Otuzuncu oturumda dijitalleşme ve yeni jenerasyon ilişkisi ele alındı
27.10.2020 20:38

Otuzuncu oturumda dijitalleşme ve yeni jenerasyon ilişkisi ele alındı


Haber Üsküdar - Buse Nur Bayram, Hande Serra Keskin, Miray Çetin

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 7.Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi sempozyumunun 30. oturumunda dijitalleşme ve yeni jenerasyon ilişkisi irdelendi. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk'ün moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Gülsüm Damla Aşkın, Müberra Mızıkçı, Öğr. Gör. Cihan Emre Tanç, Orhun Ege Cansaran ve Özgün Evrim Sayılkan, Araş. Gör. Özge Özkök, Dr. Xheni Simaku birer bildiri sundu.  

Gülsüm Damla Aşkın: "Sanal mekân sadece görsel olmaz, tüm duygularla algılanabilir”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden Gülsüm Damla Aşkın, sanal gerçeklik teknolojisi üzerine yazılmış tezleri analiz yaptığı bir çalışmasını aktardı. Aşkın şunları söyledi: "Sanal gerçeklik sanal mekânın içinde hareket edilebilmesini, mekân ve zaman ilişkili gerçeğe yakın bir algı oluşmasını sağlar. Böylelikle sanal mekân sadece görsel olmaz, tüm duygularıyla algılanbilir ve deneyimlenebilir hale gelebilir." Gülsüm Damla Aşkın, sanal gerçeklik konulu tezlere de değindi. sanal gerçekliği konu alan 159 tezin beşinin iletişim alanında olduğunu belirtti. Son olarak, Türkiye’de sanal gerçeklik, mekân ve iletişim bağlamında literatür eksikliğinin olduğunu ekledi. Bu alanda yapılan tezlerin, literatür araştırmasının ötesine geçerek bilimsel verilerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Müberra Mızıkacı: "Z kuşağının dijital ortamlarda en önemli beklentisi aksiyon ve eğlence"

Maltepe Üniversitesi'nden Müberra Mızıkacı, "Z Kuşağının Dijital Ortamlardaki Davranış ve Beklentileri" başlıklı çalışmasını aktardı. Mızıkacı şunları söyledi: "Bu çalışmanın amacı, 1995-2010 yılları arası doğan kuşağı tanımlayan ve Türkiye’de nüfusun yüzde 23’ünü oluşturan Z kuşağının dijital ve kitlesel iletişim ortamlarındaki davranış ve beklentilerini değerlendirmektir. Çalışmaya, bir özel ilköğretim okulunda öğrenim gören, 2002-2011 yılları arası doğumlu 126 öğrenci katılmıştır. Öğrenciler 31 sorudan oluşan bir anket formu doldurmuşlardır. Anket formunda öğrencilere cep telefonu, bilgisayar, tablet sahibi olup olmadıkları, bunları kullanma süreleri, bu cihazlardaki kullandıkları uygulamalar ve televizyon-sinema gibi kitlesel iletişim kanalları ile ilgili beğeni ve beklentileri sorulmuştur. Z kuşağı büyük oranda dijital iletişim araçları ile iletişim kurmaktadır. Daha az oranda sinema ve televizyon gibi ortamlarda bulunmaktadırlar. Her iki ortamdan da beklentileri daha fazla aksiyon ve eğlencedir."

Cihan Emre Tanç: "Dijital dönüşüm artık dünyanın en önemli gerçeği"

İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Cihan Emre Tanç, "Web 1.0’dan Web 4.0’a Emeğin Dönüşümü ve Dijital Kölelik" kölelik başlıklı sunumunda Web 1.0 sürecini insan etkileşimi olmadığından dolayı 'pasif internet dönemi' olarak adlandırdığını söyledi. Web 2.0'ın ikinci nesil olduğunu ve ilk nesile göre daha küresel kalabalıklar içinde sosyal etkileşimlere olanak sağladığını; Web 3.02ın ise bireyselleştirilmiş internet dönemi olduğunu, arama motorlarının daha akıllı bir hale gelerek bizim aslında ne aramak istediğimizi anlayabilen bir sistem olduğunu belirtti. Dijital dönüşümün bir sonucu olarak ticaretin de dönüşüm geçirdiğini söyleyen Tanç, yaptığı araştırmaya ilişkin şunları söyledi: "Bu araştırmanın önemi, Türkçe literatürde web 4.0’a dair kaynaklara tarihsel ve ekonomik bir perspektifle bakan bir araştırma olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra, problem kısmında da belirtildiği gibi, dijital köleliğin evrileceği noktada hangi alternatif dijital iletişim yaklaşımlarının ortaya konulması gerektiği hem günümüz hem de gelecek açısından önemli bir katkı olarak gözükmektedir."

Orhun Ege Cansaran:”Youtube katıl butonu,Twitch yayınlarıyla rekabet yaratmak amacıyla uygulanmaya kondu.”

Ankara Üniversitesi Orhun Ege Cansaran, Özgün Evrim Sayılkan'la birlikte hazırladıkları bildiriyi sundu. Orhun Ege Cansaran, "Dijital Emek Bağlamında Katılımcı Kültür Tartışmaları” başlıklı çalışmalarını anlatırken ilk olarak dijital emek sömürüsüne değindi. Dijital emeğin, kapitalist üretim modellerinde iş dahilinde yer almayan kültürel faaliyetler ile sağlanan sosyal medya katılımları olduğunu söyledi. dijital emeğin üretim alanı olan sosyal medyadan söz etti, Youtube ile Twitch arasındaki rekabete değindi. Cansaran şunları söyledi: "Çalışma kapsamında dijital emek sorunsallaştırılmakta ve YouTube 'Katıl Butonu' üzerine vaka çalışması yapılarak çalışmanın teorik temeli örneklendirilmektedir. Katıl Butonu’nu yakın zamanda Türkiye’de de aktifleştiren YouTube, tekelleşen geleneksel medyanın bir sonucu olarak yeni medya platformlarının içerik üretimi ve tüketimi bakımından yükselişinden faydalanmaktadır. Bu noktada YouTube Katıl Butonu, izleyicinin üretimdeki katılımını artırırken dijital emeği gönüllülük esaslı bir sömürünün öznesi haline getirmektedir."                            

Xheni Simaku: "Z kuşağı hazcı bir kültüre sahip"

İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden Dr. Xheni Simaku, “Netflix and Chill: An Analysis of Turkish Generation Z Viewers on the New Hedonistic Product” (Birlikte Netflix İzlemek: Z Kuşağı Türk İzleyicilerin Yeni Hazcı Ürün Hakkındaki Deneyimleri) başlıklı bir bildiri sundu. Simaku, Netfix and Chill deyiminin yeni türden bir kültürel beğeniyi vurguladığını ve tüketimin duygusal yönünün daha görünür hale geldiğini savundu. Simaku, Türk öğrencilerin Netflix dizilerini baştan sona bitirene kadar izleme pratiğindeki hazcı davranışları gözlemleyen bir araştırma yaptığını ifade etti. Araştırma için dört farklı odak grubu belirlediğini ifade eden Xheni Simaku, Z kuşağı izleyicilerin daha hazcı bir kültüre sahip olduklarını söyledi.  

Arş. Gör. Özge Özkök: "Yapay zekâ birçok sektörde kullanılıyor"

İstanbul Kültür Üniversitesi'nden Arş. Gör. Özge Özkök, Dr. Öğr. Üyesi Ceren Bilgici Oğuz'la birlikte hazırladıkları "Yapay Zekâ Temelli Sistemlerin Geliştirilmesinde Sosyal Bilimlerin Rolü" başlıklı çalışmayı aktardı. Özge Özkök, yapay zekâyı, makinaların insanların gerçekleştirdiği işleri gerçekleştirme becerisi olarak tanımladı.Yapay zekânın birçok sektörde kullanıldığını vurguladı. Kişileştirilmiş reklam ve pazarlama hizmetleriyle yapay zekânın ilişkili olduğunu belirtti. Bu çalışmada, sosyal bilimler ve mühendislik altyapısına sahip, yapay zekâ ve yeni medya alanlarında çalışan akademisyen ve profesyonellerle gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yaptıklarını ifade etti. Konuşmasının sonunda, "Sosyal bilimlerin yapay zeka sistemlerindeki rolünü gerçekleştirmesindeki temel amaç, yapay zeka altyapısıyla çalışan sistemlerin günümüz toplumu üzerinde etkisini incelemektir" dedi.