Egehan Erkün: Serbest gazetecilik yaptığım dönemlerde kendimi daha özgür hissediyordum
09.04.2025 10:58

Egehan Erkün: Serbest gazetecilik yaptığım dönemlerde kendimi daha özgür hissediyordum


Röportaj: Umut Arslan

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Serbest Gazetecilik dersi kapsamında, serbest gazetecilik deneyimi bulunan Egehan Erkün’e sorularımı yönelttim. Gazetecilik mesleğini bir dönem bağımsız şekilde sürdüren Egehan Erkün, serbest gazetecilik sürecine dair deneyimlerini, yaşadığı zorlukları ve genç gazetecilere önerilerini Haber Üsküdar için anlattı.

Serbest gazeteciliği nasıl tanımlıyorsunuz? Kimlere serbest gazeteci denilmektedir?

Serbest gazetecilik şu şekilde tanımlanabilir. Herhangi bir kuruluşa sürekli iş sözleşmesi olmadan çalışan, arada sırada bazı haber önerileri ile kurumlara haberini belli bir miktar para karşılığında satan gazeteciye serbest gazeteci diyebiliriz. Bu şekilde çalışan kişiler sektörde serbest gazeteci olarak bilinirler.

Ne zamandan beri serbest gazeteci olarak çalışıyorsunuz? Neden serbest gazeteci olmaya karar verdiniz?

Aslında yaklaşık 3 yıl önce serbest gazetecilik alanındaydım diyebilirim. İlk zamanlarda ben üniversite öğrencisiydim. Öğrencilik yaptığım dönemde ek gelire ihtiyaç duyduğum bazı dönemlerim olmuştu. O dönemlerde Türkiye’de Avrupa Birliği fonu ile gazetecilere telif desteği sağlayan bazı organizasyonlar vardı. Ben de genellikle bu organizasyonlardan yararlandım. Hatırladığım kadarıyla İzmir Gazetecilik Cemiyeti’nin başlatmış olduğu bir proje vardı. Ondan yaralanmıştım. Bu ve benzeri organizasyonlardan destek almıştım.

Serbest gazeteci olarak nasıl çalışıyorsunuz? Haber konularını siz mi seçiyorsunuz yoksa sizden belirli haber konularını yapmanız mı isteniyor?

Aslında bu durum serbest gazetecilik yaptığımız kuruma bağlıdır. Bizden haberimizi satın alacak olan organizasyon veya kurumun taleplerine bağlı olarak değişebiliyor. Benim serbest gazetecilik yaptığım organizasyonlarda genellikle geniş bir konu başlığı vardı. Ben onların arasından seçip, kendi fikir ve önerilerimle haberi besleyecek şekilde haberimi yazıyordum. Genellikle benim yararlandığım programlarda gazetecinin kendi konusunu seçmesi daha ön planda olabiliyordu.

Düzenli olarak belirli mecralara mı haber yapıyorsunuz yoksa haberinizi kim isterse o mecraya mı satıyorsunuz?

Aslında bir önceki soruda buna cevap da vermiş oldum. Dediğim gibi bazı dönemlerimde özellikle çalıştığım iş yerinden ayrıldığım süreçte serbest gazetecilik yapmıştım. Bu yüzden bu soruya çok kapsamlı bir cevap veremeyeceğim.

Serbest gazetecilikten elde ettiğiniz geliri yeterli buluyor musunuz? Yoksa serbest gazetecilik dışında başka işler de yapmak zorunda mı kalıyorsunuz? Eğer kalıyorsanız bunlar nelerdir?

Benim çalıştığım dönemde bir miktar da olsa o dönemki giderlerimi karşılayabilecek kadar para kazanabiliyordum. Ancak herhangi bir kurumda sürekli iş sözleşmesine bağlı olmadan çalışıp ve geçimimi sadece serbest gazetecilik yaparak idame ettirmeye çalışsaydım bu miktar çok da yeterli olmazdı. O dönem benim için bir ek gelir gibi bir modeldi. O yüzden hayatımı tam anlamıyla idame edebileceğim yoğunlukta serbest gazetecilik yapmadım. Eğer yapsaydım da bu beni çok zorlardı diye düşünüyorum.

Sizin için gazetecilik etiği ne anlama geliyor? İlkelere uygun davranmak önemli mi?

Kesinlikle önemlidir. Gazetecilik zaten yıllardır etik sorunların gölgesinde onurunu bir şekilde korumaya çalışıyor. Gazetecilik aslında enformasyonu okuyucuya en gerçek biçimde aktarmaya çalıştığımız bir meslektir. Bu yüzden bu işi yapan ve bu işi yapmaya aday olan kişilerin gazetecilik etiği konusunda büyük sorumluluklar alması gerekiyor. Günümüzde artık siyasetle iç içe olan bir mesleğin içinde varlık gösteriyoruz. O yüzden etik gerçekten çok önemli bir konudur. Gazetecilik etiğine uyulmadan yapılan işlerin de zaten ne kadar niteliksiz ne kadar topluma faydasız hatta toplum için ne kadar zararlı içerikler olduğunu internet okuryazarlığı olan bireyler de anlayabiliyor. Bu durumu anlayabilmek için sektörün içinde olmasına gerek yok. Dediğim gibi gazetecilik etiği çok önemlidir. Her gazetecinin bu etik kurallara dikkatli bir şekilde mesleğini yapması bizim sektörde hem gazeteciliğin onuru hem de gazetecinin kendi duruşu için çok önemli ve elzem bir kriterdir.

Serbest gazeteci olarak kendinizi ne kadar özgür hissediyorsunuz? Serbest gazeteciler medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerden daha mı özgür? Serbest gazeteciliğin avantajı ve dezavantajı nelerdir?

Serbest gazetecilik yaptığım dönemlerde kendimi daha özgür hissediyordum. Çünkü herhangi bir kuruma bağlı olarak çalıştığın zaman o kurumun bazı belli başlı yayın politikaları ve akışı olur. O akışa göre hareket etmeniz istenir. Ama serbest gazetecilikte, gazeteci kendi konusunu kendi seçip bu konuyu haberini sattığı kuruma önerdiği için daha özgür bir alan diyebiliriz. Zaman konusunda da daha özgürdür. Çünkü bir kuruma bağlı olarak çalıştığınızda o gün içinde veya o hafta içinde yapmanız istenebilir. Serbest gazeteci aslında bu durumu kendi uygunluğuna göre belirler. Kendi yapacağı işe göre şekillendirir. Bu yüzden serbest gazetecilik benim deneyimlediğim kadarıyla benim kendimi çok daha özgür hissettiğim bir alandı.

Serbest gazeteci olarak turkuaz basın kartından yararlanabiliyor musunuz?

Serbest gazeteci olarak çalıştığım dönemde böyle bir girişimim olmadı. Ama bildiğim kadarıyla turkuaz basın kartı bugün gazetecilerin almaya hak kazanabildiği bir basın kartıdır. Çok fazla koşulları karşılamak zorunda olduğumuz bir kart. O yüzden devamlı olarak bir kurumda çalışan gazeteciler bile bu kartı almakta zorlanabiliyorlar. O yüzden tam koşulunu bilmemekle beraber serbest gazetecilerin turkuaz basın kartı almak konusunda çok da basit bir yol izleyebileceğini düşünmüyorum.

Serbest gazeteci olmak isteyen gençlere ne önerirdiniz? İyi bir serbest gazeteci neleri bilmelidir?

Bu soruyu sadece serbest gazeteci olarak yanıtlamak eksik kalabilir diye düşünüyorum. Ben gazeteci olmak isteyen gençlere önerilerde bulunayım. Gazeteci olma isteyenler ilk önce sektörün kendisini zorlayacak kısımlara hazırlık yapmak zorundadırlar. Hem maddi hem de manevi olarak kendisini hazırlamalıdır. Gazetecilik Türkiye’de yapılması gerçekten zor bir iş. Hem politik baskılar söz konusu hem de bunun yanında ekonomik olarak getirdiği çok fazla zorluk var. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde gazetecilik yapmaya çalışan adaylar bu maddi zorluklar yüzünden ekstra işler yapmak zorunda kalıyorlar. Bunu hem de kendi deneyimlerimden hem de gazetecilik yapan arkadaşlarımdan yola çıkarak söylüyorum. Bu durumlara hazırlıklı olmak gerekiyor. İyi bir gazeteci neleri bilmelidir sorusuna geldiğimizde ise insan sonuçta her şeyi bilemez. Ama her alanda belli bir miktar bilgi birikimine sahip olmalıdır. Özellikle siyaset, tarih, sosyoloji, ekonomi, spor vb. alanları iyi bilmelidir. Çünkü gazetecilik entelektüel bir iştir.

Gazeteci Türkiye’nin sosyolojik yapısını iyi bilmelidir. Çünkü ülkenin sosyolojisini bilmek o ülkeyi iyi tanımaktır. Bu konu başlıklarını iyi bilen bir gazetecinin, yapmış olduğu bütün işlerinin nitelikli olmasını sağlayacaktır.

Tekrar seçim yapma şansınız olsaydı yine gazeteciliği mi seçerdiniz? Yoksa başka bir meslek yapmayı mı tercih ederdiniz?

Bu çok güzel bir soru. Ben gazeteciliği seçtiğim için hiç pişman değilim. Ama gazeteciliğin bana dayattığı bazı kötü koşullar da var. Kötü koşullarla yaşamayı öğrendim. O kötü koşulları iyileştirmek için daha fazla çalışmam gerektiğini biliyorum. Gazetecilik benim çocukluk hayalimdi. Üniversite tercih dönemimde bile sadece gazetecilik bölümünü yazmıştım. Gazeteciliğin benim için büyük bir ideal olduğunu söyleyebilirim. Bu mesleği seçtiğim için hiç pişman değilim ama koşulların daha iyi olmasını isterdim. 5 yıldır sektörün içindeyim ve bence de koşullar Türkiye’de daha iyi olmalı. Umarım iyi olur. Gazetecilik keyifli bir iştir ama oldukça stresli de bir iştir.