Hayatın kenar mahallesinde bir kadın hikâyesini anlatıyor
10.11.2025 19:33

Hayatın kenar mahallesinde bir kadın hikâyesini anlatıyor


Röportaj: Helin Billor

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden “Yoksulluğa Son” etiketi kapsamında, hayatı zorluklarla dolu Emine Hanım’la bir röportaj gerçekleştirdim. Eşi bir iş kazası sonucu çalışamaz hale gelen Emine Hanım, üç çocuğuyla birlikte hayat mücadelesi veriyor. Haftada birkaç gün temizlik işine giderek ailesini geçindirmeye çalışıyor.

Emine Hanım, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

52 yaşındayım. Üç çocuk annesiyim. Küçük oğlum ortaokulda, ortanca kızım lisede, en büyüğü iş bulamadı, evde. Eşim birkaç yıl önce inşaattan düştü, belini kırdı, o günden beri doğru dürüst çalışamıyor. O günden beri hayatımız hep bir mücadele oldu.

Günlük yaşamınızı nasıl sürdürüyorsunuz?

Sabah erken kalkıyorum, komşuların evine temizliğe gidiyorum. Haftada üç gün iş bulursam şükrediyorum. Aldığım para ev kirasına bile tam yetmiyor. Pazara akşamüstü giderim, kalan sebzeleri ucuza alırım. Çocuklar bazen et istiyor ama artık et bizim evde bayramdan bayrama olur.

Eşinizin yaşadığı kazadan sonra hayatınızda en çok ne değişti?

Her şey değişti desem yeridir. O kazadan önce zor da olsa iki maaş giriyordu eve, çocukların geleceğiyle ilgili umudumuz vardı. Ama o günden sonra her şey altüst oldu. Eşim çalışamaz hale geldi, ben de temizlik işlerine başladım. Bir anda hem anne, hem baba oldum. Evdeki yük, dışarıdaki yük hepsi benim omzuma bindi. Eskiden “yarın ne pişireceğim?” diye düşünürdüm, şimdi “yarın elektrik kesilir mi, kirayı nasıl ödeyeceğim?” diye düşünüyorum. En çok da eşimin gözlerindeki çaresizliği görmek üzüyor beni.

Çocuklar bu durumu nasıl karşılıyor?

Onlara belli etmemeye çalışıyorum ama çocuk hissediyor. Kızım bazen “Anne, arkadaşlarım kahvaltıda süt içiyor, biz niye içmiyoruz?”diyor. Ne diyeyim? “Bizimki bitmiş, yarın alırız” diyorum ama yarın da aynı şey. En  zor kısmı onların gözlerine bakmak.

Devletten ya da belediyeden destek alabiliyor musunuz?

Evet, sosyal yardımdan iki ayda bir, bir miktar para geliyor. Bazen erzak kolisi de veriyorlar. Ama elektrik, kira, su derken o para hemen gidiyor. Yardım alan çok aile var, herkes aynı durumda. İnsan utanıyor bazen, ama aç kalmaktan iyidir.

Umut ediyor musunuz, bir şeylerin değişeceğine dair?

Umut etmezsek yaşanmaz. Benim umudum çocuklarımda. Belki onlar okuyup bizim yaşadığımızı yaşamaz. Her sabah dua ediyorum: “Allah’ım, onlara iyi bir hayat nasip et.” Gerisi benim için önemli değil artık.

Son olarak, sesinizi duyanlara ne söylemek istersiniz?

Kimse kimseyi yargılamasın. Herkesin hayatı bir anda altüst olabilir. Bugün benim soframda eksik olan yarın başkasının sofrasında eksik olabilir. Bir parça empati yeter. Bizim istediğimiz lüks değil, sadece insanca yaşamak.