“Virüs teşhisi beşinci kez gittiğimde konuldu”
19.05.2020 18:14

“Virüs teşhisi beşinci kez gittiğimde konuldu”


Haber Üsküdar – Rabia Yılmaz

23 Mart'ta Koronavirüs (Covid-19) teşhisi konulan ve artık iyileşen 33 yaşındaki Sonay Üyür ile Koronavirüs’e nasıl yakalandığını, virüsün onun üzerinde nasıl belirtiler gösterdiğini ve bir hafta boyunca hastanede geçirdiği karantina sürecinde neler yaşadığını konuştuk.

Hastaneye Koronavirüsten şüphelenerek mi gittiniz? Başlangıçta nasıl belirtiler vardı?

İlk hastalık zamanımda virüsten şüphelenmedim, sadece çok kötü hissettiğim için hastaneye gittim. Koronavirüs vakalarının ilk çıktığı dönemde ben de hastalandım, yani 16 Mart Pazartesi günü. Sabah vücudumda ağrılarla uyandım. Bir gün öncesinde bir davetteydim, orada üşüttüğümü düşündüm. Birkaç gün böyle geçti. Sonrasında daha kötü hissettim, tat alamıyordum, koku alamıyordum ve yemek yiyemiyordum. Daha sonra halsizlik ve mide bulantısı olmaya başladı. Giderek kötü hissetmeye başladım, evde sistem çöktü resmen. Fakat bu süreçte boğaz ağrım veya öksürüğüm hiç olmadı. Sonra bir akşam yakınımda bulunan bir devlet hastanesine gittim, ama ateş ve öksürük olmadığı için ağrı kesici bir iğne yapıp, ilaç yazıp, eve gönderdiler. Ertesi gün daha kötü hissettim, bu sefer de özel bir hastaneye gittim. Burada da bazı kan tahlilleri yapıldı, yine ilaç yazıldı, üşütme dendi ve eve gönderildim. O akşam bende ateş de oldu ve bu defa pandemi hastanesine gittik. Muayene sonucu üst solunum yolu enfeksiyonu dendi, eve yolladılar. Ertesi gün, önceden gittiğim özel hastaneye tekrar gidip orada serum taktırdım ama ateş ve sıtmalanmalarım başladı, geceleri daha kötü oluyordum.

Covid-19 teşhisi size ilk olarak ne zaman ve nasıl konuldu?

Virüs teşhisi beşinci kez gittiğim özel hastanede konuldu. Tam olarak değildi aslında, şüpheli olarak beni karantinada beklettiler. Çünkü o gün artık ciğerlerim bitikti, sırt ve göğsümde aşırı acı ve ağrı vardı, ateşim de çıkıyordu. Doktor benden tomografi istedi ve sonuç çıkınca beni hemen özel bir odada karantinaya aldılar. 23 Mart günü akşama kadar bekledim ama ambulans gelip de beni pandemi hastanesine götürmedi. Tedavi de özel hastanede yapılmıyordu. Sonra eşimin uğraşları sonucu akşam beni aldılar ve ilk gittiğim pandemi hastanesine tekrar götürdüler. Bu süreç bile bizi o gün çok fazla yormuştu, özellikle de psikolojik olarak. Hastanede doktor benden tekrar tomografi istedi ve sonuca bakınca direkt olarak korona teşhisini koydu. O ana kadar hâlâ umutluydum ama maalesef ki Covid-19 teşhisi konuldu. Hastaneye yatış ve tedavi sürecim de o saatten sonra başlamış oldu.

Koronavirüs size nereden bulaştı?

Eşim işinden dolayı yabancılarla iletişim halindeydi. İlk vaka çıktığında eşim de hastalanmıştı, ona da üşütme denildi. Hastanede testler yapıldı, değerleri iyiydi ama o da hiç tat alamıyor, koku alamıyordu, halsizdi ve sürekli terliyordu. İlaç kullanıp, serum taktırdıktan sonra bir haftada kendini toparlamıştı. Bir hafta sonra ben de ağrılarla uyanınca, aynı şikayetler bende de olunca eşimden bulaştı diye düşündük. Griptik ve geçecekti, Covid-19 olduğumuzu düşünmedik. Ama aslında eşim Gökhan da ilk vakalardanmış ve bana da o bulaştırmış.

Tedavi süreci nasıl gelişti? Kaç gün hastanede kaldınız?

Doktor tomografiye bakıp koronavirüs teşhisi koyduktan sonra bizi hemen kırmızı alana gönderdiler. Tabii öncesinde benden kan aldılar. Kırmızı alana girdim ve eşimi de hastaneden çıkana kadar görmedim. Orada çok hasta vardı, hepsi de Covid-19 şüphesiyle kırmızı alandaydı. Benim de psikolojik olarak çöküş sürecim orada başladı zaten. O gece beni özel odaya çıkardılar, yatışım verildi ve 7 gün orada kaldım. Tedavi sürecim böylelikle başlamış oldu.

Hastaneden çıktığınızda süreç nasıl ilerledi?

Tedavim sonucunda artık iyiydim ve test sonucum negatif geldi. Hastaneden çıkınca evde kendimi bir hafta kadar izole etmem söylendi. Kimseyle temas etmeden ve evde de maske takarak bu süreci geçirmeye çalıştım.

Sağlık çalışanlarının size yaklaşımı nasıldı?

Sağlık çalışanlarının yaklaşımı iyiydi. Zaten sadece hemşireler yanıma geliyordu, ilaçlarımı veriyorlardı, iğnelerimi yapıyorlardı ve genel değerlerimi takip ediyorlardı. Onlar da mümkün oldukça uzakta durmaya özen gösteriyorlardı. Onların da Covid-19 hastalarından korkup, çekindiklerini hissedebiliyordum. Genel olarak bana karşı olan tutumları iyiydi. Doktorumu hiç görmedim, sadece her gün odaya telefon açıp benden bilgi alıyordu ve tedavi sürecimle ilgili bilgi veriyordu.

Hastanede kaldığınız sürece psikolojik olarak neler yaşadınız?

İlk karantinaya alındığım saatten sonra ve tedaviye başladığım zamandan itibaren sürekli ağladım, çok ağladım. Temizlik görevlileri, hemşireler, herkes üzüldü bana. Hep teselli ettiler beni ama elimde değildi. Hiç aklıma bile gelmeyecek bir sürecin içinde buldum kendimi. Tek düşüncem iki oğlumdu. Onları düşünmek psikolojimi bozmaya yetmişti. Herkesin uzak durması, odaya girmeden kapıdan yemek uzatması çok zorlu bir süreçti. Sanki o odadan hiç çıkamayacağım düşüncesiyle boğulacak gibi oluyordum. Hatta ölümleri duydukça, haberleri izledikçe kendimi daha da kötü hissettim, odada nefes alamıyordum.

Temas ettiğiniz kişilerde veya ailenizde virüs görüldü mü?

Ailemde, çocuklarımda çok şükür virüs görülmedi. Yani onlara test yapılmadı ama hiçbir belirti de yoktu. Sadece eşimin babasında görüldü. Aynı gün, aynı hastaneye onun da yatışı yapıldı. Hatta benden daha fazla kaldı hastanede, ama o da artık iyi durumda.

Tedavi sürecinde ailenizden ve en önemlisi de iki çocuğunuzdan ayrı kaldınız. Bu süreçte duygusal olarak neler yaşadınız? Neler hissettiniz?

Ahh en zoru buydu işte, çocuklarımdan ayrı kalmak. Beni en çok zorlayan durum çocuklarımdı. Çünkü 3 ve 5 yaşlarında, daha çok küçüklerdi. Eşim de evde karantinada olduğu için babalarından da ayrı kaldılar. Kendimi kötü hissetsem de doktorlara iyiyim diyordum. Tek düşüncem, bir an önce çıkıp çocuklarımı almaktı. Annemin yanında kalıyorlardı. Herkes iyiydi, sağlıklıydı, en azından bu beni rahatlatıyordu. İlk defa çocuklarımdan o kadar süre ayrı kalmıştım. "Ya ben hastanedeyken onlara bir şey olsaydı, bu hastalık çocuklarımda da çıksaydı, ne yapardım?" diye düşünmekten çok yorulmuştum, sürekli ağlıyordum. Ağlayıp üzüldükçe değerlerim de kötüye gidiyordu. Morali yüksek tutmanın da iyileşme sürecinde etkin rolü vardı. Tabii en önemlisi bu hastalığın bana kattığı iyi bir şey de vardı. O odada tek olsam da aslında hiç yalnız değildim. Sevenlerim hiç yalnız bırakmadı. Hep aradılar, destek oldular, sürekli moral verdiler. Yedi günlük tedavi süresini sevenlerim, dostlarım ve ailem sayesinde daha kolay atlattım. İyi ki varlar. Umarım bir daha böyle bir şey yaşamam ve kimse de yaşamaz.