Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cemal İncesoyluer: Devletin gazeteler özelinde daha teşvik edici olması gerekir
Haber Üsküdar – Burhan Mikdan
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cemal İncesoyluer ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?
1961 Tokat doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Tokat’ta tamamladım. İstanbul Üniversitesi Kamu Yönetimi’nden terkim. 1979 yılında musahhih (düzeltmen) olarak İstanbul’da gazeteciliğe başladım. 16 yıl boyunca İstanbul’da çeşitli gazetelerde çalıştım. Tokatta 4 yıl boyunca rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun basın danışmanlığını yaptım. Burada yerel gazetede yazı işleri müdürlüğü yaptım. Halen Tokat Gazeteciler Cemiyeti başkanıyım, hem de Milli İrade gazetesinin genel yayın yönetmeniyim. Aynı zamanda Tokat’ta yayımlanan Kanal 101 haber portalının yayın yönetmeniyim.
Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?
Tokat Gazeteciler Cemiyeti 15 Mayıs 2000 tarihinde kuruldu. O günden bugüne tabii ki başkan değişimleri oldu. Ben şu an ikinci dönemimi tamamlamak üzereyim. Aynı zamanda Tokat Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun ve Türkiye Basın Vakfı’nın üyesidir. Ben Türkiye Gazeteciler Federasyonu genel başkan yardımcısı olarak da iki dönemdir bu görevi yapmaktayım. Bütün gazeteciler cemiyetleri mesleki dayanışmayı sağlamak, sahada veya yazarlık olarak televizyon ve radyo da buna dahil olmak üzere bu insanların tıpkı sendikalar gibi sosyal haklarını korumak, dayanışmayı sağlamaktır. Bu düzlemde tıpkı diğer gazeteciler cemiyetleri gibi Tokat Gazeteciler Cemiyeti de Türkiye’de bu faaliyetleri sürdürmektedir. Bir cemiyet üyesi haksızlığa uğradığı zaman bu duruma karşı tepkisini ortaya koymaktadır. TGC’de şu anda 104 üyemiz bulunmaktadır.
Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda TGC’de bu faaliyetler özelinde söylenebilecek en büyük sorunumuz gazetecilerin gelirleri dolayısıyla çok zor durumda olmalarıdır. Bu sorunlar karşısında ise adımlar atılması gerekmektedir. Ek gelir elde etmeden bir gazetecinin geçimini sağlaması çok zor bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sorunun en büyük nedeni de büyük popülasyona sahip illerdeki gazete ve televizyonların özel reklam almaları kolayken diğer, popülasyonun az olduğu bölgelerde özel reklam alınması pek de mümkün olmamaktadır. Birçok gazetemiz mevcut. Günlük, haftalık ve aylık olarak değişiyor sayıları. Vasıflı gazete dediğimiz, resmi ilan alan 2 gazete mevcut, günlük gazete basımı yapan. Haricindeki toplamı söylemem gerekirse 14-15’i buluyor. Site konusunda ise mevcutta 12-13’e yakın bağımsız haber sitesi mevcut. Şehrimizdeki gazeteciliği bütün Anadolu şehirlerinde olduğu gibi vasat buluyorum. Neden vasat sorusuna ise cevabım şu. Ekonomik özgürlüğü kazanma noktası yani devletin ciddi bir katkısı olmaması hususunda insanlar kendilerini geliştiremiyorlar. Genel anlamda iletişim fakültesi mezunu muhabirler çok az bulunuyor. Daha çok alaylı dediğimiz sistemdeyiz. Alaylı dediğimiz sistem ise marangozda tornacıda çalışan bir anda aklına gazetecilik yapayım diye geliyor ve 1 yıl elinde fotoğraf makinesi ile kendisinden daha tecrübeli muhabirlerden öğrendiği habercilikle muhabirlik yapmaya çalışır. Bütün Anadolu’daki yerel gazete muhabirleri için söylüyorum, yüzde 80’i haber formatı konusunda fazla bir fikirleri yok ve bu duruma kafa yordukları da yok. Mevcut, haberde 5N1K sistemi vardır ama 19 tane de bağlaç vardır. Bu bağlamda yerel gazetelere bakıldığında ‘dedi, söyledi, konuştu’ tarzındaki 3 tane bağlaçla haber yapmaya çalışmaktadırlar. Hatta ve hatta tek bağlaçla haber yapanlar da vardır. Bu rahatsız edici bir durumdur. Şahsen gazetecilerin, ben daha iyi olayım diye kendilerini geliştirici ne eğitim ne seminer konusunda herhangi bir çabalarının bulunmaması çok üzücü bir durumdur.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Şehrimizdeki ve diğer illerdeki en büyük sorun gazetelerin gelirlerinin az olmasıdır. Daha öncesinde de ifade ettiğim gibi bu konuda devletin gazeteler özelinde daha teşvik edici olmasıdır. Cemiyet olarak da bu konu ile ne kadar uğraşmak ve bir sonuç elde etmek istesek de devlet tarafından alınan kararlarda bir etki sağlayamıyoruz. Harici olarak bilgisi yetersiz olan gazeteci üyelerimize seminerler yapıp onları daha yeterli seviyelere getirmeyi amaçlıyoruz ancak bu eğitimlerimize de yeterince katılım sağlayamıyoruz. 104 üyemize bunu yapmak isterken 27 kişi ancak katılabiliyor.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
Türkiye Gazeteciler Federasyonu başkan yardımcılığı yaptığım için bütün Anadolu’daki yerel medyayı takip ediyorum. Genel anlamda olumlu yönlerinden çok bir önceki soruda da cevapladığım gibi eğitime katkısızlığın ve kendini geliştirmemenin sonuçlarıdır. Yabancı ülkelerdeki şov türü muhabirlik yapma amacı güdülen bir medyaya dönüşmüş durumdayız. Oysaki kendimize özgü bir röportaj ve gazete muhabirliği tarzımızı geliştirmek hem tavır ve duruş olarak hem de gazeteci olarak kalitemizi ortaya koymamızı sağlar. Ancak günümüz gazeteciliğinde bu pek söz konusu değil. Herkes birbirini taklit edip, kopya bir muhabirlik anlayışı ortaya çıkmakta. Halkın gazetecilere bakış biçimi hususunda ise önceden sıkıntılıydı ancak şu anda yeterinde itibarlı görünüyor.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?
5 yıl önce gazetelerin birleştirilmesinden sonra ilimizdeki birçok gazete ya kapatıldı ya da birleştirilmek zorunda kaldı. Bu bağlamda gazetelerin çok daha iyi içerik çıkartması ve resmi ilanların daha sağlıklı bir biçimde dağıtılması hedefi birçok gazeteyi ve gazete muhabirlerini işsiz bırakmıştır. İlimizdeki birçok gazete arasından da mevcutta sadece ikisinin resmi ilan alması bu durumun hem özeti hem de üzücü kısmıdır. Bağımsız bir gelir ile gazetelerin tutunması çok zor bir durumdur. Bu konuda takdir ettiğim tarz ise Amerika’daki gazetecilik anlayışıdır. Gazetelerin önünün kapatılması değil sürekli teşvik ve destekler ile çok sağlam bir haber ağına sahip olan Amerika gazeteciliğinin bu konuda örnek olabileceğini savunuyorum.
Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Türkiye’deki basının özgür olduğunu düşünmüyorum. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, demokrasi yolculuğu yapan ülkelerde medya kafası koparılması gereken bir kuruluş olarak görülür. Kuşatılması gereken bir kuruluş olarak görülür. Bu sebeple medyanın özgür olduğunu düşünmüyorum. Yerel medya daha küçük bölgelerde olduğu için etkileri çok daha büyüktür. Yerelde görülen ahbap çavuş ilişkileri ulusalda gözlemlenmez.
Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır?
Sizler yeni gazeteciler olarak sürekli kendinizi geliştirmeyi amaçlamalı ve kendinize yeni vasıflar katmalısınız. Medyanın, yasama, yürütme ve yargı adlı üç büyük gücün yanındaki 4. büyük kuvvet olarak vasfını koruması amacını sizlerin de korumasının farkında olmanızı istiyor, öncelikle size bu ödevi veren Prof. Dr. Süleyman İrvan’a ve ardından öğrencilerine başarılar ve sevgiler diliyorum.