Esaretten fotoğrafçılığa
Haber Üsküdar - Bünyamin Aygün
Birinci Dünya Savaşı’nda Sina Cephesi'nde İngilizlere esir düşen Osmanlı subayı Ahmet İzzet Bengüboz’un yıllar sonra ortaya çıkan fotoğraf arşivi sergilenmeye başladı. Bengüboz’un esirken İngilizlerden öğrendiği bu sanatı memleketine döndükten sonra da devam ettirmesi Türk fotoğrafçılığı alanında yeni bir sayfa açtı.
Ahmet İzzet Bengüboz, Birinci Dünya Savaşı’nda Sina Cephesinde esir düştükten sonra, İskenderiye’deki bir esir kampında üç yılda hem İngilizceyi hem de fotoğrafçılığı öğrendi. Savaşın bitmesiyle memleketi Mudurnu’ya dönen Bengüboz, burada Nüfus Müdürlüğü’nde görev yaparken, fotoğraf çekmeye devam etti. O yıllardaki fotoğrafçıların çok ötesinde bir bakışa ve perspektife sahip olan Ahmet İzzet Bengüboz, Cumhuriyetin ilk yıllarında hem toplumsal dönüşümü hem de sosyal değişimi objektifine yansıttı.
Arşiv yıllar sonra ortaya çıktı
Ahmet İzzet Bengüboz’un gazete kâğıtlarının arasına sararak çatı katında sakladığı cam filmleri yıllar sonra torunu tesadüfen buldu. Bu fotoğraflar sayesinde Bengüboz, adını Türk fotoğrafçılığı tarihine yazdırdı. Bengüboz'un günümüze ulaşmış bin dört cam negatiften oluşan arşivi Koç Holding bünyesindeki Bilkom şirketi tarafından renklendirilerek dijital ortama taşındı. Negatiflere Kültür ve Turizm Bakanlığı sahip çıkarak koruma altına aldı.
Bu proje sayesinde, Cumhuriyet'in ilk on yılına ait bayram kutlamaları ve sosyal dönüşümü belgeleyen fotoğraf arşivi, dijital teknolojiler ve yenilikçi uygulamalarla geleceğe taşınıyor.
Ahmet İzzet Bengüboz'un arşivinden bir aile fotoğrafı.
Ahmet İzzet Bengüboz'un arşivinden bir fotoğraf karesi.
Ahmet İzzet Bengüboz'un arşivinden, dönemin ortaokul öğrencileri.
Ahmet İzzet Bengüboz'a dikiş makinesi ile poz veren bir aile fotoğrafı.
Genç kadın, Ahmet İzzet Bengüboz'a poz vermiş.
Ahmet İzzet Bengüboz'a masa başında mikroskobu ve kitaplarıyla poz veren bir hükümet tabibi.