Filmlerde salgın hastalıklar
05.05.2020 02:11

Filmlerde salgın hastalıklar


Haber Üsküdar-Ozan Kaplangil

Son günlerde tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (COVID-19) salgını, şimdiden filmlere konu olmaya başladı. Ancak salgın temasının filmlerde işlenmesi sadece günümüze özgü bir durum değil. Tarih boyunca insanlığı derinden sarsan salgınlar filmlerde sıklıkla ele alınan konular arasında geliyor. Biz de Haber Üsküdar olarak salgın temalı en iyi on filmi belirledik.

1. Contagion (Salgın)

Hong Kong’da bir yarasanın domuzu ısırması ile insana geçen bir virüsü anlatan film, COVID-19 ile benzerlik göstermesi sebebiyle şu sıralar aşırı izlenme alıyor. Filmde Hava ve solunum yoluyla geçen ve insanları birkaç gün içinde öldüren bir ölümcül virüs salgın şeklinde hızla yayılmaktadır. Uzmanlardan oluşan bir sağlık ekibi hem salgına çare bulmaya hem de virüsle birlikte hızla yayılan panik halini önlemeye çalışmaktadırlar. Filmin senaryosunu yazan Scott Burns, birçok bilim insanıyla fikir alışverişi yaparak bunları bir hikâyeye dönüştürmüş ve izleyicilere sunmuş. ABD yapımı filmin yönetmen koltuğunda Steven Soderbergh oturuyor. Baş rollerde ise Marion Cotillard, Matt Damon ve Laurence Fıshburn oynuyor. 

Filmin danışmanlığını yapan virolog Prof.Dr. Ian Lipkin Financial Times gazetesine verdiği röportajda, bugünkü Koronavirüs salgını sırasında hükümetlerin attığı yanlış adımların salgının kaygı verici derecede yayılmasında rol oynadığını ifade ediyor.

2. 28 Weeks Later (28 Hafta Sonra)

Bir virüs salgını sırasında İngiltere’nin bir kasabasında mahsur kalan aileyi ele alan film, Londra’ya giden bu ailenin başından geçenleri anlatıyor. Senarist ve yönetmenliğini Juan Carlos Fresnadillo’nun yaptığı film korku unsurlarını kullanıyor.

Rage virüsünün Britanya adalarına yayılmasının yarattığı kargaşa kontrol altına alınmış ve halk yavaş yavaş evlerine dönmeye başlamıştır. Amerikan ordusu da Londra’nın çeşitli bölgelerinde düzenin sağlanması ve insanların güvenle evlerine dönebilmesi için yardım etmektedir. Ancak Rage virüsü sinsi bir virüstür. Herkesin, tehlikenin geçtiğini düşündüğü bir anda çok daha tehlikeli bir şekilde yeniden harekete geçeceği zamanı beklemektedir. Nitekim evlerine geri dönebilmenin sevincini yaşayan ailenin bir ferdi virüsü hala vücudunda taşımaktadır.

2007 yılı İspanya-İngiliz ortak yapımı bu bilim kurgu filmin baş rollerinde Robert Carlyle, Rose Byrne, Harold Perrineau oynuyor.

3. I Am Legend (Ben Efsaneyim) 

Bir bilim insanı olan Robert Neville (Will Smith), korkunç bir virüsün yayılmasını engelleyememiş, ancak New York’ta hayatta kalmayı da başarmıştır. Kendi bedeni virüse karşı bağışıklık kazanmıştır. Yaşadığı şehirde herkes ölmüştür. Üç yıl boyunca köpeğiyle birlikte bir yaşam mücadelesi verir.

2008 ABD yapımı filmin yönetmen koltuğunda Francis Lawrence oturmakta, baş rollerde Will Smith, Alice Braga ve Charlie Tahan oynamaktadır.

Beyazperde.com isimli sitede filmin tanıtımıyla ilgili şu ifadeler dikkati çekiyor: “Ben Efsaneyim, her yönüyle mükemmel bir gişe filmi. Hem her yaştan, her tür seyirciye hitap ediyor, hem de onlarca değişik film türünü ustaca bir araya getirmeyi başarıyor. Fakat en önemlisi, 150 milyon dolarlık bütçesine rağmen hikayesini ve mesajını seyirciye kaşıkla yedirmekten kaçınıp, şaşırtıcı biçimde içten ve yetişkin bir yalnızlık ve ümitsizlik hikayesini, pahalı özel efektleriyle yarıştırmaktan çekinmiyor.”

4. Carriers (Veba)

2009 yılında gösterime giren Amerikan yapımı filmin başrollerini Josh Hartnett, Lou Taylor Pucci, Chris Pine, Piper Perabo, Lou Taylor Pucci ve Emily VanCamp paylaşıyor. Filmin senaryo yazarlığını ve yönetmenliğini Àlex Pastor ile David Pastor üstleniyor.

Pandemi şeklinde dünya çapında yayılmış olan bir virüs salgını nedeniyle insanlar korku içindedir. Brian ile Danny adında iki kardeşle Brian'ın kız arkadaşı Bobby ve Danny'nin kız arkadaşı Kate bir otomobille karmaşadankaçarak kurtulmaya ve hayatta kalmaya çalışıyorlar. Yolculuğun hedefi Brian ve Danny'nin çocukluklarını geçirdikleri "Turtle Beach" adındaki sahile ulaşmaktır. Bu zorlu yolculukta sık sık vicdan muhabesi yaparlar.

5. World War Z (Dünya Savaşı Z)

2012 yılı yapımı Amerikan filminin başrolünde oynayan Brad Pitt, Gerry Lane ismiyle bir aile babasını canlandırmaktadır. İki kızı ve eşiyle birlikte huzurlu bir yaşam sürmekte olan Gerry Lane, bir gün arabaları trafikte sıkışınca bir şeylerin ters gittiğini anlar. Aynı zamanda eski bir Birleşmiş Milletler çalışanı olan Gerry Lane, Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı tarafından göreve çağrılınca dünyayı kurtarmaya çalışacaktır.

Filmde, Güney Kore’de ortaya çıkan bir virüs insanları yaşayan ölüler yani zombiler haline dönüştürmektedir. İnsanlar zombiler tarafından ısırıldıkları anda zombiye dönüşmektedirler.  

Marc Forster’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin başrollerinde Brad Pitt’in dışında Mireille Enos ve Daniella Kertesz oynuyor.

6. Blindness (Körlük)

2008 yılı Amerikan  yapımı bu film, Nobel Edebiyat Ödülü almış ünlü Portekizli yazar José Saramago'nun aynı adlı romanından uyarlandı. Senaryosunu Don   McKellar yazdı ve yönetmenliğini de Fernando Meirelles üstlendi. Filmin başrollerinde Julianne Moore ve Mark Ruffalo oynuyor.

Filmin konusuna gelince; bulaşıcı bir körlük salgını bir kasabada yayılır ve insanların hayatını kabusa çevirir. Fakat bu durumdan etkilenmeyen tek kişi, bir göz doktorunun karısıdır. Yavaş yavaş kentteki tüm yurttaşları etkisi altına alan bu salgının yayılışını ve yaşanan kaosu canlı canlı gören doktorun karısı, kendisini ve ailesini bu zor durumdan kurtarmaya çalışır. Film 2008 yılında Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olarak seçilmiştir.

7. Resident Evil (Ölümcül Deney)

2002 yılında İngiltere, Fransa ve Almanya ortak yapımı olan filmin yönetmeni Paul W.S. Anderson. Başrollerde is Milla Jovovich, Eric Mabius, Michelle Rodriguez oynuyor.

Filmin konusuna gelince; Raccoon şehrinin dışında Umbrella Corporation isimli bir şirket tarafından yönetilen Hive isimli bir genetik araştırma merkezi bulunmaktadır. Bu merkezde yapılan deneyler esnasında üretilen T-virüs, bir hırsız tarafından araştırma binasına salınır. Virüs The Red Quinn isimli yapay zekayı ele geçirir ve sonrasında merkezdeki herkese bulaştırmaya başlar. Araştırma merkezinde çalışanlar zombiye dönüşür ve bu zombiler Red Quinn tarafından yönetilir. Red Quinn'i durdurmak için merkeze gelen bir ekip bir yandan yapay zekayla savaşırken bir yandan da zombilerle baş etmeye çalışır.

8. Quarantine (Karantina)

2008 yılı yapımı Amerikan filminin yönetmen koltuğunda John Erick Dowdle oturuyor. Başrollerde ise Jennifer Carpenter, Columbus Short, Jay Hernandez oynuyor.

Filmin konusuna gelince; Bir televizyon kuruluşunun haber biriminde muhabir olan Angela Vidal kameramanıyla birlikte Los Angeles itfaiye departmanının gece vardiyasında yapılan işleri konu alan bir haber peşindedir. Gece vardiyasında çalışanlarla konuşmayı beklerken 911 ihbar hattına gelen bir telefon, sıradan bir geceyi kabusa dönüştürecektir. İtfaiye ekibiyle gittikleri küçük bir apartman dairesinde bir kadının kan donduran çığlığı duyulmaktadır. Kadın ne olduğu anlaşılmayan bir şey tarafından etki altındadır ve bina karantinaya alınır. Binadaki tüm iletişim hatları kesilmiştir ve karantina kaldırılınca elde kalan tek kanıt televizyon ekibinin elindeki video kayıtlarıdır.

9. Outbreak (Tehdit)

1995 yılı yapımı Amerikan filminin yönetmen koltuğunda Wolfgang Petersen oturuyor. Başrollerde ise Dustin Hoffman, Cuba Gooding Jr. ve Morgan Freeman oynuyor.

Filmin konusuna gelince, bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan bir askeri doktor, Albay Sam Daniels Zaire’de patlak veren ölümcül bir virüsü araştırmakla görevlendirilir. Araştırmaları sonucunda virüsün Amerika’ya da geldiğini tespit eder. Eğer önlem alınmazsa birkaç hafta içinde bütün Amerika’yı yok edebilecek kadar tehlikeli bir virüstür söz konusu olan. Virüs uzmanı olan eski eşinin de yardımıyla California’da bir kasabada başlayan virüs salgınını kontrol altına almayı başarırlar.

10. Flu (Grip)

2013 yılı yapımı bu Kore filminin yönetmen koltuğunda Sung-Soo Kim oturuyor. Filmin başrollerinde Hyuk Jang, Soo Ae ve Andrew William Brand oynuyor.

Güney Kore sinemasının en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilen bu filmde, bir grip salgının patlak vermesi sonucunda bireylerin başlarından geçen olaylar aktarılıyor.

Filmin konusu kısaca şöyle: Havadan bulaşan bir virüs Güney Kore’nin başkenti Seul’u etkisi altına alır. İnsanlar salgın karşısında çaresizce önlem almaya çalışırken, salgına yakalananların sayısı hızla artar. Hava yolu ile bulaşan virüs, 36 saat içinde salgına yakalananları ölüme sürüklemektedir. Seul’den sadece birkaç kilometre uzaklıktaki bir bölge karantina altına alınır. Bu sırada, salgına karşı aşı geliştirmeye çalışan In-hye ve kurtarma görevlisi Ji-goo, karantina altındaki bölgeye gitmek zorundadır.