Engel değil engeller var!
10.08.2023 19:41

Engel değil engeller var!


Haber: Melisa Duygun

Fiziksel engelli vatandaşlar sıklıkla kendi engellerinden çok önlerine çıkarılan engeller nedeniyle zorluk yaşadıklarını belirtiyorlar. Bu durumu daha yakından görebilmek adına tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren Cansu (13) ve annesi Suna Demirok (37) ile bir gün geçirdik, karşılaştığımız engelleri fotoğrafladık.

Fiziksel engeli nedeniyle yürüyemeyen on üç yaşındaki Cansu'nun hayattan kopmasını istemeyen anne Suna Demirok, tekerlekli sandalyesi ile kızını sık sık sokağa, markete ve parka gitmek için dışarı çıkarmaya çalışıyor. Ancak Suna Hanım'ın söylediğine göre Cansu’nun hayatına engel olan sadece hastalığı değil. Günlük hayatını yaşarken asansörü olmayan binalar, dik yokuşlar ve en çok da kaldırımdaki engeller anne ve kızın günlük yaşamını zorlaştırıyor. Cansu ve ailesiyle bir gün geçirerek onların yaşadıkları zorlukları yakından görmek istediğimizi söylediğimizde sevinçle kabul ediyorlar. Anne Suna Demirok sorunlarının yeterince görünür olmadığını söylüyor. İlk zorluğumuz ise ilk adımda, yaşadıkları binada kendini gösteriyor. Kapıdan çıkar çıkmaz bizleri dar bir merdiven karşılıyor, binada asansör yok. Cansu’nun engeli onun yürümesine izin vermediği için annesi onu sırtında taşıyarak indirip çıkarıyor. Suna Demirok, her gün birkaç kez kızı Cansu’yu sırtına alarak merdivenleri tırmandığını söylüyor.

Merdivenlerden inip yola koyulduğumuz sırada bizi dik bir yokuş karşılıyor. Tekerlekli sandalye ile yokuşu aştık derken bu sefer de kaldırımdaki engellerle karşılaşıyoruz. Günlük yaşamda neredeyse hiç dikkatimizi çekmeyen kaldırım üzerindeki küçük engeller Suna Hanım ve Cansu için aşılamaz dağlara dönüşüyor. Karşılaştıkları pek çok engelde yollarını değiştirmek zorunda kalıyorlar. Üstüne bir de bozuk yollarda arabanın tekeri sürekli bir yerlere takılıyor. Dik yokuştan çıkarken çok zorlanıyorum diyen Suna Demirok, kaldırımların ortasında duran ağaç ve direklerle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Tabii sorunların en büyüğü olan kaldırıma park edilmiş arabaları da unutmamak lazım. Girdiğimiz bir markette ilk bakışta içimizi rahatlatan engelli rampasının standartlara uygun yapılmadığını anlıyoruz. Rampa o kadar dar ki tekerlekli sandalyenin bir tarafı havada kalıyor.

Engelli yolları aştıktan sonra nihayet otobüs durağına ulaşıyoruz. Gelen ilk otobüse bindiğimiz sırada gördüğümüz tek şey meraklı gözler. Otobüslerde engelli rampası bulunuyor ama araç durduğunda birilerinin rampayı indirmek için yardımcı olması gerekiyor. Anne Suna Demirok’un söylediğine göre çoğu zaman insanlar ya ne yapmaları gerektiğini bilmediklerinden ya da umursamadıklarından yardımcı olmuyorlar. Otobüsteki yolcular engelli rampasını indirmek yerine her zaman olduğu gibi bugün de izlemekle yetiniyorlar. Meraklı gözleri bir kenara bırakıp yolculuğun sonuna geldiğimizde de aynı durumla karşılaşıyoruz. Anne ve kızı tüm engelleri yalnız başlarına göğüslüyorlar.

Şüphesiz engelli olmak her yaşta zor ama çocukken daha zor görünüyor. Bunu en çok da çocuk parkında görüyoruz. Cansu, istediği hiçbir oyuncağa binemiyor. Oyuncakların çoğu engelli çocuklar için uygun değil. Şansımızı salıncakta deniyoruz ancak oradan da mutsuz ayrılıyoruz. Anne Suna Demirok, Cansu’nun gönlünü yapmak için salıncağa binmesine izin veriyor ama kısa sürede salıncakları da kullanamayacağını anlıyoruz. Salıncaklar bacaklarını kontrol etmekte sıkıntı yaşamayan çocuklar düşünülerek yere bir hayli yakın yapıldığı için Cansu’nun ayakları her harekette yere sürtünüyor. Salıncakta yere sürtünen ayakkabılar nedeniyle dengesini kaybedince Suna Demirok kızının düşeceğinden endişelenip panikle atılıp durduruyor. En küçük bir dengesiz hareket ve düşmenin engelliler ve aileleri için ne denli korku verici olduğunu görüyoruz.

Dönüş yolunda aynı engelleri bu sefer tersten aşarak eve dönüyoruz. Suna Demirok ve kızı Cansu alışkın görünseler de karşılarına çıkan her bir engelde tereddütlü hareketlerle etrafından nasıl dolaşacaklarını düşünerek ilerliyorlar. Onların bir gününe tanık olan bizler de hem sağlıklı bir vücudun kıymetini anılıyor hem de yanı başımızda her gün yaşanan bu engelli koşuya yeterince önem verip bir ucundan tutmayı akıl edemediğimiz için utanıyoruz. Engelli vatandaşlarımız gerçekten de kendi engellerinden çok önlerine çıkarılan engellerin zorluğunu yaşıyorlar.