Savaş Lavaş'ın patronu Jale Bingöl: Tutunabildiğim sürece bırakmayacağım
13.11.2020 19:20

Savaş Lavaş'ın patronu Jale Bingöl: Tutunabildiğim sürece bırakmayacağım


Haber Üsküdar- Sena Demiröz

Yalova’da yaşayan, kendi deyimi ile “kendi işinin patronu”, 2007 senesinde işine başlayan; lavaş, poğaça ve ekmek türü unlu mamüller satan, girişimci iş kadını olan Jale Bingöl, mesleğinin olumlu yönlerinden bahsederken kendi hemcinslerine ekonomik özgürlüğüne sahip, güçlü ve kendi ayakları üzerinde durmaları gerektiği tavsiyelerini sıraladı. Atatürk’ün, günümüze ışık tutan “Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar” sözünü akıllara getirdi.

Öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Tabii, adım Jale Bingöl, 43 yaşındayım, 13 senedir bu işi yapıyorum. Bir kızım var, annem ve babamla yaşıyorum. İzmir'de Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Bölümünden mezunum.

Girişimci bir iş kadını olarak, bu fikre nasıl karar verdiniz? Neden bu iş?

Bu iş, en iyi yaptığımız işlerden biri. Çocukluktan beri annem ve babamla köyde hep bu ekmeği pişirirdik. Burada da halamlar bu işi yapıyordu, 'biz de bu işi yapabilir miyiz' diye başladık ve baktık ki güzel gidiyor, 2007 yılında başladık öyle devam ettik ve13 sene oldu.

Mesleğinizin size sağladığı kolaylıklar nelerdir?

İşi bilmek güzel, kimseye ihtiyacının olmaması, kendi işinin patronu olmak güzel. Kimseye bağımlı olmamak, ne kadar yetecekse o kadar yapmak ya da hangi gün işin varsa ona göre ayarlamak, tabii ki bunlar güzel kolaylıklar. 

Ekmek ve pide imalatının genellikle erkekler tarafından yapıldığını biliyoruz. Sizin bir kadın olarak yaptığınız bu işte zorlandığınız zamanlar oluyor mu?

Çok oldu. Eşimden ayrıldığımdan dolayı başka da tutunacak bir şeyim olmadığı için, mecburen devam ediyorum. Kızım var okuyor.

Genellikle erkek sektörü olarak biliniyor, tepkiler oluyor mu?

Tepki demeyelim de, kadın olunca, parayı alıp vermede, özellikle ekmekleri sattığım yerde insanlar biraz rahat davranıyor. Mesela 15-20 tane lavaş verdiğim dükkânlar vardı. Lavaşları istedikleri zaman götürüyordum ama parayı almaya gelince 'git sonra gel, başka zaman vereceğiz' gibi sürekli erteliyorlardı. Böyle olunca ben de dükkânlara vermeyi bıraktım. Artık kendi dükkânımdan satıyorum.

Müşterileriniz tarafından olumlu dönüşler aldığınız zaman ne hissediyorsunuz?

Aaa mutlu oluyorum canım. Tabii takdir eden de çok. Sürekli gelen müşterilerim var. Meselâ dükkâna uzaktan gelen birçok müşterilerim var, sadece sizden alacağız diyen insanlar oluyor.

Dükkânınızın ismine nasıl karar verdiniz?

Küçük kardeşimin adı Savaş. Biz burayı açarken kardeşimle birlikte açmıştık. İsim de düşünürken “Savaş Lavaş” diye uyumlu da geldi kulağımıza, bu şekilde karar verdik.

Sizce insanlar sizin ekmeklerinizi neden beğeniyorlar?

Kaliteden ödün vermemeye çalışıyorum yoksa ürün kötü oluyor. Fakat şu son zamanlarda, haftada bir zam geliyor. Bu ay 2 çuval una 40 lira zam geldi. Bu kış nasıl geçer hiçbir fikrim yok! Bu şekilde zam yapmaya devam ederlerse, istesem de ürün çıkaramam. Ben lavaşa 5 kr zam yaptım, insanların da doğal olarak alım gücü zayıf olduğu için tepki gösteriyor fakat ben de unu alamıyorum. Ama yine de dikkat etmeye ve güzel ürün çıkarmaya çalışıyorum.

Çalışma hayatınızda bir kadın olarak topluma iyi bir örneksiniz. Yorulduğunuz zamanlar, kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?

Çook yoruldum. Sabah 4, akşam 6-7. Meselâ Salı günleri kapalıyız ama bunu 3-4 senedir yapıyorum. Daha önce, yani 10 sene boyunca hiç tatilim olmadan çalışıyordum, o zamanlar çok yoruluyordum. Mecburum çalışmaya çünkü üniversite sınavına hazırlanan bir kızım var. Ben de çok isterdim 1 hafta, 10 gün tatil yapmayı ama olmuyor işte… Bu süre zarfında evimi ve arabamı aldım, bir de kızımı okutursam ondan sonra artık ben de gezerim.

İş hayatına girmek isteyen kadınlar için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

En iyi bildikleri şeyi yapsınlar. Birilerine güvenerek bir işe başlamasınlar, hangi işi en iyi biliyorlarsa o işi yapsınlar. İşi geliştirmek güzel. Ben mesela KOSGEB’e başvuru yaptım, 200 m² dükkân ve makineleri yenileyip dükkân faturalarını bize getirin dediler. Yani 'iş yerini kâr ediyor duruma getirin, biz size kredi veririz' dediler ama onun için en az 200 bin lira paraya ihtiyacım var. Tamam, bu düzen şu an gidiyor ama daha büyük bir dükkâna geçtiğim zaman kapasite arttığı için, bu sefer dükkân işler mi diye düşünüyorum.

Bu makinelerle mi başvuru yaptınız mı?

Fatura istiyor, bir de en az 200 m² bir dükkân istiyor.

Bu her meslek için mi geçerli?

Tabii ki değil, benim makinelerim büyük ve üretim yeri olduğu için İl Tarım Müdürlüğü burayı denetliyor, bir sorun çıkmıyor ama onlara göre de dükkân küçük. Çalışanlar için lavabo ve oturma yerini ayrı istiyorlar ama burada olmadığı için İl Tarım Müdürlüğü izin vermiyor.

Biliyorsunuz dünya pandemi ile savaşıyor. Siz bu dönemde işinize nasıl devam ediyorsunuz?

Yaşlı müşterilerim var, evlerine servis yapıyorum. Bir de dükkânımın olduğu civarda hep yaşlı insanlar oturuyor.

Zor oldu mu?

Bu süreçte kimse sokağa çıkmadığı için doğal olarak kimse gelmedi. Elimdeki malları eve götürdüm, fırınlara dağıttım, markete götürmek zorunda kaldım. Ama poşet para, götürmek para, bu sefer iadesi olan malları alıyorsun onlar ayrı masraf oluyor. Bu sefer de benim elime geçen bir şey kalmıyor. Sokakta kimse olmayınca ekmekler hep elimde kaldı. Alan da yok! Herkes evinde kendisi yaptı. İnsanlar çoğu zaman fırınlara bile gitmedi. İnşallah bu kış daha kolay geçer. Tutunabildiğim sürece bırakmayacağım.