
Popüler kültürün gölgesinde kimlik arayışları
Haber Üsküdar: Bünyamin Aygün
Popüler kültür, bireyin kimliğini inşa ederken aynı zamanda onu dönüştürüyor mu? Bir zamanlar sadece gençler arasında geçici bir heyecan olarak görülen popüler kültür, artık sosyal medya sayesinde yalnızca zevkleri değil, kimlikleri, değerleri ve hatta konuşma biçimlerini bile şekillendiren bir güç haline geldi. Sanatçı Özdemir Erdoğan, akademisyen Dr. Berat Dağ ve sokaktan konuştuğumuz vatandaşlar bu soruya farklı cevaplar veriyor. Sosyal medya, moda, yapay zekâ ve dijital kültür gibi araçlarla şekillenen yeni popülerlik anlayışı, kimimizi özgürleştiriyor, kimimizi biçimlendiriyor. Herkes konuşuyor ama sorular hâlâ açık, bu kültür bize mi ait, yoksa bize yöneltilen bir tasarım mı?
Her biri farklı yerden konuştu ama ortaklaştıkları bir şey var, popüler kültür artık sadece eğlence değil, bir yönlendirme gücü. Peki bu yön, bireyi özgürleştiriyor mu yoksa kalıplara mı sokuyor? Bu kültürel dönüşümün birey ve toplum üzerindeki etkilerini anlamak için her kesimden vatandaşa sorular sorduk.
Özdemir Erdoğan: “Popüler kültür, emperyalistlerin elinde şekilleniyor”
Sanat yaşamında 70 yılı geride bırakan usta müzisyen Özdemir Erdoğan’a göre, popüler kültür sandığımız kadar masum değil. Erdoğan şunları söylüyor: “Güdümlü bir kültürdür bu. Çeşitli iletişim kaynaklarını ele geçiren emperyalistler neyin popüler olacağına karar verir. Moda yaratılır, modanın sanatçısı olur. 75 yıldır bunu yapıyorlar. NATO’ya girişimizle birlikte bu kültür Türkiye’de işlemeye başladı.” Erdoğan’a göre moda, tüketimle değil, ideolojik yönlendirmeyle ilgilidir. Kültürel beğeni gibi görünen şeylerin ardında stratejik bir yönlendirme olduğunu da düşünüyor.
Dr. Berat Dağ: “Kültür hem yön verir hem inşa eder”
Konuyu sosyolojik çerçeveden değerlendiren Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Berat Dağ ise popüler kültürün yalnızca dışsal bir yönlendirme değil aynı zamanda toplumsal katılımın da bir sonucu olduğunu belirtiyor. Dr. Dağ, “Popüler kültür, bireylerin kimliğini etkilediği ölçüde, bireyler arası etkileşimle birlikte yeniden inşa edilir. Bireyin farkındalık düzeyine göre bu kültür baskı da yaratabilir, özgürleştirici bir zemin de sunabilir” diyor.
Dr. Dağ’a göre burada belirleyici olan şey bireyin kendisini nasıl konumlandırdığı. Tek tip insan modeli kadar yeni direniş ve yaratıcılık alanları da bu kültürün içinden çıkıyor. Moda ve sosyal medya insanları görünmeden değiştiriyor.
“Saatlerce reels izliyorum”
Tam bu noktada görüşlerine başvurduğumuz 24 yaşındaki üniversite öğrencisi Elif, popüler kültürün yaşamına nasıl nüfuz ettiğini şöyle ifade ediyor, “Instagram’da ne popülerse ister istemez hayatına giriyor. Eskiden kitap okuyordum, şimdi saatlerce reels izliyorum. Giydiğim şey bile orada gördüklerime göre değişiyor.”
“Yapay zekâyla sanat olmaz”
Popüler kültürün güncel biçimi olan “yapay zekâ trendi”ne de eleştirel yaklaşan Özdemir Erdoğan, teknolojinin insan yaratıcılığına zarar verdiği yönündeki endişelere dikkat çekerek, “Bugün yapay zekâ modası çıktı. Bu teknoloji mi, moda mı, karar verin. Ama sanat ve sanatçı yapay zekâ ile olmaz. Ben yapay zekâ değilim. Allah’ın bana verdiği ölçüde üretirim. Sanat, doğanın içinden gelir” diye konuşuyor.
“Mesele popüler kültür değil, bireyin bu kültürle kurduğu ilişkidir”
Sanatçı Özdemir Erdoğan’ın bu eleştirisini yapısal bir bağlama oturtan Dr. Berat Dağ şunları söylüyor: “Popüler kültürün kimlikler üzerindeki etkisi, çoğu zaman tek boyutlu bireyler yaratıyor. Ama aynı kültürün içinde alternatif sesler de yükseliyor. Bu yüzden mesele popüler kültür değil, bireyin bu kültürle kurduğu ilişkidir.”
Kültürel etkilerin sadece yozlaştırıcı değil yaratıcı yanları olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Dağ, “Popüler kültür, bireyin kimliğini etkileyen bir yapı olduğu kadar, bireyler arası etkileşimle de yeniden inşa edilir. Gençler sosyal medyada öznelleşiyor ama aynı zamanda yeni direniş biçimleri de geliştirebiliyorlar. Popüler kültürle birlikte demokratik bir dil gelişebileceği gibi, tahakküm kuran bir dile de evrilebilir. Her şey bireyin farkındalık düzeyine bağlı.”
“Beğeni almazsam sanki görünmez oluyorum”
17 yaşındaki lise öğrencisi Nursena sosyal medya kültürünün psikolojik baskısını şu sözlerle dile getiriyor: “Arkadaşlarım beğeni almadıklarında moralleri bozuluyor. Bir fotoğraf yüklemesem sanki görünmez olmuşum gibi hissediyorum. Ama paylaşmasam da dışarıda kalmış gibi hissediyorum.”
Herkes aynı kültürde farklı şekilde var olmaya çalışıyor. Popüler kültür, yalnızca bir eğlence ya da moda meselesi değil. Sanatçısından akademisyenine, öğrencisinden tekstil işçisine kadar herkes bu kültürün etkisi altında. Ancak herkesin etkilenme biçimi farklı. Kimi direniyor, kimi kabulleniyor, kimi sorguluyor. Kültürel kalıplar hızla değişiyor ama soru değişmiyor: Bu kültür bizim kültürümüz mü, bize dayatılan kültür mü?