İstanbul müzelerinde bir gün
14.10.2019 17:11

İstanbul müzelerinde bir gün


Haber Üsküdar - Büşra Özdoğan

Genç Üsküdarlı, yoğun bir üniversiteye hazırlık sürecinden geçtin ve artık hayallerindeki bölümü kazanarak üniversite öğrencisi oldun. Şanslısın ki üniversiten İstanbul’un tarihi dokusunu keşfetmen ve sanatı takip edebilmen için eşsiz bir konumda. Haydi seninle küçük bir müze keşfine çıkalım.

İlk durak İstanbul Arkeoloji Müzesi

Keşfimize İstanbul Arkeoloji Müzesi ile başlayacağız. İlk olarak Üsküdar sahile iniyoruz ve oradan Eminönü vapuruna biniyoruz. Vapurdan indikten sonra genellikle tramvaya binmeniz tavsiye edilir ancak ben tramvay yolunu takip ederek yürümeyi tercih edenlerdendim. Arasındaki mesafe çok fazla değil, 15-20 dakika yürüyerek de kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Müze Kart, İstanbul’da müze gezmek için mutlaka almanız gereken bir kart. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin giriş kısmından öğrenci kartınızı göstererek 30 TL karşılığında kartı edinebilirsiniz. Özellikle buradan almanızı tavsiye ederim çünkü Topkapı Sarayı’nda çok fazla sıra oluyor. Müze kartınızı kullanarak İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne artık ücret ödemeden giriş yapabilirsiniz. Arkeoloji Müzesi Pazartesi günleri kapalı. Kış dönemine girdiğimiz için saat 09.00’da açılıp 17.00’de kapanıyor. Müzenin belirli kısımları restorasyon nedeniyle kapalı olsa da çoğu kısmı açık. Müzeye ilk girdiğinizde sizi lahitler karşılıyor. Buradaki İskender Lahiti, Sidemera Lahiti gibi lahitler Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında yağmalanarak Avrupa ve Amerika’daki müzelere kaçırılmış. Bu lahitler daha sonra Osman Hamdi Bey’in bireysel çabaları sonucunda ülkemize tekrar kazandırılmıştır. Müzenin içerisinde ilk aşk şiiri tableti, Kadeş Barış Antlaşması Metni tableti, Hammurabi Kanunları tableti, borç senedi tableti, kısa ve özlü iş mektupları, zehirlenme ile ilgili tıbbi bir reçete gibi birbirinden ilginç tablet var. Ek binada ise farklı çağlara ait buluntular ve tümülüs kazıları sonucu elde edilen eserlerin sergilendiği salon Tharakia-Bithynia ve Bizans bölümlerine sahip. Birinci katta “Çağlar Boyu İstanbul”, ikinci katta “Çağlar Boyu Anadolu ve Troia” üçüncü katta ise “Anadolu’nun Çevre Kültürleri: Suriye, Filistin ve Kıbrıs” eserleri kronolojik sıraya göre sergilenmekte.

   

Çinili Köşk Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi içerisinde olan bir müze. Çinili Köşk Müzesi’nin salon ve odalarında Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı çini ve seramiklerinin 12. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarına tarihlenen örnekleri sergileniyor. Müzeyi ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

İkinci durak Topkapı Sarayı Müzesi

Arkeoloji Müzesi’nden çıktıktan sonra 10-15 dakika yürüdükten sonra Topkapı Sarayı’nı göreceksiniz. Müzeye saat 9:00-16:45 arası girebilirsiniz. Müze Salı günleri kapalı. Müze Kart ile saraya giriş ücretsiz ancak Harem’i ve Zülüflü Baltacılar Ocağı’nı da görmek isterseniz 42 lira bilet parası vermeniz gerekiyor. 1924 yılından beri müze olarak kullanılan saray, 4 avlu ve harem bölümünden oluşuyor. Birinci avluda Bab-ı Hümayun, Karakol Binası/Restoran, Aya İrini Kilisesi, Darphane-i Amire, Deavi Kasrı, Enderun Hastanesi, Has Fırın, Kimyahane, Su Terazisi, Su Kültürü Açık Teşhiri, Dolap Ocağı, Babüsselam bulunmakta. İkinci avluda Babüsselam, Aşçılar Mescidi, Saray Mutfakları/Matbah-ı Amire, Babüssaade, Dış Hazine/Silah Seksiyonu, Divit Odası/Saat Seksiyonu, Kubbealtı/Divan-ı Hümayun, Adalet Kulesi, Harem ve Zülüflü Baltacılar Koğuşu Girişi, Zülüflü Baltacılar Koğuşu, Has Ahırlar/Geçici Sergi Salonu, Beşir Ağa Camii ve Hamamı yer alıyor. Üçüncü avluda Babüssaade, Küçük Oda Koğuşu, Akağalar Koğuşu, Büyük Oda Koğuşu, Arz Odası, Seferli Koğuşu/Padişah Elbiseleri, Fatih Köşkü/Hazine, Kilerli Koğuşu, Hazine Koğuşu, Has Oda/Kutsal Emanetler, Has Oda Koğuşu/Padişah Portreleri, Ağalar Camii, III. Ahmed Kütüphanesi, Kuşhane, Harem Çıkış/Kuşhane Kapısı bulunmakta. Dördüncü avluda ise Sofa Camii, Esvap Odası, Konyalı Lokantası, Mecidiye Köşkü, Kule/Gülhane Kapısı, Hekimbaşı Kulesi, Kara Mustafa Paşa/Sofa Köşkü, Mermer Sofa, Revan Köşkü, Bağdat Köşkü, İftariye Kameriyesi, Sünnet Odası, Sünnet Odası, Havuz, İncirlik ve Fil Bahçesi var. Şu sıralar Topkapı Sarayı tarihi elmasların en büyüğü olan Kaşıkçı Elması’nı yeniden ziyarete açtı. Topkapı Sarayını ziyaret etmenin tam zamanı.

Üçüncü durak Halı Müzesi

Şimdiki durağımız ise Halı Müzesi. Halı Müzesinin olduğu bina Sultan Ahmet Camii Hünkâr Kasrı’dır. Türkiye’de sadece halının sergilendiği tek müze olan halı müzesi iki kattan oluşuyor ve alt katında giriş koridoru, üst kata çıkış rampası, üst katında ise üç adet oda yer alıyor. Müzede müze kart geçmiyor ama öğrenci kartımı göstererek 1 lira karşılığında müzeyi gezdim. Müzeyi 09.00 ile 17.00 saatleri arasında gezebilirsiniz.

Dördüncü durak Ayasofya Müzesi

Halı Müzesi’nden çıktıktan sonra buraya yürüme mesafesinde olan Ayasofya Müzesi’ne geçiyoruz. Kış sezonunda 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Normalde 72 lira olan giriş ücreti Müze Kart ile ücretsiz olmakta. Ayasofya’nın karşısında Sultanahmet Camisi bulunuyor. Ayasofya’ya kadar gitmişken Sultanahmet Camisi’ni de görmenizi tavsiye ederim.

Beşinci durak Büyük Saray Mozaikleri Müzesi

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, Sultanahmet Camisi'nin Külliyesinde Arasta Pazarı içerisinde yer almakta. Doğu Roma Dönemi'ne ait Büyük Saray'ın revaklı avlusunun kuzeydoğu bölümünde kısmen sağlam kalmış mozaik döşemeyi içine alacak şekilde oluşturulmuş müze Ayasofya Müzesi'ne bağlı bir birim. 09.00 ve 17.00 saatleri arasında gezilebilir. Bu müzeyi müze kartınızla yılda sadece 2 kez ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

Altıncı durak Yerebatan Sarnıcı

Ayasofya’nın güneybatısında bulunan Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılmıştır. Suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görünen mermer sütunlardan oluşmaktadır. Müze her gün 09.00-17.30 saatleri arasında açıktır. Müze Kart geçmemekle birlikte öğrenciye 5 liradır. Müzenin en dikkat çekici efsanesi ise Medusa’dır. Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona’ dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Bir görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgona resim ve heykelleri kullanılırdı ve sarnıca Medusa başının konulması da bu yüzdendir. Başka bir rivayete göre de Medusa, siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdı. Medusa, Zeus’ un oğlu Perseus’u seviyordu. Ancak Athena da Perseus’u seviyor ve Medusa’yı kıskanıyordu. Bu kıskançlığı yüzünden Medusa’nın saçlarını yılana çevirdi. Artık Medusa’nın baktığı herkes taşa dönüşüyordu. Daha sonra Perseus, Medusa’nın başını kesti ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yendi. Buna dayanarak Medusa Başı, Bizans’ta kılıç kabzalarına işlenmiş ve sütun kaidelerine (bakanların taş kesilmemesi için) ters olarak yerleştirilmiştir. Bir rivayete göre de Medusa, yana bakıp kendisini taşa çevirmiştir. Bu yüzden buradaki heykeli yapan heykeltıraş, ışığın yansıma açılarına göre Medusa’ yı üç ayrı konumda yapmıştır.

Yedinci durak Türk ve İslam Eserleri Müzesi

Yere Batan Sarnıcı’na on dakika uzaklıkta olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile devam ediyoruz. Müze kart ile girişler ücretsiz. 09.00 ve 17.00 saatleri arasında müze gezilebilir. Müze her gün ziyarete açık. Müze Türk ve İslam eserlerini topluca barındıran ilk Türk müzesi olma özelliğine sahiptir. Sultan sarayları dışında günümüze gelen tek özel saraydır. Kemerler üzerine yükseltilmiş yapı üç taraftan ortadaki terası çevreler. Terastan müzenin ilk bölümüne merdivenlerle ulaşılır. Odalar ve salonlarda İslam dünyasının değişik ülkelerinden getirilmiş nadir sanat eserleri sergilenmektedir. Taş ve pişmiş toprak, metal ve seramik objeler, cam eşyalar, el yazma kitaplar devirlerinin en kıymetli örnekleridir. Büyük salonların bulunduğu geniş camekanlı kısımda 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar elişi Türk halılarının şaheser örnekleri sergilenir. Bu eşsiz koleksiyon dünyanın en zengin koleksiyonudur. 13. yüzyıl Selçuklu halıları ve sonraki asırlara ait diğer parçalar itina ile sergilenmişlerdir. Halı bölümünün alt katı son birkaç asrın Türk günlük yaşamı ve eserlerinin sergilendiği etnoğrafik bölümdür.