Oyun sektöründe tasarım ve girişimcilik sohbeti gerçekleştirildi
Haber - Fotoğraf: Ömer Karaoğlu
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim ve Tasarım Bölümü'nün düzenlediği “Oyun Sektöründe Tasarım ve Girişimcilik” etkinliği İletişim Fakültesi Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Oyun dünyasının geleceğinin ele alındığı etkinlikte Türkiye’nin ilk oyun yapımcısı Mevlüt Dinç, Gamelab İstanbul kurucusu Noyan Culum ve karikatürist Ahmet Gölbaş tecrübelerini öğrencilerle paylaştı.
‘‘Kriz dönemlerinde oyun sektöründe artış yaşanıyor’’
Oyun sektörünün geçmişi ve geleceğinden bahseden Mevlüt Dinç, ‘‘Oyun sektörünün genel durumunu paylaşmak istiyorum kendi kariyerim üzerinden. Ben 1985 yılından beri bu işi yapıyorum. Oyun sektörü dünyada 1980’lerin başında başladı. Ben o dönemde İngiltere’de bulunuyordum, tamamen tesadüfen oyunlarla bilgisayarla hiçbir ilgim olmadığı halde kaderin cilvesi diyelim, bir şekilde bu işe bulaştım ve o gün bugündür bilgisayar oyunlarıyla yatıp kalkıyorum. Şu an dünyada 2.2 milyar oyuncu var, bu sayının yarısı oyunlara para harcıyor ve oyun sektörünün 140-150 milyar dolar gelirinin olması şaşırtıcı değil. Bu ciroyu da 30 küsur yıl gibi çok kısa sürede elde etmeyi başardı, bu oyun sektörünün ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Zaten kendi ülkemizden de örneklerle bunu görebiliyoruz. Önümüzdeki 6-7 sene içerisinde oyun piyasasının 200 milyar doları bulacağı kesin gibi duruyor. Özellikle mobil oyunlarda inanılmaz bir yükseliş var. Şu anda bu inanılmaz rakamın yarısı mobil oyun sektöründen geliyor bunun da altını çiziyorum. Oyun yapmak isteyen, geliştirmek isteyen bir oyunun parçası olmak isteyen siz gençler için önemsiyorum bunu. Mobil bir fırsat tanıyor, herkes çok hızlı bir şekilde bu işe girebilir. Ben 80’li yıllarda kendi başıma kendi bilgisayarımla öğrenerek bir şeyler yapmaya çalıştıysam sizler de küçük ekiplerle hatta tek başınıza oyun sektörüne girebilirsiniz. Oyun sektörü krizlerden çok az etkileniyor. Hatta krizlerde oyun sektöründe artış yaşanıyor çünkü insanlar krizlerde ya televizyon izliyor ya da oyun oynuyor, eğleniyor yani. Sektörde günde 2-3 milyon dolar ciro yapan oyunlar var. Türkiye’ye geldiğimizde ben 2000 yılında başladım oyun sektörüne. Yanlış anlaşılmasın geçmişteki başarıları, girişimleri, çabaları küçümsediğimden değil ama gerçekten Türkiye’deki profesyonel oyun sektörü, yani şirketleşerek dünya çapında işlere imza atma çabası, benim dönüşümle başladı diyebiliriz. Türkiye’de de 35 milyonu aşkın oyuncu var. Neredeyse nüfusun yarısı ve Türkiye oyun sektöründe 1 milyar dolarlık bir ciro söz konusu, belki bu yaz daha fazla da olabilir’’ dedi.
‘‘Türkler oyun sektöründe eski’’
Türklerin oyun sektöründe oldukça eski olduğunu belirten Noyan Culum, ‘‘Ben de Mevlüt abi ile aynı yıllarda başladım ilk oyunumu 1985 yılında yazdım. Ben o zamanlar 11-12 yaşlarındaydım, daha çok hobi olarak yazdım. O yıllarda Türkiye’de oyunlarda dağıtıcı sektörü yoktu, distribütöre verip satma şansı yoktu. 1985’ten 1992 yılına kadar oyun yazdım onları da lokal arkadaşlarıma sattım. Sonradan 1992 yılında alan değiştirdim ve muhasebe yazılımları yazmaya başladım. Yaklaşık 10 yılımı finans sektöründe geçirdim. 2006 yılında internet furyası başladı. Baktım cep telefonları bilgisayar olmaya gidecek dedim ki 2000’li yılların başında internet furyasını kaçırdım bu sefer mobil furyasını kaçırmayacağım. 2006 yılında bir mobil oyun firması kurdum, aynı dönemlerde iki Türk oyun firması daha kuruldu. 2007 yılında ilk oyunumuzu çıkardık. O yıllarda mobil oyun sektöründe dünya genelinde 40 civarında firma vardı. Bunların neredeyse hepsi büyük oyun firmalarının mobil oyun bölümleriydi ve ve bunlardan üçü Türk firmasıydı. Türkler oyun sektöründe baya eskidir, sonradan girdiğimiz bir alan değil. Türkiye’deki oyun sektörünün gelişmemesinin en önemli nedeni yurtdışına göçün çok fazla olmasıdır. Beyin göçünün en çok yaşandığı alan diyebiliriz’’ dedi.
‘‘Oyun sektörünün basit kısmının daha heyecan verici olduğunu düşünüyorum’’
Oyun sektörünün tasarım boyutuna değinen Ahmet Gölbaş, ‘‘Oyun sektörü dikey gelişimden bahsedildi, ben biraz da yatay gelişime inanıyorum. Oyun sektörünün bir de bu yanı var özellikle Pixelart beni bu anlamda heyecanlandırıyor. Ben biraz daha basit ve heyecanlı yönünden bahsedeceğim. Dijital dünya bize bireysel olarak avantajlar sağladığı için daha çok kullanıyoruz. Bu yönüyle ben Pixelart’ın sağladığı temel avantajla ilgiliyim, o da bireysel olarak benim bilgisayar başında ya da sosyal medyada içerik üretmeme olanak vermesi. İleriye dönük olarak yeni bir akım olabileceğini düşünüyorum, buna uygun bir malzeme. Yatay olarak herkes internette bir resim paylaşırken gibi animasyon da paylaşabilir. Oyun sektörünün basit kısmının biraz daha heyecan verici olduğunu düşünüyorum. Üretim süreci basitleştikçe bize sağlayacağı olanaklar da artabilir’’ dedi.