Nihan Kalkandeler: "İnsanlar, kendilerini yalnızlaştıran sosyal medyada yalnızlıklarını gidermeye çalışıyor”
17.11.2022 16:50

Nihan Kalkandeler: "İnsanlar, kendilerini yalnızlaştıran sosyal medyada yalnızlıklarını gidermeye çalışıyor”


Haber Üsküdar – Fatma Nur Köse

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nihan Kalkandeler ile sosyal medya ve yalnızlığı konuştuk.

Sosyal medya ve yalnızlık kavramlarının iç içe geçtiğini görmekteyiz. Siz bu kavramların ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben sosyal medya ve yalnızlık kavramlarını insan yaşamındaki bir paradoks olarak değerlendiriyorum. İnsanlar sosyal medyada zaman geçirdikçe yüz yüze iletişimleri zarar görüyor ve sanal dinamizme ayak uydurup sanal iletişimle sanallaşırken, gerçek hayatın dinamizminden ve insan ilişkilerinden uzaklaşıyor. Bu bir süre sonra yalnızlaşmayı beraberinde getiriyor. İnsan yalnız olduğunu hissettiğinde ise yeniden sanal dünyasına geri dönmeyi tercih ediyor. Bu durum gösteriyor ki, insan sosyal medyaya bağımlı hale geldikçe çevresinden soyutlanıyor ve yalnızlaşıyor. Kaybettiği insan ilişkilerini yeniden kurmakta zorluk çeken insan, yalnızlık hissini yeniden sosyal medyada telafi etmeye çalışıyor ve kendilerini yalnızlaştıran sosyal medyada yalnızlıklarını gidermeye çalışıyor.

 İnsanların iç dünyalarında kendilerini yalnız hissetmeleriyle sosyal medya kullanımının arttığı ifade ediliyor. Nitekim, Türkiye Dijitalleşme ve Yalnızlık Araştırması başlıklı çalışmanın sonuçlarına göre, kendini daha sık yalnız hisseden bireylerin daha çok internet kullandığı sonucuna ulaşılmıştı. Sizce bireyleri sosyal medya kullanımına iten sebepler nelerdir?

Artık bizler dijital kültürün dijitalleştirilmiş insanlarıyız. Çevremizin etkisindeyiz. Geleneksel yüz yüze arkadaş buluşmalarımız, sosyal medyada birbirimizin fotoğraflarını beğenerek iletişim kurma sürecine dönüştü. Birkaç örnek daha vermek gerekirse, iş ararken bile kapı kapı dolaşmıyoruz, iş ilanlarını takip edebileceğimiz ve online başvuru yapabileceğimiz uygulamalar kullanıyoruz. Alışveriş anlayışımız da değişti. Artık mağaza mağaza dolaşıp alışveriş yaptığımız yer sanal alemin mağazaları ve marketleri. Bu sebepler bizleri sosyal medya kullanımına itmesin de ne olsun.

Pandemi sürecinde sosyalleşme ve yüz yüze iletişim ne yazık ki pek mümkün olmadı. Sizce bu süreç sosyal medya kullanımını nasıl etkiledi?

Sosyal ilişkilerimiz pandemi süreciyle beraber dönüşüme uğradı diyebiliriz. Yeni normalimiz haline gelen izolasyon ve sosyal mesafenin yaşam pratiklerimize yansımalarından biri de yalnızlaşma oldu. Pandeminin ilk zamanları birbirimizi görememek, yaşam alanlarımızdan uzaklaşmış olmak karşısında zorlanmış olsak da sonradan sosyal medya ve teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanıp iletişimimizi, iş yaşantımızı yeni dengesine soktuk ve tüm hayatımızın egemeni sosyal medya oldu. Alışveriş ve eğitimi de dahil edersek pandemi sürecinde tamamen dijitalleştik diyebiliriz.

Son olarak, her ne kadar dijital dünyanın olumsuz örnekleri ön plana çıksa da yaşadığımız çağın gerekleri bizi internet kullanımına itiyor. Sosyal medya üzerinden ilham aldığımız güzel örnekler de olabiliyor. Kendimizi sosyal medyanın karanlık tarafından nasıl koruyabiliriz? Bu mecrayı daha faydalı hale getirmek mümkün olabilir mi?

Elbette mümkün. Buradaki sihirli kelime zaman yönetimi. Aslında hepimiz zamanın bizler için ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz ama dijital dünyaya teslim olmuş durumdayız ve zamanımızı çalmasına izin veriyoruz. Halbuki dünyayı avucumuzun içinde hissettirecek bir bilgi ağının içindeyiz. Haliyle zengin bilgiye ulaşmak ve kendimizi donatmak mümkün; fakat bilgi kirliliğine yakalanıyoruz ve kendimizi kurtaramıyoruz. Dijitalleşmenin sınırları kaldıran etkisi sayesinde haberleşip iletişim kurmak, dünyadaki gelişmeleri ve yenilikleri takip etmek mümkünken, internet kullanım sürelerimiz maksadını aşıyor. Ben dijital rejim öneriyorum. Zamanımızı bizden çalan tüm sosyal medya uygulamalarını kullanmayı bırakabilmek için önce uygulamaları silelim. Sonra dijital bağımlılıklarımızdan arınalım. Bilinçli birer teknoloji okur-yazarı olarak yine sosyalleşelim, yine dünyanın bir ucuna ulaşalım ve bilgilenmeye devam edelim ama zaman yönetimi ve kontrol bizde olsun.