10 Ocak panelinde gazetecilerin güncel sorunları konuşuldu
Haber-Fotoğraf: İlkcan Demir
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, Yeni Medya ve Gazetecilik Yüksek Lisans Programı, Medya Akademisi Derneği (MAKDER) ve Gazetecilik Kulübü'nün iş birliğinde düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü panelinde gazeteciler güncel sorunları konuştular.
Panelin açılış konuşmalarını Gazetecilik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, MAKDER Genel Başkanı Selçuk Taşdemir ve Gazetecilik Kulübü Başkanı Nuran Şahin yaptı.
İletişim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, serbest gazeteci Cem Tekel, TV 100 haber spikeri Lara Kırmusaoğlu, TGRT Haber editörü Yusuf Özgür Bülbül, Cumhuriyet gazetesi web editörü Nilay Tuğçe Bostancı konuşmacı olarak yer aldı.
Doç. Dr. Gül Esra Atalay: “Bütün gazetecilere gösterdikleri özveri ve çabalar için teşekkür ediyorum”
Panelin açılış konuşmasını yapan Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, gazetecilerin deneyimlerinin öğrenciler için dersler kadar önemli bir bilgi kaynağı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Bugün tarihi bir olayın yıl dönümü. 10 Ocak 1961 yılında Basın İş Yasası'nın Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra meydana gelen birtakım olayların sonucunda ortaya çıkan bir gün, Çalışan Gazeteciler Günü. Gazetecilerin birtakım haklara sahip olmalarını sağlayan bu yasayı protesto etmek amacıyla dokuz gazete patronunun gazete basmayı üç günlüğüne durdurmalarının, gazetecilerin buna tepki olarak kendi gazetelerini üç gün boyunca basmaya devam etmelerinin, yani patrona rağmen çalışmaya ve halkın haber alma hakkını teslim etmeye çalışmalarının yıl dönümü. Dolayısıyla çalışan gazeteciler günü ismindeki çalışan anlamı buradan geliyor. Bu vesileyle ben de bölümüm adına çalışan, çalışamayan, iş bulamayan, çalıştırılmayan bütün gazetecilerin gününü kutlamak istiyorum. Mesleklerini icra ederken gösterdikleri özveri ve çabalar için onlara teşekkür ediyorum” dedi.
Selçuk Taşdemir: "Mezun oluncaya kadar onlarca haberiniz çıksın"
Uygulamalı eğitimin önemini vurgulayan MAKDER Genel Başkanı Selçuk Taşdemir; “Sizler çok şanslısınız, biz birçok okul geziyoruz ama Üsküdar İletişim'in farkını gerçekten gittiğimiz her yerde görüyoruz. 'Sizi Üsküdar İletişim'de yaptığınız işlerle tanıyoruz' denilmesi bizi mutlu ediyor. Teorinin yanında Haber Üsküdar’da, haber atölyelerinde edineceğiniz bilgiler size ciddi anlamda katkılar sağlayacaktır. Sizden şunu istiyorum, mezun oluncaya kadar onlarca haberiniz çıksın, birilerinin referansı yerine sizin haberleriniz iş başvurularında size ciddi anlamda referans kaynak olacaktır. İçerik üreticisi de olsanız bu işin ana mesleği gazetecilik. Bu noktada Üsküdar İletişim farkını gösteriyor” şeklinde konuştu.
Gazetecilik Kulübü Başkanı Nuran Şahin de açılışta yaptığı konuşmada gazetecilik kulübü olarak etkinlikler ve atölye çalışmaları yapmayı sürdüreceklerini belirtti.
Prof. Dr. Süleyman İrvan'ın yönettiği panelde gazeteciler yaşadıkları deneyimleri ve mesleğin sorunlarını aktardılar.
Prof. Dr. Süleyman İrvan: "Gazeteciler sahip oldukları hakları koruyamadı"
Paneli yöneten Prof. Dr. Süleyman İrvan, son birkaç yıldır her 10 Ocak'ta Gazetecilik Bölümü, MAKDER ve Gazetecilik Kulübü'yle birlikte ortaklaşa bir panel düzenlemeyi sürdürdüklerini ve bu önemli gün çerçevesinde gazetecilerin sorunlarını ele almaya çalıştıklarını ifade etti. Prof. İrvan, "10 Ocak gerçekten de Türkiye’de gazetecilere bir yasa ile çok önemli hakların verilmesinin yıl dönümü. Bu yasa gazetecilere patronlar karşısında birçok avantaj sağlıyordu. Sözleşmelerin yazılı olması, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı gibi önemli haklar sağlayan bir yasaydı. Çalışan gazeteciler için çok önemli bir yasaydı fakat gazeteciler sahip oldukları hakları koruyamadılar. Bunun çok sayıda nedeni var ama bana göre en önemli neden de 1980li yıllarda medyada başlayan tekelleşmedir, sermayenin medya alanına girmesidir ” ifadelerini kullandı.
Cem Tekel: "Herkesin hakkını arayan ama kendi hakkını arayamayan tek meslek grubu gazetecilerdir”
Gazetecilerin haklarını araması konusunda problemler yaşadıklarını söyleyen Cem Tekel, “Toplumun derdini anlatıyoruz ama kendi dertlerimizi anlatamıyoruz. Sektörün durumu ortada. Mezun olduktan sonra ilk problem iş bulmak, iş bulduktan sonraki problem ise alınan ücret ile geçinebilmek. Türkiye’de gazeteciler fazla çalışıyor ve düşük ücret alıyor. Fazla çalışma saatleri de ücrete tabi değil elbette. Yaptığımız iş büyük sorumluluk getiriyor, bu sorumluluğun karşısında ise koruma mekanizması maalesef çok az. Örneğin sendikalaşmayı düşündüğünüz zaman 3 kişiden ileriye gitmez. Sendika sözleri duyulursa işten atılırsınız. En son büyük bir medya kuruluşunda tazminatsız 30 kişiyi kovdular. Bilindik isimlerdi. Kıdem tazminatlarını alamadılar. Bunları pek duymazsınız fakat maalesef şu anda durum bu. Televizyonlarda yapılan bültenler aynı fakat çalışan sayısı oldukça azaldı. Şu anda televizyonda çalışan muhabirler bir günde birden fazla habere gidiyorlar. Olması gerekenden fazla çalışıyorlar. Medya sektörü şu anda ciddi anlamda sıkıntı yaşıyor. Büyük kurumlarda beklediğiniz paralar yok. Hayal kırıklığına uğramamak için bunları bilmeniz lazım. Gazetecilik gönül meselesi. Ben çocuğumun doğumunu göremedim. Mehmet Ali Birand bana canlı yayında gösterdi. Birçok arkadaşımın düğününe, cenazesine gidemedim. Ben Gazze Savaşı'nı da gördüm. Keskin nişancı da üzerime silah doğrulttu. Çok zor şeyler yaşadım, savaş gördüm fakat bunların bir karşılığı olmalı. Yabancı basında hayat sigortası var savaş bölgelerine girince fakat Türkiye'de bu yok. Ben ölürsem ailem tazminat almayacak” şeklinde konuştu.
Lara Kırmusaoğlu: “Gerçek gazeteciler muhabirlerdir”
Konuşmasına, gazetecilik mesleğine başlama serüvenini anlatarak başlayan Lara Kırmusaoğlu, “Ortaokulda, lisede ve üniversitede sunum yaptırılan kişi bendim. Bolu’da yerel bir kanal açıldı ve beni spiker olarak istediler. Ben de Can Gürzap’ın okulunda diksiyon eğitimi aldım. İki yıl kadar Merkez TV’de çalıştıktan sonra gazeteciliğin sadece diksiyonda ve ekranda kalmaması gerektiğini düşündüm ve daha derinine indim. Bu amaçla Üsküdar Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi aldım” dedi. Gerçek gazeteciliğin muhabirlik olduğunu belirten Kırmusaoğlu, “Ekran önünde olmak ya da haberleri sunmak elbette önemli ancak işin mutfağını gördükten sonra asıl gazetecilik pratiğinin muhabirlik görevi sırasında gerçekleştiğini gördüm. Eğer ekranda yer alacaksanız kesinlikle sahayı da biliyor olmalısınız. Bunun avantajını meslek hayatınız boyunca yaşayacaksınız” şeklinde konuştu.
Yusuf Özgür Bülbül: “Gazeteciliğin temelinin yerel gazetecilik olduğunu düşünüyorum”
Yerel medyada görev yapmış biri olarak ulusal ve yerel gazetecilik faaliyetlerini değerlendiren Yusuf Özgür Bülbül, “Yerel medya ne kadar güçlüyse ulusal medya o kadar iyi haber yazabilir. Bugün baktığınızda yerel medyada gazetecilik yapmak birçok açıdan güçlükler barındırıyor. Bölgesel olarak özellikle Doğu Anadolu’da bir nebze daha fazla zorluk yaşandığını söyleyebilirim. Biz bu konuda bir kitap çalışması da gerçekleştirdik. Bölgede görev yapan gazetecilerle röportajlar yaptık. Bu kişiler de benzer hikayeleri bizlere anlattılar” şeklinde konuştu. Ulusal ve yerel medyada istihdam imkânlarını da değerlendiren Bülbül, “Ulusal medyada istihdam daralırken yerel medyada bir artış söz konusu. Ücretlerde de bazı durumlarda benzerlik yaşanabiliyor. Yerel medya kuruluşlarında ulusal medya kuruluşlarına göre daha fazla ücret veren yerlerin olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Nilay Tuğçe Bostancı: “Haber Üsküdar’da öğrendiğim şeyler çok fazla işime yaradı”
Üsküdar Üniversitesi’nde aldığı eğitim ve gerçekleştirdiği uygulamaların meslek yaşamında faydasını gördüğünü söyleyen Nilay Tuğçe Bostancı, "Gazetecilik hayatımda, Haber Üsküdar’da öğrendiğim şeyler çok fazla işime yaradı. Burada haber nasıl yazılır, haber konusu nasıl bulunur, spot nedir gibi birçok bilgi sektöre girdiğiniz zaman size avantaj sağlıyor. Ben sektöre pandemi döneminde Aydınlık'ta başladım. Bu döneme denk geldiğinden dolayı çok önemli şeylere şahitlik ettim. Şu an sektörde 5. yılımı dolduruyorum ve hala bir olaya şahitlik etmek beni heyecanlandırıyor” ifadelerini kullandı. İş yaşamındaki bir gününü öğrencilerle paylaşan Bostancı, "Sabah 7’de işe başlıyorum. Günde en az 25 haber girmemiz gerekiyor. Elbette bu durum bir gazeteci için oldukça zorlayıcı. Bu kadar fazla haber girmemiz gerektiği için tüm sektörde bir nitelik kaybı gözlemleyebiliyoruz. Bununla birlikte sadece haber de yapmıyorum. Sosyal medya bölümüyle de ilgileniyorum” şeklinde konuştu.
Etkinlik, katılımcılara plaket verilmesi ve toplu fotoğraf çekimi ardından sona erdi.