Fındık üreticileri zor günler geçiriyor
Haber-Fotoğraf: Umut Şimşek
Karadeniz’de fındık üreticileri, iklim değişikliği ve artan maliyetler nedeniyle zor günler geçiriyor. Üreticiler, fındık hasadında yaşanan işçi bulma problemi ve maliyetlerin yükselmesi gibi sorunlara çözüm arıyor.
Fındık üretimindeki koşullar gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Fındık üreticilerinin yaşadığı en büyük zorluklar iklim değişikliği, işçi problemi ve bilinçsiz ilaç kullanımının artması olarak öne çıkıyor. Daha öncesinde sulamaya gerek kalmadan yapılan üretim, iklim değişikliklerinden dolayı artık sulama ihtiyacını zorunlu hale getiriyor. Bu durum, üretim maliyetlerinde artışı beraberinde getiriyor. Ayrıca üreticiler, tarımda kullanılan bazı ilaçların ekosisteme zarar vererek faydalı böcek popülasyonunun azalmasından da şikayetçi.
"Kahverengi Kokarca ve Amerikan Kelebeği büyük tehdit"
Karadeniz’de fındık üreticilerinin başa çıkmaya çalıştığı zararlı böcekler arasında en başta Kahverengi Kokarca ve Amerikan Kelebeği yer alıyor. Kokarcaların, fındığın kalitesini düşürerek üreticinin satış yapmasını zorlaştırdığından bahseden Taci Akman, canlıların kimyasal ilaç kullanılarak öldürülmemesi gerektiğini savunuyor. Taci Akman, “Kokarca zararlısına karşı biyolojik mücadele yöntemleri kalıcı bir çözüm olmayacaktır. Aldığımız bilgilere göre bir sinek türünün, Kahverengi Kokarca’nın yumurtalarını tüketerek kokarca popülasyonunu ciddi oranda azalttığı söyleniyor. Ancak kokarcalara karşı kullanılan kimyasal mücadele bu sinek türünü de bitiriyor. Kimyasal ilaçların faydalı böcekleri de öldürerek ekolojik dengeyi bozacağını ve bu yüzden kalıcı bir çözüm olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Hasat dönemi en zor aşama”
Taci Akman, hasat dönemini fındık üretiminde en zor aşama olarak tanımlarken, iş gücü probleminin bu aşamada ortaya çıktığını söyledi. Bu süreçte yoğun bir iş gücüne ihtiyaç duyulduğunu belirten Taci Akman, hasat döneminde yeterli işçi bulamamanın büyük bir sorun olduğunu söyledi. Akman, “Budama gibi işleri tek başıma yapabiliyorum fakat hasat dönemi sıkıştırılmış bir zamanda yapılıyor. Bekleme şansımız yok, hızlı olmamız gerekiyor. Genellikle mevsim geçişlerine yakın bir zamana denk gelen hasat dönemi soğuk ve yağış görmeden bitirilmeli. Bu yüzden yoğun iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz. Eskiden hasat için mevsimlik işçiler bulunabiliyordu ancak günümüzde işçi bulmak çok zorlaştı. İnsanlar düzenli bir iş arıyor, kaliteli işçi bulamıyoruz. Bu yüzden benim açımdan en zor dönem hasat dönemi” dedi. Taci Akman, vakumlu toplama makineleri ve file yönteminin iş gücünü azaltmada etkili olduğunu ancak yine de tam bir çözüm getirmediğini dile getirdi.
“Çiftçiye destek adaletli olmalı”
Üretim maliyetlerinin artması ve fındık fiyatlarının büyük şirketler tarafından belirlenmesi üreticileri zor durumda bırakıyor. Taci Akman, maliyetlerin artışı ve fiyat belirlemede üreticinin söz sahibi olamaması nedeniyle devlet desteklerinin artırılması gerektiğini söyledi. “Gübre ve akaryakıt maliyetleri de bizi zorluyor. Maalesef Türk çiftçisi dünyanın en pahalı enerjisini kullanıyor. Tarımsal desteklemeler artmalı ve devlet fiyatlandırmaya müdahale edebilmeli” diyen Akman çözüm için önerilerde bulundu:
Akman, “Devletimizin çiftçiye desteği daha adaletli olmalı. Üretimi teşvik etmek amacıyla destekleme ürün bazlı olmalı, toprağa göre değil. Ne kadar çok ürün elde ediliyorsa o kadar çok destek verilmeli. Şu anki sistemde destekler alan bazlı veriliyor. Kişinin arazisi ne kadar büyükse o kadar çok destek alıyor. Bu arazi işlenmese bile destek almaya devam ediliyor. Bu da adaletli ve gerçekçi bir destekleme şekli değil. 1924 Anayasası’na göre çiftçinin ana bütçeden alması gereken destek oranı yüzde 4 iken şu anda çiftçinin kullanmış olduğu destek oranı ülkenin ana bütçesinin binde 8’i kadar. Bu, çiftçilerin az destekle yüksek maliyetlere karşı direnmesini zorlaştırıyor. Çözüm olarak, geçmişte Türkiye’deki tüm fındık üreticilerinin ortak birliği olan Fiskobirlik gibi bir kurumun yeniden hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu kurum taban fiyat belirlerdi, serbest piyasa bu fiyatın üzerine çıkarak fındık alırdı. Ancak şimdiki sistemde küresel şirketlerin açgözlülüğüyle belirlenen fiyat, bize reva görülen fiyat oluyor. Butik işletmelerde lokal ürünler işlenip satılmaya başlandı ancak bunlar mikro ölçekli projeler. Makro ölçekli projeler için devletin Fiskobirlik gibi bir kurumu yeniden hayata geçirmesi gerekiyor” dedi.
“Teknoloji işçi ihtiyacını azaltıyor”
Taci Akman, son yıllarda fındık toplama işlemlerinde kullanılan teknolojilerin iş gücü ihtiyacını azalttığını belirtti. File yöntemi ve vakumlu makinelerle yüzde 70 iş gücü tasarrufu sağlanabildiğini ifade eden üretici, “Teknolojik gelişmeler işçi ihtiyacını kesinlikle azaltıyor. Ben 6 yıldır file yöntemi ile çalışıyorum. Bütün tarlaya file seriyoruz ve yaklaşık bir ay bekliyoruz. Fındık fileye dökülüyor, sonra işçi desteğiyle fileyi topluyoruz. Bu süreç işçiliğe olan bağımlılığımı yüzde 70 azaltıyor. Diğer bir yöntem ise traktörle kullanılan büyük vakum makineleri. Elektrikli süpürgenin daha büyük ve gelişmiş hali gibi düşünün. Bu yöntemde de yakıt tüketiyoruz ama işçiye daha az ihtiyaç duyuyoruz. İşçi bulmadaki zorluk ve işçilik maliyetlerinin yükselmesi bizi teknolojik çözümlere yönlendirdi. Yüzde 30 iş gücü gereksinimi varken bu oran gelecekte yüzde 25’e düşebilir. Teknolojik gelişmelerin tek zor yanı, ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması. Örneğin, yaklaşık 10 yıllık ömrü olan bir filenin ilk maliyeti, 3 yıllık işçilik maliyetine eşit. Yani başlangıçta yüklü bir yatırım yapıyoruz ama olumlu sonuçlarını alıyoruz. Bu gelişmelerin uzun vadede işçi ihtiyacını daha da azaltacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.