Kündekâri sanatını yaşatmaya çalışıyorlar
31.12.2020 12:41

Kündekâri sanatını yaşatmaya çalışıyorlar


Haber Üsküdar - Rabia Gür

Bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin ekonomik hayata yansımaları, bireylerin ve toplumların yaşamını derinden etkiliyor, bireylerin üretim ve tüketim tercihlerinin yanında önceliklerinin de tamamen değişmesine neden oluyor. Değişen koşullara ayak uyduramayan meslekler ve el sanatları yavaş yavaş yok olup gidiyor.

Geleneksel Türk el sanatlarının bazı dallarının  yok olma riskiyle karşı karşıya kalmalarının birçok sebebi var. Usta-çırak ilişkisi çerçevesinde kuşaktan kuşağa aktarılan bu meslek ve sanat dallarında yetiştirecek yeni bireyler bulunamaması en önemli sebeplerin başında yer alıyor. 

Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan geleneksel el sanatlarından biri de kündekâri (kakmacılık) sanatı. Belki birçok insanın ismini bile duymadığı bu gelensek el sanatı ilgisizlik nedeniyle yok olup gitmek üzere. Geometrik şekillerde kesilmiş küçük ahşap parçalarının çivi ve tutkal yardımı olmadan  yalnızca birbirlerine geçirilmeleriyle düz yüzeyler elde etmeyi amaçlayan bir ağaç işleme sanatı olan kündekâri daha çok kapı, pencere ve dolap kanatlarıyla minber ve kürsülerde kullanılıyor.

"Günümüz nesli sabır ve sebatla çalışmıyor"

Uzun yıllar İstanbu Teknik Üniversitesi'nde Türk Dili Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra emekli olan, Kültür Bakanlığı’ında ahşap sanatçısı olan kündekâr Şehmus Okur, yaptığı işlerde kendi tekniğini uyguluyor. Sanatçı, ailesinden gelen sanat  birikimiyle sedef‚ edirnekâri‚ kündekâri‚ oyma ve kakma usulleriyle şimdiye kadar yüzlerce çalışmaya imza attı. Kündekâri sanatının zorluklarını dile getiren Okur, bu sanatın bilgi, zevk, sabır, problem çözme becerisi ve yaratıcılık gerektirdiğini belirtiyor.

El sanatlarının birçoğunda olduğu gibi kündekâri sanatı da kuşaktan kuşağa aktarılarak devam ediyor. Kündekâri ustası Şehmus Okur, yetiştirdiği bazı ustaların olduğunu ama sayılarının çok az olduğunu ifade ediyor, ”Bu sanatı icra etmek ve devam etmesini sağlamak maksadıyla akademi kurmayı çok istedim, ancak bu hayalimi gerçekleştirmeye gücüm yetmedi. Maalesef bugünün nesli sabırla ve sebatla çalışmadığı için yetiştirmek üzere çırak bulamıyorum. Sanatkârın emeğinin karşılığını alacağı bir şeyler olursa sanatkâr şevkle devam eder yoksa o sanat ilerleyemez” diyor. Kündekâri sanatının bütün dünyaya gururla sunulacak Türk el sanatlarından biri olduğunu ifade ediyor.

El sanatları yeni projelerle gelecek kuşaklara aktarılıyor

Kündekâri sanatı da dahil olmak üzere Türk el sanatlarının kaybolmaması için hiç çalışma yapılmıyor değil. Maliye Bakanlığı’nın 2012’de aldığı bir  kararla geçimini geleneksel el sanatlarıyla sağlayan esnafa gelir vergisi muafiyeti sağlanıyor. İŞKUR ile İlçe Halk Eğitim Merkezleri  işbirliği ile projeler yürütülüyor. 

Kündekâri sanatı hakkında ayrıntılı bilgiler

Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü web sayfasında kündekâri sanatına ilişkin şu bilgiler yer alıyor: 

"Kündekâri, geometrik biçimlerde kesilmiş küçük ahşap parçaların büyük bir yüzey oluşturmak üzere birbirleriyle geçmeli olarak birleştirildiği ağaç işleme sanatıdır. Anadolu’daki ilk örneklerine Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde rastlanan Kündekâri sanatının en çok kullanıldığı yerler kapı kanatları, pencere kapakları, vaaz kürsüleri ve özellikle minber aynalıklarıdır. Kündekâri, büyük ve dekoratif yüzeyler elde etmek için ağaç malzemenin ortamın nem ve ısısından en az etkilenecek şekilde küçük parçalar haline getirilerek yeniden birleştirildiği bir tekniktir. Bir çatma tekniği olan kündekâri, çokgen, baklava ve yıldız biçiminde olan içi arabesk kabartmalı ahşap parçalarla yapılır. Geometrik ahşap parçalar negatif veya pozitif geçmelerle birbirine bağlanır, yapılacak parça bir uçtan başlayarak sepet gibi örülür. Kündekâride, bezeme kompozisyonu geometrik bir şemaya dayalıdır. Kündekârinin daha az ustalık isteyen taklidi uygulamaları da mevcuttur. İç mekânda kullanılacak kündekâri ürünlerde, ceviz, şimşir, armut, kiraz, maun gibi ağaçlar kullanılıp bezemelerde abanoz, maun, altın varak, bağa, gümüş, sedef, fildişi gibi malzemeler kullanılır. Dış mekânda ise sert hava şartlarına dayanıklı meşe, maun, ireko, dişbudak gibi ağaçlar tercih edilir. Kündekâri eserler uzun ömürlü sanat ürünleridir; çünkü bu ürünler geçmeli teknikle yapılmaktadır. Burada ustanın ağaç bilgisi ve el becerisi önem kazanmaktadır. Siirt Ulu Camii Minberi (1129), Ankara Arslanhane Camii Minberi (1289), Ankara Ahi Elvan Camii Minberi (1382) gibi eserlerde kündekâri örneklerine rastlanmaktadır. Günümüzde de yurt içinde ve yurt dışında çeşitli yapılarda uygulanmış örnekleri vardır."