Üsküdar İletişim'de düzenlenen haber atölyesine yoğun ilgi
20.12.2023 19:57

Üsküdar İletişim'de düzenlenen haber atölyesine yoğun ilgi


Haber Üsküdar

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü tarafından “Haber Atölyesi Günleri” etkinliği düzenlendi. İki gün süren etkinliğin moderatörlüğünü serbest gazeteci Burak Altınok yaptı. Etkinliğin açılış oturumunda NewsLab Turkey Yönetici Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, Türkiye'de gazetecilik krizini irdeleyen bir konuşma yaptı. Ardından Gaye Şeyma Can, adliye haberciliği; Çağla Üren, teknoloji haberciliği; Ceren Bala Teke ve Songül Karadeniz teyitçilik üzerine atölye çalışmaları yaptılar.   

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü’nün düzenlediği etkinlikte, iki gün boyunca farklı habercilik alanlarında yer alan sektörün önemli isimleri öğrencilere tecrübelerini aktarırken aynı zamanda haber atölyeleri düzenleyecek. Atölyenin birinci gün konukları NewsLab Turkey Yönetici Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, Anka Haber Ajansı Adliye Muhabiri Gaye Şeyma Can, Independent Türkçe editörü Çağla Üren ve T24 Gece Editörü Ceren Bala Teke ile bağımsız teyitçi Songül Karadeniz oldu.

Dr. Sarphan Uzunoğlu: "Gazeteciliğin en önemli sorunu, sürdürülebilir bir iş kolu olarak görülmemesidir"

NewsLab Turkey Yönetici Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, Türkiye’deki gazetecilerin sorunlarına ve gazetecilik mesleğine olan yanlış bakış açılarına değindi. Uzunoğulu, “Ben buraya yedi yıl önce gelmiştim. O zaman Yeni Medya ve Gazetecilik’ti bölümün adı. Aradan geçen 7 yılın ardından yeni kavramı da çok değişti çünkü inanılmaz farklı trendlerle karşılaşıyoruz artık. Türkiye’de gazetecilerden ve gazetecilikten beklentiler de bu süre içinde dramatik bir şekilde değişti. Toplumun gazeteciden olan talebinde de önemli bir değişiklik oldu. Bu toplumla haber arasındaki ilişkiyi basit bir arz talep ilişkisine indirgeyemeyiz. Biz NewsLab Turkey olarak bir tür ürün odaklı perspektif ve gazetecilik anlayışına sahibiz. Türkiye’de yaşanan gazetecilik krizinin sadece iddia edildiği gibi ifade özgürlüğü krizinden ibaret olmadığını, politik kriz olduğunu ve her şeyden önce anti teknoloji kuşağının gazetelerin yönetiminde olmasına dayalı bir kriz olduğunun her seferinde altını çizmeye çalışıyoruz. Gazeteciliğin netice olarak en önemli sorunu şu an sürdürülebilir bir iş kolu olarak görülmemesidir. Gazetenin serüvenini sadece editöryal alana kısıtlarsanız ortaya tam anlamıyla bugün Türkiye’deki gazetecilik endüstrisinin hali gibi bir hal çıkıyor. Haberi ürün olarak görmemek bence sektörel bir yanılgı ve bu yanılgıyı ne yazık ki en fazla gazeteciler yapıyor. İnsanlara göre bir gazeteyi satın alabilecek olanlar siyasi partiler asla okur ya da insanlar değil. Bu oda da bile muhtemelen bir çoğunuz belki gazeteciliği ve gazeteyi kutsal iş veya ürün olarak göremiyorsunuz. Habere harcanan para çok az. Türkiye’de gazeteci cemiyetleri kendi akrabası olan çaycılarını gazeteci olarak gösteriyor ama gazetecileri telifli çalışan olarak gösteriyor. Böyle temel bazı problemler var” şeklinde konuştu.

 

Gaye Şeyma Can: “Zorlu iletişim bize sıkıntı yaratıyor”

Anka Haber Ajansı Adliye Muhabiri Gaye Şeyma Can, konuşmasında adliye muhabirliğinin nasıl olması gerektiğini anlattı. Can, “Haber kaynaklarımız avukatlar. Bazen onlar bize ulaşıyor bazen de biz onlara. Asayiş takibi ve duruşma salonları gezmek bu işin en zor kısmıdır. Saat dokuz gibi adliyeye gideriz, orada da yarış vardır. Davalara ve suçlulara bakıyoruz bu önceden haberlere yazılmış mı diye. Derin araştırmalar yapmamız lazım. Yaşadığımız sorun bütün adliye muhabirleri duruşmaları takip eder. Herkes aynı salondadır ve son dakika haberi vermesi gerekir. Aynı zamanda bu haberin de doğru olması gerekir. Eğer yanlış bilgi verirseniz ya da geç söylerseniz sizin için sıkıntı olabilir. Sonra duruşma bitiminde hemen adliye binasında bulunan basın odasına gidip haberi yazmaya başlarız. Bazı durumlarda hakim basın mensuplarını dışarıya alalım diyebiliyor. Bu durumlarda yapabileceğimiz bir durum yok, yazdığımız habere bunu not düşeriz” ifadelerini kullanan Gaye Şeyma Can konuşmasına nasıl tutanak alınacağı ve bu prosedürlerin nasıl ilerlediği hakkında bilgiler vererek devam etti. Can “Duruşma sonucunda yazılan tutanaklara erişimimiz yok, bunun için avukatlara başvururuz. Yargılama süreci prosedürü şöyledir: Savcı olay yerine gider, delilleri toplar ve iddianame hazırlar. Kimlik tespiti yapılır. Sanık savunmasını yapar, sorulan soruları cevaplar sonra avukatı konuşur. Sonunda her şey tutanağa yazılır ve biz de adliye muhabirleri olarak bu tutanağa erişmeye çalışırız. Bu noktada iletişim becerilerimizi iyi kullanmamız gerekiyor. Kendinizi iyi ifade ederek tutanağı almanız lazım. Zorlu iletişim bize sıkıntı yaratıyor. Bu konuda kendimizi geliştirmemiz lazım” dedi.

 

Çağla Üren: "Teknoloji haberleri okuru yanıltmamalı"

 

Independent Türkçe Editörü Çağla Üren konuşmasında teknoloji gazetecisinin ne yapacağından bahsetti. Üren “Teknoloji gazetecisi ne yapar? Diğer gazetecilerle aynı şeyi yapar yani 5N 1K kuralını uygular. Bir teknoloji nasıl sunulmalı derseniz birinci olarak haberin başlığı ile içeriği çelişmemelidir. İkinci olarak ise yalan haberdir. Yeni teknolojik ürünlere yaklaşımlar yanlış. Örneğin NFT (Non-Fungible Token) anlaşılması zor bir kavram. Bilinen gazeteciler ve ünlüler tweetlerini satıp bundan elde ettikleri gelirlerle de bağış yaparak kendi tanıtımlarını yaptılar. Blok zincirlerde sahiplik durumudur bu anlattıkları ama bu tweet satmak gibi değil. Bunu yaparken ne kendileri anladılar ne de bize anlatabildiler” ifadelerini kullanan Üren, konuşmasına dilin önemine vurgu yaparak devam etti. Üren, “Öncelikle İngilizce öğrenin. Türkçe bir aktarımdır, çeviri metinlerde biz başkasının aktarımlarını okuyor veya dinliyoruz. İngilizce çevirirken hata yapıyoruz. Ben de yapıyorum bu hatayı. Editörler her şeyi habere almak istiyor bu yüzden sizin haberin özünü iyi anlayıp ondan sonra çevirmeniz, okuyucuya iyi aktarmanız gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

Ceren Bala Teke: "Teyitçilikte bağımsızlık çok önemli"

T24 Gece Editörü Ceren Bala Teke ile bağımsız teyitçi Songül Karadeniz konuşmalarında teyitçilik ve gazeteci ile teyitçi arasındaki farkların neler olduğuna değindiler. Ceren Bala Teke “Teyitçilik sürecinde bağımsızlığın çok önemi var. Örneğin devlet güdümünde bir medya kuruluşu teyit yapamaz. Teyit yaparken bağımsızlık çok önemlidir. Doğruluk ve güvenilirlik hem gazetecilik hem de teyitçilik için çok önemlidir. Doğrulama sürecine ortak bağlamda gazeteciler ve teyitçiler katılıyor. Her iki meslek de güçlü araştırma becerilerine sahip olmayı gerektiriyor. Araştırma yaparken tersine görsel ve haber aramak gibi çeşitli yöntemler kullanabiliriz. Her iki meslekte de iletişim becerilerinizin kuvvetli olması lazım. Örneğin AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) İç İşleri Bakanlığı ya da köy muhtarlığı gibi kurumları arıyoruz. Buralarda iletişimimizi iyi kuramazsak bilgiyi alamamış oluruz’’ dedi.

 

Songül Karadeniz, gazeteci ile teyitçi arasındaki farklara değindi: “Gazeteci ve teyitçi arasındaki farklara bakacak olursak, teyitçinin direkt bilgiyi teyitleyip doğru bilgiyi sunmakta olduğunu görüyoruz. Evet gazeteci de böyle yapmakta ama aralarında kapsam ve amaç farkları var. Bir diğer fark ise zamanlama. Zamanlama gazetecilikte müthiş bir yarıştır. Bazen birden fazla kişiye aynı haber geliyor ve bu durumda hız çok önemlidir. Teyitçilik sürecinde ise zamanlama yok, sadece bazı durumlarda yanlış bilgi çok yayılıyor ve yanlış bilgi yayılmasın diye hızlı davranmamız gerekebiliyor. Teyitçilerin konu yelpazesi çok geniş fakat gazetecilikte belirli bir alan üzerine gitme söz konusu. Yani belirli alanlarda olursunuz ekonomi, siyaset vs. ama teyitçilikte bu yoktur. Gazetecilikte genel olarak ekip çalışmasına uygun olmak gerekiyor ama teyitçilikte ekip yelpazesi çok dar hatta sadece büyük olaylarda iki kişi takip eder. Genelde ise tek kişi olunur” şeklinde konuştu.

 

Etkinlik konuşma ve sunumların ardından yapılan atölye etkinlikleri ile devam etti. Bu etkinliklerde katılımcılar anlatılan konularla ilgili haberler yazdı. Ardından soru cevap kısmına geçildi ve hatıra fotoğrafı çekilerek etkinliğin birinci günü tamamlandı.