Cihan Becan: Reklamlar tüketicileri tektipleştiriyor
Haber - Fotoğraf: Merve Şişman
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin düzenli olarak gerçekleştirdiği fakülte seminerlerinde bu hafta Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Cihan Becan, reklamcılıkta korku unsurunun nasıl kullanıldığını ele alan çalışmasını paylaştı.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenlerinin alanlarında gerçekleştirdikleri çalışmalarını paylaştıkları fakülte seminerlerinin dördüncüsü, Dr. Öğr. Üyesi Cihan Becan’ın “Korku Çağında Reklam ve Reklamcılıkta Distopya Gerçeği “ başlıklı çalışmasının sunumuyla gerçekleştirildi. Cihan Becan, reklamların tüketicilerin yalnızca arzularına değil korkularına da hitap ettiğini, günümüz reklamcılığında uygulanan pazarlama stratejilerini anlamak için korku faktörünün nasıl kullanıldığını anlamanın önemli bir adım olduğunu belirtti. İnsanın ne olduğu sorusuna verilen yanıtın neyi nasıl tükettiğine odaklanarak verildiğinin altını çizen Becan, ‘İçinde yaşadığımız toplum ve kültürel yapı tüketimin bir yatırım olduğu düşüncesini besliyor’ dedi.
Kozmetik ve gıda reklamları korku öğeleri içeriyor
Reklam anlatılarının arzu ile korku arasında bağlantı kurularak oluşturulmasının sıklıkla kullanılan bir strateji olduğunu ifade eden Becan, reklamların arzu nesneleri yaratırken tüketicinin kaçmaya çalıştığı korku öğelerini de üstü örtülü bir şekilde anlatıya dâhil ederek etki gücünü arttırdığını ifade etti. Kozmetik ve gıda ürünlerinin arzu ile korku öğelerinin sıklıkla birlikte kullanıldığı reklamlarla sunulduğunu söyleyen Becan, kozmetik ürünlerinin genç kalmayı vadederken aslında yaşlanma ve ölüm korkusunu hedef aldığını, organik gıdalara yapılan vurgunun da endüstrileşme ile birlikte ortaya çıkan çevre ve gıda kirliliğine temas ettiğini belirtti.
Reklam anlatılarının tüketici üzerinde mükemmeliyet baskısı kurduğunu ifade eden Becan, reklamların sunduğu kusursuz insan profilinin tüketimi tektipleştirerek insan profilini de tektipleştirme eğilimine sahip olduğunun farkında olmamız gerektiğini dile getirdi. Becan, ‘Bu baskı altında yaşayan insanlar kusursuzluğa ulaşma idealinde, totaliter sistemin getirdiği tektipleştirmeye itilmektedir. Bu köleliğe iten itki, istediği yaşamı sürememe, güzel görünmeme, hayal ettiği nesneyi elde edememe korkusudur. İnsanların arzularına olduğu kadar korkularına da seslenildiğinin farkında olmalıyız’ dedi.