Gazeteci Elif Yavuz: Benim haber yapmamla yüz kişi kurtulacaksa haber yapmayı yeğlerim
16.04.2023 13:46

Gazeteci Elif Yavuz: Benim haber yapmamla yüz kişi kurtulacaksa haber yapmayı yeğlerim


Röportaj: Hakan Tanrıverdi

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Gazetecilikte Yeni Yaklaşımlar dersi için deprem bölgesine giden gazetecilerle röportajlar gerçekleştirdik. Ben de sorularımı Kanal D muhabiri Elif Yavuz’a yönelttim.

Elif hanım merhabalar. Sosyal medyada sizinle ilgili birtakım bilgilere ulaşabiliyoruz ancak okurlarımızın sizi daha yakından tanıyabilmesi için kendinizi tanıtabilir misiniz?

Ben Ankara’da doğdum ve üniversiteye kadar Ankara’da yaşadım. Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünü kazandım ve eğitimime Kayseri’de devam ettim. Altı sene Kayseri’de yaşadım. Bu süreçte üniversitenin basın yayın biriminde çalıştım ve aktif rol üstlendim. 2019 yılında İstanbul’a geldim ve Doğan Haber Ajansı’nda iki yıl çalıştım. TV 24’te çalıştım ve daha sonra Kanal D’ye geçtim. Halen bu kurumda muhabir olarak çalışmaktayım.

Bu kadar büyük çaplı ve yıkıcı bir afetin yaşandığı bölgeye gitmek için görevlendirildiğinizi öğrendiğinizde ilk duygu ve düşünceleriniz nelerdi?

Deprem felaketini ilk duyduğumda büyük bir afet olduğunu düşündüm ancak bu denli yıkıcı bir felaket olduğunu hayal etmemiştim. Gazetecilik refleksi olarak hemen bölgeye gitmek ve ekran başında merakla ve endişeyle haber bekleyen insanların meraklarını gidermek, onlara ulaşmak istedim. Daha sonra görevlendirildiğimde büyük bir hevesle mümkün olan en hızlı şekilde bölgeye gittim.

Afet bölgesinde gördüğünüz ve yaşadığınız olaylar karşısında mesleğinizi yapmakta zorlandınız mı?

Zaman zaman zorlandığım oldu. Acılar ve kayıplar çok büyük. İnsanlar dertlerini anlatmak istiyor ve seslerini duyurmak istiyor. Yaptığımız işin dışında bizlerle konuşmak, sohbet etmek, acılarını paylaşmak, yaşadıkları yürek yangınını haykırmak istiyor. Yardımcı olamamak, umut verememek ve sadece dinlemek ve çaresiz kalmak bizleri duygusal anlamda çok yıprattı.

Tecrübeli bir gazeteci gözüyle baktığınızda, enkaz altında kalan insanlara ulaşma ve kurtarma çalışmalarında tüm olumsuzluklara rağmen mümkün olan en iyi ve hızlı müdahalelerin yapılabildiğini düşünüyor musunuz?

Gayret ve çaba yadsınamaz. Özveri ve fedakârlık en üst seviyedeydi. Gayret ve çabanın yanı sıra organizasyonda sorunlar vardı. İlk etapta yetkililerin sorumluluk almaktan kaçınması, ekiplerin organize edilememesi ve buna bağlı olarak görev dağılımlarının yapılamaması sorunlara yol açtı. Ben ilk günlerde ekiplerin yüzde 30 performansla çalışılabildiğini düşünüyorum. 

Depremin duyulduğu ilk andan itibaren bazı vatandaşlar AFAD, bazıları sivil toplum kuruluşları aracılığıyla bazıları da bireysel imkânlarıyla bölgeye yaşamsal malzeme yardımında bulundu. Sizce bu yardımların depremzedelere ulaştırılmasında bir sorun yaşandı mı?

Maalesef yardımlar istenildiği düzeyde ulaştırılamadı. Ülke genelindeki seferberlik inanılmazdı. Bölgeye yağmur gibi malzeme yağdı adeta. Bazı bölgelere gıda ve malzeme yardımları dağıtılabildi ancak birçok bölgeye dağıtılamadı. İlk günlerde arz talep dengesi kurulamadı.

Daha önceki yıllarda gazetecilerin önce gazeteci sonra insan olduğu mottosu hakimdi. Siz sahada yardıma muhtaç bir depremzede gördüğünüzde önce mesleğinizi yapmayı mı tercih ettiniz yoksa önce yardım etmeyi mi?

Genç bir muhabir olarak gazeteci büyüklerimizle irtibatımız olmadı. Keşke olabilseydi. Bu dönemde yeni medyanın gelmesiyle gazetecilik yeni bir duruma evrildi. Bence önce gazetecilik sonra insanlık gelir diye düşünüyorum. Benim haber yapmamla 100 kişi kurtulacaksa haber yapmayı yeğlerim.

Bölgedeki çalışmalarınızda elde ettiğiniz görsellerle, haber ve verilerin izleyicilere yeteri kadar yansıtıldığını düşünüyor musunuz?

Evet. Kanal D haber dairesi bizlerin bölgeden yaptığımız her çalışmayı, her haberi, muhabiri ve kameramanı özellikle belirterek yayımladılar ve izleyicilere ulaşmasını sağladılar. Bizler bölgede yoğun bir şekilde çalışırken haber dairesi de bu çalışmaları yayımlamak için gece gündüz çalıştı.

Yaşanan bu felakete yakından şahitlik ettiniz. Yaşadığınız olaylar ve gördüklerinizden sonra hayatınızda neler değişti?

Kamerayı ve mikrofonu bıraktığımızda çok üzücü ve çok derinden etkileyen olaylar gördük. Bu durum psikolojimizi çok bozdu. Bazı şeylerin önlemi alınabilir miydi öfkesi oluştu bizde. Bizler görevlerimizi yerine getirsek bu yaşananların önüne geçilebilir miydi diye sorguladık açıkçası. Ayrıca belirtmek isterim ki ilk günden bu yana bölgedeki bütün çalışmalarda kameraman arkadaşım Uğur Kara’nın da çok desteğini gördüm. Zorlukları ve sorunlarımızı sırt sırta vererek birlikte aştık. Birbirimize destek olduk. Aile olduk.