Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mücahit Ceylan: Bu bölgede gazetecilik yapıp da travma yaşamayan tek gazeteci yoktur
12.01.2023 13:26

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mücahit Ceylan: Bu bölgede gazetecilik yapıp da travma yaşamayan tek gazeteci yoktur


Haber Üsküdar – Nihat Okan Yıldızhan

Üsküdar İletişim’de Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mücahit Ceylan ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?

1976 Diyarbakır doğumluyum. Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Öğretim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik bölümü mezunuyum. Gazeteciliğe ilk olarak 1993 yılında Diyarbakır’da yerel bir televizyon kanalı olan Can TV’de muhabir olarak başladım. 30 yıllık meslek hayatımda birçok yerel TV ve gazetede genel yayın yönetmenliği, uluslararası haber ajansı Associated Press’te 7 yıl muhabir-kameraman ve Demirören Haber Ajansı’nda da 3 yıl muhabir olarak çalıştım. Yabancı bazı TV kanallarına da dönemsel olarak haber ve belgesel ürettim.

Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?

Başkanı olduğum Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti 1977 yılında Diyarbakır’da kuruldu. Gazetecilere yönelik birçok eğitim semineri ve atölyelerin yanı sıra her yıl geleneksel olarak gazetecilerin mesleki çalışmalarını ödüllendiren yarışmalar düzenliyoruz. Amacımız gazetecilik mesleğinin doğru bir şekilde yapılmasını sağlamak ve gazetecilerin mesleki becerilerini geliştirmek. Gazetecilerin dayanışmasını örgütlü hale getirmek de meslek örgütü olarak en temel görevimizdir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 14 ilde örgütlüyüz. 250 üyemiz var. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ile Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesiyiz.

Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Diyarbakır, medya açısından Türkiye’de İstanbul ve Ankara’dan sonra en önemli merkezdir. Diyarbakır için Ortadoğu’nun haber merkezi denebilir. Yerel ve ulusal medyanın yanı sıra uluslararası haber ajanslarının ve TV kanallarının temsilcilikleri bulunuyor burada. Kürt coğrafyası olması hasebiyle Kürt medyasının da merkezi konumunda bir il Diyarbakır. Çok dilli ve çok sesli bir medya yapısı var diyebiliriz. Kent merkezinde 9 basılı yerel gazete, 5 TV kanalı, 5 radyo, onlarca haber sitesi var.

Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?

Türkiye’deki diğer illerde olduğu gibi kentimizdeki medya kuruluşlarının en birincil sorunu ekonomik sorundur. TV kanalları için bu sorun daha da ağırlaşıyor. Yerel gazeteler Basın İlan Kurumu’ndan aldıkları resmî ilanlarla ayakta durmayı başarırken yerel TV’ler maalesef yüksel uydu bedelleri nedeniyle can çekişiyor. Kapanan TV kanalları oldu bu nedenle. Gazeteciler için de durum çok farksız değil, asgari ücret seviyesinde aldıkları maaşlar onları geçim derdine düşürmüş durumda. Gazetecilik mesleğinin karşılığı az maaş olunca mesleki itibarımız da ciddi yara alıyor. Mesleğimiz maalesef ‘hiçbir iş yapamazsam gazeteci olurum’ mesleğine dönüşmüş. Gazeteciliğe meslek diyoruz ancak ‘gazetecilik meslek yasası’ yok. Kanunla bazı düzenlemeler olmadığı sürece mesleğimizi çok daha zor günlerin beklediğini söyleyebilirim. Diğer taraftan, bölgemiz zor bir bölge. Uzun yıllar çatışmaların ve toplumsal olayların merkezi durumundaydı. Bu bölgede gazetecilik yapıp da travma yaşamayan tek gazeteci yoktur. Bu travmaları atlatmak kolay değil. Sahada çok zorlu koşullarda görev yapan, yaralanan, ölümden dönem, öldürülen, yargılanan gazetecilerin olduğu bir bölgeydi burası. Normalleşme olmasına rağmen bazı sıkıntılar halen devam ediyor. Bölgemizin özel olması hasebiyle diğer bölgelerdeki cemiyetlerden daha farklıyız ve sorumluluklarımız çok daha fazla.

Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?

Kentin sorunlarını gündeme getirme ve kentin tanıtımı noktasında önemli bir rolü var medyanın. Bu haliyle takdir görüyor. Türkiye’de kutuplaşmış siyasetin kentimizdeki gazetecilere de olumsuz yansıması var. Medya kuruluşlarının politikaları nedeniyle bünyesinde çalıştırdıkları gazetecilere o politikaları benimsemeyen kişilerin bakışı da olumsuz oluyor.

Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?

Dezenformasyonla mücadele yasası çok konuşuldu, tartışıldı. Bazı kesimlerce ‘sansür yasası’ olarak adlandırıldı. İfade özgürlüğü noktasında sakınca doğuran maddelere bizim de itirazımız oldu. Ancak internet haber siteleri ile ilgili düzenlemeyi çok yerinde ve gecikmiş bir düzenleme olarak memnuniyetle karşıladık. İnternet haber sitelerinin resmî ilandan faydalandırılması, yeniden güçlü bir yerel medyaya olanak sağlayacak inancındayım. Yine bu sayede işsiz gazetecilere de yeni istihdam alanları oluşmuş olacak.

Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?

Elbette ki yerel medya daha özgür, ancak yaygın/ulusal medya kadar güçlü değil ve etki alanı daha kısıtlı.

Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?

Ciddi anlamda mesleğimizin itibarı, işleyişi ve basın mensuplarının haklarının korunması için kapsamlı bir meslek yasasına ihtiyaç var. Basın ve ifade özgürlüğü mutlak suretle güvence altına alınmalı.