
Azad Özkahraman: Serbest gazetecilik için çevrenizin olması lazım
Röportaj: Güljin Kaya
Son yıllarda ana akım medyada yer bulmakta zorlanan veya daha özgür bir medya anlayışını benimseyen birçok gazeteci, “Kendi haberimi kendim yapıyorum!” şiarıyla farklı platformlarda, yerel sorunlardan küresel gelişmelere kadar bağımsız ve özgür haberlerle okuyuculara ulaşıyor. Ben de bu yeni nesil serbest gazetecilik anlayışının temsilcilerinden Azad Özkahraman’la konuştum.
Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben Azad Özkahraman, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra iki sene Muş'ta yerel bir gazetede çalıştım, bununla birlikte çeşitli internet sitelerinde gazetecilik yaptım. Şu anda ise serbest gazetecilik yapıyorum.
Serbest gazeteciliği nasıl tanımlıyorsunuz? Kimlere serbest gazeteci denilmektedir?
Serbest gazeteciliği, herhangi bir basın kurumuna bağlı olmadan, kendi için çalışan, çoğu zaman çalışmalarını mevcut basın-yayın kuruluşlarına ve haber ajanslarına satarak para kazanan gazetecilerin yaptığı iş kolu olarak tanımlayabiliriz bence. Serbest gazeteciliği, genellikle işsiz gazeteciler ve yandaş medya anlayışına bağlı kalmadan çalışmak isteyen gazeteciler yapıyor. Serbest gazetecilik yapanlar genelde daha önce uzun yıllar boyunca bir kuruma bağlı olarak çalıştıkları için çevreleri geniştir yani genelde kaynak sıkıntısı çekmezler. Serbest gazetecilik günümüz medya pastasında önemli bir yer tutuyor. Tabii ki serbest çalışmak beraberinde çeşitli sorunlar da getiriyor, haber kaynaklarının geri dönmemesi, kurum adı olmadığı için bazen güvenmemesi, basın kartı eksikliği gibi.
Ne zamandan beri serbest gazeteci olarak çalışıyorsunuz? Serbest gazeteci olmaya nasıl karar verdiniz, sizi serbest gazeteci olmaya yönlendiren şeyler nelerdi?
Ben okuldan mezun olduktan sonra bir süre gazetecilik yapmıştım az önce de belirttiğim gibi. Gazetecilik mesleğinden kazandığım parayla geçinemiyordum açıkçası ve istediğim her haberi de yayımlatamıyordum çünkü yerel gazeteler genelde reklam gelirlerinden kazanç elde ettikleri için etliye sütlüye karışamıyorsunuz. Durum böyle olunca çalıştığım kurumdan çıktım farklı bir işe yönelip o işte maddi olarak kazanç elde ettim öte yandan da çocukluk hayalim olan gazetecilikten kopmamak ve birilerine ses olmak için serbest gazeteciliğe yöneldim. Şu anda kendimin patronuyum, kimseye sormadan istediğim haberi yazabiliyorum. 6-7 yıldır bu şekilde mesleğimi yürütüyorum. Yani serbest gazetecilik her ne kadar bir seçim de olsa mecburiyetin getirdiği bir sonuçtur.
Serbest gazeteci olarak nasıl çalıştığınızı anlatabilir misiniz? Haber konularını siz mi öneriyorsunuz yoksa sizden belirli haberleri yapmanız mı isteniyor?
Belli bir yere bağlı olarak çalışmadığım için haber konularını kendim belirleyip o konu üzerine yoğunlaşıyorum. Genelde telif desteği sunan siteler oluyor, 24 Saat gazetesi, media4democracy sitesi gibi yerlere önceden haber önerimi sunuyorum eğer uygun görülürse ben haber kaynaklarıma ulaşıp, haberimi yazıp gönderiyorum, onlar editöryal açıdan elden geçirip yayımlarlarsa o haberin ücretini alıyorum. Geçinmeye yetecek kadar bir ücret değil açıkçası ama en azından geçinmeye katkı olmakla beraber, mesleğinizden kopmuyorsunuz o da bir artı oluyor.
Düzenli olarak belirli mecralara mı haber yapıyorsunuz yoksa haberinizi kim isterse o mecraya mı satıyorsunuz? En çok haber yayımladığınız mecralar hangileridir?
Yani düzenli olarak haber yaptığım bir site yok açıkçası, az önce de belirttiğim gibi telif desteği sunan gazete ve siteleri İnternet üzerinden bulup oralara haber önerileri yapıyorum. Önceden sizden haber istemeleri diye bir şey söz konusu olmuyor açıkçası. Haberlerimi çoğunlukla 24 Saat gazetesi ve media4democrasy sitesine yazıyorum. Onun dışında colemerghaber.com haber sitesi, medya koridoru vb. yerlere de haberler yazdım.
Serbest gazetecilikten elde etiğiniz geliri yeterli buluyor musunuz? Yoksa serbest gazetecilik dışında başka işlerde yapmak zorunda kalıyor musunuz? Eğer başka işlerde yapıyorsanız bunlar ne tür işlerdir?
Bizim ülkemizde maalesef ki basından kazandığınız para yetmiyor yani kurumsal çalışıyor olsanız bile ücreti çok fazla değil. Kurumsal çalışan bile geçinemiyorken, serbest çalışan birinin kazandığı para asla yetmez. Mecburen başka bir işte çalışmak zorunda kalıyorsunuz. İş imkânlarının artırılması gerekiyor, iş imkânlarının yanında insanca yaşanabilecek ücretlerin verilmesi gerekiyor. Serbest çalışan gazeteciler açısından bakacak olursak olaya, bizler açısından da haber başı ücretlerin artırılması gerekiyor, telifli haber desteği sunan projelerin artması gerekiyor. Ben de serbest gazetecilik dışında abimin yanında inşaatta çalışıyorum genelde. Hayatımı da bu şekilde sürdürüyorum.
Sizin için gazetecilik etiği ne anlama geliyor? İlkelere uygun davranmak önemli mi?
Gazetecilik ahlâkı, etiği nesnellik/yansızlık/objektiflik gibi birbiriyle alakalı pek çok eş anlamlı sözcükle ifade edilebilir. Gazetecilik etiği tabii ki önemli, her alanda olduğu gibi, her işte olduğu gibi basın alanında çalışırken de gazeteciliğin temel ilkelerini, etiğini elden bırakmadan ona uygun davranmak gerekiyor. Kısaca, her konu ve alanda olduğu gibi, insan unsurunu, her yönü ile düşünerek; empatiyi elden bırakmadan, misyonunu unutmadan, egoya yenilmeden ürüne yansıtılması gereken ahlâk anlayışı olarak yorumlayabiliriz. Etik bence insanın kendi vicdanıdır, vicdan sahibi olan bir insan her işe ve konuya uygun hareket eder.
Serbest gazeteci olarak kendinizi ne ölçüde özgür hissediyorsunuz? Serbest gazeteciler medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerden daha mı özgür? Serbest gazeteciliğin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Bir kuruma bağlı olarak çalışmadığınız için daha rahatsınız. Hesap soracak kimseniz yok, doğrusu neyse onu yazıp haberleştiriyorsunuz. Ben Muş'ta gazetecilik yaptığım zaman, Yalova belediye başkanı ile röportaj yapmıştım ve kayyum atanan belediyeleri sorduğum için röportajım yayımlanmamıştı meselâ. Bu anlamda bir kuruma bağlı olarak çalışınca çokta özgür olmuyorsunuz. Serbest bir şekilde çalıştığınız zaman, haberiniz ön onaydan geçtikten sonra hesap sormuyor kimse size. Bir basın kuruluşunda çalıştığınız zaman isteseniz de istemeseniz de o kurum sahibinin siyasi kimliği dışına çıkamıyorsunuz ve bu anlamda çok da bir özgürlükten bahsedemiyorsunuz. O nedenle serbest olarak çalışmak her zaman için daha iyi.
Serbest gazeteci olarak turkuaz basın kartından yararlanabiliyor musunuz? Yaralanamıyorsanız bu durum sahada haber yaparken sıkıntı yaratıyor mu? Bu sorunun çözülmesi için ne önerirdiniz?
Turkuaz basın kartı, eski adıyla sarı basın kartı her gazeteci için önemli. Elinizde basın kartınız olduğu zaman kurumlara daha rahat girip çıkabiliyorsunuz. Haber kaynakları için de önemli bir kart, sizi tanımayan birine haber yapmaya gittiğiniz zaman bu kart inandırıcılığınızı artırır, karşı tarafın kafasındaki soru işaretlerini giderir. Eskiden iletişim mezunları bir gazetede çalıştıktan 6 ay, iletişim mezunu olmayıp çalışanlar da 18 ay sonra bu karta başvurabiliyorlardı. Şu an sistem nasıl işliyor bilmiyorum açıkçası ismini bile değiştirdiler, sistemi de değiştirmişlerdir herhalde. Yani gazetecilik bölümü mezunları için basın kartı almayı biraz daha kolaylaştırmaları gerekiyor açıkçası. Ülkemizde gazetecilik sistemini çok saçma buluyorum açıkçası, çünkü üniversitelerde bölümü olan bir mesleğin mezunları iş bulamıyor ama çoğu yerde ilkokul mezunları bile bu işi yapıyor. Gazetecilik mesleğine aykırı olan bu sistemin değişmesi lazım.
Serbest gazeteci olmak isteyen gençlere ne önerirdiniz? İyi bir serbest gazeteci olarak neleri bilmeliler? Ne türden bilgi ve becerilere sahip olmalılar?
Serbest gazetecilik zamanla oluşabilecek bir şey. Beli bir bilgi birikiminin, çevrenin olması lazım. Haber kaynakları açısından belli bir çevre olursa sıkıntı yaşanmaz ama direkt serbest gazetecilikten başlanırsa sorunlu olur. Bir kurumda çalışıp tanınırlığını artırırsa rahat eder. Bu kurumda çalışırken bir de basın kartı alırsa haber kaynaklarına daha rahat ulaşır. Gazetecilik cesaret ve girişimcilik işi, korkan ya da çekinen biri bu mesleği yapamaz. Bu meslekte her şeyi karşısına almış olması gerekir. Yarın bir sıkıntı olursa tek başına olduğunu bilmesi ve öyle hareket etmesi gerekir, çünkü bir kurumsal kimliği olmayacak bunu bilip ona göre hareket etmeleri gerekiyor.
Tekrar seçim yapma şansınız olsaydı yine gazeteciliği mi seçerdiniz yoksa başka bir meslek mi seçerdiniz?
Gazetecilik benim için çocukluk hayali. Ben politik bir çevrede büyüdüm diyebilirim. Durum böyle olunca sürekli haberler ve tartışma programları izleyerek büyüdüm. Bir yerden sonra dikkatimi çekti ve neden olmasın diye düşündüm. Sonrasında da bu alana yöneldim. Bugün olsa yine aynı bölümü seçer miyim, büyük ihtimalle evet ama sadece bu alanla yetinmez farklı bir meslek de öğrenir, ikisini aynı anda yapmaya çalışırdım, çünkü sadece buradan kazandığınız para yetmiyor, ekstra bir hakkınız olmuyor geceniz gündüzünüz zaten yok, mesai kavramı yok, bütün bu yoklara rağmen gazetecilik güzel bir meslek. Gazeteciliğin önünün açılması lazım, insanların korkmadan her türlü haberi yapabilmeleri lazım. Özellikle maddi anlamda sorunlarının çözülmesi ve bundan kaynaklı, yönlendirmeyle yapılacak haberlerin önüne geçilmesi lazım. Bugün bizim ülkemizde gazetecilik hak ettiği yerde değil. Umarım bir gün hak ettiği yere gelir.