olan herkes bizi çok seviyor. Çünkü bu işi ne için yaptığımızı görüyorlar. Şikayetlerden şu ana kadar hiç ceza almadık. Yargı süreci devam edenler var sadece.    

“Yapılmamışı yapma dönemi bitti”             

Benzer bir iş yapmak isteyen öğrencilere ne tavsiye edersiniz?” şeklindeki soruyu cevaplayan Mehmet Koyuncu şunları ifade etti. “Bu işte süreklilik ve düzenlilik çok önemli. Videonuzu Cuma saat 18’de yayımlıyorsanız her Cuma saat 18’de bir video yayımlamalısınız. Bunu birine randevu vermek gibi düşünün. Eğer randevunuza gelmezseniz ya ad geç kalırsanız Youtube size bir daha dönüp bakmaz. İkinci önemli olan şey ne üreteceğinize karar vermek. Ben bu işe başladığımda 4-5 tane sokak röportajı kanalı vardı ve ben bu insanlardan nasıl farklı bir iş yaparım diye kafa yordum. Yaptığınız işte nasıl farklı olursunuz en önemli kıstas aslında. Artık yapılmamışı yapma dönemi bitti. Şimdi yapılmışı nasıl daha iyi yaparım diye düşünmeniz lazım.” Mehmet Koyuncu, son olarak şunları söyledi: “Bence bu devrin işi izlenen mi olacaksın izleyen mi olacaksın meselesi. Ben izlenen olmayı tercih ettim. Bir şey üretin ve milyonlara satın, bu çok önemli. Bir fikir üretin, bir ürün üretin, bunu milyonlara satın.”