Ali Safa Korkut: İyi bir serbest gazeteci olabilmek için meraklı, disiplinli ve dirençli olmak gerekiyor
09.04.2025 19:03

Ali Safa Korkut: İyi bir serbest gazeteci olabilmek için meraklı, disiplinli ve dirençli olmak gerekiyor


Röportaj: İlkcan Demir

Serbest gazeteci Ali Safa Korkut, serbest gazeteciliğin zorlukları, ilkeleri, neden serbest gazeteciliği seçtiği şeklindeki sorularımızı cevapladı.

Serbest gazeteciliği nasıl tanımlıyorsunuz? Kimlere serbest gazeteci denilmektedir?

Serbest gazeteciliği, kurumsal bir yapıya bağlı olmaksızın gazetecilik faaliyetlerini bağımsız bir şekilde sürdüren, haberin ve bilginin peşinden kendi inisiyatifiyle giden bir gazetecilik biçimi olarak tanımlıyorum. Serbest gazeteci, belli bir medya kuruluşunda tam zamanlı çalışmayan ama farklı mecralara haber, röportaj, analiz veya araştırma dosyaları üreten kişidir. Bu tanımın sadece fiziksel bir ‘bağımsızlığı’ değil, aynı zamanda düşünsel bir özerkliği de kapsadığını düşünüyorum. 

Serbest gazetecilik, yalnızca bir çalışma biçimi değil; aynı zamanda birçok gazeteci için bir ifade alanı, bir direnç pratiği ve çoğu zaman da ana akımda yer bulamayan konulara alan açma arzusudur. Bu nedenle serbest gazeteci kimliği, özellikle Türkiye gibi ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, medya çeşitliliğinin azaldığı ülkelerde daha da kıymetli bir anlam kazanıyor. 

Ne zamandan beri serbest gazeteci olarak çalışıyorsunuz? Serbest gazeteci olmaya nasıl karar verdiniz, sizi serbest gazeteci olmaya yönlendiren şeyler nelerdi?

2024 yılının Aralık ayında Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ndeki (MLSA) proje koordinatörlüğü ve editörlük görevimden ayrıldıktan sonra serbest gazeteci olarak çalışmaya başladım. Aslında uzun süredir ilgi duyduğum alanlar — internet sansürü, dijital haklar, bilgiye erişim ve platform politikaları — çoğu zaman ana akımda yeterince yer bulamayan, hatta zaman zaman görmezden gelinen konulardı. Bu alanlarda daha derinlikli ve bağımsız üretim yapabilmek için serbest gazetecilik benim için en doğru yoldu.

Karar sürecim hem mesleki hem kişisel hem de dürüst olmak gerekirse maddi gerekçelere dayanıyordu. Bir yandan daha fazla ifade alanı arıyordum, diğer yandan da haberin peşinden gitme motivasyonumu dar bir yayın politikasına sıkıştırmak istemiyordum, bir yandan kendi geçimimi de sağlamam gerekiyordu. Bu nedenle bu yolu seçtim. Başta, “Acaba geçimimi sağlayabilmek adına haber konusu bulmak açısından bir sürdürülebilirlik sağlayabilir miyim?”, “Buradan elde edeceğim kazanç benim için yeterli olur mu?”, “Serbest gazetecilerin haber yapabileceği platform sayısı yeterli mi?” gibi kaygılar ve sorular vardı aklımda. Ancak şimdilik bu kaygılarım gerçeğe dönüşmedi. Umarım dönüşmez de. Zira serbest çalışmak hem zamanımı hem de odağımı kendi önceliklerime göre belirlememe olanak tanıdı. Bu sayede hem araştırmacı gazeteciliğe hem de platform bağımsız dijital yayıncılığa daha fazla ağırlık verebildim. Gelen geri bildirimler ve iş birlikleri de bu kararımın ne kadar yerinde olduğunu gösterdi.

Serbest gazeteci olarak nasıl çalıştığınızı anlatabilir misiniz? Haber konularını siz mi öneriyorsunuz yoksa sizden belirli haberleri yapmanız mı isteniyor?

Serbest gazeteci olarak çalışırken genellikle haber konularını ben öneriyorum. Uzun süredir takip ettiğim alanlar sayesinde belli bir uzmanlık geliştirdim ve bu da hem konu seçerken hem de o konuyu özgün bir çerçeveye oturturken bana büyük bir kolaylık sağlıyor.

Gündemi sadece yüzeysel değil, yapısal dinamikleriyle birlikte okumaya çalışırım. Sansür pratikleri, algoritmik denetim, platform politikaları, bilgiye erişim engelleri gibi konuların arka planına inmeyi ve teknik/siyasi boyutlarını bir arada ele almayı önemsiyorum. Bu tür haber ve analiz dosyalarının kafamda bir iskeletini oluşturuyorum. Ardından bir haber önerisi formuna sokuyorum. Önerinin de en az haberin kendisi kadar etkileyici olması gerektiğini düşünüyor, buna önem veriyorum. Uygun bir öneri formuna soktuktan sonra yayın politikası bakımından uygun yayıncıları tarıyorum ve yetkilisiyle iletişime geçip önerimi paylaşıyorum. 

Zaman zaman da direkt olarak yayıncılar benimle iletişime geçip bir haber önerileri olduğunu söylüyor ve onlar için bunu hazırlayıp hazırlayamayacağımı soruyorlar. Bunun, onlarla bir süre çalışıp ortaya koyduklarınızla güven verdikten sonra gerçekleştiğini belirtmekte yarar var. Bir yayıncının size haber önermesi iyi işler çıkardığınızı gösterir özetle.

Böyle durumlarda da konuya hâkimiyetim olduğu sürece, editoryal çerçeveyle kendi yaklaşımımı dengede tutarak üretim yapmaya çalışıyorum. Yani hem öneren hem de talebe yanıt veren bir pozisyonda ilerliyorum. Ama her iki durumda da haberin araştırma süreci, doğrulama aşamaları ve etik sorumluluklar benim için değişmiyor.

Düzenli olarak belirli mecralara mı haber yapıyorsunuz yoksa haberinizi kim isterse o mecraya mı satıyorsunuz? En çok haber yayımlattığınız mecralar hangileridir?

Serbest gazeteci olarak çalışmaya başladığımdan beri, hem düzenli iş birliği içinde olduğum hem de haber dosyasının içeriğine uygun olarak çalışmayı tercih ettiğim mecralar var. Yani, yalnızca “kim isterse” değil; haberin konusu, üslubu ve hedef kitlesiyle en iyi örtüşen mecrayı seçmeye çalışıyorum. Özellikle internet sansürü, dijital haklar ve bilgiye erişim gibi alanlara önem veren ve buna alan açan ya da buna ilgi duyan platformlarla daha sık çalışıyorum. Bu alanlarda derinlikli habercilik yapılmasına ihtiyaç olduğunu düşündüğüm için her dosyanın doğru yerle buluşması benim için önemli. Örneğin bazı haberler daha teknik bir okuyucuya hitap ederken bazıları daha geniş bir kamuoyuna ulaşmayı hedefliyor. Bu doğrultuda FAYN.press, Aposto ve Journo’nun en sık çalıştığım mecralar olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca zaman zaman uluslararası platformlar için de haber önerileri geliştiriyorum.

Serbest gazetecilikten elde ettiğiniz geliri yeterli buluyor musunuz? Yoksa serbest gazetecilik dışında başka işler de yapmak zorunda kalıyor musunuz? Eğer başka işler de yapıyorsanız bunlar ne tür işlerdir?

Genel itibarıyla buna verilebilecek tek yanıt, geçinebilecek kadar kazanabilmek için çok ama çok çalışmanız gerektiği ne yazık ki. Hafta içi, hafta sonu, akşam veya gece fark etmeden haber fikri, haber önerisi ve haberin kendisi üzerine çalışmak zorunda kalıyorum. İşimi çok seviyorum ancak bu, çalışma şeklinin oldukça yorucu olmasının önünde bir engel değil maalesef. Fakat yalnızca bu şekilde yeterli gelir elde edebiliyorum. Ancak serbest gazetecilikten elde ettiğim gelir, dönemsel olarak da değişiklik gösterebiliyor. Bazı aylar oldukça verimli geçerken bazı dönemlerde ise haberlerin kabul süreçleri ya da ödeme takvimleri nedeniyle gelir düzensizleşebiliyor. Bu durum, serbest gazeteciliğin en büyük zorluklarından biri bence. Üretim motivasyonun yüksek olsa bile ekonomik sürdürülebilirliği her zaman garanti edemiyorsun. Bu nedenle zaman zaman serbest gazeteciliği destekleyecek ek işler de yapıyorum. Bunlar genellikle alanımla doğrudan bağlantılı işler oluyor. Örneğin dijital güvenlik üzerine atölye içerikleri hazırlamak, haber doğrulama süreçlerine katkı sunmak ya da platform politikaları üzerine araştırma destekleri sağlamak gibi. Yani gazetecilikten uzaklaşmadan ama tek bir gelir kanalına da bağlı kalmadan üretmeye çalışıyorum. Aslında bu çeşitlilik, yalnızca ekonomik bir zorunluluk değil; aynı zamanda gazetecilik pratiğimi besleyen bir imkân da sunuyor. Farklı perspektifler ve deneyimler, haber üretim süreçlerimi daha zengin ve çok katmanlı hâle getiriyor.

Sizin için gazetecilik etiği ne anlama geliyor? İlkelere uygun davranmak önemli mi?

Gazetecilik etiği benim için yalnızca bir kurallar dizisi değil, haber üretiminin her aşamasını şekillendiren temel bir duruş anlamına geliyor. Doğruluk, şeffaflık, kaynak güvenilirliği, mahremiyet, ayrımcılıkla mücadele ve kamu yararı gibi ilkeler; sadece “doğru haberi” üretmek için değil, aynı zamanda güvenilir ve sorumlu bir gazeteci olabilmek için vazgeçilmez. Özellikle serbest çalışan bir gazeteci olarak bu ilkelere bağlı kalmak daha da önemli çünkü üretim sürecinde yalnızsın; bir editoryal denetim mekanizmasından çok, kendi iç denetiminle hareket ediyorsun. Bu da hem daha fazla özgürlük hem de daha fazla sorumluluk anlamına geliyor. Benim için etik ilkelere uygun davranmak; sadece “nasıl” yazdığınla değil, “neden” yazdığınla da ilgili. Hangi haberi yapıyorum, neden bu haberi yapıyorum ve bu haber kime hizmet ediyor sorularını kendime sürekli sorarım. Çünkü gazetecilik, yalnızca bilgi aktarmak değil; aynı zamanda o bilginin toplumsal etkisini gözetmek anlamına da gelir.

Serbest gazeteci olarak kendinizi ne ölçüde özgür hissediyorsunuz? Serbest gazeteciler medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerden daha mı özgür? Serbest gazeteciliğin avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Serbest gazetecilik, bana haber üretiminde ve konu seçiminde ciddi bir özgürlük alanı sunuyor. Özellikle ana akım medyada yeterince yer bulamayan ya da “riskli” kabul edilen dijital haklar, sansür ve ifade özgürlüğü gibi konuları derinlikli biçimde ele alabilmem, bu bağımsızlıktan kaynaklanıyor. Ancak bu özgürlük, her zaman sınırsız değil. Özellikle yaygınlaşan oto-sansür, platformların içerik politikaları ve ekonomik güvencesizlik gibi etkenler serbest gazeteciliğin sınırlarını da çiziyor. Kurumsal medyada çalışan gazetecilerin karşılaştığı editoryal baskılar serbest gazetecilerde farklı biçimlerde yaşanıyor. Örneğin, fon bulma ya da içerik yayma zorluğu şeklinde karşımıza çıkabiliyor.

Serbest gazeteciliğin avantajı, kendi önceliklerinle çalışabilmek; dezavantajı ise sürdürülebilirliğin büyük ölçüde kişisel çabanla sınırlı olması. Çoğu zaman aynı anda hem muhabir hem editör hem yayıncı hem de sosyal medya sorumlusu olmak zorundasın. Bu çok yönlülük geliştirici olabilir ama aynı zamanda yıpratıcı da. Yine de kendi sesini bulabildiğin, kendine ait bir gazetecilik pratiği kurabildiğin bir alan olduğu için ben bu özgürlüğü çok kıymetli buluyorum.

Serbest gazeteci olarak turkuaz basın kartından yararlanabiliyor musunuz? Yararlanamıyorsanız bu durum sahada haber yaparken sıkıntı yaratıyor mu? Bu sorunun çözülmesi için ne önerirdiniz?

Hayır, turkuaz basın kartından yararlanamıyorum ancak dürüst olmak gerekirse yayıncılar, resmi etkinlikler veya kamu kurumlarında haber takibi yapmak gibi işleri -haklı olarak- kadrolu olarak çalışan muhabir arkadaşlarımıza yaptırıyor. Bu nedenle de turkuaz basın kartına ihtiyaç duymuyorum. Ancak serbest gazetecilerin de mesleki faaliyetlerini sürdürebilmeleri için akredite sayılması gerektiğini düşünüyorum. Çözüm olarak, basın kartı sisteminin daha şeffaf ve kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması; kurumsal bağlılıktan ziyade mesleki faaliyetlerin esas alınması gerektiğini savunuyorum.

Serbest gazeteci olmak isteyen gençlere ne önerirdiniz? İyi bir serbest gazeteci olarak neleri bilmeliler? Ne türden bilgi ve becerilere sahip olmalılar?

Öncelikle iyi bir serbest gazeteci olabilmek için meraklı, disiplinli ve dirençli olmak gerekiyor. Çünkü bu alanda hem özgürlük hem de belirsizlik aynı anda var. Kendi gündemini oluşturmak, zamanı iyi yönetmek ve sürekli öğrenmeye açık olmak çok önemli. Temel araştırma teknikleri, doğrulama yöntemleri, dijital güvenlik bilgisi ve etkili yazım becerileri serbest gazetecilikte olmazsa olmaz. Ayrıca farklı mecralara göre içerik üretebilmek, hem yerel hem uluslararası perspektifle düşünebilmek de büyük avantaj sağlar. Yeni başlayanlara en büyük tavsiyem: Sabırlı olun, ağınızı iyi kurun ve hangi alanda söz söylemek istediğinizi erken keşfetmeye çalışın.

Tekrar seçim yapma şansınız olsaydı yine gazeteciliği mi seçerdiniz yoksa başka bir meslek mi seçerdiniz?

Elbette kimi zaman başka mesleklerin daha güvenli ya da daha öngörülebilir olduğunu düşündüğüm anlar oldu. Ama gazetecilik, bir meslekten öte bir duruş, bir merak ve sorumluluk biçimi benim için. Yani her şeye rağmen, evet yine gazeteci olurdum.